FETÖ'nün "paralel" Ergenekon kasası! Gizli belgeleri ve devlet sırlarını kendi kasalarında saklamışlar
Ergenekon davasında FETÖ üyesi oldukları anlaşılan hakimlerin mahkeme kasası dışında paralel bir kasa tuttukları ortaya çıktı. FETÖ üyeliğinden mahkum olan Ergenekon davasının eski üye hakimi Hüsnü Çalmuk, gizli belgelerin, devlet sırlarının saklandığı kasanın sonradan kendi odasına konduğunu anahtarının ise davanın ilk mahkeme başkanı Köksal Şengün'de olduğunu iddia etti.
FETÖ'cü hakim ile FETÖ mağduru hakim İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yüzleşti. Tanık olarak dinlenen Şengün ise Çalmuk'a "Ben böyle bir kasa, anahtar görmedim. Öyle bir şey yok. Mahkeme kasası olsa sizin orada ne işiniz var" diye sordu. Olay, FETÖ üyeliğinden 10 yıl hapis cezasına mahkum edilen Çalmuk'un davasında, Şengün'ün tanık olarak dinlenilmesi sırasında ortaya çıktı. Şengün, FETÖ'cü meslektaşları ve polisler tarafından telefonları dinlenerek, tasfiye edilmiş ve kanser olmuştu. Gerekçeli karara da giren sır kasayla ilgili Çalmuk(Ç) ile Şengün(Ş) arasında şu diyalog yaşandı:
* Ç: Küçük beyaz bir kasa vardı.
* Ş: Bilmiyorum.
* Ç: Yani içinde gizli belgelerin, devlet sırlarının saklandığı, bu Ergenekon ile ilgili belgelerin saklandığı.
* Ş: ...Ara kararlarda verilen, gönderilen yazıların büyük bir kısmının daha sonra geldiği, okunduğu benden sonra okunduğu ortaya çıktı. Yani benim dönemimde de yazılmalarına rağmen o zaman cevaplar geldi mi gelmedi mi bilmiyorum. Yalnız geldiği söyleniyor o zaman okunmadı, daha sonraki dönemde hepsi beraber birkaç sene sonra okundular.
* Ç: Mahkeme başkanı olarak ilk başladığınızda, Ergenekon davasına ilk birkaç ay içerisinde Ergenekon diye bir örgüt var mı diye MİT'e ve Genelkurmay'a sorular sorulmuş ve oradan cevaplar alınmış, bunların da kasalara konulduğu söylenmiş ve hatta birinde havaleniz var. Ben onu bir dilekçemde fotokopisini şeye eklemiştim. Onları sakladığınız yer neresi onu merak etmiştim. Yani bu bizim suçlanma sebebimiz. Diyorlar ki '2008 yılında gelen evrakı niye 2012 yılına kadar sakladınız.' Biz de diyoruz ki 'devlet sırrıydı bunlar, o kasanın içinde duruyordu. Mahkeme başkanından sonra biz bunları açtık.
* Ş: Nerede duruyor bu kasa bilmiyorum.
* Ç: Beyaz bir kasaydı, küçük.
* Ş: Nerdedir bu kasa sizin odanızda mı?
* Ç: Önce sizin odanızdaydı, sonra benim odamdaydı. Anahtarı kimdeydi diye soruyorum. Hatta buzdolabının yanındaydı.
* Ş: Hatırlamıyorum. Yani kasa size niye gitti?
* Ç: Sizin odanızda buzdolabına yer kalmamıştı...
* Ş: Öyle mi gitti, başka şekilde mi gitti bilmiyorum. Anahtarı bende, kasa sizde, niçin?
* Ç: Yer kazanmak için.
* Ş: Odada bir şey yok ki yer kazansın.
* Ç: Yani kapının girişinde solda hemen köşedeydi. Oraya sonra buzdolabı koyunca...
* Ş: O kadar detayları şu an hatırlamıyorum.
* Ç: Yok biz suçlandığımız için...
* Ş: Hatırlamam mümkün değil onları. Yalnız belgelerin geldiği ve daha sonra yayıldığı, zamanında okunmadığı söylendi. Kamuoyunda söylendi. Ne derece doğrudur, nedir, ne değil bilmiyorum.
* Ç: Ben savunmada 'başkan beyin kasasında duruyordu bu evraklar' diye bir savunma yaptım da, onu ispat etmek için size soruyorum başkanım.
* Ş: Başkan beyin kasası yok.
* Ç: Yani mahkeme başkanının denetiminde.
* Ş: Hayır efendim, öyle bir şey yok. Mahkeme kasası olsa sizin orada ne işi var.
* Ç: Kasa benim odada duruyordu, anahtar sizdeydi.
* Ş: Olmaz öyle bir şey.