Başkan Recep Tayyip Erdoğan duyurdu! "Türkiye 2023 yılında Ay'a ulaşacak"
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Uzay Ajansı tarafından hazırlanan ‘Milli Uzay Ajansı’ Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. Başkan Erdoğan Türkiye'nin 2023'te Ay'a ulaşma hedefi olduğunu belirtirken bir Türk vatandaşını da Uzay'a göndermek istediklerini ifade etti. Ayrıca Batı ülkelerinin Türkiye'ye yönelik eleştirilerine cevap veren Başkan Erdoğan "Çılgın Türkler" ifadesini kullandı. Erdoğan ayrıca Macron'un sözlerine "Sen önce Ruanda'nın hesabını ver, Fransa'nın ellerinde kan var" yanıtını verdi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin Milli Uzay Programı'nın tanıtım töreninde açıklamalarda bulundu.
DÜNYAYA İLAN EDECEĞİZ
Bu akşam ülkemiz adına tarihi bir dönüm noktasına şahitlik etmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Uzun süreli bir planlama ve çalışmanın ürünü olan Türkiye'nin ilk milli uzay programını az sonra tüm dünyaya ilan edeceğiz.
Bu program gerçekçi ama bir o kadar da rekabetçi hedefleri kapsayan içeriğiyle ülkemizin uzaydaki yol haritası olacaktır. Küresel uzay yarışında ülkemizi üst liglere taşıyacak bu yol haritasının başarıyla hayata geçmesini diliyorum.
18 YIL VURGUSU
Dile kolay, tam 18 yıldır Rabbim bize nice güzel hizmetler, yatırımlar, atılımlar vesilesiyle milletimizin huzuruna çıkmayı nasip etti. Bugün de evlatlarımız adına yine büyük bir projenin heyecanıyla karşınızda bulunuyorum.
MEDENİYETİMİZİN GÖKYÜZÜNDE YOLCULUĞU BAŞLIYOR
Yüz yıllar boyunca yeryüzünde adaletin, ahlakın ve barışın öncülüğünü yapan medeniyetimizin gökyüzündeki yolculuğuna kapı aralıyoruz. Ülkemizin uzaydaki hak ve menfaatlerini nasıl koruyacağımızı, gelecek 10 yılı nasıl şekillendireceğimizi birazdan açıklayacağız.
"HEDEFLERİMİZ BİR HAYAL ÜRÜNÜ DEĞİL"
Ülkemizin uzaydaki hak ve menfaatlerini nasıl koruyacağımızı, gelecek 10 yılı nasıl şekillendireceğimizi birazdan açıklayacağız. Paylaşacağımız hedefler bir hayal ürünü değil. Havacılık ve uzay teknolojilerinde bugüne kadar başardıklarımızın bir üst noktaya taşınmasıdır.
Ülkemizin kozmik rekabetteki mücadelesi 1985'ten bu yana sürüyor. Bu mücadelenin altyapısını ise son 18 yıldaki yatırımlarımızla oluşturduk.
Bugün her alanda olduğu gibi uzay çalışmalarında çok daha güçlü bir Türkiye var. Kendi imkanlarımızla ürettiğimiz ve 2021 yılında uzaya fırlattığımız istihbarat uydumuz Göktürk-2 bunun ilk örneklerinden biridir. Böylece dünyada uydu üretme kabiliyetine sahip sayılı ülkeler arasına girdik.
GÖKTÜRK-3 YOLDA
Sırada Göktürk-3 var. Gece gündüz fark etmeksizin, yüksek çözünürlüklü görüntü elde edebilecek bu uydumuzun planlamalarına devam ediyoruz. İlk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydumuz İMECE'nin de entegrasyon işleri tamamlandı, testleri sürüyor. İnşallah 2021 yılında bu uydumuzu da uzaya fırlatacağız.
Gözlem uydularında kazandığımız tecrübeyle haberleşme uydularını da kendi imkanlarımızla üreterek bu kabiliyete sahip 10 ülkeden biri olmakta kararlıyız.
İnşallah yerli ve milli imkanlarla ürettiğimiz ilk haberleşme uydumuz Türksat 6A'yı da 2021'de uzaydaki yörüngesine yerleştireceğiz. Uydu teknolojisini alt bileşenleri üretmek konusunda da yoğun çalışmalar içerisindeyiz.
YERLİ YAZILIM GELİŞTİRİLECEK
Yüksek çözünürlüklü uzay kamerası, yeni nesil uçuş bilgisayarı, yönlendirebilir anten, tepki tekeri, güneş algılayıcı gibi birçok kritik sistemi özgün olarak geliştirip ürettik. Önümüzdeki süreçte Türk mühendislerinin yerli yazılımıyla birlikte uydulardan elde ettiğimiz bilgilerin güvenliğini de sağlamış olacağız.
Roketler, uydular, yer sistemleri ve daha nicesi için kurduğumuz modern altyapılar sayesinde fikirden ürüne kadar ihtiyaç duyulan tüm ürünleri sağlayabiliyoruz.
Uzay ve roket test merkezlerimiz, uzay sistemleri tasarım ve test laboratuvarlarımız, uydu haberleşme merkezlerimiz, yer kontrol istasyonlarımız, optik sistemler araştırma ve uygulama altyapılarımızda her geçen gün daha yetkin hale geliyoruz. Artık uluslararası bir oyuncu konumundayız.
EN ÖNEMLİ EKSİKLİĞİMİZ FIRLATMA KONUSU
Şu anda en önemli eksikliğimiz fırlatma konusudur. Kendi ürettiğimiz uyduları kendi roketlerimizle uzaya fırlatacak seviyeye henüz gelemedik. Ancak bu konuda da önemli adımlar attık. Geçtiğimiz yıl Roketsan roket fırlatma açılışını yaptık. Burada mikro ve mini uydularımızın kendi roketlerimizle uzaya fırlatılması çalışmalarını sürdürüyoruz. İnşallah bu merkezde daha iyi ileri çalışmalara ve başarılara imza atarak milli uzay programındaki hedeflerimize çok daha kolay ulaşacağız.
Uydu teknolojilerinin yanı sıra, astoronomik gözlem noktasında da önemli altyapılara sahibiz. Ülkemizin modern anlamdaki ilk gözlemevi olan TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi, Türkiye'nin en büyüğü olan bir teleskopu barındırıyor.
DOĞU ANADOLU'DA YENİ ATILIM
Doğu Anadolu Gözlemevini inşa ediyoruz. Bu tesis tamamlandığında ilk kızılötesi teleskobunu devreye almış olacağız. Sadece TÜBİTAK aracılığıyla son 18 yılda uydu, uzay, fırlatma sistemleri konusunda 56 projeye 2.1 milyar lira sağladık. Bu tür yatırımlarla uzay çalışmalarının gençlerimiz ve araştırmacılarımız nezdindeki cazibesini artırmayı ümit ediyoruz. Biz astronomi, matematik ve tıp gibi temel bilimlere öncülük etmiş, çığır açmış bir medeniyetin mirasçısıyız. Bugün uzay çağını konuşabiliyoruz.
İSİM İSİM SAYDI
Güneşin kendine özgü hareketi olduğunu ilk keşfeden, ilk Türk ve Müslüman astronom El-Fergani'dir. Andromeda Gökadası'nı ilk kez gözlemleyen, El-Sufi'dir. Jeodezi bilimini kurucusu, yerçekimi fikrini Newton'dan 7 asır önce dile getiren, Güneş'in hareketlerinden mevsimlerin başlangıçlarını hesaplayan ve yaşadığı asra ismini veren El-Biruni'dir. Gökcisimlerinin yere olan uzaklığını günümüz hesaplamalarına en yakın değerde bulan, Ayasofya'nın ilk müderrisi Ali Kuşçu'dur. Haberleşme, kontrol, denge kurma ve ayarlama bilimi olarak bilinen sibernetiğin kurucusu, birçok otomatik mekanizmayı tasarlayan El-Cezeri'dir. Adlarını burada sayamadığım binlerce bilim insanımızın başarılarıyla gurur duyuyoruz.
GÜÇ DENGELERİNİN FARKINA VARMAKTA GEÇ KALDIK
Bu gerçekleri asla unutmayacağız ama şunu da bileceğiz ki bizim daha yapacağımız çok iş var. Bu büyüklerimize layık olmak için yapacağımız çok iş var. Coğrafi keşiflerle değişen güç dengelerinin farkına varmada geç kaldık ve bunun bedelini ağır şekilde ödedik. Ama bugün dünya yeni bir değişimin arifesindedir. Yeni dönemde güç dengelerini uzay keşiflerinin bu alandaki yeni teknolojilerin belirleyeceği açıkça görülüyor.
Türkiye'yi kritik ve özgün teknolojilerin üreticisi yapma hedefimize kilitlenmemizin başında bu gerçeği görmemiz geliyor. Doğru zamanda insansız hava aracı ve silahlı insansız hava aracı teknolojilerine yatırım yaparak, sahada oyunu değiştiren tarafta yer almayı başardık. Bunu başaranları şahsım, ailem, milletim adına tebrik ediyorum.
ÇILGIN TÜRKLER GELİYOR
Bu akşam bu hazırlıkların bize yapan ve gerçekten bu sunumu bu kadar muhteşem bir şekilde hazırlayan Sanayii ve Teknoloji Bakanıma, tüm ekibine de yine şahsım, milletim adına tebriklerimi sunuyorum.
Tüm dünyanın gözü üzerimizde. Niye bu kadar saldırıyorlar? Neden? Çılgın Türkler geliyor diye. Milli elektrikli otomobil için de doğru zamanda adımlar attık. Bu konuda da Türkiye en çok konuşulan ülkeler arasında. Şimdi de uzay çalışmalarında doğru zamanlamayla, doğru adımları atarak kararlılığımız ortaya koyuyoruz.
İnsanlığın bir kısmının değil, tamamının barışa ve huzura kavuşması için medeniyetimizi yeniden şahlandırmak mecburiyetindeyiz.
"SEN RUANDA'NIN HESABINI VER"
Asırlar boyunca topraklarına her ayak basan tarafından sömürülen Afrikalı kardeşlerimiz için bunu başarmak mecburiyetindeyiz. Fransa'nın başındaki zat durmadan bana saldırıyor. Ya senin benle ne işin var? Sen önce Cezayir'in hesabını ver.
Senin büyüklerin Cezayir'de 1 milyon insanı öldürdü, onun hesabını ver. Sen önce Ruanda'nın hesabını ver. Ama Türkün ve Türkiye'nin, ne de ecdadımızın geçmişinde böyle bir şey söz konusu değil. Bizim ellerimizde kan yok ama sizde kan var. Sürgünlerle yerinden yurdundan edilen, dinini, dilini, ismini değiştirmeye zorlanan Asyalı kardeşlerimiz için bunu başarmak mecburiyetindeyiz.
Faşizmin ve suç şebekelerinin insafına bırakılmış Batılı kardeşlerimiz için de bunu başarmak mecburiyetindeyiz. Diyorlar ki Libya'dan, Azerbaycan'dan Türkiye askerini çeksin. 30 yıldır Azerbaycan'da tüm Karabağ'ı işgal altında tuttunuz. O topraklar kimin? O topraklar Azerbaycanlı kardeşimizin. Şimdi kendi göbeğini Azeri kardeşlerimiz kendileri kesti ve biz de elimizden gelen desteği verdik ve böylece Karabağ sahiplerinin eline geçti.
MACRON AKLINI KENDİNE SAKLA
Macron haber gönderiyor; Libya'dan Türkiye askerini çeksin. Sen bu aklı bize vereceğini kendine sakla. Ve biz askeri ve güvenlik iş birliği anlaşmamız olan Libya'yla anlaşmamızın gereğini yaptık ve sadece orada eğitim için varız, eğitimin dışında değil.
Bugün yeryüzünde adaleti tesis etmenin yolunu gökyüzünde güçlü şekilde var olmaktan geçiyor. Ne diyordu Yahya Kemal? Kökü mazide olan ati. Geçmişimizden aldığımız güçle kökümüzden beslenerek geleceğe bakacağız.
Teknolojik kapasitemizi geliştirmek ve buradan doğacak olan ekonomiden faydalanmak için uzayda da olacağız. Şu anda uzayı görüyorum. Ve bambaşka görüyoruz.
Elde ettiğimiz tecrübe ve birikimin bilim, sanayii ve teknoloji ekosistemimize aktarabilmek için orada olacağız. Onun için Varank, daha çok çalışacağız, yapacağımız çok iş var. Güçlü ve bağımsız bir Türkiye'nin yerini sadece dünyada değil, uzayda da tahkim edeceğiz. İşte bu vizyonu yürütecek olan kurumumuz Türkiye Uzay Ajansı'dır.
Uzay alanında birikmiş kabiliyetlerimizi tek çatı altında koordine etmek için yola çıktı. İlk görevi Milli uzay Programı hazırlamak olan ajansımız, tüm paydaşların katkılarıyla çalışmasını hamdolsun tamamladı.
GÖBEKLİTEPE'NİN SIRRI ORTAYA ÇIKTI
Şimdi Türkiye'nin uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji, hedef ve projelerinin yer aldığı Milli Uzay Programımızı, bugünlerde meşhur olan sloganıyla tüm dünyaya ilan ediyor ve diyorum ki: Gökyüzüne bak, ayı gör. (Göbeklitepe yakındaki bir tarlada 5 Şubat'ta görülen blokun üzerinde Göktürk alfabesiyle 'Ay'ı görmek istiyorsan gökyüzüne bak' yazıyordu.)
2023'TE AY'A ULAŞMAK İSTİYORUZ
Milli uzay Programı'ndaki birincil ve en önemli hedefimiz, cumhuriyetimizin 100. yılında Ay'a ilk teması gerçekleştirmektir. İnşallah Ay'a gidiyoruz. Hazırlıklarına başladığımız Ay programıyla bu hedefi 2 aşamada tamamlamayı düşünüyoruz.
İlk aşamada 2023 sonunda kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay'a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. Uzay aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı uluslararası iş birliğiyle hayata geçireceğiz. Hem Ay'a ulaşmayı başaran ülkelerden biri olacak, hem de ikinci aşama için gerekli bilgileri toplamış olacağız.
TÜRK MÜHENDİSLERİN BAŞARACAĞINA İNANIYORUM
Ay'a yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz ikinci aşamayı da tamamladığımızda Ay'da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz. Böylece medeniyet coğrafyamızın da sembolü olan hilali, al bayrağımızla Ay'a göndermenin gururunu milletimize yaşatacağız.
Hazırlıklarına başlayacağımız Ay programı fırlatma, roket ve kontrol teknolojilerindeki atılımlarımız için bir kaldıraç görevi görecektir. Bu program birçok alandaki çalışmalara zemin oluşturacaktır. Böylece yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz alt sistemlerin ticarileştirmesinin de önü açılacaktır.
Yakın zamanda Ay'a iniş denemeleri başarısızlıkla sonuçlanan ülkeleri gördük. Türk mühendislerinin bu görevi başaracaklarına tüm kalbimle inanıyorum.
BİR MARKA ORTAYA ÇIKARMAK İSTİYORUZ
Milli Uzay Programı'ndaki ikinci hedefimiz, yeni nesil uydu geliştirme alanında dünya ile rekabet edebilecek ticari bir marka ortaya çıkarmaktır.
Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda kurulacak olan tek bir milli şirket bünyesinde birleştireceğiz. Halihazırda uydu üretim sistemlerinin birden çok kuruluş tarafından yürütülüyor. Bunu tek çatı altında toplayarak hem tam eş güdümü yakalayacak, hem de tüm imkanlarımızı daha verimli şekilde kullanacağız.
Bu sayede rekabet gücümüzü artıracak dünyadaki uydu pazarından daha fazla pay elde etmeyi hedefliyoruz. Uzaydaki hedeflerimizle uyumlu olarak yeni uydu ihtiyaçlarımızı da çok daha da verimli şekilde gidereceğiz.
BÖLGESEL KONUMLAMA VE ZAMANLAMA SİSTEMİ GELİŞTİRİLECEK
Üçüncü hedefimiz, Türkiye'ye ait bir bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmektir. Sivil ve askeri amaçlı navigasyon ihtiyaçları için kullanılan bu uydu teknolojisine dünyada yalnızca 6 ülke sahiptir.
Yenilikçi bir yöntemle oluşturacağımız kendi bölgesel konumlama sistemimiz sayesinde büyük riskler barındıran dışa bağımlılıktan kurtulacağız.
UZAY LİMANI İŞLETMESİ KURMAK İSTİYORUZ
Bu hedefi tamamladığımızda kendi hassas navigasyon uygulamalarımız geliştirebileceğiz. Geliyorum, dördüncü hedefimize. Uzaya erişimi sağlamak ve bir uzay limanı işletmesi kurmaktır. Uzayda bağımsız güç olmanın yolu, uzaya erişimden geçiyor. Yerli ve milli roketlerimiz dünya yörüngesine ağır faydalı yük taşıyabilecek olgunluğa eriştirmemiz gerekiyor. En önemlisi de bir uzay limanı işletmesine sahip olmaktır. Uzay limanımızı en uygun coğrafyalardaki dost ve müttefik ülkelerle birlikte kurmayı planlıyoruz.
YETKİNLİĞİMİZİ ARTIRMAK İSTİYORUZ
Beşinci hedefimiz, uzay havası ya da meteorolojisi olarak tabir edilen alan ayatırım yaparak uzaydaki yetkinliğimizi artırmaktır. Kablosuz yayınlar, haberleşme ve navigasyon sistemleri, elektrik şebekeleri ve petrol boru hatları uzaydaki değişimden zarar görebiliyor. Özellikle de ülkemizin yeryüzü ve gökyüzündeki operasyonlarını daha güvenli hal getireceğiz.
DAHA İLERİ KONUMA GELME ARZUMUZ VAR
Altıncı hedefimiz, Türkiye'yi astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin yerden takibi sayesinde daha ileri konuma getirmektir. Bu misyona yönelik halihazırda altyapılarımız mevcuttur. Yedinci hedefimiz, ülkemizde uzay sanayii ekosistemini daha da geliştirmektir.