YÖK 2020: Üniversiteler Eylül'de mi Şubat'ta mı açılacak? 2020-2021 üniversiteler ne zaman açılacak?
Üniversiteler ne zaman açılacak? YÖK'ten üniversitelerin açılış tarihi ile ilgili açıklama geldi mi? Koronavirüs salgını sonrası üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmişti. Kontrollü normal hayata geçiş dönemi ile birlikte üniversitelerin hangi tarihte açılacağı merak edilmeye başlandı. Konu le ilgili son gelişmeleri ahaber.com.tr'den takip edebilirsiniz. Peki, üniversiteler Eylül'de mi Şubat'ta mı açılacak? 2020-2021 üniversiteler ne zaman açılacak? İşte son gelişmeler...
Üniversiteler ne zaman açılacak? Yeni tip koronavirüs salgınının ardından yurt genelinde bir takım önlemler alındı. Bu kapsamda üniversitelerde uzaktan eğitim sistemine geçilmişti. Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilkokul, ortaokul ve lise yeni dönem takvimini açıklamasının ardından en çok merak edilenlerden biri de üniversiteler oldu. YKS sonuçlarına göre ilk defa tercih yaparak üniversite kaydını yaptıracak öğrenciler ile eğitimine devam eden öğrenciler üniversitelerin açılacağı tarihi merak ediyor. Peki, üniversiteler Eylül'de mi Şubat'ta mı açılacak? 2020-2021 üniversiteler ne zaman açılacak? İşte cevaplar...
ÜNİVERSİTELER NE ZAMAN AÇILACAK?
2020-2021 eğitim öğretim döneminde üniversitelerin hangi tarihte açılacağı henüz belli olmadı. YÖK tarafından üniversitelerin açılış tarihi ile ilgili resmi açıklama geldiğinde haberimizin içeriğinde yer alacak.
ÜNİVERSİTELERDE UZAKTAN EĞİTİM Mİ OLACAK?
Konuyla ilgili kesin bir açıklama yapılmazken, YÖK koronavirüs salgının 2020-2021 eğitim öğretim döneminde de devam etmesi ihtimaline karşı yeni düzenlemeler yapılması ihtiyacına yönelik rehber hazırladı.
Rehberde, uzaktan öğretim uygulamaları, uygulamalı eğitimler, ölçme ve değerlendirme uygulamaları, yabancı uyruklu öğrenciler, toplantılar, kongreler ve değişim programları başlıkları altında çerçeve kararlar ile öneriler yer aldı.
YÖK'ten yapılan açıklamaya göre, Kovid-19 küresel salgınının devam ettiği normalleşme sürecinde üniversitelerin, salgının bölgesel ve yerel dinamiklerini gözeterek çeşitli programlar için ilgili programın yeterlikleri, kazanımları, öğrenci sayıları, altyapı imkanları gibi hususları göz önünde bulundurup farklı uygulamalar yapması ve önlemler alması gerekebilecek.
Bu bağlamda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarından alınan görüşler doğrultusunda, 2020-2021 eğitim öğretim dönemine yönelik planlamaların yapılabilmesi için çeşitli konularda çerçeve kararları içeren Küresel Salgında Yeni Normalleşme Süreci Rehberi oluşturuldu.
Rehberde, uzaktan öğretim uygulamaları, uygulamalı eğitimler, ölçme ve değerlendirme uygulamaları, yabancı uyruklu öğrenciler, toplantılar, kongreler ve değişim programları başlıkları altında çerçeve kararlar ve öneriler yer aldı.
Salgının 2020-2021 eğitim öğretim döneminde de devam etmesi ihtimaline karşı yeni düzenlemeler yapılması ihtiyacına yönelik hazırlanan rehber, Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere salgının bulunduğu ülkelerin yükseköğretim otoriteleri ve üniversitelerin aldıkları kararlar da değerlendirilerek oluşturuldu.
REHBERDE NELER VAR?
Rehberde, dinamik bir süreç olduğu göz önünde bulundurulduğunda, üniversitelerin ilgili kurullarınca salgının bölgesel ve yerel seyrine göre farklı programlar özelinde planlama yapılması gerektiğine işaret edildi.
Salgının kontrol altında olduğu bir ilde yapılacak birebir pilotaj eğitimi ile vaka sayısının artma eğiliminde olduğu bir ilde Kovid-19 hastalarını takip eden bir klinikte yapılacak staj eğitimleri için alınacak önlemlerin farklı olacağı da rehberde vurgulandı.
Eğitim ve öğretim yılının farklı aylarında, yine salgının seyrine göre alınan önlemlerin de çeşitleneceğine işaret edilen rehberde, ekimde uygulamalı eğitimlere devam eden bir programın, salgının yerel seyrine göre kasımda çevrim içi uygulamaya geçmek zorunda kalabileceği belirtildi.
Kılavuzun olası senaryolara göre genel bir çerçevede çizdiği ifade edilen rehberde, salgının bölgesel ve yerel seyrine göre farklı programlar için yapılacak uygulamalara yönelik hususlarda yetkinin üniversitelerin ilgili kurullarına bırakıldığı bildirildi.
Salgın süresince devletin ilgili kurum ve kuruluşlarının yanı sıra yerel otoritelerin kararlarının takip edilmesi ve buna göre uygulamalarda değişikliğe gidilmesi gerektiğinin de açık olduğu vurgulanan rehberde, üniversitelerin koronavirüs komisyonları ve ilgili diğer kurul ve komisyonları marifetiyle genel planlamalar yapabileceği gibi alternatif planlar da hazırlayarak gerektiğinde uygulamaya koyabileceği belirtildi.
UZAKTAN ÖĞRETİM UYGULAMALARI
Rehberde, uzaktan öğretim uygulamalarına ilişkin, "yeni normal" süreci ve devamında uzaktan öğretimin mümkün olduğunca çerçevesi çizilmiş ve yapılandırılmış bir uzaktan öğretim olması gerektiğine işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Salgının etkinliğinin azalmakla birlikte devam ettiği yeni normal süreçte harmanlanmış (karma) öğrenme uygulamalarına yer verilebilir. Böylece öğrenci sayısı ve fiziki altyapıya göre, sınıflara belli sayıda öğrenci kabul edilip, aynı anda çevrim içi uygulamayla da sınıfın kalanının derse katılması sağlanabilir. Öğretim elemanı kapasitesi değerlendirilerek sınıfların gruplara bölünmesi suretiyle aynı ders birden fazla grupta da anlatılabilir. Yüz yüze yürütülen dersleri desteklemek üzere sınıf içi eğitimin yanı sıra çevrim içi uygulamalar da gerçekleştirilebilir. Yüz yüze yürütülen derslerde sınıf içi eğitimlerin yanı sıra bazı etkinlikler (ders notu paylaşımı, makale yazdırma/ödev, alıştırma ve kaynak paylaşımı vb.) belirli haftalarda ya da her hafta belirli oranlarda uzaktan öğretim uygulamalarıyla desteklenerek ÖYS (Öğretim Yönetim Sistemi) ve canlı ders sistemleri üzerinden yürütülebilir.
Önceden ders materyallerinin sisteme yüklenerek öğrencinin kullanımına açılması ve sınıf içi eğitim sürelerinin daha etkin kullanımına dayalı tersyüz uygulama benzeri çevrim içi destekli yöntemlerle hem öğrencilerin derse hazırlanması hem de sınıf içi yüz yüze veya eş zamanlı çevrim içi dersler için zamanın etkin kullanılması sağlanabilir. Dersler sırasında zaman problemi nedeniyle derinlemesine ele alınamayan konular bu şekilde daha kapsamlı ve nitelikli işlenebilir. Gerektiğinde günlük rutin mesai dışı saatler ve hafta sonu da yüz yüze uygulamalar için değerlendirilebilir."
Rehberde, "Salgının bölgesel ve yerel seyri, ilgili örgün programdaki öğrenci sayısı ve altyapı imkanları göz önünde bulundurularak üniversitelerimiz, ilgili programların teorik eğitimlerini vermeye ve uygulamalı eğitimlerini desteklemeye yönelik uzaktan öğretim süreçlerini planlamalıdır." ifadelerine yer verildi.
Yükseköğretim kurumlarının yetkili kurulları tarafından verilecek kararla, öğrencinin alması gereken toplam ders sayısının yüzde 40'ına kadarının uzaktan öğretimle verilebileceği hatırlatılan rehberde, uzaktan öğretimle yürütülecek derslerin, mümkün olduğunca 2020-2021 eğitim öğretim yılında ve özellikle ilk dönemde yoğun verilmesi önerildi.
Rehberde, uzaktan öğretimi, süreğen hastalığı bulunan ve engelli öğrencilere mümkün olduğunca erişilebilir kılmak için gerekli tedbirlerin de alınması istendi ve buna yönelik öneriler yer aldı.
UYGULAMALI EĞİTİMLER
Rehberde, salgının hız kesmekle birlikte devam ettiği yeni normal sürecinde 2019-2020 bahar döneminde verilemeyen uygulamalı eğitimlerle ilgili eksikliklerin tespit edilerek telafi eğitimlerinin verilmesi gerektiğine işaret edildi.
Bu kapsamda küçük grup çalışmaları ve dönüşümlü eğitim gibi çeşitli öneriler rehberde sıralandı.
DAHA ÖNCE NELER YAPILMIŞTI?
YÖK, koronavirüs salgınına yönelik bugüne kadar birçok tedbir aldı. 2019-2020 eğitim öğretim yılı bahar döneminde eğitim ve öğretim süreçlerinin kesintiye uğramaması ve bu sürecin en az hasarla aşılması için çevrim içi eğitime geçildi ve uzaktan eğitimle ilgili bazı mevzuat değişiklikleri yapıldı.
"YÖK Dersleri" adı verilen bir arayüzle üniversitelerin dijital ders malzemeleri açık erişime açıldı. Uygulamalı eğitimler, stajlar, iş yerinde mesleki eğitim gibi konularda da salgının seyrine göre kararlar alınarak üniversitelere iletildi. Türk yükseköğretimi, bütün alanlarda mümkün olan önlemleri alıp, dinamik ve çevik yönetim anlayışıyla süreçleri yöneterek hızlı uyum kabiliyeti bulunduğunu da ortaya koydu.