İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan Fatih Altaylı'nın Habertürk'teki köşe yazılarına ilişkin kınama: Yalan haberden bir türlü vazgeçemiyor
İletişim Başkanı Fahrettin Altun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Habertürk yazarı Fatih Altaylı'nın bugünkü köşe yazılarına ilişkin bir kınama açıklamasında bulundu. Yalan haber ve karalamalara yönelik mücadelelerinin sürdüğünü belirten Fahrettin Altun, Habertürk'ün dezenformasyon ve yalan haberden bir türlü vazgeçmediğini ifade etti. Altun ayrıca "Halkımızın doğru haber alma hakkını, genel olarak medyamızın itibarını garanti altına almak için çalışacağız. HABERTÜRKÜ KINIYORUZ!" ifadelerini kullandı.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Habertürk yazarı Fatih Altaylı'nın kaleme aldığı "O görüntüyü yayına kim verdi" ve "Cumhurbaşkanlığı: Canlı yayındı" isimli köşe yazılarına tepki gösterdi.
HABERTÜRK'Ü KINIYORUZ
Altun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Yalan haber, karalama ve dezenformasyon ile mücadelemiz sürüyor. Habertürk, karalama, dezenformasyon ve yalan haberden bir türlü vazgeçmiyor. Halkımızın doğru haber alma hakkını, genel olarak medyamızın itibarını garanti altına almak için çalışacağız. HABERTÜRKÜ KINIYORUZ!" ifadelerini kullandı.
FATİH ALTAYLI'DAN ALGI OPERASYONU
Fatih Altaylı köşe yazısında algı operasyonu yaparak Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı'nın AK Parti teşkilatları ile bayramlaşma mesajına ilişkin video hakkında Cumhurbaşkanlığı ve İletişim Başkanlığı suçlamıştı. Başkan Erdoğan'ın yakın çevresindeki kişilerin Başkan Erdoğan'ı küçük duruma düşürmeye çalıştığını söyleyen Fatih Altaylı, Erdoğan'ın zayıf gösterilmeye çalışıldığını ifade etmişti.
İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'NI HEDEF ALDI
Fatih Altaylı köşe yazısında ayrıca "Ama muhtemelen bu konuda hiçbir şey yapılmayacak, Cumhurbaşkanı'nın böyle bir görüntüsünün yayınlandığından haberi dahi olmayacaktır." diyerek İletişim Başkanlığı hedef almıştı.
HABERTÜRK'ÜN HABERİNE YÖNELİK VİDEO
İletişim Başkanlığı Daire Başkanı Gökhan Yücel konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi olarak her türlü yurtiçi ve yurtdışı dezenformasyonla mücadele etmek temel görevlerimiz arasındadır. Bu minvalde bugün Habertürk'te yayınlanan köşe yazısı ve eki ile devamındaki bir video kaydına dair açıklamamızdır" ifadelerini kullandı.
CEVABI VERİLEMEYEN YALAN PALAZLANIR
Yücel "Cevabı verilmeyen geciktirilen her yalan büyür, palazlanır ve cesaretlenir. Buna medya etiği ve devlet ciddiyeti açısından müsade edilemez. Bu tür manipülasyonlar medya ilkeleri açısından özürsüz, devlet ciddiyeti açısından cevapsız bırakılamaz." dedi.
Gökhan Yücel açıklamasına "Yalan haber, dezenformasyon ve karalama ile yapılmaya çalışılan algı operasyonlarıyla mücadelemizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tam bir kararlılık içinde sürdüreceğiz." sözlerini ekledi.
İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi olarak her türlü yurtiçi ve yurtdışı dezenformasyonla mücadele etmek temel görevlerimiz arasındadır. Bu minvalde bugün Habertürk'te yayınlanan köşe yazısı ve eki ile devamındaki bir video kaydına dair açıklamamızdır: pic.twitter.com/1caY1D4Cl3
— Gökhan Yücel (@goyucel) July 22, 2021
"ÖZÜR BEKLİYORUZ"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Daire Başkanı Gökhan Yücel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti teşkilatlarıyla video konferans aracılığıyla bayramlaşma programına yorgun çıkartılması gibi bir "emrivakinin" söz konusu dahi olamayacağını vurgulayarak, "HaberTürk'ü kınıyor, bir an evvel kendilerinden özür bekliyoruz." ifadesini kullandı.
Yücel, sosyal medya hesabından paylaştığı videoda, HaberTürk'te Fatih Altaylı imzasıyla, en temel gazetecilik ilkelerinden vazgeçilen bir yazı kaleme alındığını, sonrasında sunucu Mehmet Akif Ersoy'un sosyal medyada yayınladığı bir videoda Altaylı'nın ve HaberTürk'ün hatasını tekrar ederek aynı çizgide ısrar ettiğinin görüldüğünü söyledi.
Kınamanın hedef göstermek olmadığını aktaran Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ve benzeri durumlarda yanlış olduğunu, doğru olmadığını bildiğimiz ve kanunlarla sabit yetkilerimizde, milletimize açıklamakla sorumlu olduğumuz her durumda gerekli kınama, düzeltme ve açıklamaları yapmaktan çekinmedik, bugün de aynısını yapıyoruz. Yalana gereken cevap verilmezse, ona karşı susulursa, sessiz kalınırsa, yalan büyür, palazlanır ve cesaretlenir. Buna medya etiği ve devlet ciddiyeti açısından müsaade edilemez. Şunu açıklıkla ifade etmek isteriz, söz konusu yazıda, Fatih Altaylı'nın yazısında, Sayın Cumhurbaşkanımızın video konferans yöntemiyle gerçekleştirdiği bayramlaşma programının canlı yayını esnasındaki insani bir durum üzerinden hiçbir şekilde kabul edilemez bir yalan senaryo uyduruldu."
BİLAHARE YAYINLANAN EK YAZI ALGI OPERASYONUNUN DEVAMI NİTELİĞİNDEDİR
Yücel, HaberTürk yönetiminden Kenan Tekdağ ve Fatih Altaylı ile yapılan görüşmelere rağmen, kişisel veya kurumsal bir özür dilenmediğine işaret ederek kurumsal kültürü, medya ilkeleri ve etiğini doğrudan ilgilendiren böyle hayati bir konuda Tekdağ ile Altaylı'nın kendi aralarında iletişimden yoksun olduğunu savundu.
Bahsi geçen programın canlı yayınlanacağını, HaberTürk dahil bütün televizyon kanalları ve haber ajanslarının önceden bildiğine dikkati çeken Yücel, şöyle konuştu:
"Yanı başındaki çalışma arkadaşlarına sorsa öğrenebileceği bir gerçeğe rağmen, Fatih Altaylı tarafından gün içinde bilahare yayınlanan ek yazı da algı operasyonunun devamı niteliğindedir. Şunun cevabını duymak istiyoruz, onun için böyle bir açıklama yapıyoruz. 'Canlı yayını bant çekip servis ettiler' diye Türkiye'nin en güzide iki kurumunu töhmet altında bırakmak, olayın doğrusu kendilerine devlet adabıyla anlatılmasına rağmen hata yaptıklarını kamuoyuna açıklayamamak, kabul etmemek ve sözde düzeltme yazısında yeni manipülasyonlara tevessül etmek, nasıl adlandırılabilir?"
YALAN HABERİN ÖZÜRSÜZ KALMASINA MÜSAADE EDEMEYİZ
Yücel, medya etiği, medya temel ilkeleri ve devlet ciddiyetinin mevzubahis olduğu böyle bir durumda, bunun, dünyanın her yerinde dezenformasyon, yalan haber, hatada ısrar, manipülasyon olduğunu belirterek, "Algı, dezenformasyon, yalana eğer kaynağında, o anda mücadele edilmezse çok daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Bunun örneklerini tarih bizlere çok kereler göstermiştir. Yakın tarihimiz daha da bu örneklerle doludur. Bugün en bariz şekilde, net bir örneğiyle karşı karşıya kaldığımız dezenformasyonun, hatta yalan haberin medya etiği açısından özürsüz, devlet ciddiyeti açısından ise cevapsız kalmasına müsaade edemeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın yayına yorgun çıkartılması gibi bir 'emrivaki' söz konusu dahi olamaz. Devlet ve bürokrasi terbiyemizde, tüm programları, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensiplerine muhtaçtır." değerlendirmesinde bulundu.
Basit bir araştırmayla teyit edilebilecek bir tezviratı, "sözde köşe yazısı" diye yayımlamayı, her şeyden önce HaberTürk'ün ve Fatih Altaylı'nın kendi okuyucularına yaptığı saygısızlık olarak nitelendiren Yücel, gerçek ortaya konmasına rağmen özür dileme erdeminin gösterilmemesinin de hatayı ikiye katladığını, hatta ortada basit bir hata olmadığını, yayın kuruluşunun ve yazarın hatada ısrarının, kasıtlı niyetin bir göstergesi olduğunu dile getirdi.
BU YALAN HABERCİLİĞİN, HAKKANİYET SAHİBİ HERKES TARAFINDAN KINANACAĞINA İNANIYORUZ
Yücel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile devlet kurumlarına yönelik "itibar suikastının" bir veçhesi olarak görülebilecek bu yayıncılık anlayışının esas niyetinin, millet tarafından açıkça görüldüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bu yalan haberciliğin, hakkaniyet sahibi herkes tarafından ayıplanacağına, kınanacağına inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği 'yalan terörü'nün medyadaki bir örneği sayılabilecek bu yayın dolayısıyla HaberTürk'ü kınıyor, bir an evvel kendilerinden özür bekliyoruz. Yalan haber, dezenformasyon ve karalamayla yapılmaya çalışılan algı operasyonları, manipülasyonlar, tüm bunlarla mücadelemizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdüreceğiz."
HAYALİ SENARYO VE MESNETSİZ DEĞERLENDİRMELER İÇERDİĞİNİ İFADE ETTİM
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Medya Koordinatörü Mücahid Eker de Fatih Altaylı tarafından kaleme alınan yazı hakkında, Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ ile dün öğle saatlerinde bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini, görüşmede Fatih Altaylı'nın yazısındaki iddiaların hiçbir gerçekliği olmadığını belirterek, meselenin hakikatini anlattığını ifade etti.
Eker, görüşmeye ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Fatih Altaylı'nın bant olduğunu iddia ettiği yayının canlı olarak gerçekleştiğini, bu programın canlı yayın frekans bilgilerinin HaberTürk muhabirlerinin de bulunduğu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bilgilendirme grubu üzerinden bütün medyaya duyurulduğunu, kendi muhabirlerine bile sorulsa kolaylıkla teyit edilebilecek bu gerçeğe rağmen Altaylı'nın yazısının -bir canlı yayın sırasında olağan görülebilecek bir anlık insani durumdan hareketle- hayali bir senaryo ve mesnetsiz değerlendirmeler içerdiğini ifade ettim. Zaten Altaylı'nın da yazısında 'Bu bir canlı yayın olsa anlarım.' dediğine dikkati çektim. AA ve TRT ile birlikte dolaylı olarak İletişim Başkanlığımızı da zan altında bırakan ve kamuoyunu yanlış yönlendiren yazı nedeniyle kurumsal olarak düzeltme ve özür beklentimizi de ilettim."
Tekdağ'ın ise "canlı yayınlarda bu tür anlık insani ve teknik durumların tabi olduğunu" kabul ettiğini, Fatih Altaylı ve yayın ekibiyle konuyu görüşeceğini söylediğini aktaran Eker, şöyle devam etti:
"Fakat daha sonra Fatih Altaylı imzasıyla çıkan yazıda da söz konusu hata düzeltilmedi. Aksine Fatih Altaylı, kendisinin AA Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan'la yaptığı görüşme ve benim Sayın Tekdağ'la yaptığım görüşmeyi birbiriyle çelişen açıklamalar gibi yansıtmayı tercih etti. Fatih Altaylı'nın bu ısrarlı ve açık seçik çarpıtmayı HaberTürk çatısı altında yapması nedeniyle, sorumlu yayıncılık ilkeleri gereği HaberTürk'ün kurumsal olarak da özür dilemesi gerektirdiğini düşünüyorum. Yalan bu kadar ucuz ve kolay olmamalı. Medyada yalanın bir ideolojik ve politik silah olarak kullanılmasının önüne geçmek adına hakikat için çalışmayı sürdüreceğiz."