Son dakika: Başkan Erdoğan'dan AB Ülkeleri Büyükelçileri Toplantısı'nda önemli açıklama
Son dakika haberleri... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AB Ülkeleri Büyükelçileri Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan konuşmasında Avrupa Birliği tam üyeliğinden vazgeçmediğini belirtti. Doğu Akdeniz ve Kıbrıs için önemli mesajlar veren Başkan Erdoğan, Türkiye'nin terörle mücadelede NATO tarafından yalnız bırakıldığını dile getirdi.
Son dakika haberleri... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AB Ülkeleri Büyükelçileri Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Salgın izleri kolayca silinmeyecek derin acılar bıraktı. Salgın son haftalarda dünya genelinde ne kadr ivme kazanmış olsa da aşı çalışmalarındaki gelişmeler umudumuzu artırıyor. Temin ettiğimiz aşılrı yakında uygulamaya başlıyoruz." şeklinde konuştu.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından derlenenler;
KORONAVİRÜSLE MÜCADELE
Salgın, mücadelede tüm insanlığın aynı gemide olduğunu hatırlatmıştır. Hiçbir ayrım yapmadan 156 ülkeye, 11 uluslararası kuruluşa tıbbi destek sağladık. 100 bin vatandaşımızı ülkemize getirirken, 38 bin yabancıyı da destek vermek suretiyle ülkelerine gönderdik.
Tüm bunları insanlık ailesine karşı kendimizi mesul hissettiğimiz için yaptık. Yardım faaliyetlerimizi bundan sonra da devam ettireceğiz. Aşı çalışmalarında elde edilen başarılar umudumuzu artırıyor. Aşıyı vatandaşlarımıza gönüllülük esasına dayalı olarak uygulamaya yakında başlıyoruz.
İnsan deneyi aşamasındaki yerli aşılarımızı, gerekli onayların ardından milletimizle birlikte tüm insanlığa sunacağız.
DÜNYAYA DOĞU AKDENİZ MESAJI
Stratejik körlük olarak nitelendirdiğimiz bu tavrın en somut göstergesi Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesidir. Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta ciddi haksızlıklara maruz kaldık. Pek çok tatsız sorunla uğraşmak zorunda kaldı. Hiçbir geçerliliği olmayan maksimalist haritalar üzerinden ülkemizin sahillerine hapsedilme girişimlerine itiraz ediyoruz. Birlik dayanışması bahanesinin ardına sığınılarak Türkiye-Avrupa Birliği gündemi suistimal edildi. Bu yaklaşım, bir yandan köklü münasebetlerimizi esir alırken bir yandan Birliğin bölgesel ve küresel güç olma iddiasını da zayıflatıyor. Doğu Akdeniz'i bir rekabet alanı olmaktan çıkartıp uzun vadeli çıkarlarımıza hizmet edecek bir iş birliği havzası haline getirmeliyiz. Türkiye Doğu Akdeniz'de gerilimden değil, barıştan yana. Yunanistan'ı gerginliği tırmandırmaktan vazgeçmeye davet ediyoruz. AB'nin hem bu konularda hem de Kıbrıs meselesinde samimi bir özeleştiri yapması gerekiyor. AB, Kıbrıs'ta 2004'te 'çözüme hayır' diyen Rum tarafını tam üyelikle ödüllendirirken, referanduma evet diyen Kıbrıs Türk'üne verdiği taahhütü unutmuştur. Bunları da yerine getirmesini bekliyoruz.
"AVRUPA TÜRKİYE'SİZ DÜŞÜNÜLEMEZ"
Türk tarihini Avrupasız okumak nasıl mümkün değilse, Avrupa tarihini de Türkiyesiz anlamak mümkün değildir. Millet olarak geleceğimiz Avrupa ile tasavvur ediyoruz. Bu süreçte karşılaştığımız haksızlığa rağmen nihai hedefimiz olan tam üyelikten hiçbir zaman vazgeçmedik. Kopenhag Kriterleri'ne gerekirse Ankara Kriterleri der yolumuza devam ederiz demiştim. 18 senede bu sözümüze sadık kalarak, tarihi yeniliklere imza attık.
İslam karşıtlığı, Avrupa'da yaşayan 6 milyona yakın insanımızın güvenliğini tehdit etmenin yanısıra Avrupa değerleri açısından da büyük bir karadeliğe dönüşüyor. Türkiye'de herhangi bir kiliseye karşı, böyle bir eylem girişimi, bomba atma söz konusu olmuş mudur?
Biz ülke olarak uzun vadeli bir bakış açısıyla olumlu gündem oluşturmak ve ilişkilerimizi yeniden rayına oturtmak için hazırız. Avrupalı dostlarımızdan da aynı iradeyi bekliyoruz. 18 Mart Mutabakatı güncellenmeli. Geçen yıl mart ayında, sayın Konsey ve Komisyon başkanları ile Brüksel'de yaptığımız görüşmelerde güncelleme konusunda anlaşmıştık. Biz bu anlaşma doğrultusunda üzerimize düşeni yaptık ama henüz Avrupa makamlarından tekliflerimize cevap alamadık.
"TÜRKİYE YÜK OLAN DEĞİL YÜK ALAN BİR ÜLKE"
Türkiye son 6 yıldır dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkedir. 6 milyar euroluk bir para ayrıldığı bundan 3 milyar euronun Türkiye'ye gönderileceği belirtildi. Biz proje bazlı çalıştık, çalışıyoruz. Göçmenlere yaptığımız harcamanın bu rakamlarla ifade edilmesi söz konusu değil. bizim yaptığımız harcama çok çok büyük. Bizim kamplarımız dünyanın değişik yerlerindeki o ilkel çadırlardan oluşmuyor.
'BÜYÜK BİR KARADELİĞE DÖNÜŞÜYOR'
15 Temmuz gecesi kimi Avrupa liderleri darbeye çanak tutan bir tavır sergilemiştir. Türkiye 15 Temmuz'da Avrupa'dan beklediği desteği göremedi.
İslam karşıtlığı Avrupa'da yaşayan 6 milyon insanımızın güvenliğini tehdit etmenin yanı sıra AB açısından da büyük bir karadeliğe dönüşüyor.
Türkiye'de herhangi bir kiliseye karşı böyle bir bomba atma, herhangi bir eylem girişimi... Söz konusu olmuş mudur? Olamaz. Böyle bir şeye asla müsaade etmeyiz. Tam aksine biz bunların hazinemizden, kendi cebimizden restorasyonlarını yapmak suretiyle ibadete açıyoruz.
Tüm bunlar açıkken, Fransa'da Almanya'da, Avrupa'nın birçok yerinde Müslümanların ibadethanelerine yapılan saldırıları neyle izah edeceğiz?
'BİZ İLİŞKİLERİMİZİ RAYINA OTURTMAK İÇİN HAZIRIZ'
Türkiye'nin tam üyeliğinin kültürel ırkçılıkla mücadelede birliğin elini güçlendireceğine inanıyoruz.
60 yılı bulan üyelik sürecimiz nasıl bizim için stratejik bir tercih ise AB'nin tam üyeliğe bizi kabulü de ontolojik bir tercih olacaktır.
Brexit ile beraber artan belirsizlik ancak Türkiye'nin AB'de yer almasıyla giderilecektir.
Biz ülke olarak uzun vadeli bakış açısıyla, olumlu gündem oluşturmak ve ilişkilerimizi tekrar rayına oturtmak için hazırız. Avrupalı dostlarımızın da aynı iradeyi sergilemesini bekliyoruz.
"BİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPTIK"
2020 Mart ayında Brüksel'de yaptığımız görüşmelerde mutabakatın güncellenmesi konusunda anlaşmıştık. Türkiye olarak biz üzerimize düşeni yaptık ancak Avrupa tarafından tekliflerimize cevap alamadık.
Düzenli Türkiye-AB zirvelerini ve üst düzey diyalog toplantılarını da tekrar başlatmakta fayda görüyoruz.
"TERÖRLE MÜCADELEDE YALNIZ BIRAKILDIK"
Türkiye'den başka DEAŞ'la onurlu şahsiyetli mücadele veren AB ülkesi var mı? Gözlerinin yaşına bakmayız.
PKK ile YPG ile aynı şekilde mücadelemiz sürerken, maalesef batılı dostlarımız PKK, YPG... Bunlarla ilgili onları kendi ülkelerinde barındırıyor. Kusura bakmayın, dost acı söyler ama gerçeği söyler. Ben gerçeği söylemek mecburiyetindeyim. Türkiye bunları sizinle paylaşmazsa bilesiniz ki yarın aynı bela sizin de başınıza gelecektir.
Hepinizle NATO'da beraberiz. Bunu da birlikte sürdürmemiz gerekir.