Mansur Yavaş'tan belediye çalışanlarına sendika baskısı! "Demokrasi vaatleri" kağıt üzerinde kaldı
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, belediyede kurduğu düzenlen çalışanlarından büyük tepki alıyor. İşçilerin sendikalaşma isteğine yönelik sert tedbirler alan Yavaş ve yönetiminin tutumu çalışanları bezdirdi. TV ekranlarında sendika özgürlüğü getireceğini ifade eden Yavaş'ın bu ikiyüzlü tavrına yönelik eleştiriler çığ gibi büyüdü.
HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkan Vekili Av. Hüseyin Öz, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan işçilere bazı yöneticiler ve amirler tarafından sendika değiştirme baskısı uygulandığını söyledi.
HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkan Vekili Av. Hüseyin Öz, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde işçilere uygulanan sendika değiştirme baskısı ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Sabah gazetesinde yer alan habere göre, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde Haziran ayından buyana 10 bin'in üzerinde emekçinin, bir kısım yönetici ve amirler tarafından yapılan baskı ve tehditler sonucunda sendikalarından zorla istifa ettirilerek, tercihleri dışında sendikalara üye yapıldığını açıklayan Öz yaptığı açıklamada, Mansur Yavaş'ın, bu durumu görmezden gelerek, TV'lerde sendika seçme özgürlüğünden bahsetmesini de hayretle karşıladıklarını kaydetti.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde işçilere yapılan sendika baskısı ve tehditlerinin kamera kayıtlarıyla sabit olduğunu kaydeden Hüseyin Öz, Mansur Yavaş'ın, belediyede çalışan emekçilerin baskı ve tehditle sendika değiştirmeye zorlandığı bir süreçte bir TV kanalında kullandığı, "Bizim mesai arkadaşlarımızdan tek beklediğimiz bir şey var, sendikalarını özgürce seçsinler" şeklindeki sözlerine de tepki gösterdi. Hizmet-İş Sendikası Genel Başkan Vekili Hüseyin Öz, açıklamada Mansur Yavaş'tan Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde işçileri hedef alan baskı ve tehditlere karşı gereğini yapmasını istedi ve şunları kaydetti:
"HAK-İŞ'E ÜYE İŞÇİLERE SENDİKA BASKISI"
"Konfederasyonumuz HAK-İŞ'e bağlı Hizmet-İş, Öz Sağlık-İş, Öz Taşıma-İş ve Öz Güven-Sen üyesi emekçiler, bir kısım yönetici ve amirler tarafından baskı ve tehditle istifa ettirilerek, kendilerinin işaret ettiği sendikalara üye olmaya zorlanmaktadır.
Haziran 2021'den itibaren artırılarak devam ettirilen sendika değiştirtme baskıları sonucunda, 10 binin üzerinde üyemiz baskılara daha fazla direnememiş, sendikasını değiştirmek zorunda kalmıştır. Sendikasını değiştirmeyen üyelerimize yönelik baskı ve tehditler ise, tüm uyarılara ve kamuoyu tepkisine rağmen hala devam ettirilmektedir.
Büyükşehir emekçileri kendilerine yapılan sendikal baskılardan usanmıştır. Emekçilerin aile ve iş huzuru bozulmuş durumdadır. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Yavaş'ın, 24 Ağustos 2021 tarihinde bir TV kanalında kullandığı, baskı ve tehditlere destek mahiyetindeki, "Bizim mesai arkadaşlarımızdan beklediğimiz tek bir şey var, sendikalarını özgürce seçsinler" şeklindeki sözleri, emekçiler ve kamuoyu üzerinde şok etkisi yaratmıştır. Sayın Yavaş, bu inandırıcılıktan uzak açıklaması ile büyükşehir emekçileri ve Ankaralılarla adeta dalga geçmektedir.
Diğer taraftan da "İstesem ben de tek bir sendikayı getirir dikerim hiçbirisi de örgütlenemez" sözleriyle, aba altından sopa göstermektedir. Sayın Yavaş'a, çalışanlar üzerinde baskı uygulayanlara idari ve hukuki işlem başlatacağı yönündeki genelgesi ile "Tüm çalışanlarımızın sendikal tercihlerine saygı göstereceğiz' açıklamasını hatırlatıyor, samimiyete davet ediyoruz. Üyelerimizi hedef alan baskı ve tehditler, bizzat Sayın Yavaş'ın en yakınındaki bir kısım yöneticiler ve amirler tarafından yapılmaktadır. Sayın Yavaş'ın emekçilerden istediği sendika seçme özgürlüğü ise, baskı ve tehdide başvurmak niye?
Belgeleri ve kamera kayıtlarıyla kamuoyuna yansıyan baskı ve tehditleri ne zamana kadar görmezden geleceksiniz. Ankara Büyükşehir emekçilerine yönelik baskıların kimler tarafından, hangi amaçla ve yöntemlerle yapıldığını çok iyi biliyoruz. Baskı ve tehditler, belgeleri ve kamera kayıtlarıyla sabittir. Bir Büyükşehir Yöneticisinin, emekçileri AŞTİ konferans salonunda toplayarak, sözde bir sendikaya geçmeleri yönünde yaptığı baskı, kamuoyuna yansımış, suçüstü yakalanmıştır.
Söz konusu yöneticinin, "Bu arkadaşlara güzellikle anlattık, anlamadılar" sözleri itiraf niteliğindedir. Aynı yönetici, "Bu işyerinde örgütlenme çalışması yaptık. Bunu yaparken arkadaşların bazen incitici olduklarını müşahede ettik" diyerek, baskıyı doğrulamaktadır. Söz konusu kişi, Türk-İş'e bağlı bir sendikayı, Mansur Bey'in çalışma ekibinin huşu içinde çalışacağı sendika olarak işaret etmektedir. Büyükşehir yöneticisi bu şahıs emekçileri tehdit etme cesaretini ner'den almakta, kim adına konuşmaktadır?
Cevap açık ve nettir: 10 bini aşkın emekçinin ikna salonlarında toplanarak tehditle sendika değiştirmeye zorlanması, Sayın Yavaş'ın bilgisi haricinde yapıldığı söylenemez. HAK-İŞ Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımıza üye emekçi kardeşlerimizin iradeleri hiçe sayılarak, hak ve hukuklarını koruyamayacak sözde sendikalara üye olmaya zorlanması, işçilerin demokratik örgütlenme hakkına yönelmiş bir saldırıdır. Bu düpedüz HAK-İŞ'e bağlı sendikaları tasfiye operasyonudur.
Ankara Büyükşehir'de işçinin iradesine, anayasal ve demokratik tercihine müdahale edilerek alenen suç işlenmektedir. Bugün sözde sendikalara piyonluk ve maşalık yapanlar, yarın hukuktan kaçamayacaklar.
Emekçi kardeşlerimizin yanındayız, arkasındayız, biriz ve beraberiz. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Yavaş'ı samimiyete davet ediyoruz.
Kimse kimseyi kandırmasın. Sayın Yavaş, en yakınındaki adamlarına mı söz geçiremiyor, yoksa gözümüzün içine baka baka tiyatro mu oynuyor!?
Baskı ve tehditlerden habersizse, belediyeyi kimler yönetiyor? Bir belediye Başkanı yayınladığı genelgenin, söylediği sözün arkasında durmazsa kim duracak?
Bir belediye başkanı taahhütlerinin aksi istikamette davranış gösterirse belediye emekçileri, kent sakinleri kime güvenecek! Bu tavrı kendisine yakıştıramıyoruz. Bir yöneticiye yakışan, tutarlı olmaktır; bir yönetici önce güven vermelidir. Sayın Yavaş, sözlerinin arkasında durmalı, Büyükşehir çalışanları üzerinde baskı uygulayanlara karşı gereğini yapmalıdır. Aksi halde güvenirliği sorgulanmaya mahkumdur."