Şehit MİT mensuplarının ifşa edilmesine ilişkin davanın ilk duruşması 24 Haziran'da
Son dakika haberine göre; Şehit MİT mensuplarının ifşa edilmesine ilişkin 6'sı tutuklu, 1'i firari 8 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması, 24 Haziran'da gerçekleştirilecek. İddianamede soruşturma sürecine zarar vermek amacıyla dezenformasyon yapıldığı belirtilerek, bu konuyla ilgili ayrıca soruşturma yürütüldüğü bildirildi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 08.05.2020 | 14:57
- Güncelleme Tarihi: 08.05.2020 | 15:45
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca MİT Başkanlığının suç duyurusu üzerine başlatılan MİT mensuplarının ve faaliyetlerinin ifşa edilmesine yönelik soruşturma sonunda, 6'sı tutuklu, 1'i firari 8 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, gönderildiği İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
BARIŞ TERKOĞLU'NUN TUTUKLULUĞUNA KARŞI OY
Mahkeme heyeti tarafından hazırlanan tensip tutanağına göre, tutuklu sanıklar Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Aydın Keser, Hülya Kılınç, Mehmet Ferhat Çelik ve Murat Ağırel'in üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren açık kaynak araştırma raporları, MİT Başkanlığının suç duyurusu yazıları, tanık beyanları ile sanıkların kısmen çelişkili savunmaları gibi somut delillerin varlığı, sanıkların delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme, tanık üzerinde baskı yapma girişiminde bulunma ihtimali ile adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalma ihtimaline binaen, bu hallerinin devamına karar verildi.
KARŞI YAZI YAZDI!
Sanıklardan Barış Terkoğlu'nun tutukluluğunun devamı kararı, diğer sanıklarda olduğu gibi oy birliğiyle değil, oy çokluğuyla alındı. Karara bir üye hakim tarafından muhalefet edildi. Üye hakimin karşı yazısında, şu ifadeler kullanıldı:
"Sanık Barış Terkoğlu'nun üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, 5651 sayılı yasanın 4. ve 6. maddeleri uyarınca sanığın dosyadaki mevcut deliller kapsamında atılı suç nedeniyle bulunduğu görevi, sanığa ait HTS analiz raporu, diğer sanıklar Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç beyanlarının aksine kuvvetli suç şüphesini gösterir delil olmaması ile sanığın kaçma şüphesini gösterir herhangi bir durum olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesinin ölçülülük ilkesiyle bağdaşmayacağı, bu haliyle sanık Barış Terkoğlu'nun adli kontrol altına alınarak tahliyesine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğun tutukluluk halinin devamı yönündeki kararına katılmıyorum."
DOSYADA "KISITLAMA" KARARI
Sanıkların HTS analiz raporlarına konu olan kayıtların karşılaştırılması amacıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) müzekkere yazılarak sanıkların 1 Ocak ve 1 Nisan 2020 tarihleri arasındaki arayan, aranan ve baz bilgilerini gösterir HTS kayıtlarının gönderilmesinin istenilmesine hükmeden heyet, kamu güvenliğini nazara alarak dosya içeriklerinin 3. kişilere karşı gizli tutulması ve gizli bilgilerin olduğu evrakın dosyaya taraf olmayan 3. kişilerle dosyaya usulüne uygun vekaletname sunmayan avukatlar tarafından incelemesinin kısıtlanmasına da karar verdi.
Sanık Erk Acarer hakkında 11. Sulh Ceza Hakimliğinin 10 Mart 2020 tarihli yakalama emrinin kaldırılmasını kararlaştıran heyet, sanığa soruşturma aşamasında ulaşılamamış olması, farklı ağır ceza ve asliye ceza mahkemesi kovuşturmalarında da hakkında yakalama emri çıkartılmış olması ve ulaşılma imkanının bulunmuyor olması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 94. ve 98. maddeleri uyarınca yeni yakalama emri düzenlenmesini de hükme bağladı. Mahkeme heyeti, duruşmanın 24 Haziran'da saat 10.30'a yapılmasına karar verdi.
İDDİANAMEDEN
İddianamede, tutuklu Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ın da aralarında bulunduğu 8 şüphelinin Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 329/1. maddesinde yer alan "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçundan beşer yıldan onar yıla, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27. maddesi gereğince de "istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçundan ise dörder yıldan onar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, savcılığın talebi üzerine, firari şüpheli Erk Acarer hakkında yakalama kararı çıkarmıştı.
İDDİANAMEDE DİKKAT ÇEKEN AYRINTI!
Şşehit MİT mensubu ve cenazesine katılan meslektaşlarının kimlikleri ve faaliyetlerinin ifşa edilmesiyle ilgili davanın iddianamesindeki önemli ayrıntılar ortaya çıktı. İddianamede soruşturma sürecine zarar vermek amacıyla dezenformasyon yapıldığı belirtilerek, bu konuyla ilgili ayrıca soruşturma yürütüldüğü bildirildi.
SORUŞTURMA İÇİN DE DEZANFORMASYON FAALİYETİ YÜRÜTÜLDÜ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi, dava konusu olayın anlatımıyla başlıyor. Dava konusu olayda FETÖ'nün MİT TIR'ları kumpası ile aynı yöntemin izlendiğine dikkat çekilerek, şüphelilerin eylemi "organize bir şekilde gerçekleştirdikleri" belirtiliyor. Şüphelilerin eylemiyle Türkiye'nin dış ve iç siyasal yararları ile güvenliğinin hedef alındığı değerlendirilmesi yapılıyor. MİT Başkanlığı'nın suç duyurusuna da yer verilen iddianamede, soruşturma sürecinde yürütülen dezenformasyon faaliyetleri başlığı da yer alıyor.
Şüpheli Barış Pehlivan'ın tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nde 6 Mart tarihinde darp edildiğine ilişkin gerçek dışı haberler yapıldığı belirtilen iddianamede, Silivri ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gerekli araştırma ve idari soruşturmalar yapıldığı bildirildi. Bu kapsamda tüm kamera kayıtlarının incelendiği, haberlerin gerçek dışı olduğunun anlaşıldığı ve bir basın açıklaması yapıldığı aktarılıyor. Barış Pehlivan'ın darp edildiğine ilişkin soyut iddiası dışında herhangi bir delil bulunmadığının bildirildiği iddianamede, adli hekim raporları, kamera görüntüleri ve tanık beyanlarının da Pehlivan'ın darp edilmediğini gösterdiğne,, bu nedenle 23 Mart tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği yer alıyor.
SAHTE SORGU TUTANAĞINA SAHTECİLİK SORUŞTURMASI
Tutuklu şüpheli Murat Ağırel'ın İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği'nce serbest bırakıldığı şeklinde bazı yayın organlarında yalan haberler yapıldığı belirtilen iddianamede, sahte olarak düzenlenen sorgu tutanağının sosyal medyada dolaşıma sokulduğu bildirildi. Söz konusu sahte sorgu tutanağını düzenleyenler, kullananlar ve yayanlar hakkında sahtecilik suçundan ayrıca soruşturma başlatıldığı da iddianamede aktarıldı.
Şüpheliler hakkında, TCK 329/1 ve MİT Kanunu 27'nci maddelerinde yeralan "Devletin Güvenliğine ve Siyasal Yararlarına İlişkin Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açıklama, istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçlarından yargılama yapılacak. TCK 329'ncu maddesinde "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir", MİT Kanunu 27'nci maddesinde ise "MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir" düzenlemesi yer alıyor.