Canan Kaftancıoğlu’nun "Atatürk" sözlerine CHP Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy'den tepki
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “Ben ‘Atatürk değil, Gazi Mustafa Kemal derim” sözleri tartışılmaya devam ediyor. CHP Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy; CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu isim vermeden eleştirdi ve “Ulu Önder'imize ‘Atatürk’ demekten imtina edenleri bu onurlu kürsüden Türk milletinin takdirlerine bırakıyorum” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun "Ben 'Atatürk değil, Gazi Mustafa Kemal derim" sözlerine tepki sürüyor..
CHP Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy; CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nu isim vermeden eleştirdi
İŞTE O KONUŞMA
Hüseyin Avni Aksoy'un, 8 Aralık 2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşma şöyle:
"Atatürk'ü konuşmak için söz almış bulunmaktayım. Günümüz dünyasında sevenimiz çoktur ancak Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle korunan resmî dilimiz Türkçedir. Değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Farklı dillerde eğitim millî gücümüzü zayıflatır. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk 'Türk milleti demek, Türk dili demektir. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir' demiştir. Dil, bir milletin iskeletidir, tüm organlar onun sayesinde bir arada var olur, yaşar, varlığını sağlıklı bir şekilde devam ettirir. Bugün bizler Bilge Kağan'ın Orhun Yazıtları'nda Türk halkına seslenişini bu kutlu dilimiz sayesinde biliyoruz."
"'Mustafa Kemal Atatürk' dediğimizde birincisi, ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın kahramanı, Başkomutanımız; ikincisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin mimarı ve kurucusu Atatürk'ten bahsetmemiz gerekir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde emperyalistlerce dayatılan Mondros ve Sevr paçavralarına bir avuç yurtsever arkadaşıyla karşı çıkan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Çanakkale'den Trablus'a, Yemen'den Sina'ya, Balkanlardan Kafkasya'ya kadar vuruşmadıkları coğrafya kalmamıştır ve neticede Şişli'de daracık bir odada sıkışmışlardı. Uzun uzun anlattığı haritadan başını kaldırdı, âdeta nefes bile almayan arkadaşlarına baktı. Ulusun kader anıydı. Söylenecek ne varsa söylenmişti, söz bitmişti. O çelik mavisi gözlerinde belli belirsiz bir keder bulutu dolaştı. 'Vakit tamam. Umutsuz olmayacağız. Uçurumun kenarındayız, bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar. Son bir cüret belki kurtarabilir, Anadolu'ya geçiyoruz' dedi."
"ULU ÖNDER'İMİZE 'ATATÜRK' DEMEKTEN İMTİNA EDENLERİ…"
"Sayın milletvekilleri, işte bu son cüret, Sevr paçavrasının çöpe atılması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlandı. 'Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir' diyerek Türkiye Cumhuriyeti'ni kurup egemenliği Türk milletine veren Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını şükranla anıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)"
"Ulu Önder'imize 'Atatürk' demekten imtina edenleri bu onurlu kürsüden Türk milletinin takdirlerine bırakıyorum."
"Tüm yüz yıl önce, emperyalistlerin dayattığı Sevr paçavralarını kabul etmeyip Lozan'ı kabul ettiren Mustafa Kemal Atatürk'ün 'En büyük eserim' dediği Türkiye Cumhuriyeti, bugün, yine küresel sermayenin yani emperyalistlerin dayatmalarıyla karşı karşıyadır. Ana vatan, yavru vatan, mavi vatan ve gök vatan semalarımızda bu küresel güçlere ve yerli iş birlikçilerine karşı 'Ya istiklal, ya ölüm' diyerek kanımızın son damlasına kadar Kuvayımilliye ruhuyla karşı çıkacağız. (CHP sıralarından alkışlar)"
"Milletimizin bağrından çıkmış millî ordumuza minnettarız. 14 Temmuzda bu kürsüden 'Türk'ün şanlı bayrağı bir gün mutlaka Karabağ'da dalgalanacaktır' demiştim. (CHP, AK PARTİ, MHP, İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Şükürler olsun ki bayrağımız bugün orada dalgalanmaktadır. Doğu Akdeniz'de, Suriye ve Kuzey Irak'ta, Atatürk'ün "Türk kapısı" dediği Nahçıvan'da, Karabağ ve Azerbaycan'da üstün başarılar ve zaferler kazanan millî ordumuza dil uzatanları da Türk milletine havale ediyorum. (CHP, AK PARTİ, MHP, İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)"
"Sayın milletvekilleri, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 3 Nisan 1937'de temeli atılarak kurulan, seçim bölgem Karabük'ümüzde 'fabrika yapan fabrika' olarak bilinen Karabük Demir Çelik Fabrikası Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk çeliğini 1939 yılında üretmiştir. Safranbolu'ya bağlı 13 haneli bir köy olan Karabük'ümüz, bugün 250 bin nüfuslu ülkemizin 78'inci ilidir, tam bir cumhuriyet kentidir."
"Sayın milletvekilleri, şu anda mevzubahis olan vatandır. Emperyal güçler yüzyıl önceki yenilginin rövanşını almak için tetiktedirler. Başka Türkiye yoktur. Ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak ya da ne pahasına olursa olsun iktidarı alabilmek için değil, memleketi karpuz gibi ikiye bölmeden, icat çıkarmadan; vatan için, millet için en geçerli yol, kula kulluk etmeden Türk milleti ittifakıdır. (CHP, AK PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)"
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, Hüseyin Bey, bütün gruplar sizi alkışlıyor onun için devam edin lütfen.
Buyurun.
HÜSEYİN AVNİ AKSOY: Mustafa Kemal Atatürk Kuvayımilliye'nin oluşmasına çalışırken etrafındakilerden umutsuzluk içinde olan birisi: 'Paşam, memleket işgal edilmiş, ordu tümüyle dağılmış, büyük devletler bizim sonumuzu görüşüyorlar. Galip devletlerin kuvvetli orduları ve donanmaları karşısında kurmak istediğiniz Kuvayımilliye ne işe yarar?' dedi. Mustafa Kemal gayet sakin şu cevabı verdi: 'Kuvayımilliye, namuslu bir insanın yastığının altındaki tabancaya benzer, namusunu korumak için her hangi bir ümit kalmadığı anda hiç olmazsa intihar etmeye yarar.'
Kuvayımilliye dimdik ayaktadır.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP, AK PARTİ, MHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)"
KAFTANCIOĞLU: "BEN 'ATATÜRK DEĞİL, GAZİ MUSTAFA KEMAL DERİM"
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun "Ben 'Atatürk değil, Gazi Mustafa Kemal derim" sözleri partiyi karıştırmıştı.
Canan Kaftancıoğlu, 9 Eylül'de video konferansla gerçekleştirilen Taksim Toplantıları'na konuk oldu. 1.5 saatlik konuşmasında Kaftancıoğlu, Atatürk'e atfen üç kez Gazi Mustafa Kemal ifadesini kullandı. Kaftancıoğlu, TBMM eski Başkanvekili Uluç Gürkan'ın, "Atatürk adını kullanmamak tercihiniz mi?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Kişilerin isimlerinden söz ederken, belirli alışkanlıklarla bunların özel atıflarla kategorize edilmesine karşıyım. Yıllardır kullandığım gibi bu şekilde ifade etmek, kendimi ait hissettiğim bir ifade olduğu için tercih ediyorum."
MUHAMMED UZUN / SABAH