Aşıyı geliştiren isim açıkladı! Yerli VLP aşımız için tarih verildi!
Son dakika haberine göre: Türkiye'nin VLP temelli ilk yerli Kovid-19 aşısını eşi Prof. Dr. Mayda Gürsel ile birlikte geliştiren Prof. Dr. İhsan Gürsel'den önemli açıklamalar geldi. Gürsel koronavirüse karşı yerli VLP aşımızın Ocak-Şubat aylarında kullanıma hazır olacağını belirtti.
Türkiye'nin VLP temelli ilk yerli Kovid-19 aşısını eşi Prof. Dr. Mayda Gürsel ile birlikte geliştiren Prof. Dr. İhsan Gürsel aşı karşıtlığı, VLP aşısındaki son durum ve aşılama sürecine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Gürsel "Aşıya olan tereddüt, aşı ve bilim karşıtlığı sadece ülkemizde değil dünyada da artmış durumda. Bu iş o kadar politize oldu. Bir grup insan ne maske takıyor, ne aşı oluyor. Bunun özgürlükle alakası yok. Ben maske takmayarak başkasını öldürme hakkına sahip değilim. Görünmeyen bir düşmana karşı savaşıyoruz. Bu bizim için bir sıkıntı ve herkesin aşı olması lazım. O nedenle Türk aşısını beklemenin bir anlamı yok" dedi.
Türkiye'nin virüs benzeri parçacık (VLP) temelli ilk yerli Kovid-19 aşısını eşi Prof. Dr. Mayda Gürsel ile birlikte geliştiren Prof. Dr. İhsan Gürsel yerli VLP aşısıyla ilgili bilgiler verdi.
FAZ 2 SONA ERDİ, SON AŞAMADAYIZ
TÜBİTAK COVID-19 Türkiye Platformu çatısı altında, Ankara Onkoloji Hastanesinde çalışmaları sürdürülen ve Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) aşı adayı listesinde yer alan VLP aşısının Faz 2 gönüllülerine yapılan aşılamaları 13 Ağustos'ta sona erdi. Yerli Kovid-19 aşısının mutasyonlara karşı da test edileceği Faz 3 aşamasına yakın zamanda başlanılması planlanıyor.
21 GÜN ARAYLA UYGULANDI
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. İhsan Gürsel, eşi ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mayda Gürsel ile birlikte yürüttükleri VLP temelli yerli aşı çalışmalarında gelinen son noktayı AA muhabirine anlattı. Prof. Dr. Gürsel, Faz 2 aşamasında, 21 gün arayla iki aşılama dozunun bütün gönüllülerde tamamlandığını, son aşıdan sonra 15'inci gün ve 1 ay sonraki örneklerinin toplandığını, biriktirildiğini ve aynı anda akredite merkezlerde akredite kitlerle analizlerinin yapıldığını anlattı.
HEM HÜCRESEL HEM DE SIVISAL BAĞIŞIKLIK GÖZLENİYOR
Burada hem hücresel hem de antikor denen sıvısal bağışıklık düzeylerinin tayin edileceğini aktaran Gürsel, "Bağımsız veri izleme komitesi var. Çalışmamızı takip eden bilimsel bir kurul. Önce onlara rapor sunacağız. Onlar değerlendirecek. Bu arada, Faz 3 ürünlerimizi ve kalite dosyamızı, Faz 3 klinik protokol dosyamızı hazırlıyoruz. 3 dosya sunmamız lazım. Klinik etik kurulumuza başvurmamız gerekiyor. Faz 3 ürününün kalite dosyasının hazırlamamız lazım. Bir de araştırma broşürü dediğimiz bu 3 dosyayı hazırlayıp, bağımsız veri izleme komitesinin ara sonuçlarına dayanan raporuyla birlikte Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'na (TİTCK) başvurmamız lazım. Onlar bu verileri inceleyip, aşının kaliteli olarak üretildiğiyle ilgili verileri de inceledikten sonra eğer 'Uygundur.' kararı verirlerse Faz 3'e de başlamayı planlıyoruz." bilgisini verdi.
YERLİ KORONAVİRÜS AŞISININ YAN ETKİSİ VAR MI?
Prof. Dr. İhsan Gürsel, Faz 2 aşamasında gözlemlenen sonuçlara ilişkin şunları kaydetti:
"Klinikten aldığımız bilgiye göre, aşının vücut tarafından kabul edildiği, tolerans düzeyinin çok iyi olduğu, güvenilirliğiyle ilgili hiçbir ciddi yan etkisinin olmadığı bildirildi. O açıdan Faz 1'in devamı olarak güvenilirlikle ilgili verilerimizin iyi düzeyde olduğunu öğrenmiş durumdayım. İmmünolojik değerler ise Faz 1'deki gibi yine aşıyı alan gönüllülerin oluşturduğu immün tepkiler benzer düzeyde oluşmuştur. Bu çalışmalar daha tamamlanmış değil. İyi düzeyde, Faz 1'dekine benzer düzeyde ilerliyor. Hücresel yanıtlarımız da Faz 1'de olduğu gibi yine güçlü. Antikor yanıtlarının da o düzeyde olacağını öngörüyoruz. Ama bu analizler tamamlanmış değil."
ZAMANA İHTİYACIMIZ VAR
Ara raporla ilgili toplantının 17 Eylül civarında yapılmasının planlandığına işaret eden Gürsel, "Tabii bilimsel kurulun o tarihlere uygunluğu söz konusu. O zamana kadar bunları tamamlamamız lazım. Bu ilk ara sonuçlarımız, yani aşıda ikinci dozdan sonra, 4 hafta içinde gelişen immün tepkileri belirliyoruz. Bu çalışma devam edecek. İlk ara sonuçlarla -pandemi döneminde böyle bir kural yerleşmiş durumda- denetçi kurumlar tarafından bu bilgiler değerlendiriliyor ve size uygunluk verilip Faz 3'e geçebiliyorsunuz. Faz 3 başvurusu eylül sonunda, ekim ayının ilk haftası içerisinde tamamlanacak diye öngörüyoruz ama bu uzayabilir." ifadelerini kullandı.
2022 OCAK-ŞUBAT AYLARINDA YAYGIN KULLANIMA GEÇİLEBİLİR
VLP temelli yerli aşının yaygın kullanıma ne zaman geçebileceğine dair ise çalışmaların beklendiği yönde gitmesi halinde bunun 2022'nin ocak-şubat aylarında olabileceğini söyleyen Gürsel yaptığı son dakika açıklamalarında şu değerlendirmelerde bulundu:
3-4 GÜNDE BİR 700 BİN DOZ ÜRETİM
"Tabii bunun seri kullanımı, erken kullanım hakkı verilmesine rağmen seri üretimi de bir sorun. Bizim birçok ürünü hazırlamak için ihtiyacımız olan girdi maddeleri de yurt dışından geliyor. Onun bir hazırlığının yapılması lazım. Bu bir devlet projesi. Devletin buna göre bir hazırlık yapması lazım. 'Biz size erken kullanım hakkı verdik. Hadi buyurun, üretin.' olmayacak. Bir plan olması lazım. Şu anda ilgili firmalarla görüşülüp bir anlaşmasının, ön hazırlığının yapılması lazım. Çünkü büyük biyoreaktörlerde tonlarca üretilecek. Şu anda belki 10 bin doz üretiyoruz ama seri üretime geçildiğinde 3-4 günde bir belki de 700 bin doz üreteceğiz. Üretici firma ortağımız, Nobel Farma'nın, 3-4 günde bir 700 bin doz üretmek için böyle bir altyapısı şu anda var ancak ona ait girdi malzemelerinin planlanarak önceden hazırlanması lazım."
AŞI KARŞITLIĞI TÜM DÜNYADA POLİTİZE EDİLDİ VE ARTIŞTA
Prof. Dr. Gürsel, aşı karşıtlığına da değinerek, aşıya yönelik yanlış bilgiyi düzeltmenin çok zor olduğunu vurguladı. Bazı kişilerin, "Yakınım iki doz aşı oldu ama vefat etti." ifadelerine işaret eden Gürsel, bu insanların, aşı olmasaydı ölen sayısının belki daha fazla olacağının hesabını yapmadıklarını söyledi. "Aşıya olan tereddüt, aşı ve bilim karşıtlığı sadece ülkemizde değil dünyada da artmış durumda." diyen Gürsel, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Amerika da bundan inanılmaz derecede sıkıntı çekiyor. Aşıya milyarlarca dolar yatırmış olmalarına rağmen politik bir görüş nedeniyle artık bu iş o kadar politize oldu ki. Bir grup insan ne maske takıyor, ne aşı oluyor. Bunun özgürlükle alakası yok. Ben maske takmayarak başkasını öldürme hakkına sahip değilim. Görünmeyen bir düşmana karşı savaşıyoruz. Bu bizim için bir sıkıntı ve herkesin aşı olması lazım. O nedenle Türk aşısını beklemenin bir anlamı yok." Prof. Dr. Gürsel, yerli aşı çalışmalarının Türkiye'ye büyük bir ivme kazandıracağını, bundan sonra çıkacak pandemilere karşı daha hazırlıklı olunacağını ön gördüğünü, bunun Türkiye için büyük bir kazanç olduğunu sözlerine ekledi.