Son dakika: İlk milli Fırkateyn İstanbul 'Mavi Vatan'da! Başkan Erdoğan'dan önemli açıklamalar
Son dakika haberine göre Milli fırkateyn 'İstanbul'un denize indiriliş töreninde önemli açıklamalarda bulunan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Askeri, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur. Güvenlik için atılan her adımda baskı ile karşılaştık." dedi. Başkan Erdoğan, "Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke içinde yer alıyoruz. İnsansız hava aracı, silahlı insansız hava aracı ve TİHA üretiminde artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız." ifadelerini kullandı. Erdoğan İstanbul Fırkateyni'nde yüzde 75'lik yerliliğe ulaşıldığını söyledi ve Türk savunma sistemlerinin büyük ilgi gördüğünü söyledi. Öte yandan fırkateynin, 2023'te Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmesi hedefleniyor. Fırkateyn tamamlandığında tam boyunun 113 metre ve genişliğinin 14,4 metre olması planlanıyor. Yaklaşık 3 bin ton deplasmana sahip İ sınıfı fırkateyn, Ada sınıfı korvetlerden farklı olarak satıhtan havaya güdümlü mermi bulunduracak ve fırlatabilecek.
İstanbul Tersane Komutanlığı'nda düzenlenen MİLGEM Projesi'nin 5'inci gemisi İstanbul (F-515) Fırkateyni'nin Denize İniş ve Pakistan MİLGEM Korvet Projesi 3'üncü Gemi İlk Kaynak törenlerine katıldı.
Tören vesilesiyle Pakistan'a selam ve sevgilerini gönderen Erdoğan, "Bugün tarihten süzülüp gelen Türkiye-Pakistan kardeşliğini, hamdolsun bir adım daha öteye taşıyoruz. Geçen sene İslamabad'a yaptığımız ziyaret vesilesiyle yeni boyutlar kazanan iki ülke iş birliği, inşallah her alanda güçlenmeye devam edecektir. Pakistanlı kardeşlerimizle özellikle savunma sanayi alanında çok ciddi bir potansiyelimizin olduğunu biliyoruz. Türkiye gibi Pakistan da oldukça zorlu bir coğrafyada terör örgütleri başta olmak üzere birçok tehditle mücadele ediyor. Bu tehditlerin bertaraf edilmesinde iki kardeş ülkenin birbirine sunabileceği çok ciddi katkılar olduğuna inanıyorum." diye konuştu.
GÜVENLİK İÇİN ATILAN HER ADIMDA BASKI İLE KARŞILAŞTIK
Başkan Erdoğan, son yıllarda yaşanan olayların, savunma alanında güçlü, bağımsız ve teknolojik bakımdan yeterli olmayan milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu durum bizim gibi aynı anda farklı cephelerde beka mücadelesi yürüten ülkeler için daha çok geçerlidir. Türkiye, hem milli güvenliğini garanti etmek hem de dostlarının haklarını savunabilmek için caydırıcılığını en üst düzeyde tutmak mecburiyetindedir. Biz yakın tarihimizde silah, mühimmat ve askeri teçhizat açısından dışa bağımlılığın acısını da çok çekmiş bir ülkeyiz. Kıbrıs Barış Harekatımız dolayısıyla uğradığımız ambargoları daha dün gibi hatırlıyoruz. Bırakın parasını peşin ödediğimiz uçakları teslim almayı, periyodik bakım için gönderdiğimiz uçaklarımızı dahi bu dönemde geri alamadık. Hatta yıllarca bize teslim edilmeyen uçaklar için hangarda saklama ücreti ödemek zorunda kaldık. Suriye'deki ve Irak'taki meşru terörle mücadele harekatlarımızdan Doğu Akdeniz ve Ege'deki çıkarlarımızı savunma mücadelemize kadar milli güvenliğimizi korumak amacıyla attığımız her adımda baskıyla karşılaştık."
ASKERİ BAKIMDAN GÜÇLÜ OLMAK ZORUNLULUKTUR
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, iddia sahibi olmanın, imkan sahibi olmayı, bunun da çok çalışmayı gerektirdiğine işaret ederek, "Biz, iddiaları, hedefleri, dünyanın gidişatına dair söyleyecek sözü olan bir milletiz. Biz, 83 milyon vatandaşımızla beraber milyonlarca kardeşimizin de sorumluluğunu taşıyan bir ülkeyiz. Öyleyse askeri, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur." dedi.
KENDİ SAVAŞ GEMİSİNİ TASARLAYAN 10 ÜLKE İÇİNDE YER ALIYORUZ
"Biz iddiaları, hedefleri, dünyanın gidişatına dair söyleyecek sözü olan bir milletiz." şeklinde konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Savunma sanayisinde 2002 yılında sadece 62 proje yürütülürken bugün bu sayı 700'e yaklaştı.
Kara ve deniz araçlarında kendisiyle beraber dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayan bir ülke haline geldik.
Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke içinde yer alıyoruz.
Bugün denize indirdiğimiz millî fırkateynimiz İstanbul F515'in inşasının kazasız belasız tamamlanmasını diliyor, projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) January 23, 2021
İnşallah 5 yılda hizmete alacağımız 5 büyük proje ile donanmamızı çok güçlü bir konuma getireceğiz. pic.twitter.com/YNdFMLRHBP
İçimizdeki gafillerin tüm karalama kampanyalarına rağmen silahlı, silahsız insanız hava araçlarımız tüm dünyada gıpta ile takip ediliyor.
Bugüne kadar yapılan çalışmaların başarısını, kurumlarımız arasındaki iş birliğini geliştirmemize borçluyuz.
Küresel tedarikçilerin önümüze çıkardığı zorlukları ve uyguladığı gizli, açık ambargoları kendi gücüyle aşabilen bir ülke konumundayız. Öyle bir yere doğru gidiyoruz ki maalesef hiç arzu etmeyiz ama kötü komşular bizi ev sahibi yaptı.
Herhangi bir alanda muadil ürünler ve projeler arasında mutlaka kendi firmalarımızı, milli kuruluşlarımızı tercih etmek birinci önceliğimizdir."
İHA,SİHA ÜRETİMİNDE DÜNYANIN İLK 3-4 ÜLKESİ ARASINDAYIZ
Erdoğan, "İnsansız hava aracı, silahlı insansız hava aracı ve TİHA üretiminde artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız." diye konuştu.
Başkan Erdoğan, "Acil ihtiyaçları karşılayacak, özellikle de dışarıdan temin yoluna gitsek bile planlamalarımızın omurgası mutlaka milli imkanlara dayanmalıdır." dedi.
"Savunma sanayisinde sadece geçmişin eksiklerini gidermekle kalmıyoruz, aynı zamanda geleceğe de hazırlanıyoruz." diyen Erdoğan, "İnşallah 5 yılda hizmete alacağımız 5 büyük proje ile donanmamızı çok güçlü bir konuma getireceğiz." şeklinde konuştu.
Erdoğan, "Korkut alçak irtifa hava savunma sisteminin deniz versiyonu olan Gökdeniz'i ilk kez İstanbul Fırkateyni'yle birlikte envantere alacağız. Anadolu Gemimizden sonra yerli ve milli olarak planlayacağımız uçak gemimiz bizi bu alanda en üst lige taşıyacaktır" dedi.
Savunma sanayinde 2002 yılından itibaren millilik ve yerliliğin azami seviyeye çıkarılması için her türlü imkanı seferber ettiklerini dile getiren Erdoğan, bu gayretlerinin neticesini de almayı başardıklarını söyledi.
Erdoğan, "Savunma sanayinde 2002 yılında sadece 62 proje yürütülürken, bugün bu sayı 700'e yaklaştı. Sadece son 5 yılda yaklaştık 350 yeni projeyi başlattık. Bütçesi 5,5 milyar doları ancak bulan savunma projelerini yaklaşık 11 katlık bir artışla 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaştırdık." diye konuştu.
İhale süreci devam eden projeler de göz önüne alındığında bu alanda 75 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe ulaşıldığını aktaran Erdoğan, "Aynı yıllarda savunma sanayi alanında çalışan firma sayımız 56'dan 1500'ün üzerine çıktı. Sektörün 1 milyar dolara ancak varan yıllık ciro rakamı bugün 11 milyar doları buldu. İhracatımız ise 248 milyon dolar seviyesinden 3 milyar doları aşan bir noktaya geldi." ifadelerini kullandı.
KÖTÜ KOMŞULAR BİZİ EV SAHİBİ YAPTI
Başkan Erdoğan, askeri gemi inşaat sektöründe ise 3 kıtada, 9 ülkeye toplam bedeli 3 milyar doları bulan 130 adet deniz platformu ihraç ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Sadece 4 yıl önce dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde 2 firmamız varken, hamdolsun bugün aynı listede 7 firma ile temsil ediliyoruz. Kara ve deniz araçlarında kendimizle beraber dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayan bir ülke haline geldik. Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke içinde yer alıyoruz. İnsansız hava aracı, silahlı insansız hava aracı ve TİHA üretimindeyse artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız. Nereden nereye. İçimizdeki gafillerin tüm karalama kampanyalarına rağmen silahlı, silahsız insansız hava araçlarımız tüm dünyada gıptayla takip ediliyor. En son 44 günlük Karabağ zaferinde olduğu gibi Türk SİHA'ları elde ettikleri başarılarla harp yöntemlerini de değiştiriyor. Aynı şekilde Libya'da bütün oradaki savaşın akışını değiştirmiştir. SİHA'ların göz dolduran başarılarıyla beraber ülkemizin diğer savunma ürünlerine yönelik ilgi de artıyor. Küresel tedarikçilerin önümüze çıkardığı zorlukları ve uyguladığı gizli, açık ambargoları kendi gücüyle aşabilen bir ülke konumundayız. Öyle bir yere doğru gidiyoruz ki maalesef hiç arzu etmeyiz ama kötü komşular bizi ev sahibi yaptı."
PLANLAMALARIMIZIN OMURGASI MUTLAKA MİLLİ İMKANLARA DAYANMALIDIR
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, hala önlerinde katetmeleri gereken ciddi mesafe bulunduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin kamera... Güya dostuz, güya NATO'da beraberiz, kamera istiyoruz kamera vermiyor. Niye? 'Sen niye Ermenistan'la savaşıyorsun?' Ermenistan benim dostuma, soydaşlarıma saldırıyor, biz de bundan dolayı burada elimizden gelen desteği vermek durumundayız, bunu yapıyoruz. Senle biz NATO'da beraber değil miyiz? Beraberiz. NATO'da beraber olduğumuza göre niçin burada bu tür bir yaklaşım yapıyorsun? Ne oldu? Şimdi bunu da hamdolsun biz kendimiz üretir duruma geldik, geliyoruz. Bugüne kadar yapılan çalışmaların başarısını kurumlarımız arasındaki iş birliğini geliştirmemize borçluyuz. Kara, deniz ve hava gücümüzü artırırken kurumsal taassuplarla değil, vizyoner bir bakış açısıyla hareket ettik."
Kamu, özel sektör, üniversite ayrımına gitmeden tüm imkanları, tüm bilgi birikimini en etkin şekilde değerlendirmeye çalıştıklarına işaret eden Erdoğan, şimdi bunu bir adım daha öteye taşımaları gerektiğini söyledi.
Erdoğan, kurumların verimliliğini artırma noktasında yaşanan eksikliklerin süratle giderilmesi gerektiğini, mevcut bilgi birikimini ve kaynakları en doğru şekilde kullanarak aynı konuda mükerrer işler yapılmasının önüne geçerek hiçbir şekilde israfa mahal verilmemesi gerektiğini kaydetti.
Bilginin çok hızlı bir şekilde yayıldığı, bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı bir yüzyılda yaşamanın sağladığı avantajları çok iyi değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları aktardı:
"Herhangi bir alanda muadil ürünler ve projeler arasında mutlaka kendi firmalarımızı, kendi milli kuruluşlarımızı tercih etmek birinci önceliğimizdir. Acil ihtiyaçları karşılayacak özellikle de dışardan temin yoluna gitsek bile planlamalarımızın omurgası mutlaka milli imkanlara dayanmalıdır. Tüm bu hususlarda Savunma Sanayi Başkanlığımıza, üniversitelerimize, SAGE ve STM gibi savunma sanayi kuruluşlarımıza, firmalarımıza çok önemli görevler düşüyor. Bu uğurda çalışan işinin ehli, üretken ve samimi tüm girişimcilerimizin ve firmalarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz."
2023'TE DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞINA KAZANDIRMAYI HEDEFLİYORUZ
Bugün MİLGEM projesinin 5'inci gemisi istif sınıfı fırkateynlerin birincisi, ülkenin ilk milli fırkateyni olacak İstanbul'u suyla, mavi denizle buluşturduklarını hatırlatan Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığı'nda inşası süren projede STM'nin altında 150'den fazla sistem için 80 civarında alt yüklenicinin görev yaptığını aktardı.
Başkan Erdoğan, korvet sınıfı MİLGEM'lerde ulaşılan yerlilik oranının yaklaşık yüzde 70 iken, İstanbul gemisinde bunu yüzde 75'in üzerine çıkarmanın ayrıca memnuniyet verici olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Milli imkanlarla tasarlanan fırkateynimiz gelişmiş hava savunma ve su üstü harbi, deniz altı savunma harbi ve karakol faaliyetlerini icra edecektir. Ayrıca keşif ve gözetleme, hedef tespit, teşhis ve tanıma, erken ihbar kabiliyetleriyle üs ve liman savunması görevlerini gerçekleştirecektir. İstanbul Fırkateyni'mizi Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza kazandırmayı hedefliyoruz. Savunma sanayinde sadece geçmişin eksiklerini gidermekle kalmıyor, aynı zamanda geleceğe de hazırlanıyoruz."
Araştırma, geliştirme yatırımlarını artırarak yüksek teknoloji gerektiren sistemlerin hayata geçirilmeye devam ettiğini ifade eden Erdoğan, "Korkut alçak irtifa hava savunma sisteminin deniz versiyonu olan Gökdeniz'i ilk kez İstanbul Fırkateyni'yle birlikte envantere alacağız." diye konuştu.
Erdoğan, yerli ve milli olarak geliştirilen üç boyutlu arama radarı ve aydınlatma radarı gibi sistemlerinin de bu gemiyle ilk kez kullanılmaya başlanacağını dile getirerek, MİLGEM istif sınıfı gemilerin MİLGEM ada sınıfı gemilerden ana farklılığının hava savunma kabiliyetinin artırılması olduğunu kaydetti.
Bunun için geliştirmesi süren milli dikey atım sistemini de İstanbul Fırkateyni'nde ilk kez kullanacaklarını vurgulayan Erdoğan, ilk milli gemisavar füzesi Atmaca'nın gemilere entegre edilmeye başlandığını söyledi.
Bu gemilerde Atmaca'nın göreve hazır olacağını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"İnşallah 5 yılda hizmete alacağımız 5 büyük proje ile donanmamızı çok güçlü bir konuma getireceğiz. Bu sene içinde test ve eğitim gemimiz Ufuk'u, yine bu yıl içinde üzerine konuşlandıracağımız helikopter ve İHA'larla hava operasyonları yapabileceğimiz çok maksatlı amfibi hücum gemimiz Anadolu'yu, önümüzdeki yıl yeni tip denizaltılarımızın ilki olan Piri Reis'i, 2023'te İstanbul Fırkateynimizi, 2024'te denizde ikmal ve muharebe destek gemisi DİMDEG'i inşallah Deniz Kuvvetlerimize kazandıracağız. Ayrıca denizaltı teknolojisinde önemli kabiliyetler edindiğimizi yeni tip 6 denizaltımızı 2022 yılında Piri Reis'ten başlayarak her yıl birer tane olmak üzere hizmete alacağız."
YERLİ VE MİLLİ UÇAK GEMİMİZ BİZİ EN ÜST LİGE TAŞIYACAK
Başkan Erdoğan, denizaltı platformlarından uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının ileri teknolojiye sahip yerli ve milli silah ve sensör sistemleriyle birlikte geliştirilmesini ve bunların ihracatını sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
MİLGEM istif sınıfında 6, 7 ve 8'inci fırkateynlerin inşasıyla ilgili süreci de yakın zamanda başlattıklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Anadolu gemimizden sonra yerli ve milli olarak planlayacağımız uçak gemimiz bizi bu alanda en üst lige taşıyacaktır, bunun da görüşmelerini yapıyoruz ve süratle onun da adımını inşallah atacağız. Kaptanı Derya Barbaros Hayrettin Paşa 'Denizlere hakim olan cihana hakim olur.' diyerek deniz gücünün önemini ifade etmiştir. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak kendimizi bu alanda sürekli geliştirmek, ileri teknolojilerle altyapımızı güçlendirmek durumundayız. Bunu da ancak bütüncül bir bakış açısıyla başarabiliriz. Kamu ve özel sektörüyle Türk savunma sanayinin tamamı bir bütündür. Terör örgütleriyle simbiyotik ilişkisi olanların tamamı yalan, tamamı çarpıtma ürünü hezeyanlarının bizi doğru yoldan alıkoymasına müsaade edemeyiz. Bunların amacı ülkemizi sadece askeri açıdan değil ekonomik olarak da dışarıya bağımlı kılmaktır."
Erdoğan, merhum Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş ve Nuri Killigil gibi vatan ve millet sevdalısı girişimcilerin projelerini dinamitleyenlerin bugün de aynı tavrı farklı söylemlerle devam ettirdiğini vurgulayarak, "Heyhat artık o günler geçti. Onlar eski Türkiye'deydi. Şimdi yeni Türkiye, büyük ve güçlü Türkiye var. Onlar ne yaparsa yapsın biz hedeflerimize, sınırsız teknolojiler, güvenli yarınlar şiarıyla çalışan kuruluşlarımızın gayretleriyle inşallah ulaşacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun." ifadesini kullandı.
İstanbul Fırkateyni'nin inşasının kazasız ve belasız tamamlanması dileğinde bulunan Erdoğan, projede emeği geçenlere de teşekkür etti.
Erdoğan, ilk kaynağı yapılacak Pakistan MİLGEM Korvet Projesi 3'üncü Gemi'nin dost ve kardeş Pakistan'a hayırlı olması temennisinde bulundu.
BAKAN AKAR: TUTUMUMUZDA BİR DEĞİŞİKLİK YOK
Milli Savunma Bakanı Akar törende bir konuşma yaparak, "NATO'nun güçlü bir üyesi olan Türkiye'ye yönelik müttefiklik ruhuna uymayan bazı ulusal kararların da muhataplarımız tarafından yeni dönemde tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini değerlendiriyoruz. Özellikle, Yunanistan ile ilişkilerimizde her zaman dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerinden yanayız. Karşılıklı yapacağımız görüşmelerle meselelerin hak, hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde ele alınmasını ve bir çözüme ulaşılmasını umuyoruz. Özel coğrafi koşulların hakim olduğu yarı-kapalı Ege Denizi'nde ülkemizin hayati hak ve menfaatleri vardır. Bu denizde karasularının hem ülkemizin, hem üçüncü ülkelerin seyrüsefer serbestisini ve açık denizlere erişimi kısıtlayacak şekilde tek taraflı olarak genişletilmemesi gerektiği konusundaki tutumumuz bellidir. Bu tutumumuzda bir değişiklik yoktur. Bu kapsamda komşumuzdan beklentimiz, Türkiye'nin Ege'de, Doğu Akdeniz'deki hakkına, hukukuna saygı göstermesi ve birtakım yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek açıklama ve eylemlerden artık vazgeçmesi ve kaçınmasıdır" dedi.
2023'TE TESLİM EDİLMESİ HEDEFLENİYOR
Fırkateynin, 2023'te Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmesi hedefleniyor. Fırkateyn tamamlandığında tam boyunun 113 metre ve genişliğinin 14,4 metre olması planlanıyor. Yaklaşık 3 bin ton deplasmana sahip İ sınıfı fırkateyn, Ada sınıfı korvetlerden farklı olarak satıhtan havaya güdümlü mermi bulunduracak ve fırlatabilecek.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından yürütülen, STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ'nin ana yüklenici olduğu gemi inşa projesi İstanbul Tersane Komutanlığı'nda sürüyor.
İstanbul Fırkateyni, bugün düzenlenecek törenle suyla buluşacak. Başkanlığın 2021 yılı savunma sanayii projeleri kapsamında inşası süren gemi denize indirilecek.
80 CİVARINDA ALT YÜKLENİCİ GÖREV YAPIYOR
STM, ana alt yüklenicilerinden biri olduğu MİLGEM Projesi'nin ilk 4 gemisi Ada sınıfı korvetlerin Deniz Kuvvetleri Komutanlığına tesliminin ardından, projenin devamı niteliğindeki "İ Sınıfı Fırkateyn (MİLGEM Projesi 5'inci Gemi) Tedariki Projesi"nde ana yüklenici sorumluluğunu üstlendi.
Şirket, 2019 yılında SSB ile tedarik sözleşmesi imzaladı. Sözleşmeyle STM, geminin tasarımı, silah-elektronik sistemleri ve ana tahrik sistemi sorumluluklarını da kapsayacak şekilde ana yüklenici olarak görevlendirildi.
ASELSAN ve HAVELSAN'ın ana iş ortakları olarak yer aldığı projede, 150'den fazla sistem için 80 civarında alt yüklenici görev yapıyor. Toplamda sözleşmeli ve sipariş emriyle çalışılan firma sayısı ise 220'yi buluyor.
YERLİ FİRMALARLA PROJEYE BAŞLANDI
İ Sınıfı Fırkateyn Sözleşmesi'nde, sistem ve sistem sağlayıcı firmalar geçmiş MİLGEM gemilerindeki firmalarla aynı olacak şekilde kurgulandı ve mevcut yerli firmalarla projeye başlandı.
Bu süreçte yapılan araştırma ve çalışmalarla, belirlenmiş teknik isterler ve performans olarak yabancı menşeli ürün/sistem isterlerini karşılayan yerli firmalar da takvim ve bütçe etkisi olmamak kaydı ve müşteri kabulüyle projeye dahil edilebiliyor.
GELİŞMİŞ DENİZCİLİK ÖZELLİKLERİYLE HİZMET VERECEK
Sistem tedariki yapılan 80 civarındaki alt yüklenicinin üçte ikisi yerli, üçte biri yabancı firmalardan oluşuyor.
İ sınıfı fırkateynler, gelişmiş hava savunma ve su üstü harbi, denizaltı savunma harbi ve karakol faaliyetlerinin icrasını yerine getirecek.
Keşif ve gözetleme, hedef tespit, teşhis ve tanıma, erken ihbar görevleri ile üs ve liman savunması görevlerini gerçekleştirecek fırkateynler, gelişmiş denizcilik özellikleriyle tamamen milli imkanlarla tasarlandı.
Fırkateyn, tek gövdeli deplasman tipi tekne formunda inşa ediliyor.
YÜKSEK YERLİLİK ORANINA SAHİP
Fırkateyn tamamlandığında tam boyunun 113 metre ve genişliğinin 14,4 metre olması planlanıyor. Yaklaşık 3 bin ton deplasmana sahip İ sınıfı fırkateyn, Ada sınıfı korvetlerden farklı olarak satıhtan havaya güdümlü mermi bulunduracak ve fırlatabilecek.
İ sınıfı fırkateyn, milli bir elektronik harp sistemine ve yeni nesil milli savaş yönetim sistemine, geliştirilmiş silah, radar ve sensörler ile muhabere ve seyir sistemlerine yüzde 75'in üzerinde yerli katkı payıyla sahip olacak.
İ sınıfı fırkateynlerin ilki olan İstanbul Fırkateyni'nin 2023 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmesi hedefleniyor.
Geminin inşa ve donatımına ilişkin her türlü dizayn, mühendislik ve sistem-malzeme tedarik faaliyetlerine STM tarafından devam ediliyor.