Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'dan Afgan mültecilerle ilgili açıklama: Türkiye hiç kimsenin göç ambarı değildir
Son dakika haberleri... Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Afganistan ve Afgan mültecilerle ilgili son durumu canlı yayında aktardı. Sözcü Kalın, ''Türkiye göç meselesinde üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Türkiye hiç kimsenin göç ambarı değildir. Yasal olmayan göç için yeni tedbirler aldık.'' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın NTV canlı yayında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
Kalın, Türk askerinin Afganistan'dan Türkiye'ye dönmesine ilişkin "Sahadaki gerçekleri görerek hareket etmek zorundaydık. Hamd olsun orada büyük bir başarı sergiledi. Türkiye Cumhuriyeti devletini mümtaz bir şekilde temsil etti. Hepsi de ülkemize sağ salim dönüyorlar" dedi.
"DESTEK VEREBİLİRİZ"
Afganistan'da yönetimi ele geçiren Taliban'ın Kabil Havalimanı'nın işletilmesi için Türkiye'den teknik destek istemesiyle ilgili konuşan Kalın, "Askerimiz çekildikten sonra da biz orada havalimanının işletmesine devam edebiliriz. Sivil uzmanlarımız havalimanı için destek verebilir. Bununla ilgili müzakereler devam ediyor. Bunu Türkiye'nin devam ettirmesi konusunda bir irade de ortaya koyuyorlar" dedi.
İbrahim Kalın'ın konuşmasından öne çıkanlar:
Ne Taliban bu kadar hızlı ele geçireceğini bilmiyordu ne de diğer faaliyetler. Tahliyeyle ilgili bizim hazırlıklarımız devam ediyordu. Burada askerimizin 6 yıldır havalimanında yürüttüğü görevi başarıyla gerçekleştirdiğinin altını çizmek lazım.
Hamd olsun orada büyük bir başarı sergiledi. Türkiye Cumhuriyeti devletini mumtazam bir şekilde temsil etti. Hepsi de ülkemize sağ salim dönüyorlar.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Taliban bir yanda geçici hükümet kurulması için müzakereler yürütüyor. Bir tarafta müzakere ekibi kuruldu. Diğer gruplarında desteklediği müzakere süreci bu.
Burada şimdi belirsizlikler var. Bu müzakerelerden ne çıkacak. Taliban yada diğer müzakereciler neyle gelecekler. Cumhurbaşkanımızın Dışişlerimizin Milli Savunma Bakanımızın bir çok konuşması oldu. Müzakerelerden ne çıkacağını tam olarak kestiremiyoruz.
Biz bu uluslararası tanınma ve ilişkilerin tanınması açısından bunu ifade ediyoruz. Şartlar, detaylar konuşulacak. Bu sürecin olumlu seyretmesini bekliyoruz. Havalimanının bir lojistik süreci var. Güvenlik, girişler... Şartlar oluşursa biz orada hizmet verebiliriz.
Türk askeri demediler. Hiçbir yabancı gücün Afganistan'da kalmasını istemiyoruz diye bir ilke koydu Taliban. Bu geçiş sürecinin belki beklenen boyutlarından bir tanesiydi. Biz çekilme ihtimali üzerinde durduk. Askerimizin tehditle karşı karşıya kalması istediğimiz bir durum değildi.
ABD güçleri büyük oranda çekildi. Diğer askeri unsurlar da oradan çekildikçe, Taliban ve diğer unsurları da havalimanında güvenliği sağlayacaklardır. Bunu ne kadar güvenli yapacaklar onu da gelecekte göreceğiz.
"BİZ NEREDEYSE 1200'E YAKIN VATANDAŞIMIZI TAHLİYE ETTİK"
Büyük ihtimalle şartlarda anlaşması durumda bu yönde bir netice çıkacak. Büyükelçiliğimiz orada çalışmalarına devam ediliyorlar. Büyükelçimiz büyük bir performans sergiledi. Biz neredeyse 1200'e yakın vatandaşımızı tahliye ettik. Hiçbir vatandaşımızla ilgili kötü bir durum söz konusu olmadı. Tam saatini bilemiyorum. 24 ya da 36 saat içerisinde tahliye operasyonu sağlanmış olur.
TALİBAN İLE MÜZAKERENİN DEVAM ETTİĞİ KONULAR
Havalimanında bir güvenliğin sağlanması gerekiyor. Hem orada çalışanların açısından hem de o hava trafiğinin güvenliği açısından sağlanması gerekiyor. Kule yönetiminden uçakların güvenliğine kadar. Taliban'ın orada böyle bir kapasitesi olduğunu düşünmüyorum. Kendileri de bir istekte bulunacaklar. Hâlâ bu detaylar müzakere konusu. Mutabık kalınması durumunda bir çalışma yapılacak.
TALİBAN YÖNETİMİYLE İLİŞKİLER
Bu müzakereler neticesinde atılacak en önemli adım kuşatıcı kapsayıcı bir yönetim. Grupların içinde olduğu onayladığı bir hükümet olursa bu süreci daha da kolaylaştırır. Bizim onlarla olan ilişkimizi de kolaylaştırır.
Herkesin bir temsiliyetinin olması önem arz ediyor. Bunların mutlaka merkezi yönetimde temsil edilmesi gerekiyor. Siyasi aktörler var. Bunlar yeni kurulacak hükümette ne kadar söz sahibi olacak? Bunlar sorun seti. Diğer bir sorun seti de bu kargaşa geçer geçmez yeni hükümetin başarısı. Ekonominin toparlanmasında gibi konularda ne kadar başarılı olacak?
"HEP AFGAN HALIKININ YANINDA OLDUK"
Biz bu süreç içerisinde olabilecek en gerçekçi unsurları değerlendirerek hep Afgan halkının yanında olduk. Orada Türkmen ve Özbekler de var. Orada bunun ben çok ciddi sermaye olduğunu görüyorum. Bundan sonra da işimizi kolaylaştıracak bir unsur olacak. Önümüzdeki haftalarda çıkacak tabloyu görmek gerekiyor. Taliban'ın orada kucaklayıcı, kuşatıcı bir hükümet kurması.
Bazı analistler biraz daha iyimser. Geçmişte Taliban'ın nasıl yönettiğini gördük. Bu süre zarfında Taliban değişti diyenler de var. Ben bu yönde bir değişim olmuştur diyerek kolaycı iyimserliğe kapı aralamak istemem. Ama Afganistan'da değişti. 20 yıl öncesindeki Afganistan değil. Kadın çalışan sayısı arttı. Taliban'ın bundan sonra teklif edeceği siyasal düzen nasıl olacak bunu da görmek lazım. Çağın gerçekleriyle uyumlu siyasal çerçeve almaları önemli. İslam'ın daha kuşatıcı, kucaklayıcı, perspektifiyle tavır koymaları daha anlamlı olur. Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Atacakları adımları gözlemleyeceğiz.
"SINIRDA YENİ BİR İLLEGAL GÖÇ AKININI ÖNLEMEK İÇİN ÖNLEMLER ALDIK"
İki konuyu birbirinden ayırmak lazım. İçeride bir ciddi kriz olursa, güvenlik durumu daha kötüye giderse bu bir baskı yaratır ve Afganlılar ülkeden gitmek ister. Biz bu göç dalgasının olmaması için ilgili taraflarla görüşüyoruz. Böyle bir göç dalgası olması halinde komşu ülkeler bundan etkilenecek. Genel olarak göç meselesinde uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerekiyor.
Bir, buralardan bize terörist gelmesin; iki, buralardan mülteci gelmesin. Bir yerde insanlar savaştan kaçıyorlarsa siz bu insanları bir yere kadar tutarsınız. Suriye üzerinde sınırdaş ülke olduğumuz için farklı bir yük almak durumunda kaldık. Türkiye'nin bundan sonra ne bir yük ne de göç alması söz konusu.
Bununla beraber biz sınırda yeni bir illegal göç akınını önlemek için önlemler aldık. Yeni göç gönderme merkezleri yapılıyor. İran-Türkiye sınırında ciddi elektronik önlemler aldık. İran üzerinden gelen illegal Afgan göçü var. Bu durum Türkiye'de siyasi malzeme yapıldı. Tabii ki vatandaşlarımızın görüşlerini dikkate alıp ona göre adımlar atarız.
Burada bulunan insanların geri dönüş sürecini de insani bir şekilde tamamlayabilmek için üzerimize düşen görevler var. İki bine yakın Suriyeli geçtiğimiz dönemde ülkelerine döndüler. Cumhurbaşkanımız 3 yıl boyunca gittiği her toplantıda 'Suriye'de güvenli bölge kuralım' dedi. 'Evler yapalım, kamplar yapalım ama güvenliği de sağlayalım' dedi. Fakat maalesef dünya sağır davrandı, kör davrandı. Aynı şeyi Afganistan'da da yaparlarsa bu sorun çözülmez. Sorunun üzerine gittiğiniz zaman yerinde çözersiniz.
İran'la görüşmeler yapılıyor. Bu konuyu sınır güvenlik güçlerimiz sürekli görüşüyorlar. Burada da doğruları konuşmak lazım. Sonra ABD ile, İngiltere ile gizli anlaşma yapıldı yalanlarının altında kalırlar. Afganistan-İran sınırında tedbir alsın. Bu ülkelerin de kapasiteleri belli. İran'da da yaklaşık 25 yıldır 2 milyon Afganlı mülteci var. Orada da ciddi mülteci yükü var. Bu mülteci konusu dünyanın her yerinde var.