‘Işık hadisesine’ yoğun ilgi! 256 yıl önce yaptırıldı
Siirt'te sabah namazında toplanan vatandaşlar, İbrahim Hakkı hazretleri tarafından 256 sene önce yaptırdığı ışık düzeneği ile güneşin ilk ışınlarının hocası İsmail Fakirullah hazretlerinin başucunu aydınlattığı 'Işık hadisesini' merakla seyretti. Programda Bakan Soylu da yer aldı.
Siirt Tillo'da 257 sene önce İbrahim Hakkı Hazretleri, hocası İsmail Fakirullah hazretleri için yaptırdığı düzenek ile güneşin mezarın başucunu aydınlatması sabah saatlerinde vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.
Türkiye'nin çeşitli şehirlerinden gelen vatandaşlar, 257 sene önce dönemin astronomi dehası İbrahim Hakkı hazretlerinin hocası İsmail Fakirullah hazretlerinin sandukasının başucunu aydınlatması için yaptırdığı ve birkaç sene önce UNESCO Dünya Mirası Listesine eklenen 'Işık hadisesini' seyretmek için Siirt'in Tillo ilçesine geldi.
Vatandaşların etkinliği seyretmeleri için meydana dev led ekran kuruldu. Davetliler, saat 06.17'de günün ilk ışıklarıyla güneşin aydınlattığı türbeye yansıyan hadiseyi çıplak gözle seyretti.
"257 YIL ÖNCESİNİ HEYECANLA TEKRAR BURADA ŞAHİTLİK ETMEK İÇİN BİR ARAYA GELDİK"
Işık hadisesini izlemek için ilçeye geldiğini dile getiren Şakir Özmazı adlı vatandaş, her yıl bu anlamlı olaya tanıklık etmek için ailesiyle beraber geldiklerini söyledi. Özmazı, "Tillo'da seherin vaktinde gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz. 1734 yıl önce İbrahim Hakkı hazretleri hocası İsmail Fakirullah hazretleri adına yaptığı güneş hadisesini 257 yıl öncesini heyecanla tekrar burada şahitlik etmek için bir araya geldik. Hocasına yaptığı bu düzenek bir vefa bir saygı ifadesi olarak ekinoks tarihlerinde 21 Mart ile 23 Eylülde cereyan etmektedir. Tillo'nun isminin anlamı yüksek ruhlar yurdu böyle bir mekanda manevi bir hava teneffüs etmek üzere ve bir araya geldik. Allah'a ne kadar şükredersek azdır" dedi.
"3 YILDIR BURAYA GELİYORUZ"
3 senedir bu manevi atmosferi yaşamak için Gaziantep'ten buraya geldiğini belirten Şehriban Gülerlen adlı vatandaş ise bu yıl gerçekleşen ışık hadisesine bir kez daha tanık olmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi. Gülerlen, "3 yıldır geliyoruz buraya. 2 kez mart ayında gelmiştik. İlk kez eylül ayında geliyoruz. Gayet heyecanlıyız. 257 yıl önce yapılan bir düzeneğe saygı icabı birçok insanın buraya gelmesi tabi ki mutluluk verici bizde ayrıca gururluyuz, heyecanlıyız, sevinçliyiz, mutluyuz" diye konuştu. Türk Kızılay Siirt Şubesi tarafından vatandaşlara çorba ve simit ikramında bulunuldu.
Programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da katıldı.
IŞIK HADİSESİ NEDİR?
18. Yüzyılda yaşamış önemli bir bilim adamı olan İbrahim Hakkı hazretlerinin 18. yüzyılın ortalarında zirvesinde olduğu astronomi bilgisini kullanarak kurduğu sistemle güneşin ekvatora dik düştüğü ve böylece gün ve gecenin eşitlendiği ekinoks günleri 21 Mart ve 23 Eylül'de güneş ışınları, türbe içindeki hocası İsmail Fakirullah hazretlerinin kabri başına düşüyor. 'Işık hadisesi' veya 'Güneş hadisesi' olarak bilinen bu sistem, türbenin restore edildiği 1960'lı yılların başına kadar da çalıştı. Restorasyon sırasında türbenin orijinal yapısında değişiklikler olunca sistem çalışmadı. Daha sonra yapılan çalışmalarla sistem yeniden çalıştırılmaya başlandı. Işık hadisesinin gerçekleştiği türbe, bir büyük ve iki küçük kubbenin örttüğü iki oda, bir hol ile 8 köşeli ve 10 metre yüksekliğinde bir kuleden ibarettir. Her yıl gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylülde 'Işık hadisesi' türbede gerçekleşmektedir. İbrahim Hakkı hazretleri, Tillo'nun 3-4 kilometre doğusunda bir tepe üzerinde harçsız taşlarla bir duvar yaptırır. Halk arasında Kal'at-ül Üstad diye bilinen bu duvarın etkisiyle yeni doğan güneşin ilk ışınları türbenin tümünü gölgede bırakırken, duvarda bulunan 40 ile 50 santimetre ebadındaki pencereden geçen güneş ışınları türbe kulesinin penceresine ve oradan da kırılmak suretiyle türbe penceresinden İsmail Fakirullah hazretlerinin sandukasının başucunu aydınlatmaktadır. İbrahim Hakkı hazretleri, bu sistemle ilgili olarak, "Yeni yılın ilk güneşi eğer hocamın başucuna düşmezse ben o güneşi neyleyim" diyerek hocası İsmail Fakirullah hazretlerine karşı olan saygısını göstermektedir.