Son dakika: Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Meclis'te Gara Operasyonu'nu anlattı
Son dakika haberine göre Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM'de Gara operasyonu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Akar, 'Irak’ın kuzeyinde, varlığını sürdürmeye çalışan PKK’ya karşı operasyonlarımız artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam etmektedir' ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanı Soylu ise, kaçırılan askerlerin ve polislerin kurtarılması için gösterilen çabaları tane tane anlattı. Tüm imkanların seferber edildiğini belirten Bakan Soylu, AK Parti Milletvekili Öznur Çalık’ın bu kapsamda HDP’li Pervin Buldan ile görüştüğünü, Buldan’ın kendisine kaçırılan asker ve polisler için “Biraz misafir edecekler, sonra bırakacaklar” dediğini aktardı. Soylu, "Allah şahittir, bu PKK terör örgütü ailelerimize karşı, şehitlerimize karşı galip gelemeyecek. Sizi yenecekler. (HDP sıralarına dönerek) Hiç gülmeyin Hanımefendi. Biz gülmüyoruz! Gülüyorsunuz, benim genel başkanımı ağzınıza alacak ağzınız yok. PKK, ailelerimize karşı zafer kazanamayacak, ailelerimiz onları yenecek." diyerek HDP'li vekile sert çıktı.
Terör örgütü PKK'nın 13 masumu şehit etmesi ve Gara operasyonu Meclis gündemine geldi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Meclis Genel Kurulu'nda Gara Bilgilendirmesi yaptı.
Bakan Akar'ın açıklamalarından derlenenler;
Irak'ın kuzeyinde, varlığını sürdürmeye çalışan PKK'ya karşı mücadelemiz, operasyonlarımız artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam etmektedir.
Şunu özellikle belirtmek isterim ki Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız. Irak'ın, siyasi birlik içinde istikrar ve refaha kavuşması en samimi arzumuzdur. Bu çerçevede; yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen terörü bitirmekte, 83 milyon vatandaşımızı, asil milletimizi terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Irak Kuzeyinde; terör örgütünün, sınır ötesindeki tahkimli mevzilerini ve barınma alanlarını imha etmek, hudut emniyetini ileriden sağlamak ve azami teröristi etkisiz hale getirmek maksadıyla operasyonlar yapılmaktadır. [Müteakiben Pençe-Kartal-1 Operasyonu kapsamında ise Irak K./Kandil, Sincar, Karacak Dağı, Zap, Avaşin-Basyan, Hakurk'ta (15 Haziran 2020 tarihinde) planlı hava harekâtı icra edilmiştir.]
16 Haziran 2020 tarihinde Sinath-Haftanin bölgesinde Pençe Kaplan Operasyonu başlatıldı; bu harekâta da planlandığı şekilde devam edilmektedir. Bu operasyonlar sonucunda belirli bölgeler, istikametler ve yerler teröristlerden temizlendi, temizlenmekte ve böylece teröristlerin hareket kabiliyetleri kısıtlanmış bulunmaktadır.
Böylece hareket serbestisi kısıtlanan örgütün, Gara'da toplanmaya başladığı istihbar edilmiştir.
Bu durum karşısında PKK, sözde güvenli bölge olarak GARA'yı seçti. Oraya odaklandı. Sözde okul, eğitim merkezi ve toplantı alanı olarak bu bölgeyi kullanmaya başladı.
Bugüne kadar girilmeyen bu bölgede teröristler, her an gelebilirler diye korksalar da kendilerini nispeten rahat ve emniyette hissetmekteydiler.
Bu bölgeyi zaten takip ediyorduk. Son beş ayda özellikle bu bölgeye yoğunlaştık.
Bu operasyon kara desteği olmadan 35 km. derinlikte icra edilmiştir. Bu kritik ve önemli operasyon, nicelikten çok nitelik olarak diğer operasyonlardan farklılık göstermektedir. [Bu mesafe, 135 km. olsa da fark etmeyecektir.] Yani diğer operasyonlardan farklı olarak, karadan herhangi bir destek ve irtibat olmadan icra edilmiştir. Operasyon için yoğun gizlilik tedbirleri altında geniş bir hazırlık süreci yaşandı.
Bu çerçevede; operasyon yapılacak arazi ile ilgili ayrıntılı harita çalışması yapılmıştır. Kuvvet ihtiyaçları belirlenmiş, hedeflere yönelik ayrıntılı çalışmalar icra edilmiştir. Dost ve müttefiklerimizle koordine edilerek yapılan harekât öncesinde; hedefler özenle seçilmiş, harekâtın planlanması ve icrasında sivil halkın can ve mal güvenliği ile çevrenin korunmasına azami hassasiyet gösterilmiştir.
Öncesinde Kara ve Hava Kuvvetleri, Kara Havacılık unsurları ile Özel Kuvvetler arasında ayrıntılı planlama ve koordinasyonlar da gerçekleştirilmiştir.
Bilahare yapılan bu çalışmalar harekât emrine dönüştürülmüş ve 10 Şubat 02:55'te de uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda; Hava Kuvvetlerine ait uçaklar ile İHA/SİHA'ların desteğinde harekât başlamıştır. Planlanan 50'den fazla hedeften 48'i vuruldu. Diğer hedefler güvenlik nedeniyle iptal edildi.
Hedeflerin vurulmasını müteakip 05:45'te hava hücum harekâtıyla; yani helikopterler ile özel kuvvet unsurları hedef bölgelerine indirilmeye başlandı ve böylece bölgeye giriş ve çıkışı önlemek için uygun arazi kesimleri kontrol altına alındı.
İlk temasta 2 şehit ve bir yaralımız oldu. Daha sonra yaralanan bu kahraman personelimiz de şehit oldu. Harekâtın tamamında 3 şehit ve 3 yaralımız mevcut olup; yaralılarımız hastanede tedavi altındadır ve hayati tehlikeleri bulunmamaktadır. Yaralılarımızdan biri dün taburcu olmuştur.
Birçok mağaranın bulunduğu bölgede ateş gelen mağaraya yoğunlaşılmış ve mağara girişlerinin demir kapılarla tahkim edildiği tespit edilmiştir. Gerekli keşif ve araştırmayı müteakip mağaranın diğer iki kapısı da bulundu. Güvenlik tedbirleri alınarak kapılar tahrip edildi. Bu esnada içeriden ateş ediliyor; el bombası atılıyordu. Bunlara ateşle karşılık verildi, el bombaları atıldı ve göz yaşartıcı gaz kullanıldı.
Bu uygulamalar sırasında; teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli çağrıda bulunuldu. Daha sonra mağara içerisinde ilerleme sırasında çok dar geçitlerin ve ilave demir parmaklıkların olduğu görüldü.
Uzun süren bu çalışmalar sonunda akşam saatlerine doğru, birinci terörist (Şervan KORKMAZ (K) / Osman ACER) "ateş etmeyin, teslim olmak istiyorum" diye dışarı çıktı ve teslim alındı.
Teslim alınan birinci terörist tarafından, İçeride 7 terörist ve alıkonulan 12'si Türk vatandaşı, 1'i yabancı 13 kişinin olduğu, − Alıkonulan 13 kişinin sözde Mağara sorumlusu Sorej (K) tarafından Hava Hücum Harekâtının başlangıcında; başlarına birer kurşun sıkılarak şehit edildiği ifade edildi.
Özel Kuvvet personelinin anonslarına ilaveten birinci teröristin de "bana iyi davranıyorlar, korkmayın, gelin teslim olun" çağrılarına rağmen diğer teröristlerden teslim olan olmadı.
Ertesi gün sabah saatlerinde ikinci bir terörist, mağaradan çıkıp kaçmaya çalışırken yakalandı. İkinci terörist (Merkaz BOTAN (K) / Doğan GEÇGEL) de ifadesinde; alıkonulan 13 kişinin Sorej (K) tarafından başlarından vurularak şehit edildiğini söyledi.
Operasyon sırasında yakalanan teröristlerin ifadesinde; sözde GARA sorumlusunun (Cuma BİLİKİ) yaptığı bir toplantıda; Erbil ziyaretimiz sonrasında Derik, Sincar veya Gara'da bir operasyon yapılacağını beklediklerini söylediği ifade edilmektedir.
Bu kapsamda; sözde mağara sorumlusu Sorej; YPG – PKK ilişkisinin en somut ispatıdır. Anılan terörist (Kamuran ATAMAN / Şırnak / Beytüşşebap / 1986 / Turuncu Liste) 2017- 2018 yıllarında Suriye/Kamışlı'da sözde cephe sorumlusu olarak bulunmuş, Derik'te bir nedenle tedavi gördükten sonra Gara bölgesine gönderilmiş ve 2019 yılı sonbaharında sözde cezaevi sorumlusu olarak görevlendirilmiştir. Ayrıca Özel Kuvvet personeli tarafından iki teröriste tekrar teslim olun çağrıları yaptırıldı. Çıkan olmadı. İçeriden ateşle karşılık verildi.
Bunun üzerine içeri girmeye karar verildi. Operasyon başlatıldı. İçerisi tamamen karanlıktı. Fenerle kısmi aydınlatma yapılarak, güvenlik sebebiyle operasyon dikkatli ve yavaş sürdürüldü. Mağara içerisindeki teröristler tarafından yapılan ateşe karşılık verilerek ilerlendi. Bir müddet sonra karşıdan gelen ateşler kesildi. 13 vatandaşımızın şehit edildiği bölüme girildiğinde, şehit vatandaşlarımızın naaşları görüldü. Gerekli güvenlik tedbirleri alınarak şehitlerimizin naaşları mağaradan dışarı tahliye edildi. Mağarada toplam 7 demir kapı ve 9 oda olduğu anlaşıldı. Dolayısıyla operasyon, kahraman personelimiz tarafından güvenlik tedbirleri alınarak çok zor şartlar altında icra edildi. Adli Tıp işlemleri için Adalet ve İçişleri Bakanlıklarımızla görüşülerek Şırnak, Diyarbakır ve Malatya alternatifleri değerlendirildi. Tıbbi imkânlar nedeniyle Malatya'nın uygun olduğu görüldü.
Mağaradan, önce Şırnak'a tahliye edilen şehitlerimiz son koordinasyon ile helikopterle Malatya'ya intikal ettirilerek Adli Tıp'a teslim edildi. Şehitlerimizin naaşlarının yurtiçine naklini müteakip, karadan ve havadan gerekli emniyet tedbirlerini alarak operasyona iştirak eden unsurlarımız kademeli bir şekilde yurt içine dönmeye başlamışlardır. Müteakiben, 14 Şubat günü bölgedeki unsurlarımız tarafından, paramotor ile kaçmaya çalışan 3 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıca, 15 Şubat günü de bölgedeki hedefler (3 hedef) vurulmaya devam edilmiştir.
Harekât boyunca 4'ü sözde üst düzey yönetici olmak üzere 51 terörist ölü, 2 terörist ise sağ olarak ele geçirilmiştir. İstihbarat kaynakları tarafından etkisiz hale getirilen terörist sayısının çok daha fazla olduğu yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır. Bu hususun önümüzdeki günlerde açıklığa kavuşması beklenmektedir. Bu harekât ile; bölgeye yerleşen, yeniden yapılanmaya çalışan ve bir şekilde hudutlarımıza, güvenlik güçlerimize ve halkımıza saldırı hazırlığında bulunan tüm unsurlar da büyük ölçüde temizlenmiştir. TSK, terör örgütünün kendisini çok emniyette hissettiği Gara'da, 75 kilometreye 25 kilometrelik bir alanda, PKK'ya ağır zayiat verdirmiştir. Terör örgütü dün olduğu kadar bundan sonra da kendini artık rahat hissedemeyecektir.
Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkemizin ve milletimizin güvenliği için terörle mücadeleye en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir. Hiçbir şehidimizin kanı yerde bırakılmadı, bırakılmayacaktır. Harekât sırasında hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimiz için de acil şifalar diliyorum. Sonuç olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri; asil milletimizin sevgisi, güveni ve desteği ile Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde Suriye'de, Irak'ın kuzeyinde, Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Karabağ'da ve daha birçok coğrafyada bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak, dost ve kardeşlerimizin de hakkını, hukukunu korumak için büyük bir fedakârlık ve kahramanlıkla mücadelesini sürdürmektedir.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarından derlenenler;
Dün gece 12 aileyi aradım arkadaşlarımla birlikte. Müslüm Altuntaş'ın babasının söylediği cümle, "gam yok keder yok bakan bey" dedi. Bu kadar uzun ve yorucu bir süreçten sonra ailelerin bu metaneti ve ortaya koydukları bu sabır bu milletin ruhunun kendilerinin tamamen vücudunda bezenmiş hali bize dün akşam bir ders daha verdi. Bu çocuklarımızın hiçbiri pikniğe giderken kaçırılmadı. Bir operasyondayken de kaçırılmadı. Bu olayın duyulduğu ilk andan itibaren AB ve ABD, PKK inşası ile gerçekleşen sosyal medya ile söylenenler bir amaç için söylendi. Hem acımız var hem de acımızı kanırtmak için söylediler. Malatya'ya ailesine giderken kaçırıldı. Kimisi de 2016 yılında açıköğretim imtihanına giderken kaçırıldılar. Olayı olduğu gibi anlatacağım size.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gara'da PKK tarafından şehit edilen Türk vatandaşlarının aileleriyle yaptıkları görüşmelere ilişkin "Biz, bu ailelere sadece bir vatandaş muamelesi yapmadık, Allah şahittir, evlat olduk. Her üç ayda bir görüştük ama kimlerin nasıl görüştüğünü, bu ailelerimizi nasıl istismar etmeye çalıştıklarını, nasıl PKK'ya yönelik yeni bir alan açmak için çaba sarf ettiklerini söyleyeceğim." dedi.
Soylu, TBMM Genel Kurulunda, Irak'ın Kuzeyi Gara bölgesinde icra edilen Pençe Kartal-2 Harekatı hakkında bilgi verdi.
Bugünün hüzünlü bir gün, yas günü olduğunu dile getiren Soylu, milletin, ülkenin ve şehit ailelerinin acısını paylaşmanın, bulundukları görevden daha ziyade bir evlat, bir insanlık ve aile vazifesi olduğunu ifade etti.
Gara'da şehit olanların aileleriyle kaçırıldıkları günden itibaren 5-6 yıldır tek bir aile olduklarını, dertleriyle dertlendiklerini belirten Soylu, şehitlere Allah'tan rahmet diledi, bu operasyonda şehit olan kahramanların yakınlarına başsağlığı, yaralananlara ise geçmiş olsun dileklerini iletti.
Soylu, dün bir şehit cenazesine katıldığını belirterek, "Ünzile teyzeyi dün tanımadım. İçişleri Bakanlığımın ilk gününden itibaren evladı nasılsa biz öyleyiz. Dün, Balıkesir'de evladını toprağa veren Sülbiye anneyi dün tanımadım. Eskişehir'deki Ayşe Güler ablamızı dün tanımadım. Gardırop siyasetçisi değiliz biz, gönlümüzle üzerimize düşen meselenin nasıl yapılabileceğini bilerek, bu meseleleri milletimize layık bir şekilde gerçekleştirebilmek için, bize verilen sorumluluğu bu dünyada da öte dünyada da yerine getirebilmek için çaba sarf eden arkadaşlarınızız." diye konuştu.
Ünzile teyzenin, kendisine bir cümle söylediğini aktaran Soylu, "İlkin anlamadım, bir daha eğildim, evladıyla ilgili, acısıyla yüreğiyle ilgili bir şey söylemedi. Üç defa 'Dik durun, dik durun, dik durun.' dedi." ifadelerini kullandı.
Soylu, dün gece 12 aileyi aradıklarını belirterek, şehitlerden Müslüm Altıntaş'ın babası Şevket Altıntaş'ın cümlesine işaret ederek, "Söylediği cümle, belki de hayatım boyunca benim peşimden gelecek cümledir, 'Başımız sağ olsun.' demeye gerek kalmadan, 'Gam yok, keder yok Bakan Bey.' dedi. Sözümün tamamını kesti. Birçok şehit cenazesine katılıyorum ama bu kadar uzun ve yorucu bir süreçten sonra ailelerin bu metaneti ve ortaya koydukları bu sabır, bu milletin ruhunun kendilerinin tamamen vücudunda bezenmiş hali, bize dün akşam bir ders daha verdi." değerlendirmelerinde bulundu.
"AİLESİNİN, ÇOCUĞUNUN YANINDA KAÇIRILDILAR"
Bakan Soylu, şehit edilen Türk vatandaşlarına ilişkin, "Bu çocuklarımızın hiçbirisi pikniğe giderken, terörle mücadele içerisindeyken bir operasyondayken de kaçırılmadı. Açık bir şekilde söylemek istiyorum, bu olayın duyulduğu ilk andan itibaren, Avrupa ve Amerika, FETÖ'nün PKK inşasıyla gerçekleşen sosyal medya, diğer birtakım cereyanlar içerisinden söylenenler, elbette ki bir amaca matuf bir şekilde söylenmektedirler. Hem acımız var hem bıçağı içimize sokup biraz daha kanırtmak için söylemektedirler. Bu çocuklar, ailesinin, eşinin yanından, çocuğunun yanından kaçırıldılar." diye konuştu.
Soylu, Malatya'ya annesi ve babasına, kendisine hazırlanan baklavayı yemek için giderken, kimisinin ise ana babasına bayram ziyaretinden dönerken, 2016 yılında en son kaçırılanların ise Açıköğretim sınavına giderken yoldan PKK terör örgütü tarafından kaçırıldığını anlattı.
Bu olaya ilişkin süreci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere 4,5-5 yıldır yaşadıklarını dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, bu ailelere sadece bir vatandaş muamelesi yapmadık, Allah şahittir, evlat olduk. Her üç ayda bir görüştük ama kimlerin nasıl görüştüğünü, bu ailelerimizi nasıl istismar etmeye çalıştıklarını, nasıl PKK'ya yönelik yeni bir alan açmak için çaba sarf ettiklerini söyleyeceğim. Hepimizin derdi, sadece benim derdim değil. Bu Meclis'teki herkesin, milletimizin derdi. Derdimiz ne bizim Gara'da? Niçin Avaşin-Basyan, niçin Hakurk, niçin Sinat-Haftanin? Niçin buralara giriyoruz? 2019 yılında terör örgütünün yaptığı tacizlerin yüzde 70'i o bölgelerden bize geldi. Allah razı olsun Türk Silahlı Kuvvetleri'mizden. Minnettarız, ölümü korkutarak o bölgelere gitti. Biz de içeride terörle mücadele ediyoruz. Niçin acaba '300'ün altına indirdik terörist sayısını diye, Türkiye'den artık 53 kişi katıldı, daha fazla kişi katılmıyor, anneler babalar artık evlatları artık dağa gitmiyor, okula gidiyor, öğreniyor.' diye niye böbürleniyoruz, niye hoşumuza gidiyor, niye bu mücadelenin yakasını bir türlü bırakmıyoruz? Sebebi o. Sinat-Haftanin'de varsan, Avaşin-Basyan'da varsan, Gara'da varsan..."
Gara'nın kara harekatının çok zor yapılabileceğine işaret eden Soylu, "Gerçi bir milletvekili çok yakın bir zamanda gitti, oralarda boy gösterdi. Onu da biliyoruz. Nasıl boy gösterdiğini de biliyoruz. İsmini sorarsanız söyleriz." dedi.
"TERÖR ÖRGÜTÜNDEN MERHAMET, VİCDAN BEKLEYEN VİCDANSIZDIR"
Gara'da şehit olanların aileleriyle kaçırıldıkları günden itibaren 5-6 yıldır tek bir aile olduklarını, dertleriyle dertlendiklerini belirten Soylu, şehitlere Allah'tan rahmet diledi, bu operasyonda şehit olan kahramanların yakınlarına başsağlığı, yaralananlara ise geçmiş olsun dileklerini iletti.
Soylu, dün bir şehit cenazesine katıldığını belirterek, "Ünzile teyzeyi dün tanımadım. İçişleri Bakanlığımın ilk gününden itibaren evladı nasılsa biz öyleyiz. Dün, Balıkesir'de evladını toprağa veren Sülbiye anneyi dün tanımadım. Eskişehir'deki Ayşe Güler ablamızı dün tanımadım. Gardırop siyasetçisi değiliz biz, gönlümüzle üzerimize düşen meselenin nasıl yapılabileceğini bilerek, bu meseleleri milletimize layık bir şekilde gerçekleştirebilmek için, bize verilen sorumluluğu bu dünyada da öte dünyada da yerine getirebilmek için çaba sarf eden arkadaşlarınızız." diye konuştu.
Ünzile teyzenin, kendisine bir cümle söylediğini aktaran Soylu, "İlkin anlamadım, bir daha eğildim, evladıyla ilgili, acısıyla yüreğiyle ilgili bir şey söylemedi. Üç defa 'Dik durun, dik durun, dik durun.' dedi." ifadelerini kullandı.
Soylu, dün gece 12 aileyi aradıklarını belirterek, şehitlerden Müslüm Altıntaş'ın babası Şevket Altıntaş'ın cümlesine işaret ederek, "Söylediği cümle, belki de hayatım boyunca benim peşimden gelecek cümledir, 'Başımız sağ olsun.' demeye gerek kalmadan, 'Gam yok, keder yok Bakan Bey.' dedi. Sözümün tamamını kesti. Birçok şehit cenazesine katılıyorum ama bu kadar uzun ve yorucu bir süreçten sonra ailelerin bu metaneti ve ortaya koydukları bu sabır, bu milletin ruhunun kendilerinin tamamen vücudunda bezenmiş hali, bize dün akşam bir ders daha verdi." değerlendirmelerinde bulundu.
Bakan Soylu, operasyona ilişkin tezviratlara da değinerek, "Bu operasyonda, ilk tezvirat şu oldu, bu evlatlarımız ayın 10'unda şehit oldu. Ailelere telefon açtılar, Belçika numaralı bir telefondan dediler ki 'Bombalıyorlar çıkın deyin ki Türk Silahlı Kuvvetleri burayı bombalamasın.' Çocuklarımız şehadete kavuştuktan sonra, onları katlettikten sonra, aileleri nasıl 5 yıl istismar etmişlerse ölümlerinde de istismar etmeye çalıştılar. Bunlar bu Meclisin ve milletimizin bilmesi gereken genel gerçeklerdir." ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığı bakan yardımcıları ve Emniyet Genel Müdürünün tek tek aileleri aradığını, ailelerin de kendilerini aradığını anlatan Soylu, "Biz ne böyle bir katli ne de başka bir şey biliyoruz. Burada şunu ifade etmem gerekir ki FETÖ ve PKK inşaası. Emre Uslu denilen müptezelden, FETÖ'nün bütün müptezellerine kadar, Türkiye'yi birbirine düşürmek için, PKK'nın Avrupa'da beslediği bütün müptezellere kadar, hainlere kadar, Allah'ınızı severseniz, terör örgütünden merhamet, vicdan bekleyen vicdansızdır, ahlak bekleyen ahmaktır. Terör örgütünden hukuk bekleyen ve 'Acaba bir şey olur mu?' diye ona yaslanan, hain oğlu haindir." şeklinde konuştu.
Bakan Soylu, "Ailelerle hiç temas kurulmadı." iddialarını anımsatarak, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ailelerle görüştürdüğünü söyledi.
Ailelerin "İnsan Hakları Derneğinin Türkiye'ye getirebileceğini söylüyorlar ama sizin bir hukuki uygulama yapmanızdan çekiniyorlar." dediğini aktaran Soylu, şunları kaydetti:
"Bana Sayın Cumhurbaşkanım bizatihi talimat verdi; 'Getirsinler, sınırdan alalım, herhangi bir şey olmayacak.' Bir daha... Bakan Yardımcım Mehmet Ersoy... 'Hiç devlet irtibat kurmamış.' Yalanın boyu kadar olur mu? Yazıklar olsun.
DHKP-C'li ve MLKP'li militanlar için Bakanlığımıza gelenlere söylüyorum; İnsan Hakları Derneği. Adalet Ağaoğlu, kurucusu olduğu dernekten ayrılırken 'Bu derneği PKK'lılar ele geçirdi.' dedi. Şimdi dikkat edin, bir PKK'nın yayınladığı bildiri, HDP MKYK'nin yayınladığı bildiri ve İHD'nin yayınladığı bildiri birbiriyle örtüşük bildiridir. Üçünün de amacı şudur; 'Devlet de PKK da sorumludur.' Biz terazinin aynı kefesiyiz öyle mi? Neyle? Terör örgütü ile beraber aynı kefesiyiz. Evlatlarımızı aldığınız, katlettiğiniz yetmedi, bir de bizi dünyaya, ülkemizdeki insanlara karşı, hele de aileleri istismar ederek, ailelere karşı sorumlu yapıyorsunuz. Tam 5 kere Bakan Yardımcım, sadece bir yılda görüştü. Tarihi, saati hepsi bizde var. Biz devletiz. Neyin, ne zaman görüşüldüğünü hepimiz biliyoruz. Aileleri Irak, Erbil'e götürdüler, elleri boş döndü. Neden? Çünkü terör örgütünün ilk katliamı mı? Hayır."
Bakan Soylu, terör örgütü PKK'nın sivil katliamlarına ilişkin ilk kez bir rakam paylaşacağını belirterek, şöyle devam etti:
"1984'ten bugüne kadar terör örgütü 6 bin 21 sivil katliam gerçekleştirdi. O İnsan Hakları Derneği denilen canı çıkasıca dernek bir tanesi için bir laf söyledi mi? Onun peşine takılıyorsunuz. Orada, Diyarbakır Anneleri'nden, 7 tane bu ailelerden olanlar vardı. Şevket amca oradaydı, hepsi oradalardı. Bir tanesinin yanına gidip, sizin dertlerinizle dertlendiniz dendi mi? Devlet burada üstüne düşen her şeyi yerine getirmiştir. Bu konuda da her türlü muhataplığı da insani olarak ortaya koyabilecek hiçbir kapıyı kapatmamıştır. Naci Bostancı Başkanım şahit. Size gelmediler mi? Mehmet Uçum'a gelmediler mi? 'Bu ailelerle görüşün.' denmedi mi? Defalarca bunun için gerekli her türlü imkan ortaya konmuştur. Hatta Bakan Yardımcıma, 'Eğer bir bombalama olmazsa teminatı biziz, siz merak etmeyin.' dendi. Bunlar alınırken, bir bombalamayla karşı karşıya kalınır mı diye sorulduğunda, 'Hayır.' bunları getirin. Yeter ki her türlü teminatı biziz."
İLK ZİYARET CHP'YE
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu TBMM'deki makamında ziyaret etti.
Bakanlar Akar ve Soylu, Meclis'te önce AK Parti grubunda Grup Başkanı Naci Bostancı ile görüştü. Akar ve Soylu, daha sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu TBMM'deki makam odasında ziyaret etti.
Bakanlara, Kılıçdaroğlu'nun odasına kadar AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş da eşlik etti.
Bakanlar Akar ve Soylu'nun, Gara operasyonu hakkında muhalefet partilerini bilgilendirmesi kapsamında gerçekleşen görüşme saat 12.00'de başladı. Görüşme, basına kapalı gerçekleşti.
Bakanlar Akar ve Soylu, saat 14.00'de de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i genel merkezde ziyaret ederek Gara operasyonu hakkında bilgilendirdi. İki bakan, ziyaretlerinin ardından TBMM Genel Kurul'da milletvekillerine operasyona ilişkin bilgi verecek.
48 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ
Pençe Kartal-2 Harekatı kapsamında 3'ü sözde üst düzey olmak üzere 48 terörist ölü, 2 terörist sağ ele geçirildi.
PKK'nın alçak saldırısında 13 masum vatandaş şehit oldu.
BAŞKAN ERDOĞAN: İŞİN ASLINI ANLATACAĞIZ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Yenişehir Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen Rize 7. Olağan İl Kongresi'ne katıldı, Aksaray-Eskişehir-Konya İl Kongrelerine canlı bağlantıyla hitap etti. Konuşmasında Gara'daki PKK katliamına değinen Başkan Erdoğan, Meclis'e soruşturma önergesi verileceğini belirterek "Bu işin gerçeğini anlatacağız" dedi.
Erdoğan, terör örgütüne destek verenlere "Hepiniz 13 masum insanın infazından sorumlusunuz " derken ABD'nin yeni başkanı Biden'a "Bunları iyi tanı" diye seslendi.