Son dakika: AK Parti'den "27 Mayıs" mesajı! Açıklamalar peş peşe geldi: Milletimiz bu ihanetlere asla teslim olmadı
Son dakika haberine göre AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Darbe, kendi milletine silah doğrultma ihanetidir. Bu ihanet sürecinin başı 27 Mayıs darbesidir." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Bugün 1990'ların karanlık aktörlerinin itham ve iftiralarından medet umanlar geçmişte de FETÖ'den, PKK'dan medet ummuşlardı. Boşuna heveslenmesinler. Milletimiz bu oyunun farkındadır" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter hesabından, 27 Mayıs askeri darbesinin 61'inci yılı dolayısıyla yayımladığı mesajında, şunları kaydetti:
"Darbe, kendi milletine silah doğrultma ihanetidir. Bu ihanet sürecinin başı 27 Mayıs darbesidir. Milletimiz bu ihanetlere asla teslim olmadı ve demokrasi mücadelesinden asla vazgeçmedi. Şehit Başbakanımız Menderes'i ve şehit bakanlarımızı rahmetle anıyoruz."
Darbe, kendi milletine silah doğrultma ihanetidir.
— Ömer Çelik (@omerrcelik) May 27, 2021
Bu ihanet sürecinin başı #27Mayıs darbesidir.
Milletimiz bu ihanetlere asla teslim olmadı ve demokrasi mücadelesinden asla vazgeçmedi. Şehit Başbakanımız #Menderes'i ve şehit bakanlarımızı rahmetle anıyoruz.
FAHRETTİN ALTUN: DARBE SEVDALILARI HER DÖNEMDE VARLIK GÖSTERMEYE ÇALIŞMIŞLARDIR
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından 'Millet İradesine Darbe: 27 Mayıs 1960 Darbesi' başlıklı uluslararası bir konferans düzenlendi. Çevrim içi olarak gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasını, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun yaptı. Altun, 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından sözde bir mahkeme tarafından idama mahkum edilen Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ı rahmetle andığını, milletin onların kararlılıklarını, mücadelelerini ve hizmetlerini daima saygıyla ve minnetle hatırlayacağını ifade etti.
27 Mayıs darbesinin, 'vesayet rejiminin doğum anı' olarak adlandırılabileceğini belirten Altun, zira 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesinin ayaklar altına alınmasıyla başlayan darbeler döneminin uzun yıllar devam ettiğini; 27 Mayıs darbesinin açtığı yolun 12 Mart muhtırası ve 12 Eylül darbesinden geçerek, 28 Şubat sürecine kadar ulaştığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde atılan tüm adımlara rağmen, vesayet ve darbe zihniyetinin hâlâ ayakta olduğuna işaret eden Altun, şunları kaydetti:
"Bu zihniyet, yıllar içinde kendisini farklı yol ve yöntemlerle hayata geçirmeye çalışmıştır. Vesayetçiler ve darbe sevdalıları dışarıdan aldıkları talimatlarla her dönemde varlık göstermeye çalışmışlardır. 27 Mayıs'tan beri değişmeyen tek özellikleri ise milletimize yönelik kin ve düşmanlıkları olmuştur. Üzülerek görüyoruz ki, bugün darbe ve vesayet özlemi duyanların bir kısmı, demokrasi ve özgürlükler konusunda ahkam kesmekten geri durmuyor. Milletimiz, her fırsatta bu meyanda nutuk atanların, karanlık odaklarla iş tutanların ve e-muhtıraları destekleyenlerin, 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında kahvelerini yudumlayıp, işgal girişimini büyük bir keyifle televizyondan izlediklerini net bir şekilde görmüştür. Bunlar, kuzuyu kurtla öldürüp, çobanla birlikte yiyen, sonra da sahibiyle birlikte yas tutanlardır. Bunların bir bölümü, geçmişte aldıkları derslere rağmen, darbe özlemlerini ele vermeden edemiyorlar. Bunlardan bazıları Sayın Cumhurbaşkanımıza 'Sonun Menderes'e benzemesin' diye ahlaksızca bir tehditte bulunabiliyor ve dahası bu kişiler Gazi Meclisimizin çatısı altında faaliyet göstermeye devam ediyorlar."
Fahrettin Altun, bu vesayet sevdalılarının asıl derdini çok iyi bildiklerini belirterek, "Yabancı servislerin hesabına devletimizin kılcal damarlarına nüfuz edenleri, sivil toplum adı altında fitne tohumu ekenleri, Türk dış politikasını Batıcı bir bağımlılık tuzağına mahkum etmek isteyenleri çok iyi biliyoruz. Ordumuzla, emniyet güçlerimizle, isimsiz kahramanlarımızla terör örgütlerini topraklarımızdan ve sınırlarımızdan söküp atmamızdan rahatsız olanları iyi biliyoruz. Sırtını terör örgütüne dayayanları, 'Terör örgütü Türkiye'ye tehdit değildir' diyenleri, 'Suriye'de, Libya'da, Karabağ'da, Kıbrıs'ta ne işimiz var' diye bizi sorgulayanları çok iyi biliyoruz. Hiç merak etmeyin, bunları aziz milletimiz de çok iyi biliyor" diye konuştu.
'DARBOĞAZI SİYASET DIŞI MEKANİZMALARLA AŞMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Sandık yerine sokakları karıştırmaya çalışmak ne ise bugün suç örgütlerinin tezviratları üzerinden muhalefet yapmaya çalışmanın da o olduğunu vurgulayan Altun, "Muhalefet, iktidar için her yolu mübah gördükçe milletimiz onları iktidara layık görmeyecektir" dedi.
Muhalefetin, yaşadığı siyasetsizlik darboğazını algı operasyonlarıyla ve siyaset dışı mekanizmalarla aşmaya çalıştığını ifade eden Altun, bunun beyhude bir uğraş olduğunu söyledi.
Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde son 20 yılda AK Parti hükümetlerinin milletin verdiği emanete sahip çıkarak, Türkiye'nin geçmişteki kaotik günlere dönmemesi için her alanda önemli mücadeleler verdiğini ve büyük başarılar elde ettiğini bildirdi.
Bir yandan Türkiye'de suç örgütlerinin beli kırılıp devlet otoritesinin ülkenin en ücra köşelerine ulaştırıldığını anlatan Altun, öte yandan bölgede devlet idaresi olmayan ülkelerin Türkiye'ye savaş ekonomisi ile terör ve suç örgütleri ithal etmelerinin önüne geçildiğine dikkati çekti.
Fahrettin Altun, terörün, suç örgütleri ile olan ilişkisini de göz önüne alarak izledikleri milli güvenlik politikalarının hem DEAŞ, PKK ve FETÖ gibi örgütlerini büyük bir hezimete uğrattığını hem de terörden beslenen illegal yapıların ortadan kalkmasını sağladığını belirtti.
'MİLLETİMİZ OYUNUN FARKINDA'
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde bugün Türkiye'nin bölgede bir istikrar ve güven adası olduğunu ifade eden Altun, şöyle dedi:
"Hamdolsun bugün Türkiye içerisinde terör örgütleri ve illegal yapılanmaların karanlık operasyonel alanları kalmamıştır. Tarih boyunca Türkiye'ye karşı faaliyet gösteren yabancı güçler, kendilerine yerel bir piyon aramışlardır. Buna mukabil, Türkiye'de tutunamayan suç örgütleri de kendilerine birer yabancı hami aramıştır. Denenen senaryo ve oynanan oyun hep aynı olmuştur. Üzerine basa basa söylüyoruz; Türkiye ile diplomatik ve hukuki meseleleri olan kimi aktörlerin meşru zemini bir kenara bırakıp, illegal yapılanmalara tevessül etmesi bu aktörlerin çaresizliğini göstermektedir. Bunlarla mücadeleye devam edeceğiz. Türkiye'nin bu girişimlere verilecek cevabı olmuştur, elbette olacaktır. Biz 1990'lardaki zihniyetle, örgütlerle, çetelerle mücadele ederek bugünlere geldik. 'Eski Türkiye' diye anlattığımız şey, işte tam da budur. Suç örgütleri ve çete mensupları karanlık yapılarla iş birliği yaparak Türkiye'nin istikrarsızlaştırılmasına, ülkemizin dışa bağımlılığının pekiştirilmesine hizmet etti. Faili meçhuller bizim dönemimizin değil, bizden önceki dönemlerin kahredici bir gerçeği idi. Biz bu kirli mekanizmalarla mücadele ettik. Terörle mücadele ettik. Türkiye'nin terörle, terör örgütleriyle dizayn edilen bir ülke olmasının önüne geçtik. Bunu yaparken vesayet odakları ile karşı karşıya kaldık. Onları da tarumar ettik. Bugün 1990'ların karanlık aktörlerinin itham ve iftiralarından medet umanlar geçmişte de FETÖ'den, PKK'dan medet ummuşlardı. Boşuna heveslenmesinler. Milletimiz bu oyunun farkındadır."
27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümünde darbe sevdalılarına net bir mesaj gönderdiklerini belirten Altun, "Ne yaparsanız yapın, Türkiye'nin kutlu yürüyüşüne engel olamayacaksınız. Hangi komploları kurarsanız kurun, milletimizi durduramayacaksınız. Kimlerle ortak olursanız olun, milletimizle gönül bağımızı koparamayacaksınız" diye konuştu.
KALIN: DARBELER KADAR DARBELERİ DESTEKLEYEN ZİHNİYET DE ÜLKEMİZ İÇİN TEHDİTTİR
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 61. yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, "Demokrasi ve milli iradenin idam sehpasına gönderildiği 27 Mayıs 1960 darbesi tarihimizin en karanlık günlerinden biri olarak hatırlanmaktadır. Gücünü sadece silahlardan alan darbecilerin fırsat bulduklarında ülkemizi nasıl bir adaletsizlik, vicdansızlık ve istikrarsızlık girdabına sokabileceklerini 27 Mayıs'ta milletimiz tecrübe etmiştir" ifadelerini kullandı.
Milletin seçtiği hükümet yetkililerini haksız ve hukuksuz bir şekilde yargılayan ve zalimce idam eden cuntacıların bu kötülüğünün hiçbir zaman unutulmayacağını kaydeden Kalın, "Milletimizin hür iradesini silah zoruyla teslim almaya teşebbüs edenler vicdanlarda her daim mahkûm olacaktır" dedi.
27 Mayıs'taki darbeci zihniyetin 12 Eylül darbesi, 28 Şubat darbesi ve en son 15 Temmuz darbe teşebbüsünde yeniden hortladığının altını çizen Kalın, şu ifadeleri kullandı:
"Ancak 15 Temmuz'da asil milletimiz darbeye direnirken canı pahasına da olsa darbeci zihniyete bir daha asla müsaade etmeyeceğinin mesajını vermiştir. Gayrimeşru yöntemlerle iktidarı ele geçirmeye çalışan darbeler kadar bunu arzulayan, onaylayan ve destekleyen 'darbeci zihniyet' de ülkemiz ve demokrasimiz için tehdittir. Darbecilere fırsat veren ve ülkemizin geleceğini karartmaya niyetli tüm demokrasi düşmanlarına karşı el birliği ile mücadele edeceğiz. Bu vesileyle 27 Mayıs darbesinde haksızca ve insafsızca şehit edilen Başbakan Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'yu rahmetle anıyorum. Ülkemizde demokrasi kültürünün ve özgürlüklerin hâkim olması için yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz."
TBMM BAŞKANI ŞENTOP: DARBELERİN ÜLKEYE VERDİĞİ ZARAR SAVAŞTAN DAHA FAZLA
TBMM Başkanı Şentop, TBMM'de 'Görsellerle 27 Mayıs 1960 Darbesi Sergisi'nin açılış törenine katıldı. Şentop, Gazi Meclis'in 101 yıllık tarihinin, aynı zamanda demokrasi mücadelesi tarihi olduğunu belirterek, "İçinde bulunduğumuz mayıs ayı, gurur duyacağımız hadiselere sahne olduğu kadar hüzünlenmemize sebep olan hadiselere de sahne olan bir ay. 14 Mayıs 1950'de demokrasiye geçmenin sevincini, heyecanını yaşamışken, 27 Mayıs 1960 günü demokrasimizin vesayet altına alınmasının ıstırabını yaşadık, yaşıyoruz. Bugün cumhuriyet tarihimizin inkıta ve utanç günü '27 Mayıs 1960' askeri darbesinin 61'inci yıl dönümü" dedi.
'UNUTTURMAMAK ELZEMDİR'
Meclis Başkanı Şentop, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin demokrasiye verdiği zararı hafızalara kazıyarak, gençlere ve gelecek nesillere unutturmamanın elzem olduğunu vurguladı. Şentop, "Esasında hiç yaşanmamış olmasını temenni ettiğimiz; siyasî tarihimizden, millî hafızamızdan silmek istediğimiz bir olay ancak 'yok' demekle yok olmayacağını bildiğimiz bir olay. Sergiler, maşeri vicdana ait bazen güzel bazen de kötü hadiselerin canlılığını göz önüne sererek derin hafıza oluşumuna katkıda bulunan, tarihi makale ve kitapların kelimelerle anlattığını resimlerle fotoğraflarla karikatürlerle ya da farklı görsellerle özellikle gençlerimizin bilgi ve irfanını artırmak için yapılan değerli ve önemli çalışmalardır. Onlarca sayfada anlatmaya çalıştığınız bir duyguyu tek bir fotoğrafla ya da tek bir tabloyla daha etkili bir şekilde zihinlere kazırsınız ve o görüntü ömür boyunca asla unutulmaz" diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİ TARİHİ DARBELER TARİHİYDİ'
Mustafa Şentop, Türkiye tarihinde yaşanan darbelere vurgu yaparak, şunları söyledi:
"27 Mayıs'tan 15 Temmuz'a uzanan döneme bakıldığında, üzülerek ifade ediyorum ki Türkiye'nin demokrasi tarihi bir bakıma darbeler tarihiydi. Siyasal hayatımız neredeyse her 10 yılda bir halkın iradesine el koyma ve demokrasiyi sekteye uğratma girişimlerine tanık oldu. Halkın hür iradesiyle seçtiği iktidarlara karşı dış mihrakların, askerlerin, atanmışların farklı kimlik ve suretlerde giriştiği darbelerin ülkeye verdiği zarar belki de gerçek bir savaştan daha fazladır. Yaşanılan darbeler ve bunun sonucu oluşan vesayet düzeni ülkemizin kalkınmasının önünde yıllarca bir set olmuştur. 27 Mayıs darbesinden sonra yaşanan darbe girişimleri; 12 Mart 1971'de bir kısım askerler tarafından verilen muhtıra 'planlı darbelerin anası' diyebileceğimiz 12 Eylül 1980 darbesiyle toplumun her kesiminden insanımıza uzun vadeli bedeller ödeten vakalar olarak tarihimizde ve hatırımızda yerini almış, menfi etkileriyse uzun süre devam etmiştir. 28 Şubat 1997 post-modern darbesi, 27 Nisan 2007 e-muhtırasını tecrübe etmek talihsizliğini yaşayan milletimiz en son ve en ağır bedelli darbe imtihanını 15 Temmuz 2016'da yaşamış; ancak Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde aziz milletimiz darbecilere karşı meydanlara çıkarak iradesine sahip çıkmıştır."
KURTULMUŞ'TAN "27 MAYIS" MESAJI
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Ülkemizin karanlık dehlizlerinden 27 Mayıs 1960 darbesini ve milletimize yaşattığı acıları her zaman yüreğimiz sızlayarak hatırlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Twitter hesabından, 27 Mayıs askeri darbesinin 61'inci yılı dolayısıyla yayımladığı mesajında, şunları kaydetti:
"Aziz milletimizin helal oylarıyla işbaşına getirdiği hükümet, siyasi tarihimizin kanlı darbesiyle 27 Mayıs'ta iktidardan indirildi. Ülkemizin karanlık dehlizlerinden 27 Mayıs 1960 darbesini ve milletimize yaşattığı acıları her zaman yüreğimiz sızlayarak hatırlıyoruz. 27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde milletimizin gönlünden asla silinmeyecek bir sevgiye mazhar olan Şehit Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan'ı rahmetle yad ediyoruz."
Aziz milletimizin helal oylarıyla işbaşına getirdiği hükümet, siyasi tarihimizin kanlı darbesiyle #27Mayıs'ta iktidardan indirildi. Ülkemizin karanlık dehlizlerinden 27 Mayıs 1960 darbesini ve milletimize yaşattığı acıları her zaman yüreğimiz sızlayarak hatırlıyoruz. pic.twitter.com/3VXzT9jjfK
— Numan KURTULMUŞ (@NumanKurtulmus) May 27, 2021