CHP yine FETÖ için devrede! Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca'ya tepkiler dinmiyor
15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ'cü teröristler tarafından yolu açılarak havalimanından çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine giderek oradan kalkışmayı izlemişti. Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, gerek darbe sırasında gerekse de kalkışma sonrası FETÖ'ye karşı yapılan operasyonlarda hep devletinin karşısında hainlerin safında yer aldı. Son olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, darbe girişimi sonrası örgütle bağı tespit edilip kamudan ihraç edilen KHK'lılara sahip çıktı. 15 Temmuz'un yıl dönümü yaklaşırken CHP'li isimlerin birkez daha FETÖ lehine açıkça destek veren açıklamaları, başta şehit ailelerini ve tüm Türkiye'den çok sert tepki aldı. Kamuoyu CHP için "FETÖ’ye daha nasıl sahip çıksınlar?" diye sorarak örgütle parti arasındaki organik bağa dikkat çekti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca'nın; 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kamudan ihraç edilen ve haklarında kesinleşmiş yargı hükmü bulunan kişilerin dosyalarının yeniden ele alacaklarını, söz konusu kişilerin adil, eşit ve bağımsız bir yargı önünde tekrar yargılanacağını savunması kamuoyunda tepki topladı.
TURAN: "BU SÖZLER TAM BİR HEZEYAN! 250 ŞEHİDİMİZE, 2 BİN 200 YARALIMIZA VE MİLLETİMİZE SAYGISIZLIK"
AK Parti Genel Başkanvekili Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Turan, 15 Temmuz arefesinde CHP Genel Başkan Yardımcısı'nın açıklamalarının tam bir hezeyan olduğunu belirterek, "250 şehidimize, 2200 yaralımıza ve milletimize saygısızlıktır" dedi.
Hasan Turan, şunları söyledi:
"Aziz milletimizin İstiklal Harbi'nde verdiği mücadeleden sonra ilk defa sivil vatandaşlarımızın şehit olduğu yeniden diriliş destanı olan 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümünde böyle bir açıklama asla masum olarak görülemez. 250 şehidi ve ailelerini görmezden gelerek adeta darbe girişimini aklamaya matuf bu açıklama düpedüz hezeyandır."
"Milletimizin demir yumruğuyla durdurulan darbe girişimi sonrasında darbeye iştirak eden veya darbeyi destekleyen FETÖ elemanlarının veya onlarla ilişkisi bulunan kişilerin yargılamaları tamamlanmış haklarındaki hükümler kesinleşmiştir. Hal böyleyken ortada kesin hükümler varken 'geldiğimizde yeniden yargılayacağız' demek sizin hepinizi serbest bırakacağız demektir. Kelime oyununa gerek yok. 15 Temmuz darbesine tiyatro diyenlerin darbe girişiminin başarılı olması ve siyasi ikbal beklentileri boşa çıktığı için millet düşmanlığına devam etmektedirler."
"Darbe girişimini vakayı adliye gibi gören, milletimizi, milli iradeyi hedef alan bu güçlerle sıkı dostlukları olanları milletimiz not etmektedir. Darbe girişimini sulandırmak için elinden gelen dezenformasyonu yapan, FETÖ hamileriyle gizli toplantılar düzenleyen bu zihniyetin son açıklamalarını ibret ve şaşkınlıkla izliyoruz."
"Kimin kimle iş tuttuğu ortadadır. Milletimizi ve milli iradayi hedef alan ne varsa bertaraf etmeye kararlıyız. Bize diz çöktüremeyecekler. Bağımsızlığımızı ve istiklalimizi ayaklar altına alamayacaklar. Buna asla izin verneyeceğiz. Bu vesile ile Aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle bir kez daha yad ediyorum."
SARI: 15 TEMMUZ ŞEHİTLERİMİZİN KANLARINI GÖRMEZDEN GELEN BU ZİHNİYETİN DİLİ ÇOK TEHLİKELİ"
AK Parti Merkez Disiplin Kurulu Üyesi ve TÜRKAD Başkanı avukat Mehmet Sarı; CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca'yı eleştirdi ve "CHP'nin amacı zaten 15 Temmuz kalkışmasını anlamsızlaştırma üzerine kuruludur" dedi.
Mehmet Sarı şunları söyledi:
"15 Temmuz kanlı hain FETÖ darbesi dünyada son yüzyıl içinde karşılaşılmış en aşağılık saldırı ve darbe girişimi olarak tarihe geçmiştir. Devletimiz FETÖ'nün ve uluslararası işbirliği içinde milletimize saldıranlara hukuk önünde hesabını sormuştur. Ayrıca devlet içinde paralel devlet yapılanması gibi devlet hiyararşisini betaraf ederek kendi emir ve komuta zinciri çerçevesinde haraket edenlere dönük tedbirler almıştır. Türk devletleri tarihini irdelediğimizde devlete rağmen ayrı bir emir ve komuta ile haraket edenlerin nasıl devletin felaketine sebep olduğu da bilinmektedir. Bu şartları dikkate alarak devlet içinde devlet gibi haraket edenleri, ayrıca milletimizi çok yakın çatışmaların parçası haline getirme çabaları da yakın bir zamanda görülmüştür."
"CHP Genel Başkan yardımcısının bu çıkışı Türkiye'ye ve milletimizin aydınlık yarınlarına hizmet eden bir durum değildir. CHP'nin amacı zaten 15 Temmuz kalkışmasını anlamsızlaştırma üzerine kuruludur. Siyasette bu denli gözlerini kapatıp Türkiye'nin geleceğini karartma dahil her yolu deneyeceklerini göstermektedirler. Bu milletin feraseti CHP zihniyetine ve kötü niyetine fırsat vermez. 15 Temmuz şehitlerimizin kanlarını görmezden gelen bu zihniyetin dili çok tehlikelidir. Kesinleşmiş mahkeme kararlarını yok saymayı dahi dile getirmeleri de ne kadar çaresiz olduklarını göstermektedir. Bu şekilde milletimize saldırarak ve ülkemizi tehditlere açık hale getirerek varacakları bir yer yoktur."
ŞAMLI: DİRENİŞİNİ İTİBARSIZLAŞTIRMAK İÇİN AKLA HAYALE GELMEYECEK YÖNTEMLER DENEMEKTELER
İstanbul 2 Nolu Barosu Başkanı avukat Yasin Şamlı ise; "Bazı çevreler milletimizin tarihi bu direnişini itibarsızlaştırmak için akla hayale gelmeyecek yöntemler denemektedir. Kamu vicdanı ve basireti bu girişimlerin farkındadır" dedi.
Yasin Şamlı, şunları söyledi:
"Milletimiz, göğsünü siper ederek, iradesine ve hukukuna sahip çıkarak; 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ve işgal girişimini başarısız kılmıştır. Bu direnişte 251 şehit, 2193 gazi vermiştir. Milletimiz bu tavrı ile bundan sonra darbelere ve darbe mahkemelerine müsaade etmeyeceğini bütün dünyaya göstermiştir. Arzu edenler olsa da milletimiz bundan sonra darbelere ve darbecilerin mahkeme adıyla kurup, başbakan, bakanlar hakkında idam kararı veren hukuka aykırı oluşumlara müsaade etmeyecektir. Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki bazı çevreler milletimizin tarihi bu direnişini itibarsızlaştırmak için akla hayale gelmeyecek yöntemler denemektedir. Kamu vicdanı ve basireti bu girişimlerin farkındadır."
"Hukukçular olarak bizim görevimiz de milletimizin, şehitlerimizin, şehit yakınlarımızın gazilerimizin hukukunu sonuna kadar savunmaktır. Bu şehitlerimize ve milletimize karşı borcumuzdur. Günümüzde yapılan en önemli yanıltmalardan biri de 'sivil darbe' yanıltmasıdır. Hukuken sivil darbe diye bir şey olamaz. Hatta zor ve tehdit kullanmadan askerler dahi darbe yapamaz. Kaldı ki sivil iktidar, değil ki darbe yapmak, milletin hoşuna gitmeyen icraat yapması durumunda dahi seçimlerde bunun hesabını millete vermektedir. Milletin ve milletin temsilcilerinin iradesinden rahatsız olanlar bunu sivil darbe olarak vasıflandırarak algı oluşturmaya çalışmaktadırlar. Biz hukukçu olarak her türlü hukuka aykırılığın karşısında oluruz. Hukuka aykırı olan anayasa hükmü veya mahkeme kararı da olsa onu eleştiririz, doğrusunu söyleriz. Bu yapıcı eleştiriler hukukun gelişmesi için gereklidir ve yapılmalıdır. Ancak bilinmelidir ki darbecilerin yaptığı kanunlar da kurdukları mahkemeler de usul itibariyle hukuka aykırıdır ve meşru değildir."
"Üzülerek ifade etmek isterim ki; 15 Temmuz darbe teşebbüsüne taraftar olanları, darbenin başarılı olması için, canını ortaya koyanları, pusuda bekleyenleri de 15 Temmuz gecesi milletimiz gördü. Ancak kazanan milletimiz oldu. 15 Temmuz gecesi savunulan aynı zamanda bu milletin inancı, değerleri ve bağımsızlığıydı. Hayatımız boyunca bu değerlerimizi savunmaya devam edeceğiz."
ÇİÇEK: "BEŞ KEZ BU YAPI TARAFINDAN HAKİMLİK MÜLAKATLARINDA ELENDİM"
CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun 10 yıllık avukatlığı yapan Mustafa Kemal Çiçek; CHP Genel Başkan Yardımcısı Karaca'yı eleştirdi.
Çiçek; "Gülizar Biçer Karaca, FETÖ/PDY den ihraç edilenlerin, görevlerine iadesinden bahsetmiş! Beş kez bu yapı tarafından hakimlik mülakatlarında elendim. Mesleğe alınmayan, on binlerce, Atatürkçü, Alevi, Kürt, dayısı olmayan, garip vatan evladı için ne düşünüyor, merak ettim!" dedi.
CHP tüzel kişiliği ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatlığından istifa Mustafa Kemal Çiçek, şu an Muharrem İnce'nin genel başkan olduğu Memleket Partisi'nde Genel Disiplin Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor.
DANALIOĞLU: "YA ŞU AN ELİNDE BİR DELİL VAR VE SAKLAYARAK SUÇ İŞLİYOR YA DA BİR DARBE HAZIRLIĞI YAPIYOR"
Avukat Fatih B. Danaloğlu: "Hakkında kesin yargı kararı olan kişi, ancak yeni bir delil ortaya çıkarsa yeniden yargılanabilir. Aksi halde, 'İktidara gelirsek kesin yargı kararı olanları da yargılayacağız' diyenin ya şu an elinde bir delil var ve saklayarak suç işliyor ya da bir darbe hazırlığı yapıyor."
DEĞİRMENCİ: "FETÖ'YE DAHA NASIL SAHİP ÇIKSINLAR?"
Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci: "Gülizar Biçer Karaca, 'Yargı hükmü dahi olsa' diyor… FETÖ'ye daha nasıl sahip çıksınlar?"
KARACA: "ADİL, EŞİT VE BAĞIMSIZ BİR YARGI ÖNÜNDE TEKRAR YARGILANACAK"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ve CHP İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, "KHK Mağdurları ile buluşuyoruz" programı kapsamında KHK'lılarla bir araya gelmişti.
Sarıyer Belediyesi Boğaziçi Kültür Sanat Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Gülizar Biçer Karaca; "Hakkında kesinleşmiş yargı hükmü dahi olsa KHK ile ihraç edilen, mahkumiyet ve beraat ne olursa olsun tamamının dosyasını yeniden ele alacağız" iddiasında bulunmuştu.
Gülizar Biçer Karaca şunları söylemişti:
"Biz öncelikle KHK zulmüne son vereceğiz. Bu 20 Temmuz sivil darbesinin devam ettiği bu süreçte hukuksuzca, adaletsizce işinden edilen, KHK zulmüyle sivil ölüme terk edilen anlayışa mutlaka son vereceğiz."
"Ardından hakkında hiçbir soruşturma açılmamış olan, beraat alan, takipsizlik alan ve Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlaline uğradığı bu ülkenin en üst merci Anayasa Mahkemesi tarafından karar verilmiş olan tüm akademisyenlerimizi görevlerine iade edeceğiz."
"Ardından hakkında kesinleşmiş yargı hükmü dahi olsa KHK ile ihraç edilen, mahkumiyet ve beraat ne olursa olsun tamamının dosyasını yeniden ele alacağız. Adil, eşit ve bağımsız bir yargı önünde tekrar yargılanarak gerçekten suçlu olan varsa elbette hukuk nazarında gereken cezayı alacak. Ama biz biliyoruz ki ve yaptığımız toplantılarda da gördük ki, artık adil bir yargılamadan ve Anayasal güvence altındaki adil yargılanma hakkında söz edemeyeceğimiz süreç işledi."