Polis Akademisi raporunda önemli uyarı: Biyolojik terör
Tüm dünyayı derinden etkileyen koronavirüs salgını, “laboratuvar ürünü virüsler ile biyolojik savaşları” tetikler mi? Polis Akademisi salgının psikolojik ve sosyolojik etkilerini ele aldığı raporunda bu ihtimale de yer ver vererek “biyolojik terör” uyarısı yaptı: Terör örgütleri, devletlerin zayıflığını bir avantaja dönüştürebilir ve gelecek yıllarda terör eylemlerinde biyolojik silahlara yer verebilirler. Terör örgütlerinin bu yola başvurma ihtimali devletlerin tehdit anlayışlarındaki değişimi de beraberinde getirebilir.
Polis Akademisi Başkanlığınca hazırlanan "Kovid-19 Salgını ve Sonrası Psikolojik ve Sosyolojik Değerlendirmeler" raporunda "biyolojik terör tehdidi" uyarısı yapıldı.
ÖNGÖRÜLERE YER VERİLDİ
Koronavirüs salgınının etkilerinin, sosyoloji ve psikoloji disiplinlerinin penceresinden ele alındığı raporda, salgın sonrasında toplumsal yapıda ve psikolojik düzeyde ortaya çıkabilecek değişimlere ilişkin bazı öngörülere yer verildi.
YABANCI DÜŞMANLIĞINDA ARTIŞ OLABİLECEĞİNE İŞARET EDİLDİ
Yeni Şafak'ın haberine göre; salgının kitlesel psikoloji üzerindeki önemli anlık etkilerinden birinin, korku ve kaygı düzeylerindeki artış olduğu vurgulanan raporda, buna bağlı olarak tutum ve davranış kalıplarında değişiklikler beklenebileceği belirtildi. Salgın sırasında kültürel içe kapanma söz konusu olabileceğinden komplo teorilerine inanma durumunda ve yabancı düşmanlığında artış olabileceğine işaret edildi.
TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞINA DİKKAT
Salgın sırasında işe gitmek zorunda olanlardan salgından korunma imkanları ortalamanın altında bulunanlar, yakınlarını veya tanıdıklarını salgın nedeniyle kaybedenler gibi kırılgan gruplar arasında çaresizlik, umutsuzluk ve yas durumunun dirençli psikolojik sorunlara yola açabileceği belirtildi. Raporda, Kovid-19 salgınına ilişkin tespit ve öngörüler şöyle sıralandı: "Sosyal medyanın ve iletişim teknolojilerinin günlük yaşamdaki rolünün artmasıyla orta yaşlarda teknolojik bağımlılık oranında artış beklenebilir. Salgının olumsuz etkilerinin yanında olumlu birtakım sonuçları da olabilir. Örneğin aile bağlarının güçlenmesi, dayanışma, yoksullara yardım, sınıflar arası empati gibi konularda kalıcı birtakım gelişmeler beklenebilir."
ZAYIFLIĞI AVANTAJA DÖNÜŞTÜREBİLİRLER!
Ülkelerin salgına bağlı sağlık sorunları karşısında düştükleri zayıf durumun, tehdit tanımlamalarında ve güvenlik yaklaşımlarında belirgin bir değişimi beraberinde getireceğine işaret edilen raporda, "Bu değişim iki yönlü olabilir. Terör örgütleri, devletlerin bu konudaki zayıflığını değerlendirerek kendi açılarından bu durumu bir avantaja dönüştürebilir ve gelecek yıllarda terör eylemlerinde biyolojik silahlara yer verebilirler. İkinci olarak terör örgütlerinin bu tür yollara başvurma ihtimalinin belirmesi, devletlerin tehdit anlayışlarında değişimi beraberinde getirebilir. Bu değişim, intihar bombalarının güvenlik anlayışı ve güvenlik teknolojileri üzerindeki etkisine benzer bir etkiyle kendisini gösterecektir. Nano-teknolojinin, biyokimyasal temelli teknolojilerin ve yapay zekanın kullanıldığı güvenlik teknolojilerinin büyük önem kazanacağı söylenebilir" ifadeleri kullanıldı.