Türkiye Düşünce Platformu'ndan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı’na destek
Türkiye Düşünce Platformu, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen’in Genelkurmay eski Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın vefatı sonrası yaptığı paylaşımı hakkında açıklama yayınladı. Yaptığı açıklamada, “Diyanet İşleri Başkan Yardımcısının, bir darbecinin ölümüne denk gelen bir zamanda Cengiz Numanoğlu’nun “Ne kadar büyüktü dindara kinin” diye başlayan dizelerini sosyal medyada alıntılamasının ardından malum çevrelerin tepkisini anlamak mümkün değildir” denildi. Sabah Gazetesi'nden Damla Kaya'nın özel haberine ilişkin detaylar...
- Gündem
- Giriş Tarihi: 30.05.2020 | 23:14
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen, Genelkurmay eski Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın vefatı sonrası sosyal medya hesabından Cengiz Numanoğlu'na ait 9 kıtalık şiirin tek kıtasını paylaştı. Bu şiirden alıntı yapması sosyal medyada tepki çekti. Türkiye Düşünce Platformu İstişare Kurulu, konuyla alakalı bir açıklama yayınladı.
İşte o açıklama:
Geçtiğimiz günlerde 27 Mayıs'ı yaşadık. Yassıada "Demokrasi ve Özgürlük adası" oldu. Eğer Menderesin asılmasını lanetliyorsanız, o lanet asılmasına karar verenleredir.
Bütün darbeciler zihniyet ikizidir ve suç ortağıdır. Darbeciler toplumun cellatlarıdır. Kimse insanlardan cellatlarına övgü dizmesini bekleyemez. Cellatlarımıza hakkımızı helal edecek değiliz. Eğer o zihniyetten vazgeçip, tövbe etmiyorlarsa "zalimler için yaşasın cehennem"
Bugün Hitler'e, Stalin'e, Musolini'ye karşı muhabbet besleyen var mı?
Hiç kimse darbecilere karşı toplumsal nefret ve öfkeyi, herhangi bir sebeple hafife alamaz. Darbecilere hakkımızı helal etmeyeceğiz. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalimlere karşı olacağız. O kim olursa olsun.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısının, bir darbecinin ölümüne denk gelen bir zamanda Cengiz Numanoğlu'nun "Ne kadar büyüktü dindara kinin" diye başlayan dizelerini sosyal medyada alıntılamasının ardından malum çevrelerin tepkisini anlamak mümkün değildir, belki de mümkündür, zira zihniyetlerinin değişmediğini gösterir.
Dini alay konusu edenlerin cenaze namazlarında, cemaata kişiye haklarını helal edip etmediklerini sormaları, bir tören icabı değil, dini bir ibadet gereği, "kul hakkı" temelli bir "şahidlik" ve "Helalleşme" gereğidir. "Kurtlar vadisindeki "Zaza dayı" tiplemesinde cenaze namazına katılan mafya babasının kul hakkı noktasında helallik almak için, malına çöktüğü kişiyi kaçırtıp hakkını helal etmesi için işkence yapmasına benzer bir durumla karşı karşıyayız. Bu mizahi anlamda trajikomik bir durumdur. "Dindarlara kini o kadar büyük olan, İslamı irtica, Müslümanı Mürteci, Kur'an-ı Kerimi "köhne kitap" olarak gören zihniyet mensuplarına hakkımızı helal etmeyeceğiz. Ne bu dünyada, ne de öbür dünyada. Haksızlıklar karşısında susmak dilsiz şeytan olmaktır. Ebu Leheb ve Ebu Cehil geleneğinin temsilcisi zalimler için "Tebbet yeda"!
Bu vesile ile ABD'de bir kez daha kendini gösteren Siyahi düşmanı ırkçı şiddeti de nefretle tel'in ediyoruz. Fransa, Hongkong ve Lübnan'da sokaklara taşan ve Korku pandemisine yol açan Korona sonrası öfke ve şiddet pandemisinin dünyayı sarmasından kaygı duyuyoruz. Bu korkuyla baş etmenin yolu mazlumların zalimler önünde boyun eğmesi değil, Hakkaniyet ve adaletin tesisidir. Boyun eğmesi gereken mazlumlar değil, cellatlardır."
Damla Kaya - SABAH