İkinci Gezi için derin tuzak ve provokasyon girdabı! Gezi’deki gibi gençleri kimler kışkırtmak istiyor
Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan yasal rektör ataması bahane edilerek sokaklar karıştırılıyor, muhalefet partileri, terör örgütleri ve yurt dışından da gösterilere destek mesajları geliyor. Peki sokakları karıştıranlar kimler? Üniversiteler üzerinden planlan oyun ne? Gezi süreci ile bugün yaşananlar arasından benzerlik var mı? Detaylar A Haber’in hazırladığı analiz haberde…
Gezi'de nasıl mesele sadece bir ağaç değilse bugün de mesele sadece bir rektör ataması değil çünkü biz bu filmi defalarca gördük. Yıllarca üniversiteler karıştırılarak ülke her geçen gün felakete götürüldü. 1970 yılı çok ciddi boyutlara varan öğrenci eylemleri ve sağ-sol çatışmalarıyla geçti. 12 Eylül 1980'e kadar yoğun şekilde devam eden bu olaylar üniversite öğrenci olayları olmaktan çıktı, toplumu tümden etkileyen olaylar haline geldi.
Yıllar sonra üniversiteler üzerinden kirli bir plan devreye sokuldu. Boğaziçi Üniversitesi'nden bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmaya niyeti olanlar yine devrede. CHP'nin, İYİ Parti'nin ve HDP'nin bizzat sahada olduğu, PKK, MLKP, DHKP-C ve FETÖ gibi terör örgütlerinin alevlendirdiği protestoları bir sokak hareketine dönüştürmek istiyorlar.
Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör atamasından dolayı başlatılan protesto gösterileri, terör örgütlerinin dahil olmasıyla beraber gezi olaylarına benzer bir ayaklanma projesine dönüştü. Tıpkı Mayıs 2013'te olduğu gibi bugün olduğu gibi 2013 Mayıs'ta da hepsi bir aradaydı. Hepsi oradaydı ve hepsinin tek hedefi vardı. Bugün nasıl mesele yasal bir rektör ataması değilse o günde söylendiği gibi ağaç değildi.
Gezi'nin yaşandığı günleri iyi hatırlamakta da fayda var. O mayısa kadar tam 52 yıl boyunca kapısında kul-köle olunmuştu IMF'nin… Dile kolay tam 52 yıl geçmişti aradan yüzlerce milyar dolar faize akmıştı. İşte en başta o sayfa kapanmıştı. Sonra rekorlar geldi ardı ardına. Dünyanın en büyük havalimanı ihalesi yapıldı.
Tam 22 milyar Euro devletin kasasına kaldı. Üçüncü köprünün temeli atıldı. Faizler o güne dek hiç inmediği yerlere indi. Tıpkı bugün olduğu gibi. Yeni reformların arefesinde olan bir Türkiye vardı o günlerde.
Dünya pandeminin getirdiği ekonomik kriz ile boğuşurken, başarılı politikası ile adından söz ettiren bir Türkiye var artık. Dolar düşmeye başladı, borsa rekor üstüne rekor kırdı TL değer kazandı. Ülkeye sermaye girişi başladı.
Yani tam da her şey düzelmeye başlarken Gezi'deki gibi sokak çağrısı başladı yine çünkü Türkiye kalkınmasın, gelişmesin, ekonomisi her geçen gün kötüye gitsin istiyorlar. Peki kim bunlar, neden sokakları karıştırıyorlar?
Gezi'de olanların hepsi bugün yine sahada. Mesala PKK'nın siyasi uzantısı HDP Gezi'de yol çalışması yapan kepçelerin önüne onlar yattı. Kameralara onlar şov yaptı ve onlar kepçelerin önüne yattıkça şov yaptıkça meydan kalabalıklaştı.
Ve bugün Boğaziçi Üniversitesi'nde rektörlüğü ablukaya almak isteyen aralarında LGBT'lilerin bulunduğu provokatör grubun içinde yer alan HDP'li Hüda Kaya dokunulmazlığınında avantajıyla polise saldırdı. Hüda Kaya'nın polise yönelik saldırısına polis büyük bir sabırla karşılık verdi. Dokunulmazlığını fırsat bilen Hüda Kaya tıpkı Gezi'de Sırrı Süreyya'nın yaptığı gibi olayları provoke edip, gençleri tahrik ediyordu.
Köklü geçmişi, jeopolitik konumu, nüfusu, küresel siyasette söz sahibi pozisyonu ve güçlü ekonomisinin getirdiği bir sonuç olarak tarih boyunca birçok iç ve dış saldırıya maruz kalan Türkiye'de, sadece Gezi olaylarının ekonomik maliyeti 100'lerce milyar doları buldu.
İşte birilerinin masum sokak eylemi dediği gezi ülkeye büyük bir darbe vurmuştu. Gezi provokasyonun üzerinden yıllar geçti ama ana muhalefetin Gezi özlemi hiçbir zaman bitmedi.
Bugün Boğaziçi'nde olanlar gibi her toplumsal olayın ardından sokak çağrıları yapıldı aradan yıllar geçtikten sonra bile sokağa umudunu bağlayanlar dillerinden düşürmedi Gezi Parkı'nı...
Bazen siyasetçi olarak çıktılar karşımıza bazen gazeteci bazen de sanatçı. Karakollar basılırken, askerler şehit düşerken sessiz kalırlar PKK ormanları yakarken, binlerce çocuğu dağa kaçırırken sessiz kalırlar ama binlerce iş yeri yağmalanırken polis ve belediye araçlarının yakılırken ülkenin geleceğine dinamitlenirken en önde gördü onları hep.
Gezi'de sokaklar yanarken gençleri provoke edenler bugün yine devreye girdi. Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanan Melih Bulu'yu protesto eden bazı öğretim görevlileri ve LGBT kulüp üyeleri, rektörlük binasını işgal etmek istedi. İşte bu işgale destek olarak tencere tavalı gösteri düzenledi. Tıpkı Gezi'de olduğu gibi.
Türkiye düşmanlarının yanında saf alan Avrupa Parlamentosu eski Türkiye Raportörü Kati Piri, Boğaziçi'ndeki protestocu gruba destek verdi. Piri "Türk hükümetinin zulmü artık Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin aleyhine dönüyor. Birçoğu, hükümet tarafından atanan rektörü barışçıl bir şekilde protesto ettikleri için tutuklanıyor. Cesur öğrencilere!" ifadelerini kullanarak öğrencileri provoke etti.