Muhalefet ayrımcılık ve nefret aşılama peşinde!
Son dakika haberine göre: AK Parti tarafından hazırlanan son gündem analiz raporunda dikkat çeken detaylar yer aldı. Raporda İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in tepki çeken benzetmesiyle ilgili, “AK Parti ve seçmenini Bizans’a benzetmek, siyasi bir gafın ötesinde bilinçaltında yatan nefretin göstergesi” denildi.
CHP'li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın kendisinden yardım isteyen tesettürlü bir kadına yönelik ahlaksız tutumuyla yeniden başlayan postmodern tesettür karşıtlığı ve İyi Parti Genel Başkanı Akşener'in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu Fatih Sultan Mehmet'le eş tutan çirkin benzetmesi paralelinde muhalefetin ayrıştırıcı dilini masaya yatıran AK Parti gündem analizi raporunda şu değerlendirmelere yer verdi.
ÇİRKİN BENZETME VE MUHALEFETİN AYRIŞTIRICI DİLİ
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Zafer Bayramı kutlamalarında CHP'li İBB Başkanı İmamoğlu'nun Fatih Sultan Mehmet gibi İstanbul'u Bizans'tan aldığını söylemiş, AK Parti seçmenine ve AK Parti'ye yönelik " Bizans", "haçlı" gibi benzetmelerde bulunmuştur. 30 Ağustos Zafer Bayramı milletimizin birlik ve beraberlik ruhunu, vatan toprağına yapılan işgal saldırısına karşı milletimizin kenetlenerek kazandığı bir zaferi temsil etmektedir.
Millet olmanın böylesine anlam kazandığı bir günde dahi siyasi çıkarları gözetmek adına AK Parti'yi ve AK Parti seçmenini Bizans'a benzetmek, siyasi bir gafın ötesinde bilinçaltında yatan nefretin göstergesi olmuştur. Daha önce de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Eski İsrail Başbakan'ı Netanyahu'ya benzeterek halkın büyük tepkisine neden olan Meral Akşener, bu açıklamasıyla temel toplumsal değerleri gözetmekten uzakta bir siyasi anlayışa ve karaktere sahip olduğunu ortaya koymuştur.
AYRIMCI SÖYLEMLERİ BİZZAT KENDİLERİ KULLANIYOR
Gün aşırı üretilen yalan ve iftira içerikler ile bu gibi ahlâk dışı açıklamalar, sürekli olarak AK Parti hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi dilinin ayrıştırıcı olduğuna yönelik iftiralarda bulunan muhalefetin, ayrıştırıcı söylemleri esas olarak bizzat kendisinin kullandığını bir kez daha ispat etmiştir.
MUHALEFETİN POSTMODERN TESETTÜR KARŞITLIĞI
AK Parti iktidarı döneminde kaldırılan başörtüsü/tesettür yasaklarının son derece çağ dışı, ilkel, faşist bir uygulama olduğu gerçeği, günümüzde toplumun çoğunluğu tarafından kabul görmektedir. Eski Türkiye'nin vesayet destekçisi, şimdilerin ise "özgürlükçü" partileri olduğu iddiasındaki muhalefet partileri, bu gerçeği topluma yakınlaşabilmek adına zaruri olarak kabullenmek zorunda kalmışlardır. Ancak zaman zaman yaşanan bazı olaylar, muhalefetin, özellikle de CHP'nin arkaik zihniyetini ele verir niteliktedir.. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katılımıyla düzenlenen Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde, Kara Harp Okulu tarihinin ilk başörtülü subayı olan Teğmen Müberra Öztürk de mezunlar arasındaki yerini almıştır. Eski Türkiye'de kendi çocuklarının yemin veya mezuniyet törenleri için kışlaya girmesi engellenen başörtülü anneler, artık kendi kızlarının başörtülü olarak subay olabilmesine şahitlik edebilmektedir.
Yaşanan bu gelişmeye karşı özellikle sosyal medya üzerinden gösterilen birtakım tepkiler, muhalif cenahtaki postmodern karşıtlığı tekrar göz önüne serir niteliktedir. Bazı paylaşımlarda açıktan sergilenen başörtüsü karşıtı radikal söylemler, birçok paylaşımda ise yerini "o kıyafetle asker olması doğru değil" gibi söylemlere bırakmıştır.
BOLU BELEDİYE BAŞKANI AYRIMCI TAVIR SERGİLEDİ
Irkçı söylemleriyle kamuoyunda kendine yer bulan CHP'li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın bir YouTube kanalında sarf ettiği terbiye dışı sözler ise aynı zihniyetin kendini ele verdiği başka bir güncel örnek olarak karşımıza çıkmıştır. Çocuğu olamayan bir kadın vatandaşın yardım talebini alaya alan Özcan, yaşadığı olayı anlatırken aynı zamanda ilgili şahsın "başörtülü" olduğu detayını da es geçmeyerek ayrımcı bir tavır sergilemiştir. Her ne kadar oy odaklı düşünülerek ılımlı bir tutum benimsenmeye çalışılsa da, bu olayda da görülebileceği gibi birçok detay, aslında esas olanı ele verir niteliktedir.
BAZI KESİMLER ZİHİNLERİNİN İÇİNE HAPOLMUŞ
Başörtüsü yasaklarının toplum açısından taşıdığı travmatik yansımalara on yıllar sonra vakıf olabilen muhalefet, seçim ve oy odaklı bir zihin yapısı doğrultusunda göstermelik bir özgürlükçü tutum takınmaktadır. Ancak sokakta yaşanan sözlü ve fiili saldırılardan veya yukarıda anlatılan güncel örneklerden de görülebileceği üzere başörtüsü karşıtlığı, 2021 Türkiye'sinde bazı kesimler için zihinlerin içine hapsolmuş biçimde de olsa hâlâ devam etmekte, ara sıra ise su yüzeyine çıkmaktadır. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin yoğun mücadelesi neticesinde kaldırılan bu anti-demokratik yasakların hâlâ kalkmadığı paralel bir Türkiye senaryosunda, aynı şahıs ve partilerin bu yasakları kaldırmak adına hiçbir adım atmayacağı ise toplumun yaşanan güncel örnekler ışığında net şekilde algılayabildiği bir realitedir.