MİT mensubunu deşifre eden ODA TV uluslararası suç işledi! İstihbarat örgütleri şehidin fotoğrafı üzerinden o bilgiye ulaşabilecek
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın; Milli İstihbarat Teşkilatı’nın yurt dışı operasyonuna katılan kişilerin gizli kalması gereken bilgileri, kimlikleri ve fotoğraflarını yayınlayan Oda TV adlı internet sitesine yönelik açtığı soruşturma sürüyor. Oda TV’nin, 3 Mart 2020 tarihinde yayımlanan, "Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı" başlıklı haberle, MİT’in yurt dışında gerçekleştirdiği operasyonu deşifre ettiği, cenazeye katılan MİT mensuplarının fotoğraflarını yayınlayarak kimliklerini açığa çıkardığı bildirildi. Uluslararası istihbarat örgütlerinin; cenazeye katılan kişilerin fotoğrafları ve kamera kayıtları üzerinden şehit MİT mensubunun arkadaşlarının çok kolay tespit edilebileceği ifade edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın; Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) yurt dışı operasyonuna katılan kişilerin gizli kalması gereken bilgileri, kimlikleri ve fotoğraflarını yayınlayan Oda TV adlı internet sitesine yönelik açtığı soruşturma sürüyor.
ODA TV; ŞEHİDİN KİMLİK BİLGİLERİ, FOTOĞRAFI, AİLESİNİN KİMLİK BİLGİLERİ VE CENAZEYE KATILAN MİT MENSUPLARININ FOTOĞRAFLARI YAYINLANDI
Oda TV'nin, yurt dışında operasyonda olan MİT görevlilerinin kimlik bilgileri ve fotoğraflarını yayınlayarak uluslararası suç işlediği ifade ediliyor.
Oda TV'de 3 Mart 2020 tarihinde Hülya Kılınç imzasıyla yayınlanan "Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı" başlıklı haberde; MİT'in yurt dışı operasyonunda şehid olan kişinin kimlik bilgileri, fotoğrafı, şehidin ailesinin kimlik bilgileri ile oturduğu ev ve şehidin cenaze namazına katılan MİT mensuplarının fotoğrafı yayınlandı.
ULUSLARARASI İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ, FOTOĞRAF VE KAMERA KAYITLARI ÜZERİNDEN ŞEHİDİN ARKADAŞLARINA ULAŞACAK
Oda TV'nin, "Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı" başlıklı haberle, MİT'in yurt dışında gerçekleştirdiği operasyonu deşifre ettiği, cenazeye katılan MİT mensuplarının fotoğraflarını yayınlayarak kimliklerini açığa çıkardığı ifade edliyor.
Uluslararası istihbarat örgütlerinin; cenazeye katılan kişilerin fotoğrafları ve kamera kayıtları üzerinden şehid MİT mensubunun arkadaşlarının çok kolay tespit edilebileceğine dikkat çekiliyor.
HÜLYA KILINÇ VE BARIŞ TERKOĞLU TUTUKLANDI, BARIŞ PEHLİVAN İFADE VERECEK
Soruşturma kapsamında; MİT mensuplarının gizli kalması bilgi ve fotoğraflarını haberleştiren Oda TV muhabiri Hülya Kılınç ile Oda TV Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu tutuklandı. Hülya Kılınç ve Barış Terkoğlu'nun; 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle tutuklandığı bildirildi.
ÜÇ YILDAN DOKUZ YILA KADAR HAPİS CEZASI
Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27. maddesinde; MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini herhangi bir yolla ifşa edenlerin üç yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası verileceği açıkça ifade ediliyor.
BARIŞ PEHLİVAN VE MURAT AĞIREL BUGÜN İFADE VERECEK
Soruşturma kapsamında; Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel bugün ifade verecek.
KILINÇ: "BARIŞ PEHLİVAN'I TANIRIM, BARIŞ TERKOĞLU'NU TANIMAM"
Soruşturma kapsamında tutuklanan Oda TV muhabiri Hülya Kılınç verdiği ifadede; söz konusu haberi Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan'a gönderdiğini belirterek, "20 yıllık gazeteciyim. MİT mensubu olan şehidin haberinin yapılmasında gizlilik esasına uyulması hususu ile ilgili olarak beyan etmek istiyorum ki cenazeye vatandaşların ve devlet mensuplarının da katıldığını öğrendiğim için basına aktarılmasına bir sakında görmedim. Ben bu haberi Barış Pehlivan'a gönderdim. Kendisini 2 yıldır tanıyorum. Diğer şüpheli Barış Terkoğlu'nu tanımam. Kendisi ile telefonda dahi görüşmüşlüğümüz yoktur" ifadelerini kullandı.
BATUHAN ÇOLAK VE MURAT AĞIREL DE; İSTİHBARAT GÖREVLİSİNİN KİMLİĞİNİ AÇIKLADI
Yeniçağ Gazetesi'nin internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni ve gazetenin yazarı Batuhan Çolak da, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki şahsi hesabından, yurt dışında görevli olan istihbarat görevlisinin ismini ve fotoğrafını paylaştı. Çolak, "Libya'ya çok kıymetli subaylarımız da gönderildi. Bunlardan biri --- --- Görev yaptığı gemide Hafter güçleri tarafından hedef alındı. Bombalı saldırı da şehit düştü. Cenazesi Türkiye'ye getirildi. Sessiz, sedasız, törensiz toprağa verildi" ifadelerini kullandı.
Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel de, yurt dışında görevli olan istihbarat görevlisinin kimlik bilgilerini ve fotoğrafını paylaştı.
ODA TV ERİŞİME KAPATILDI
Soruşturma kapsamında; Oda TV adlı internet sitesi; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) kararıyla erişime engellendi. BTK kararında, "5651 sayılı kanun kapsamında yapılan teknik inceleme ve hukuki değerlendirme sonunda alınan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun 05 Mart 2020 tarihli kararına istinaden bu internet sitesi hakkında idari tedbir uygulanmaktadır" denildi.
VARANK: ŞEHİT MİT MENSUBUNU VE AİLESİNİ DEŞİFRE ETMEK DÜNYANIN HER YERİNDE SUÇ
Sanayi ve Ticaret Bakanı Mustafa Varank, Oda TV'nin "Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı" başlıklı haberine tepki gösterdi. Varank, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki şahsi hesabından;"Malum websitesiyle alakalı kimse basın özgürlüğü yalanına sığınmasın. Şehit MİT mensubunu ve ailesini deşifre etmek dünyanın her yerinde suçtur. O hayran olduğunuz Batı ülkelerinde bunu yapsanız, başınıza gelecekleri tahmin bile edemezsiniz" ifadelerini kullandı.
ÖZKAYA: AĞIR CEZALIK SUÇ
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski avukatı Ali Özkaya, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki şahsi hesabından, Oda TV'nin haberine tepki gösterdi. Özkaya, "Bütün dünyada istihbarat işleri ve istihbaratçıların isimleri gizlidir. Buna aykırı davranış ve yayınlar ağır cezalık suçtur. Şehit istihbaratçının ve ailesinin ismini açıklamak veya bunu tekrar yayınlamak gazetecilik faaliyeti olmayıp bilerek isteyerek istihbaratçılık yapmaktır..." ifadelerini kullandı.
ALMANYA'DA İSTİHBARATÇININ KİTABININ YAYIMLANMASINA ENGEL
Almanya'da Başbakanlık Dairesi, eski Federal İstihbarat Teşkilatı (BND) Başkanı Gerhard Schindler'in anılarını yazdığı kitabın yayımlamasına izin vermedi.
Süddeutsche Zeitung gazetesi ile Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD'nin bünyesinde bulunan WDR ve NDR kurumlarının ortak haberine göre, 2011-2016 yıllarında BND'nin başında bulunan Schindler, BND'de bulunduğu dönem ile ilgili anılarını kitaplaştırdı.
Haberde, eski memur ve istihbaratçı olması nedeniyle Schindler için de sır saklama yükümlüğünün geçerli olduğu, bundan dolayı yazdığı kitabın BND'den sorumlu kurum olan Başbakanlık Dairesi'nin onayından geçmesi gerektiği aktarıldı.
Başbakanlık Dairesi'nin iki yıl incelediği kitabın yayımlanmasına izin vermediği belirtildi.
GUARDİAN SNOWDEN'IN BELGELERİNİ BÖYLE İMHA ETMİŞTİ
Guardian gazetesi, sızdırdığı devlet sırlarını İngiltere hükümetinin tepkisi üzerine imha etmişti.
Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) eski ajanı Edward Snowden, Amerikan istihbaratıyla ilgili belgeleri yayınlamak için İngiltere'da yayın yapan Guardian Gazetesi'yle işbirliği yaptı. Guardian, sızdırılan belgelerin bir kısmın yayınladı.
İNGİLİZ HÜKÜMETİ "DAVA AÇARIZ" DEYİNCE GERİ ADIM ATTILAR
İngiltere yönetimi, Guardian Gazetesi yetkililerini uyardı ve "Belgeleri bize verin, daha fazla yayınlamayın" ifadelerini kullandı. Guardian Gazetesi söz konusu teklifi kabul etmedi ve gazeteye karşı dava açılması hatta gazetenin kapatılması seçenekleri ortaya çıkınca, söz konusu CD ve hard disklerin imha edilmesi gündeme geldi.
İNGİLİZ GAZETECİLER KENDİ ELLERİYLE İMHA ETMİŞTİ
CD ve harddiskler, Guardian'dan ve İngiltere istihbaratından yetkililerin gözetiminde, gazetenin bodrum katında tek tek imha edildi.
İNGİLTERE'DE 168 YILLIK GAZETE YASA DIŞI DİNLEME YAPTIĞI GEREKÇESİYLE KAPANDI
İngiltere'de çok sayıda kişinin telefonlarını yasa dışı olarak dinlediği gerekçesiyle tartışmalara ve tepkilere neden olan "News of the World" gazetesi 168 yıl sonra kapandı.
Ünlüler, kraliyet ailesine yakın isimler, terör mağdurlarının ailelerine kadar uzanan yasadışı telefon dinleme skandalının baş aktörü "News of the Word Gazetesi" 10 Temmuz 2011 tarihinde son defa yayınlandı.
Medya patronu Rupert Murdoch'ın oğlu, gazetenin yönetim kurulu başkanı James Murdoch yaptığı açıklamada, "News of the World"ün son sayısının (10 Temmuz 2011) Pazar günü yayımlanacağını açıklamıştı.
Gazete, 9 yıl önce kaybolan ve daha sonra cesedi bulunan 13 yaşındaki Milly Dowler'ın, 7 Temmuz 2005 Londra terör saldırıları kurbanlarının ve Irak ile Afganistan'da ölen İngiliz askerlerinin yakınlarının telefonlarını dinlemekle suçlanıyor.
İngiltere Başbakanlığı, gazetenin kapanma kararında etkisi olmadığını açıklarken, Başbakan David Cameron'ın sözcüsü konuya ilişkin bağımsız bir soruşturmanın yine de yürütüleceğini söyledi.
İngiltere'nin en çok satan tabloid gazetesi "News of the World", ülkede 168 yıldır basılıyor.
Gazete son yıllarda kraliyet ailesinin yakınları başta olmak üzere çok sayıda kişinin telefonlarını dinlediği gerekçesiyle eleştiriliyordu.
Rupert Murdoch, sahibi olduğu "News Corporation" şirketi İngiltere'de, The Sun, The News of the World, The Times gazeteleri ile Sky kanalının yüzde 39'unun sahibi.
FRANSA: Fransa'da devlet sırlarını açığa çıkaranlara 5 yıl yıl hapis ve 75 bin Euro para cezası veriliyor. Bu sırları istemeyerek de açık edilmesi bile cezalandırılıyor.
SACKUR: İNGİLİZ HÜKUMETİNİN GİZLİ OPERASYONLARINI AÇIĞA ÇIKARMAK DA SUÇTUR. BU, ABD'DE DE BÖYLEDİR"
Can Dündar, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olduğu dönemde, MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğrafları gazetesinde yer verdiği gerekçesiyle yargılanıyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 yıl 10 ay hapis cezası Yargıtay'ca bozulan eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında gıyabi tutuklama ve kırmızı bülten çıkarılmasına, iade işlemlerinin yapılmasına karar verdi.
15 Temmuz darbe girişiminden önce yurt dışına firar eden Can Dündar, BBC News kanalında yayımlanan HARDtalk programına konuk oldu. Programda Stephen Sackur, Can Dündar'a ders verdi.
Sunucu Sackur, Türkiye'nin yasal olmayan bir şey yaparak buna "devlet sırrı" adını verdiğini söyleyen Can Dündar'a, "Ama bu açıkça bir devlet sırrıydı. Gizli bir operasyonu ve bunu kimsenin bilmemesi gerekiyordu. Gizli operasyonların amacı budur" ifadelerini kullandı.
Stephen Sackur, bunun bir devlet sırrı olmadığını iddia ederek "Bu yalnızca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sırrıydı." sözlerini iddia eden Can Dündar'a, "Kendinizi farklı bir ülkede yaşayan bir gazetecinin yerine koyun. Dürüst olmak gerekirse, eğer bir İngiliz gazeteci İngiltere'de ordu istihbaratının ilişkilerinin derinine inmeye çalışsaydı veya aynı şekilde Amerika'da çok ciddi sorunlarla karşılaşırdı. Bizde de Devlet Sırları Kanun Maddesi mevcut sonuçta" dedi.
Stephen Sackur, MİT tırları davasını bir "tehlike" olarak gördüğünü iddia eden Can Dündar'ın, "Bu tür tehlikelere karşı kamuyu bilgilendirmek bizim görevimiz" şeklindeki sözlerine, kendisinin (Can Dündar'ın) bir Türk vatandaşı olduğunu hatırlatarak, "Türk ordusu personelini riske atmak gibi durumları göz önünde bulundurmak da sizin sorumluluğunuz" demişti.
KUZU: "BURADA DEVLET SIRLARINI AÇIKLAMAK 15 YIL"
Can Dündar, Hollanda Parlamentosu'nda devlet sırlarını yayınladığını kabul etmiş ve "Evet devlet sırlarını yayınlayarak suç işlediğimi kabul ediyorum" dedi.
Türk Milletvekili Tunahan Kuzu, Türkiye'deki davalarını Hollanda'ya taşıyarak, iki ülkeyi ve vatandaşlarını olduğundan daha fazla birbirlerine düşman etmeye çalışan Can Dündar'a tepki gösterdi.
Davasını Hollanda Parlamentosu'na taşımasını doğru bulmadıklarını dile getiren Tunahan Kuzu, "Basın özgürlüğüne biz kesinlikle önem veriyoruz ama devlet sırlarını yayınlamanın suç olduğunu bildiğiniz halde yine de yayınlamanızı nasıl yorumluyorsunuz? Bu sadece Türkiye'de suç değil Hollanda için de geçerli. Aynı suçu Hollanda'da işleseniz 15 yıl hapis yararsınız. Sizin bu yaptığınız Hollanda devletini ve Hollanda'da yaşayan Türkleri karalamak isteyenlere podyum vermektir" ifadelerini kullandı.
MİT KANUNU'NUN 27. MADDESİ
Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27. maddesinde şöyle deniliyor:
"Millî İstihbarat Teşkilatının görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan ve bunları yok eden kişiye dört yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir.
Birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki bilgi ve belgelerin; radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması hâlinde; 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununun 11 inci maddesi ile 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 4. ve 6.maddeleri hükümlerine göre sorumlulukları belirlenenler ile bunları yayanlar hakkında üç yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası verilir."
KENAN KIRAN / SABAH