Hasan Basri Yalçın: Asıl dertleri 'irtica' meselesiymiş
Darbe imalı bildiriyi gündemine alan Sabah gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın, emekli amirallerin asıl amacını gözler önüne serdi. Bildiriyi kaleme alan Ergun Mengi'nin hedefinin 'irtica' olduğunu belirten Yalçın, "Montrö de aslında pek umurlarında değilmiş. Onu araya sokuşturuvermişler. Asıl dertleri "irtica" meselesiymiş. " ifadelerine yer verdi.
Sabah gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın, darbe imalı bildirinin arkasındaki Ergun Mengi'yi hedef aldı. Hasan Basri Yalçın, emekli amirallerin imzaladığı skandal bildiride asıl amacın "irtica" meselesi olduğunu vurguladı.
İşte Sabah gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın'ın o yazısı;
Emekli amirallerin kuyuya attığı taşı çıkar çıkarabilirsin. Biz günlerdir bildirinin içinde geçen Montrö Sözleşmesi'ne dair ifadelerin ne anlam ifade ettiğini anlamaya çalışıyoruz. Bunun Türkiye'nin güvenlik ve dış politikasına etkilerini konuşuyoruz. Oraya boşu boşuna eklenmediğini falan düşünüyoruz.
Ama Türk donanmasının hemen hemen birkaç yıl öncesine kadar kurmay aklını oluşturduğunu düşündüğümüz emekliler, bu işi kendilerine o kadar da dert etmemişler. Veya en azından şimdilik ortaya çıkan birkaç ifade kırıntısına bakacak olursak öyle görünüyor. Bildiriye öncülük edenlerin ise umurunda bile değilmiş.
İYİ Parti'nin eski yöneticilerinden ve bu bildiriyi de kaleme aldığı söylenen Ergun Mengi bunu ifadesinde açıkça söylemiş. Asıl dertleri "irtica" meselesiymiş. Montrö'yü bildiride bir araç olarak kullanmışlar. Halbuki "irtica" dedikleri de son dönemde tonlarca yalan haber veya dedikodu üzerine inşa edilmiş bir hikâyeden ibaret.
Başladığımız yerdeyiz. Her yönüyle. Bildiriyi duyduğumuz ilk gün "Yok artık" demekten kendimizi alamamıştık. "Hâlâ nasıl bir cüretkârlık gösteriliyor" diye düşünüyorduk. "Hâlâ mı 'irtica' kavramıyla saplantılı ilişkileri devam ediyor" diye soruyorduk.
Hepsi doğruymuş. Bu emekli amirallerimiz gerçekten Türkiye'nin donanmasına en fazla ihtiyacı olduğu bir dönemde stratejik bir hesap üzerinden konuşmamışlar. Fikir ve tecrübelerini paylaşıyorlarmış. Montrö de aslında pek umurlarında değilmiş. Onu araya sokuşturuvermişler.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ