Son dakika haberi: Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı hedef almışlardı! Ankara Barosu'na soruşturma
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Barosu yöneticileri hakkında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a yönelik açıklama nedeniyle soruşturma başlattı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Barosu hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 216/3 maddesi kapsamında, halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama suçundan re’sen soruşturma başlattı. Öte yandan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yaptığı açıklamada "Ankara Barosunun ifade ettiği hususların, köklü bir hukuk kurumuna yakışmadığını düşünüyor, açıklamayı esefle kınıyorum." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 27.04.2020 | 14:10
- Güncelleme Tarihi: 27.04.2020 | 14:23
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Barosu hakkında soruşturma başlattı. Yapılan açıklamada, "Ankara Barosu'nun 26.04.2020 tarihli ve "Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın İnsanlığın Bir Kesimini Nefretle Aşağılayıp Kitlelere Hedef Gösterdiği Konuşmasıyla İlgili Basın Açıklaması" başlıklı açıklaması nedeniyle, Cumhuriyet Başsavcılığımızca, Ankara Barosu hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 216/3 maddesi kapsamında, Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama suçundan re'sen soruşturma başlatılmıştır." denildi.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ'IN HUTBESİ
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ramazanın ilk cuma namazını Hacı Bayram Camisi'nde kıldırırken, uyuşturucu, alkol ve eş cinselliğin İslam dinince haram kabul edildiğini, bunların insan sağlığına zararlarının bulunduğunu vurgulamıştı.
Bu ifadeler üzerine bazı dernek ve barolar suç duyurusunda bulunmuştu.
BAKAN GÜL'DEN KRİTİK MESAJ
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Diyanet İşleri Bakanı Sayın Ali Erbaş'ın Cuma hutbesinde naklettiği dini hükümler nedeniyle Ankara Barosu'nun rahatsızlığını ifade eden ve yer yer haddi zorlayan açıklamasını esefle karşılıyorum." dedi.
Adalet Bakanı Gül şu ifadeleri kullandı;
"Anayasa'nın 24. maddesinde ifadesini bulan dini inanç, vicdan ve kanaat hürriyetinin herkes gibi bir din adamı tarafından da kullanılmasında hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Üstelik bu din adamı, anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri'nin başı olarak İslam dininin hükümlerini seslendirmektedir. Bu nedenle vatandaşlarımızın dini bilgi ihtiyacına, suallerine ve tereddütlerine cevap vermesi son derece doğal ve her şeyden önce bir kamu görevidir.
Sayın Ali Erbaş'ın ifade ettiği hususlarla ilgili bir nefret suçu teşhisi koymak en hafif tabirle hukuki cehalettir. Bu topraklarda her sesten, her kökten, her inanıştan insan, yüz yıllardır barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşamış ve yaşamaya devam edecektir. Çok açıktır ki, Ali Erbaş Hocamızın hitabında bu birlikteliğe kasteden hiçbir ifadesi, iması ve beyanı yoktur.
Ankara Barosunun bu açıklamalara yönelik yakıştırmaları bizi bir arada tutan değerlerle de demokratik ilkelerle de ne yazık ki uyuşmamaktadır. İnanç ve düşünce hürriyetinin anlamını herkesten iyi bilmesi gereken bir meslek örgütünün farklı bir düşünceye karşı yaptığı bu talihsiz açıklama, zihinlerinde bulunan faşist refleksi de bir kez daha ifşa etmiştir. Böylesi tek tipçi, ötekileştirici, tahakkümcü yaklaşımlar, herhangi bir hukuki dayanaktan yoksundur.
İçinde bulunduğumuz salgın günlerinden tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir dayanışma ruhu sayesinde en az kayıpla çıkmaya hazırlanan ülkemizde, modası geçmiş, katı pozitivist anlayışın halkımız nezdinde bir karşılığının olmadığı açıktır. İtibarını yükseltmek için başkalarının itibarına saldıranların karşısında Anayasamız, milli değerlerimiz ve demokrasimiz bulunmaktadır.
Bu düşüncelerle söz konusu Baronun ifade ettiği hususların, köklü bir hukuk kurumuna yakışmadığını düşünüyor, açıklamayı esefle kınıyorum."
ANKARA BAROSU ERBAŞ'I HEDEF ALDI
Ankara Barosu'ndan yapılan yazılı açıklamada şu skandal ifadeler yer almıştı:
Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir. Aldığımız ibretse, anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak için insan onuruna karşı gösterdiği büyük direnişten kaynaklanmaktadır. Görevde olduğu süre boyunca çocuk tecavüzcülerine gözlerini kapatıp kadın düşmanlığının manevi zeminini dini söylemlerle meşrulaştırma çabası karşılığında maaş alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın deprem, LGBTİQ+, kadın ve çocuk söylemlerine rağmen halen görevde kalması durumunda, sonraki konuşmasında halkı ellerinde meşalelerle meydanlarda 'cadı' diye kadın yakmaya davet etmesi kimseyi şaşırtmamalıdır. Anılan şahsı ve ona hak veren zihniyeti büyük bir şaşkınlık ve ibretle kınadığımızı tüm kamuoyuna saygıyla arz ederiz."
TBMM BAŞKANI ŞENTOP'TAN ANKARA BAROSU'NA TEPKİ
TBMM Başkanı Şentop, Ankara Barosu'nun Diyanet İşleri Başkanı'na yönelik açıklamalarına tepki gösterdi.
Şentop, insani değerlerin ve hakikatlerin çağlar üstü olduğunu belirterek, "Bu değerlere düşmanlığın karanlık tarihi de insanlık kadar eskidir. İnanç alanında da, siyasette de, hukukta da her yeni düşünce kendisine yüzyıllar öncesinden dayanaklar bulur. Milletimizin değerlerine karşı düşmanlık da yeni değildir; o değerleri tahfif etme hafifliği de. Geçen zamanı delil göstererek İslam'a saldıran provakatif zihniyet, kadim İslam düşmanlığının zavallıca bir tezahürü olduğunu fark edecek bilgi temelinden de mahrumdur. Diyanet İşleri Başkanımızın şahsına ve özellikle onun şahsı bahane edilerek İslam'a yapılmaya çalışılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Hukuk adına konuştuğunu iddia edenlerin liyakat ve samimiyetten yoksunlukları apaçık ortadadır. Eleştiri hakkı hiçbir zaman hiç kimseye milletimizin inandığı değerleri kendi sığ zaviyesinden bile olsa tahfif ve tahkir etme hakkı vermez. Çağları aşan hakikatlere ve değerlere sahip olmakla daima iftihar ederiz" dedi.