CHP'de Antalya krizi büyüyor! Kirli kumpasın ilk kurbanı
CHP'li Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek, yakalandığı koronavirüs nedeniyle uzun süre hastanede tedavi gördü. Böcek'in hastalığından faydalanan genel merkez destekli birileri, "Artık başkan geri dönemez" diye yönetimi ele geçirme operasyonu devreye soktu. Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, bugünkü köşesinde, "Bir parti son iki üç yıldır, "hak, hukuk adalet" diye yollara düşerken, o partinin mensupları da parti içinde "hak, hukuk, adalet" arıyor. Anamuhalefet partisi CHP'den söz ediyorum. Bir partide bundan daha derin bir paradoks yaşanamaz. Bu yüzden CHP'de olup bitenlere akıl sır erdirmek mümkün değil." ifadelerine yer verdi.
Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür'ün CHP Antalya'da kirli kumpasın ilk kurbanı başlıklı yazısı şu şekilde:
Siyasette ilginç bir dönemden geçiyoruz. Bir parti son iki üç yıldır, "hak, hukuk adalet" diye yollara düşerken, o partinin mensupları da parti içinde "hak, hukuk, adalet" arıyor.
Anamuhalefet partisi CHP'den söz ediyorum. Bir partide bundan daha derin bir paradoks yaşanamaz. Bu yüzden CHP'de olup bitenlere akıl sır erdirmek mümkün değil. Aslında sadece CHP değil, bütün muhalefet partilerinde art arda istifaların yaşanması, derin tartışmaların devam etmesi, ülkedeki muhalefet aksının hali pürmelalini göstermeye yetiyor.
CHP Antalya'da yaşananlar bunun en çarpıcı örneği. Çünkü bir süredir CHP Antalya'da derin bir deprem yaşanıyor ve sular durulmuyor. Durulmuyor, çünkü Antalya'da şeytanın bile yeltenmeyeceği kirli bir operasyon yaşandı.
Kısaca anlatalım: Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, hasta yatağında yatarken genel merkez destekli birilerinin "Artık başkan geri dönemez" diye yönetimi ele geçirme operasyonu devreye sokuldu.
Ancak Başkan Böcek iyileşip geri dönünce, bütün bu hesaplar bozuldu. Böcek de kendisine kumpas kuranlara karşı savaş başlattı.
Hedefteki isimlerden biri de CHP Antalya İl Başkanı Nusret Bayar'dı. Böcek, kendisine kumpas kuranlarla birlikte hareket ettiğini düşündüğü İl Başkanı Bayar'ı görevden aldırmak için birkaç kez CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü.
Ve çok açık bir tavır koydu: "Ya o ya ben..."
Kılıçdaroğlu, İl Başkanı Bayar'ı feda etmekte hiç tereddüt göstermedi ve yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı'ya "tek adam" olarak talimatını verdi: "İl başkanını görevden al..."
Genel Başkan Yardımcısı Salıcı, bir süre oyalama taktiği izlese de Böcek, işin peşini bırakmadı ve ısrar etti. Nihayet önceki gün toplanan CHP MYK'da Antalya CHP İl Başkanı Nusret Bayar görevden alındı. Böylece CHP Genel Merkezi, kendisinin de içinde olduğu "hasta yatağında yatan başkana kurulan kirli kumpası" en az zararla atlatmış oldu.
İşin en ilginç yanı, genel merkezle birlikte birçok insan bu kirli kumpasın içinde olduğu için kimse sesini çıkarmadı. CHP medyası dahil... Antalya gibi önemli bir ilin başkanının görevden alınması duyulmadı bile, "Suçu var mı yok mu?" diye soran da olmadı.
Sadece görevden alınan İl Başkanı Bayar, "Kamuoyunun bilgisine..." başlığıyla sert olmayan ama "hak, hukuk ve adalet" arayan partisi CHP'yi "hukuksuzlukla" suçlayan şu bildiriyi yayınladı:
"Ülkede yurttaşların hak ve hukukunu korumak için yola çıkan CHP'nin, önce kendi içinde hukuku işletmesini beklemek en doğal hakkımız ve samimiyetin gereğidir."
Şu satırlar da ülkede "hukuk" isteyen CHP'nin kendi içinde nasıl bir "hukuk" işlettiğini ortaya koymaya yetiyor:
"Bunca emeğimin karşılığında, en küçük bir yazılı ya da sözlü uyarı almadan, hiçbir olayla ilgili sorgulanmadan ve hiçbir iddiayla ilgili savunmam alınmadan 'parti ilkelerine, amaçlarına ve çalışma ilkelerine aykırı hareket ettiğim' gerekçesiyle görevden alınmam, anlamak ve açıklamakta güçlük çektiğim büyük bir haksızlıktır."
İşin doğrusu, bu görevden almaya rağmen Antalya'da sular durulmadı ve gerilim devam ediyor.