İranlı saadet zinciri şebekesinin ifadeleri ortaya çıktı! Milyonlarca dolarlık vurgun nasıl yapıldı?
Saadet zinciri şebekesi İstanbul'da kurdukları şirket ile milyonlarca dolarlık vurgun yaptıktan sonra yakalanmıştı. Hakim karşısına çıkan İranlı dolandırıcıların ifadeleri hayrete düşürdü.
İstanbul'da kurdukları şirketlerle, saadet zincirine benzeri bir yöntemle çok sayıda kişiyi dolandıran biri Türk 18 sanık hakim karşısına çıktı. Sanıklar suçlamaları reddederken, şikayetçilerden Davood Esfahanı, eşiyle birlikte 1 milyon dolara yakın para kaptırdığını belirtti.
İranlı saadet zinciri çetesine yönelik dava İstanbul 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya 1'i tutuklu 16 sanık ile avukatları ve müştekiler ile avukatları katıldı. 2 tutuklu sanık ise Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) ile katılım sağladı. Yapılan duruşmada tanık ifadeleri de dinlendi. Örgüt lideri olduğu iddia edilen Seyed Jafar Jafari ise firari durumda.
KİMSEYİ DOLANDIRMADIM
Çetenin Türk üyesi olduğu iddia edilen Çetin Salman savunmasında, "Seyed Mohammed Jafari"yi (Çete lideri olduğu öne sürülen Seyed Jafar Jafari'nin babası) tanırdım. Onun ricası üzerine onların Türkiye'de yapacakları ticarete yardımcı olmak için The Key International isimli şirkete geçici olarak yetkili oldum. Mali müşavirim bana bunu tavsiye etti. Bilahare de bu yöneticilikten ayrılacaktım. Bu şirket otellerde yapılan organizasyon işlerini düzenler. Ücreti karşılığında yine yaşam koçu olduğunu söyleyen Jafar Jafari'nin talepleri üzerine değişik organizasyonları şirket olarak gerçekleştirdik. Ancak biz sadece otel ayarlanması, gelen konukların ağırlanması gibi işlemlere yardımcı olduk. Bu toplantıları düzenleyen Jafar ve onun elemanlarıdır. Ben bu toplantıların içeriği hakkında bilgi sahibi değilim. Müştekileri tanımam. Müştekilerden alınan paralarla ilgili herhangi bir bilgim yoktur. Ben sadece yaptığımız organizasyonun paralarını aldım. Bu konuda yapılan sözleşmede dosya içinde mevcuttur. Benim yaptığım işlem ticari bir faaliyettir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Hiçbir örgüte üye değilim. Hiçbir örgütün yöneticisi de değilim. Kimseyi dolandırmadım. Böyle bir niyetimde yoktur. Benim Hacı Ali isimli bir lakabım yoktur. Ben Mustafa Adalı'dan herhangi bir şekilde 45 bin dolar para teslim almadım" dedi.
BÜTÜN İDDİALAR DÜZMECEDİR
Sanık Javad Jafarı savunmasında, "Çetin Salman babam Seyid Mohammed Jafarı'nin arkadaşıdır. Seyed Jafar Jafari ve Seyed Ehsan Jafari kardeşimdir. Bunların dışındaki sanıkları ve müştekileri tanımam. Babamın tanıdığı olan Hacı Salman olarak bildiğim Çetin Salman aracılığıyla Avukat Okan Arsan ile tanıştık. Bir kaç kez gidip geldikten sonra avukatlar Fatih Avşar ve Nizam Gövce'ye vekalet verdik. Okan bize kendisinin baş avukat olduğunu, kendisinin vekalet almadığını söylemişti. Sonradan Okan isimli şahsın avukat olmadığını öğrendik. Yapılan başvuru sonucu vatandaşlık hakkını aldıktan sonra Okan beni büroya çağırdı. Bana hakkımızda bir soruşturma olduğunu, 600 bin TL verirsem konunu kapanacağını, savcıyı tanıdığını söyledi. Ancak ben kabul etmedim. Bundan bir kaç gün sonra polisler geldiler. Bizi karakola götürdüler. Asayişte Okan ve yanında avukat Nizam'da vardı. Yine tanımadığım bir avukatta vardı. Okan bana 400 bin dolar kefalet verirsek savcıyla konuşacağını ve serbest kalacağımızı söyledi. Ben de güvenerek kendisine bir tanıdık aracılığıyla 400 bin dolar para ödedim. Sonra biz serbest kaldık. Daha sonra müştekilerin avukatının Nizam olduğunu öğrendim. Bundan şüphelendim. Kardeşim Jafar'a durumu anlattım. Jafarda bana Sorena, Okan ve Nizam'ın birlikte hareket ettiklerini ifade etti. Ben iddianamede belirtilen şekilde organizasyonlara katılmadım. Herhangi bir kişiden para almadım. Para vermedim. Hiçbir örgüt üyesi değilim. Bütün iddialar ve deliller düzmecedir. Tüm suçlardan beraatime karar verilmesini talep ederim" dedi.
SÖZ KONUSU RAKAMLAR BÜYÜK RAKAMLARDIR SUÇLAMALAR ASILSIZDIR
Tutuklu sanık Nefes Yegane savunmasında, "Ben suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum, herhangi bir örgüt üyesi değilim. Eşim Mahdi ve kız kardeşimin söylediği gibi söz konusu olaylar gerçekleşmiştir. Onların savunmalarına katılıyorum. Ben kimseden para almadım, kimseyi iddianamede belirtilen şekilde bir organize katılmalarını sağlamadım. Söz konusu belirtilen rakamlar büyük rakamlardır. Suçlamalar asılsızdır. Daha önce yapmış olduğum savunmalarda geçerlidir. Herhangi bir örgüt üyesi değilim" dedi.
KURULAN ŞİRKETLERDEN VE İŞLEMLERDEN HABERDAR DEĞİLİM
Sanık Seyed Mohammad Jafari savunmasında, "Ben suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum, hiç kimseden para almadım, iddianamede belirtilen şirketlerle ilgili bir bilgim yoktur. Hiçbir seminere katılmadım. Hiçbir müşteki ile üye yapma ya da para isteme konusunda herhangi bir temasım olmadı. Neden sanık olarak yargılandığımı da anlamadım. Ben Türkiye'ye geldiğimde ciddi rahatsızlıklarım vardı. Çetin Salman benimle ilgilendi. Tedavi olmamı sağladı. Oğlum Jafar Jafari Çetin'in telefonunu benden istemişti. Bende kendisine vermiştim. Kendisi bazı konularda Çetin'e danışacaktı. Ancak kurulan şirketlerden, yapılan işlemlerden haberdar değilim, beraatime karar verilmesini talep ederim" ifadelerini kullandı.
TANIK İFADESİ ALINDI
Tanık Ferdi Yılmaz verdiği beyanda, "Ben Mohammed Mahdi Raoufi ve Nefes Yegane isimli şahısların şoförlüğünü 2018 yılının Ağustos ayından itibaren yapmaya başladım, 2019 yılının Kasım ayında işten ayrıldım. Ben çalıştığım dönem içinde bu kişilerin değişik toplantılar yaptıklarını gördüm, ancak ne iş yaptıklarını ilk başta anlamadım. Sonradan müştekiler ortaya çıkmaya başladı. Ben bir nevi piramid sisteminin olduğunu ve bu nedenle ortaya mağdurlar çıktığını anladım. Sanıklar mağdurlar hakkında bizden para istiyorlar diye şikayetçi olmaya başladılar. Ben kendimde işten çıkmak istediğimde Mahdi Raoufi beni tehdit etti. Çünkü ben bir çok şeyi biliyordum. Ben konu hakkında bildiğim tüm hususları önceki beyanlarımda aynen ifade etmiştim ve whatsapp ses kayıtlarını da ibraz ettim. Önceki beyanlarıma ekleyecek başkaca bir husus yoktur, sanıklar bana çalıştığım süre içinde 3-4 kişinin bilgilerini atıp bu kişileri bulmamı istedi, ben sürekli bu talepleri geçiştirdim, en son Muhammed Mahdi bana Davut isimli bir şahsın iki tane kızının ismini verip, bu kızlar aracılığıyla Davud Esfaniye ulaşmak istediğini, bu kişide 300 bin dolar eteryum olduğunu, bunu polisten önce kendisinin bulmak istediğini söyledi, ben bu talebide yerine getirmedim, uygun görmediğim içinde bu işte çalışmayı bıraktım, benimle alakalı hırsızlık yaptığım iddiasıyla husumet oluşturmaya çalıştılar" dedi.
SÖZ KONUSU RAKAMLAR BÜYÜK RAKAMLARDIR SUÇLAMALAR ASILSIZDIR
Tutuklu sanık Nefes Yegane savunmasında, "Ben suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum, herhangi bir örgüt üyesi değilim. Eşim Mahdi ve kız kardeşimin söylediği gibi söz konusu olaylar gerçekleşmiştir. Onların savunmalarına katılıyorum. Ben kimseden para almadım, kimseyi iddianamede belirtilen şekilde bir organize katılmalarını sağlamadım. Söz konusu belirtilen rakamlar büyük rakamlardır. Suçlamalar asılsızdır. Daha önce yapmış olduğum savunmalarda geçerlidir. Herhangi bir örgüt üyesi değilim" dedi.
KURULAN ŞİRKETLERDEN VE İŞLEMLERDEN HABERDAR DEĞİLİM
Sanık Seyed Mohammad Jafari savunmasında, "Ben suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum, hiç kimseden para almadım, iddianamede belirtilen şirketlerle ilgili bir bilgim yoktur. Hiçbir seminere katılmadım. Hiçbir müşteki ile üye yapma ya da para isteme konusunda herhangi bir temasım olmadı. Neden sanık olarak yargılandığımı da anlamadım. Ben Türkiye'ye geldiğimde ciddi rahatsızlıklarım vardı. Çetin Salman benimle ilgilendi. Tedavi olmamı sağladı. Oğlum Jafar Jafari Çetin'in telefonunu benden istemişti. Bende kendisine vermiştim. Kendisi bazı konularda Çetin'e danışacaktı. Ancak kurulan şirketlerden, yapılan işlemlerden haberdar değilim, beraatime karar verilmesini talep ederim" ifadelerini kullandı.
TANIK İFADESİ ALINDI
Tanık Ferdi Yılmaz verdiği beyanda, "Ben Mohammed Mahdi Raoufi ve Nefes Yegane isimli şahısların şoförlüğünü 2018 yılının Ağustos ayından itibaren yapmaya başladım, 2019 yılının Kasım ayında işten ayrıldım. Ben çalıştığım dönem içinde bu kişilerin değişik toplantılar yaptıklarını gördüm, ancak ne iş yaptıklarını ilk başta anlamadım. Sonradan müştekiler ortaya çıkmaya başladı. Ben bir nevi piramid sisteminin olduğunu ve bu nedenle ortaya mağdurlar çıktığını anladım. Sanıklar mağdurlar hakkında bizden para istiyorlar diye şikayetçi olmaya başladılar. Ben kendimde işten çıkmak istediğimde Mahdi Raoufi beni tehdit etti. Çünkü ben bir çok şeyi biliyordum. Ben konu hakkında bildiğim tüm hususları önceki beyanlarımda aynen ifade etmiştim ve whatsapp ses kayıtlarını da ibraz ettim. Önceki beyanlarıma ekleyecek başkaca bir husus yoktur, sanıklar bana çalıştığım süre içinde 3-4 kişinin bilgilerini atıp bu kişileri bulmamı istedi, ben sürekli bu talepleri geçiştirdim, en son Muhammed Mahdi bana Davut isimli bir şahsın iki tane kızının ismini verip, bu kızlar aracılığıyla Davud Esfaniye ulaşmak istediğini, bu kişide 300 bin dolar eteryum olduğunu, bunu polisten önce kendisinin bulmak istediğini söyledi, ben bu talebide yerine getirmedim, uygun görmediğim içinde bu işte çalışmayı bıraktım, benimle alakalı hırsızlık yaptığım iddiasıyla husumet oluşturmaya çalıştılar" dedi.