Necip Fazıl Kısakürek Ayasofya şiiri, sözleri! Ayasofya cami ibadete açıldı mı?
Necip Fazıl Kısakürek Ayasofya şiiri, sözleri kararın açıklanmasının ardından araştırılan konular arasında yerini aldı. Uzun süredir kararın alınmasını bekleyen vatandaşlar son dakika açıklaması ile sevincini sosyal medyada paylaşmaya başladı. Ayasofya camii hakkında yazılan en güzel şiirler ve sözler merak ediliyor. Peki, Ayasofya cami ibadete açıldı mı? Merak edilen detaylar haberimizde...
Necip Fazıl Kısakürek Ayasofya şiiri, sözleri nedir? En güzel Ayasofya şiirleri nelerdir? Sorularının cevapları son dakikaların araştırılan konuları arasında yer alıyor. Milyonlarca vatandaşın ve dünyanın gözünü çevirdiği karar açıklandı. Danıştay, Ayasofya'nın müzeye çevirilmesi kararını kaldırarak ibadete açtı. Vatandaşlar son dakika açıklaması ile sevincini sosyal medyada paylaşmaya başladı. Ayasofya camii hakkında yazılan en güzel şiirler ve sözler merak ediliyor. Peki, Ayasofya cami ibadete açıldı mı? Merak edilen detaylar haberimizde...
NECİP FAZIL KISAKÜREK AYASOFYA ŞİİRİ
AYASOFYA AÇILMALIDIR. TÜRK'ÜN BAHTIYLA BERABER AÇILMALIDIR.
Ayasofya'yı kapalı tutmak, Yunanlıya "ben yapamıyorum; sen gel de kendi hesabına aç!" demekten farksızdır.
Ayasofya'yı kapalı tutmak, Birleşmiş Milletler'den Afrikalı yamyam devletlerine kadar aleyhimize rey verdirip kendileri müstenkif geçinen Batılılara "artık benim hayat hakkım kalmadı!" demektir.
Ayasofya'yı kapalı tutmak, bu toprağın üstündeki 30 milyon ve altındaki 30 milyar Türk'ün semâları tutuşturan lanetine hedef olmaktır.
Ayasofya'yı kapalı tutmak, Allah'a sövmeye, Kur'ana tükürmeye, Türk tarihini kubura atmaya, Türk iffetini kirletmeye, Türk vatanını satmaya denk bir suçtur.
Gençler! Bugün mü, yarın mı, bilemem!
Fakat Ayasofya açılacak!.. Türk'ün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya'nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler.
Ayasofya açılacak... Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlayacak!.. Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek...
Ayasofya açılacak!... Bütün değer ölçülerini, tarih hükümlerini, dünyalar arası mahsup sırlarını, her iş ve herşey hakkındaki gerçek miyarları çerçeveleyici bir kitap gibi açılacak...
Allah tarafından mühürlenmiş kalplerin mühürlediği Ayasofya, onların aynı şekilde mühürlemeğe yeltenip de hiçbir şey yapamadığı, günden güne kabaran akınını durduramadığı ve çığlaştığı günü dehşetle kolladığı mukaddesatçı Türk gençliğinin kalbi gibi açılacak...
Ayasofya'yı, artık önüne geçilmez bu sel açacak...
Bekleyin gençler!.. Biraz daha rahmet yağsın... Sel yakındır.
Ulusal hukuk açısından değerlendirildiğinde ise; Burası bir vakıftır. Vakıfların özel hukuk tüzel kişiliği vardır. Dolayısıyla bir vakfın vakıfname ile tahsis ettiği bir yapıyı başka amaçla kullanma imkanı yoktur. Bu hukuka uygun olmaz.
KARİYE MÜZESİ KARARI...
Kariye müzesi ile ilgili karar ile ilgili Çamlı, bazı kararlar hukuka aykırı olabilir. Çok önemli değil . Hakim kararını verirken hukuka, mevzuata bakması gerekir. Uluslararası hukuka göre burası cami olarak kullanılmalı, ulusal hukuka vakıf mevzuatına bakılırsa yine cami olarak kullanılması gerekiyor. Çünkü öyle tahsis edilmiş amacına uygun kullanılması gerekiyor. Burası Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye çevirilmiş.
AYASOFYA'NIN ÖNEMİ?
Ayasofyanın Müslümanlık için yeri büyük. Özellikle İstanbul'un fethini gerçekleştiren Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya için yaptıkları, söyledikleriyle, Ayasofya'nın değeri arttı. Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya'nın günümüze kadar gelmesinde büyük rol oynadı.
AYASOFYA HRİSTİYANLAR İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?
Ayasofya Doğu Roma İmparatorluğu'nun İstanbul'da yapmış olduğu en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. İlk yapıldığında Megale Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmış, 5. yüzyıldan itibaren ise Ayasofya (Kutsal Bilgelik) olarak tanımlandı. Ayasofya Doğu Roma İmparatorluğu boyunca hükümdarların taç giydiği, başkentin en büyük kilisesi olarak katedral işlevi gördü.
AYASOFYA MÜSLÜMANLAR İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?
Fatih Sultan Mehmet İStanbul'u fethettikten sonra Ayasofya'nın ismini değiştirmeden, kılıç hakkı olarak gördü ve restorasyon çalışmalarıyla, bu güne kadar gelmesine destek sağlamış olarak camiye çevrilmesini sağladı.
Fetihten hemen sonra yapı güçlendirilerek en iyi şekilde korunmuş ve Osmanlı Dönemi ilaveleri ile birlikte cami olarak varlığını sürdürdü.
FATİH SULTAN MEHMET 1 HAZİRAN 1453 DE AYASOFYA İÇİN BİR VAKIF KURAR VE AŞAĞIDAKİ VAKIF SENEDİNİ YAZDIRIR
"İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya'yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi'nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar. Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah'ın, Peygamber'in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın.Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah'ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir"
ULUSAL VE ULUSLARARASI HUKUK NE DİYOR?
Avukat Yasin Şamlı; "Uluslararası hukuk açısından bakıldığında her devetin egemenlik hakkı vardır. Kendi sınırlarındaki içindeki bir yapıyı istediği gibi kültüre ahlaka uygun olmak kaydıyla istediği gibi kullanabilir. Hiçbir devletin buna müdahale hakkı yoktur." ifadelerini kullandı.
AYASOFYA NE ZAMAN MÜZEYE ÇEVRİLDİ?
1453 yılında Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethetmesiyle cami olarak hizmet vermeye başlayan Ayasofya, 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrildi.
Ayasofya Bizans İmparatoru 1. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında dönemine göre 5 yıl gibi kısa bir sürede İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrildi.
AYASOFYA NE ZAMAN MÜZE OLDU?
1453'te camiye çevrilen Ayasofya birçok defa restore edildi. 1930 ile 1935 yılları arasındaki restorasyon çalışmaları nedeniyle halka kapatılan Ayasofya Bakanlar Kurulu'nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrilmiştir. 1934 yılından itibaren Ayasofya müze olarak hizmet vermektedir.
İLK KARARDA 'MÜZE' DEDİLER
Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, kararın iptali istemiyle Danıştay 10. Dairesi'ne 2005'te dava açtı. Daire, 31 Mart 2008'de Ayasofya'nın müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verdi. Davacının söz konusu karara itiraz etmesi üzerine konu, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na taşındı. Kurul, 10 Aralık 2012'de Dairenin kararını onadı. Davacının karar düzeltme talebi de Kurul tarafından 06 Nisan 2015'de reddedildi. Böylece Ayasofya müze olarak kullanılmaya devam edildi.
İKİNCİ KEZ DAVA AÇILDI
Bu gelişme üzerine dernek, 2015 yılında Anayasa Mahkemesine (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Başvuru dilekçesinde, Ayasofya'nın ibadete açılması yönündeki talebin reddedilmesinin din ve vicdan hürriyetini ihlal ettiği belirtildi. AYM, başvuruyu 3 yıl sonra gündeme aldı. AYM Birinci Bölümü, 13 Eylül 2018'de ele aldığı başvuruyu, 'incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik' nedeniyle kabul edilemez buldu. Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği, 2016 yılında ikinci kez Danıştay 10. Dairesi'ne dava açtı. Davacı vakıf, Ayasofya Camii'nin müzeye çevrilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararın iptalinin yanı sıra kararın üzerindeki Atatürk imzasının kriminoloji laboratuvarında incelenmesini de istedi. Ayasofya'nın müze olmasına ilişkin karardaki Atatürk imzasının sahte olduğu ileri sürülüyordu.