Son dakika: Başkan Erdoğan'dan Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı Açılış Töreni'nde önemli açıklamalar
Son dakika haberine göre Başkan Recep Tayyip Erdoğan, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde İDEF’21 15'inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı Açılış Töreni'nde önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan, "Savunma sanayiinde dışa bağımlılığımızı yüzde 80'ler seviyesinden yüzde 20'ler seviyesine indirmeyi başardık." dedi. Erdoğan, "Başarısını sahada bilfiil ispat etmiş olan silahlı insansız hava araçlarının tasarımı, üretimi ve satışında dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasında yer alıyoruz." ifadelerini kullandı.
Türk savunma sanayisinin son dönemde geliştirdiği ürünlerin vitrine çıkacağı 15'inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2021) kapılarını açtı. Fuarda 53 ülkeden 536'sı yerli, 700'ü yabancı olmak üzere toplam 1236 firma, 38 bin metrekarelik alanda ürün ve hizmetlerini sergileyecek, Türk tedarik makamları ve dünyanın dört bir yanından gelen heyetlerle görüşmeler gerçekleştirecek. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 15'inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı Açılış Töreni'nde önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan ile konuk Sierra Leone Cumhurbaşkanı Julius Maada Bio ve katılımcılar açılış kurdelesini kesti. Erdoğan kurdeleyi keserken, "Fuarımız savunma sanayinde çok daha büyük yükselişe vesile olsun diyorum. Katılımcıları tebrik ederken bizi yalnız bırakmayan tüm dostlara selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Kurdeleyi bu anlayışla kesiyoruz." ifadelerini kullandı. Daha sonra Erdoğan ile katılımcılar fuarı gezdi.
Erdoğan konuşmasında, kendi alanında önemli bir dünya markası haline gelen fuarın 15'incisinin ülke ve katılımcı firmalar için hayırlara vesile olmasını diledi.
Fuarın düzenlenmesinde emeği geçen Milli Savunma Bakanlığını, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nı ve Savunma Sanayii Başkanlığını tebrik eden Erdoğan, fuara katılan firmalara ve fuarda gerçekleştirilen etkinliklere destek verenlere teşekkür etti.
Başkan Erdoğan, geçmişi 1993 yılına kadar giden ve iki yılda bir yapılan fuara katılımın sayı ve nitelik olarak sürekli artmasının ülkenin savunma sanayisinin başarısının ifadesi olduğunu dile getirerek, "Burada imzalanan anlaşmalar ve protokoller, fuarımızın savunma sanayi alanında artık kendisine küresel bir yer edindiğine işaret ediyor. İDEF 2021'i işte böyle bir iklimde gerçekleştiriyoruz. Fuarımız gerek açılışa iştirak eden misafirlerimiz gerekse katılımcı firmalar bakımından bugüne kadar ki en zengin görünümüne sahiptir." diye konuştu.
Bir önceki fuara 1061 firma ve temsilcinin katıldığını, bu defa 1236 firma ve temsilciyle fuarın düzenlendiğini anlatan Erdoğan, aynı şekilde ziyaretçi sayısının da bir önceki fuardaki 76 bin rakamını aşacağını ümit ettiğini söyledi.
Erdoğan, burada yapılacak görüşmelerin, kurulacak iş birliklerin, imzalanacak anlaşmaların hayırlı olmasını dileyerek, şöyle devam etti:
"Türkiye savunma sanayinde geliştirdiği her türlü imkanı ve kabiliyeti dostlarıyla paylaşmaktan memnuniyet duyan bir ülkedir. Biz asla savunma sanayi konusundaki münasebetleri sıradan bir ticari ilişki olarak görmedik, görmüyoruz. Bölgemizde ve dünyada barış, istikrar, güven ikliminin tesisinin savunma sanayinde adil bir dengenin kurulmasına bağlı olduğunu düşünüyoruz. Dünyanın en büyük savunma paktı NATO'nun önde gelen üyesi olarak milli savunma sanayimizi geliştirdikçe bölge ve dünya barışına vereceğimiz katkının da artacağına inanıyoruz. Savunma harcamalarımızı ve araştırma geliştirmeye ayırdığımız kaynakları dengeli bir şekilde artırarak bu doğrultuda üzerimize düşenleri yerine getirmenin gayreti içerisindeyiz. Fuarımızda milli imkanlarda geliştirdiğimiz pek çok ürünün yer alması bu konuda katettiğimiz mesafenin ispatıdır. İnşallah önümüzdeki yıllarda bu tablo daha da gelişerek devam edecektir."
SAVUNMA SANAYİNDE ADETA BİR DEVRİM GERÇEKLEŞTİRDİK
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin son 19 yılda diğer pek çok alan gibi savunma sanayinde de adeta bir devrim gerçekleştirdiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türk savunma sanayinin dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla çıktığımız bu yolda hamdolsun çok iyi bir noktaya geldik. Mesela 2002 yılında ülkemizde sadece 62 savunma sanayi projesi yürütülüyorken günümüzde bu sayı 750'yi geride bırakmıştır. Bu projelerin bütçeleri de 5,5 milyar dolar düzeyinden 75 milyar doların üzerine çıkmıştır. Sektörde faaliyet gösteren firma sayımız da 56'dan 1500'e ulaşmıştır. Firmaların yıllık ciroları 1 milyar dolardan 11 milyar dolara kadar yükselmiştir. Savunma sanayimiz artık dünyada ilk 100 listesine giren ana yüklenicileri, gelişmiş kabiliyetlere sahip alt yüklenicileri, KOBİ'leri, araştırma kuruluşları, üniversiteleri sayesinde geniş bir yelpazede kendi özgün ürünlerine sahip hale geldi. Tüm bu gayretlerin neticesinde savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı yüzde 80'ler seviyesinden yüzde 20'ler seviyesine indirmeyi başardık."
DÜNYANIN İLK 3-4 ÜLKESİ ARASINDAYIZ
Erdoğan, sadece kendi kendilerine yeterli olmakla kalmayıp, bu birikimi dostlarının ve müttefiklerinin istifadesine de açtıklarını belirtti.
İhracatta da bunun yansımalarını gördüklerine işaret eden Erdoğan, "Daha önce 250 milyon doları bile bulmayan savunma ve havacılık ihracatımız 3 milyar dolar sınırını geride bıraktı. Bu başarının gerisindeki unsurlardan biri de sektörün araştırma geliştirmeye ayırdığı bütçenin 49 milyon dolardan 1,5 milyar doların üzerine çıkmış olmasıdır. Kara, hava ve deniz ürünlerinde ulaştığımız seviyenin sembollerinin başında insansız hava araçlarımız geliyor. Özellikle başarısını sahada bilfiil ispat etmiş olan silahlı insansız hava araçlarının tasarımı, üretimi ve satışında dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasında yer alıyoruz." diye konuştu.
İDDİALI PROJELER ÜRETİYORUZ.
Başkan Erdoğan, savunma sanayinde katettikleri mesafenin ve elde ettikleri başarıların gerisindeki bir diğer önemli faktöre değinerek, şöyle devam etti:
"Türkiye küresel tedarikçilerin çıkardığı zorlukları ve maruz kaldığı gizli açık ambargoları aşmak için savunma sanayine bu denli yüklenmiştir. Terörle mücadelesinin en kritik anlarında yalnız bırakılan, sınırları tehdit altındayken ihtiyaç duyduğu hiçbir ürüne ulaşamayan bir ülke olarak, kendi ihtiyaçlarımızı süratle karşılayacak adımları atmaya mecbur kaldık. Yürüttüğümüz projelerin bize sağladığı imkanları, kendi sınırlarımızı güvenli hale getirmek, hem sınır ötesi harekatlarla bölgemizde bir güvenlik kuşağı oluşturmak için kullandık. Geldiğimiz seviye bizi artık çok daha büyük hedeflere yöneltmiştir. Savunma sanayinde bugünün ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde geleceğin teknolojilerine, geleceğin araçlarına, geleceğin ürünlerine yatırım yapıyoruz. Bilhassa yapay zeka temelli çalışan kara, hava ve deniz araçları konusunda iddialı projeler üretiyoruz. Sürü İHA'lar, insansız deniz araçları, insansız savaş uçakları, elektromanyetik toplar, lazer silahları uydu sistemleri gibi geleceğin ihtiyaçlarına cevap verecek her alanda varız, var olacağız. Elde ettiğimiz her imkanı, her kabiliyeti, geliştirdiğimiz her ürünü dostlarımızla paylaşmak ise vazgeçilmez önceliğimiz olmayı sürdürecektir.
"Hazır ol cenk ü cidale istersen sulh u salah." sözünü anımsatan Erdoğan, "İnşallah tercüme doğru yapılmıştır. 'Eğer barış istiyorsan daima savaşa hazır olmalısın.' diye sadeleştirebileceğimiz bu söz, bizim savunma sanayindeki felsefemizin en güzel ifadesidir." dedi.
ASLA İNSANLARIN BAŞINA BOMBA YAĞDIRANLARDAN OLMADIK, OLMAYACAĞIZ
"Türkiye, eğer bir yerde bayrak gösteriyorsa tek gayesi, orada barışı, huzuru, istikrarı, güvenliği, refahı sağlamaktır." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Geçmişinde sömürge, katliam, soykırım, işgal izi bulunmayan bir millet olarak gittiğimiz her yerde dostlarımıza göğsümüzü gererek tüm kalbimizle ve samimiyetimizle birlikte kazanmayı teklif ediyoruz. Bu teklifi Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Orta Asya'da olduğu gibi Kuzey Afrika'da da yapıyoruz, Güney Amerika'da da yapıyoruz, Güney Asya'da da yapıyoruz. Biz asla sınırlarından binlerce, on binlerce kilometre ötede, güya terörle mücadele adı altında sivil demeden, masum demeden insanların başına bomba yağdıranlardan olmadık, olmayacağız. Hak, hukuk, adalet, insan hakları, demokrasi kavramlarını en süfli, siyasi ve ekonomik çıkarlarının kılıfı haline büründürenlerle hiçbir zaman aynı çizgiye gelmedik, gelmeyeceğiz. Bir damla petrolü, bir damla kandan daha değerli gören zihniyetin bizim değer, toplum ve devlet dünyamızda zerre kadar karşılığı yoktur."
Başkan Erdoğan, savunma sanayi gibi siyasi ve ekonomik her konuda aynı perspektife sahip olduklarını vurgulayarak, "Küresel teknoloji firmalarının terör örgütleri karşısında sergilediği çifte standart ve iki yüzlü tutum bile tek başına niçin her alanda güçlü olmamız gerektiğini göstermeye yeterlidir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki çarpık yapıyı anlatmak için yıllardır dile getirdiğimiz 'Dünya beşten büyüktür.' ifadesinin haklılığını yaşadığımız her hadise bir kez daha teyit ediyor. Lafa geldiğinde tamamen kar-zarar hesabı üzerinde yürüdüğü iddia edilen ekonomik araçların, yeri geldiğinde nasıl siyasi ve ideolojik güce hizmet eden birer silaha dönüştürüldüğünü bizzat yaşayarak görüyoruz. Savunma sanayi de işte bu çarpık küresel düzenin en önemli araçlarından biridir. İDEF 2021'de gördüğümüz şu güzel manzarayı, bu çarpık küresel düzeni değiştirme yolunda hep birlikte katettiğimiz mesafenin remzi olarak değerlendiriyorum." diye konuştu.
Fuarın, her düzenlenme yılında biraz daha ileriye giderek kısa sürede hedeflerine ulaşmalarını sağlayacağını belirten Erdoğan, fuarın katılımcılar ve ziyaretçiler için hayırlara vesile olmasını dileyerek, fuarın organizasyonunda emeği geçenleri tebrik etti.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından önce fuar alanında önemli noktalara değindi. Akar'ın açıklamalarından notlar;
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'ndeki, 15. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF'21) açılış töreninde, bölgede ve dünyada savunma ve güvenlik alanlarında önemli bir tanıtım, pazarlama ve iş birliği platformu haline gelen bu büyük organizasyonun hayırlı olması temennisinde bulundu.
Dost ve müttefik ülkelerin temsilcilerini ve dünyanın önde gelen savunma sanayi firmalarının yöneticilerini ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Akar, son dönemde yaşanan gelişmelere bağlı olarak savunma ve güvenlik konularının birçok ülkenin gündeminde ilk sırada yer aldığını belirtti.
Güçlü olmak için sadece günün koşullarına adapte olmanın yeterli olmadığına, öngörü ve proaktif tedbirlerin de önemine işaret eden Bakan Akar, "Yarının dünyasında söz sahibi olmak isteyen ülkeler, savunma ve güvenlik stratejilerini güncel tutmak, risk ve tehditlere karşı hazırlıklı olmak zorundalar. Zira gelecek yıllarda harekat ortamının alacağı şekil, klasik yaklaşımlar ve geleneksel düşünme kalıplarıyla çözümlenemeyecek kadar zorlaşmaktadır." diye konuştu.
Akar, siber güvenlik, yapay zeka, büyük veri analizi ile robotik ve otonom sistemleri yakından takip ettiklerini belirterek, sürü dronelardan kuantum radarlara, lazer silahlardan, yönlendirilmiş enerjiyi kullanan silahlara ve mikro uydulara kadar pek çok ürün ve teknolojinin bulunduğunu ve kullanıldığını söyledi.
Geleceğin savunma teknolojilerinde uzay ve siber uzay alanlarının da önemli bir harekat alanı haline geleceğini dile getiren Akar, şöyle konuştu:
"Teknolojik gelişmelerin lokomotifi olan savunma sanayinin önemi ve etkisi her geçen gün artmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası ilişkilerde özne haline gelen, etki ve ilgi alanı her geçen gün genişleyen ülkemiz de dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmekte ve gerekli tedbirleri almaktadır. Bu kapsamda Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, teşviki ve desteğiyle savunma teknolojileri başta olmak üzere hemen her alanında önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Kararlılık, inanç ve yüksek bir motivasyonla çıktığımız bu yolda savunma sanayimizde yerlilik ve millilik oranımızı yüzde 20'lerden yüzde 80'ler seviyesine yaklaştırmayı başarmış bulunuyoruz. Ancak geldiğimiz noktayı yeterli görmüyoruz. Katetmemiz gereken mesafeler olduğunun da farkındayız. Çalışmalarımızı azimle, kararlılıkla ve yoğun bir şekilde sürdürmekteyiz. Amacımız, milli değerlerimiz ve menfaatlerimiz üzerinde yükselen savunma sanayimizi etkin, yerli ve yenilikçi bir anlayışla çok daha ileri seviyelere taşımak, küresel ölçekte rekabet edebilir seviyeye getirmektir."
Yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayi ürünlerinin tasarım dahil, yerli ve milli imkanlarla üretilmesine verdikleri öneme vurgu yapan Akar, "TSK'nın ihtiyaçlarını yerli ve milli imkanlarla karşılarken aynı zamanda tüm dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarına da çözüm üretmek için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz." dedi.
MİLLETÇE GURUR KAYNAĞIMIZ OLMUŞTUR
Açık deniz karakol gemisi Akhisar'ın sac kesme ile Pakistan ile ortak MİLGEM Projesi'nin birinci gemisinin denize iniş töreninin geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla yapıldığını hatırlatan Akar, şunları söyledi:
"Milli gemi, havadan bağımsız tahrikli denizaltı, Fırtına ve Poyraz sistemleri, Panter obüsleri, radar ve elektronik harp sistemleri, ağır, orta ve hafif silah sistem ve mühimmatları, ATAK ve Gökbey helikopterleri, Hürkuş, Milli Muharip Uçak Projesi, Atmaca, Bora, Kasırga, Hisar füze sistemleri, çeşitli elektronik harp sistemleri, İHA, SİHA'larımız, zırhlı araç projeleri yerli ve milli savunma sanayi vizyonumuzun neticesi ürünlerimizdir. Gururla ifade etmek isterim ki bu projelerin sayısı her geçen gün daha da artmaktadır. Asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığımız ilhamla ve zatıdevletlerinin direktifleri doğrultusunda yılmadan yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz. Yurt içi ve sınır ötesinde başarıyla icra edilen harekatlarda, Doğu Akdeniz'de ve Ege'de hak, alaka ve menfaatlerimizin kararlılıkla korunmasında ve TSK'nın birçok coğrafyada üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirmesinde yerli ve milli imkanlarla üretilen silah sistemlerimizin katkısı açıkça görülmüştür, görülmektedir. Başta yerli ve milli İHA, SİHA'lar olmak üzere TSK tarafından kullanılarak sahada yeteneklerini ispatlamış bu silah sistemlerimizi uluslararası standartlarda tasarlayan, üreten ve ihraç eden yerli ve milli firmalarımız dünya devleri ile yarışır hale gelmiş, milletçe gurur kaynağımız olmuştur."
Bakan Akar, Türkiye'nin insan kaynağına, potansiyeline ve bunu güce dönüştürecek savunma sanayi firmalarına yönelik inanca işaret ederek, "Kamu, vakıf kuruluşları, özel sektör ve üniversitelerin iş birliği ile kritik teknolojilerde azami ölçüde yerli ve milli bir savunma sanayine ulaşacağımıza ve ülkemizi uluslararası alanda teknoloji ihraç eden güçlü bir konumuna taşıyacağımıza bütün kalbimizle inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
83 ÜLKEDEN 163 HEYET
Üretilen silah ve sistemler ne kadar güçlü olursa olsun en etkin savunmanın dostluk, kardeşlik, barış, istikrar ve güçlü iş birlikleriyle sağlandığını vurgulayan Akar, şunları kaydetti:
"Bu açıdan dost ve müttefik ülkelerle askeri alanda ve savunma sanayi konusunda iş birlikleri kurmaya ve anlaşmalar yapmaya büyük önem veriyoruz. Zira Türk özel sektör kuruluşlarının yanı sıra yabancı girişimcilerin ülkemizde yaptığı yatırımlar da savunma sanayimize büyük bir katma değer kazandırmaktadır. Bu nedenle dengeli bir iş birliğini hayata geçirmek isteyen ülke ve kuruluşların ülkemize yapacakları, bizim dost ve kardeş ülkelerde yapacağımız yatırımlara desteğimiz devam edecektir. Amacımız, savunma sanayi alanında fayda maliyet analizi titizlikle yapılmış projeler geliştirerek iş birliği çalışmalarımızı en üst noktalara taşımaktır. Dolayısıyla IDEF'te savunma sanayi alanında iş birliklerinin başlatılmasının ve geliştirilmesinin önünü açacak anlaşma ve protokollerin imzalanacak olmasından da büyük mutluluk duymaktayız."
Fuara, 83 ülkeden 163 heyet ile 700'ü yabancı olmak üzere, 1238 firmanın katıldığını belirten Akar, bu kapsamda 100 civarında anlaşma ve mutabakatın imzalanacağını da açıkladı.
Akar, konuşmasının sonunda şehitler başta olmak üzere, son dönemdeki orman yangınları ve sel felaketinde hayatını kaybedenlerle 17 Ağustos 1999'daki depremde yaşamını yitirenlere rahmet diledi, gazilere şükranlarını iletti.