Altuğ Verdi'yi şehit eden kalleş İsmail Hakkı Sarıcaoğlu'ndan çıldırtan ifade: Tayinim yapılsaydı bu olay gerçekleşmeyecekti
Rize İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'yi makamında şehit eden, Personel Şube Müdürü Ercan Polat ile koruma polisi Yiğitcan Köksal'ı yaralayan trafik polisi İsmail Hakkı Sarıcaoğlu’nun yargılanmasına devam edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmada FETÖ/PDY ile bağlantısı ortaya çıkarılan Sarıcaoğlu, duruşmada iddiaları reddetti. Sarıcaoğlu, "Tayin talebim yerine getirilmiş olsaydı, bu görüşme yapılmayacak ve bu olay gerçekleşmeyecekti’’ dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 02.07.2020 | 15:37
- Güncelleme Tarihi: 02.07.2020 | 15:44
MAKAM ODASINDA DEHŞET SAÇTI
8 dakika süren görüşme sonrası makam odasından çıkan Sarıcaoğlu, teslim ettiği tabanca ve cep telefonunu geri aldı. Derepazarı'ndan, Rize kent merkezine tayininin planlamaya uygun bulunmadığı bildirildiği için öfkelenen polis memuru, silahını teslim aldıktan kısa süre sonra makam odasına geri yöneldi. Odaya girip, tabancasını ateşledi. Tabancadan çıkan 7 kurşundan 3'ünün isabet ettiği İl Emniyet Müdürü Altuğ Verdi kaldırıldığı hastanede şehit oldu. Personel Şube Müdürü Ercan Polat ve koruma polisi Yiğit Can Köksal da yaralandı. Yaralı Köksal tarafından bacağından vurularak, etkisiz hale getirilen saldırgan polis memuru İsmail Hakkı Sarıcaoğlu tutuklandı. Personel Şube Müdürü Ercan Polat ile koruma polisi Yiğit Can Köksal tedavilerinin ardından taburcu edildi.
'AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 40 YIL HAPSİ İSTENDİ'
Rize Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan 41 sayfalık iddianamede, Sarıcaoğlu hakkında, 'tasarlayarak kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme' ve 'tasarlayarak 2 kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs' suçlarından 'ağırlaştırılmış müebbet hapis' ile 40 yıla kadar hapis cezası istendi.
YARGILAMAYA DEVAM EDİLDİ
Rize Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edilen İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık duruşmaya Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı katıldı. Duruşmayı Rize Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman ile İl Jandarma Komutanı Albay Hakan Dedebağ da izledi.
TANIK: CEZAEVİNDE DELİKTEN KONUŞTUK
İsmail Hakkı Sarıcaoğlu'nun daha önce tutulduğu Kırıkkale F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü Okan Ünal'ın 6 sayfadan oluşan el yazısı ihbar mektubu mahkemeye ulaştı. Ünal, Sarıcaoğlu'nun bağlantılarına ilişkin bilgiler paylaştığı mektubunda mahkemede tanık olarak dinlendi. Tanık Ünal, koğuş duvarından açılan bir delikten sanıkla konuştuğunu belirterek, "Sanık yan koğuşunda Harun isimli kişi ile de benzer bir delikten konuşuyordu. Bahçeden konuşuyordu. Bu husus ona sorulursa her koğuşta zaten bu deliğin olduğu, özel olarak hazırlanmadığı anlaşılır. Ben sanığın kripto bir FETÖ terör örgütü üyesi olduğunu düşünüyorum. Sercan ile ilgili sanığın beyanları kısmen doğrudur. Sercan isimli kişi akıl hastasıdır. Bu sebeple gerek ona 'MİT'ten selam' olduğuna dair şeyler söylediği gibi bana 'sen FETÖ'cü müsün? FETÖ'cü isen beni de ceza evinden çıkar' gibi şeyler söylüyordu. Ayrıca cezaevi idaresi delikten haberleştiğimizi anladığı için deliği bir ara kapattı. Ancak sanık İsmail Hakkı daha sonra bu deliği kendisi açtı oradan bu şekilde sohbetlerimize devam ettik. Ben doğruları söylüyorum, sanık doğruları anlatmıyor" dedi.
'SADECE BİR AY GÜLEN'İN YURTLARINDA KALDIM'
Mahkeme salonuna SEGBİS yöntemiyle bağlanan Okan Ünal'ın iddialarının ardından dinlenen sanık İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, Okan Ünal isimli şahsı ilk defa gördüğünü ancak sesinden tanıdığını belirterek, ' Kırıkkale cezaevinde kalmakda olduğum koğuşun yan koğuşundaki kişidir. Duvarda kasıtlı olarak açılmış bir delik benim koğuşumla tanık Okan'ın koğuşu arasında vardı. Anlattıkları kısmen doğru olmakla birlikte, kısmen senaryo şeklindedir. Bence tanıdığı birileri kullanmış. Esasen ben dava dosyası ile ilgili birtakım bilgileri tanıkla paylaşmıştım. Tanıdığı bu doğru bilgilerle birlikte, yanlış birtakım bilgileri aktardığını da söylemek istiyorum. Ben yalnızca 2001 yılında üniversitede yalnızca bir ay kadar Fetullah Gülen ile iltisaklı yurtta kaldım. Bu yurtta kalışım dışında söz konusu örgütle başka hiçbir bağlantım olmadı'' diye konuştu.
''TAYİN TALEBİM YERİNE GETİRİLMİŞ OLSAYDI BU OLAY GERÇEKLEŞMEYECEKTİ''
Sanık Sarıcaoğlu, mahkemedeki savunmasına şöyle devam etti:
"Tayin talebim yerine getirilseydi böyle bir görüşme olmayacaktı ve bu olay gerçeklemeyecekti. Benim kendi kendime mesajlar attığım konusunu daha önce açıklamıştım, esasen bunlar not alma şeklinde mesajlardır. Başkasının okuyacağını bilseydim daha düzgün bir şekilde gönderirdim. Yoksa kendimi akıl hastası gibi göstermeye çalışmak adına yapmış olduğum bir mizansen değildir. Ben Altuğ Verdi'nin gıyabında 'namussuz, şerefsiz'' gibi bir laf etmedim. Onun 15 Temmuz'da ne yaptığına ilişkin bir bilgimde yoktur. Daha doğrusu olay tarihinde bir bilgim yoktur. Benim hakkımda esasen ilk soruşturmalarda ve devamında düzenlenen müfettiş raporlarında SD karttan ele geçen herhangi bir fişleme belgesi olmadığı da açıktır. Benim FETÖ ile bağlantım yoktur. Herhangi bir yerden talimat alarak bu işi yapmadım. Sadece tayin meselesi yüzünden bu olay olmuştur"
Sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilerek duruşma 8 Ekim 2020 tarihine ertelendi.