Son dakika: Oda TV davasında flaş gelişme! Detaylar ortaya çıktı
Son dakika haberine göre; Libya'da şehit olan MİT mensubunun kimlik bilgilerini deşifre ettikleri gerekçesiyle Oda TV Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve haberin sahibi Hülya Kılınç gece çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Terkoğlu ve Kılınç’ın tutuklanma gerekçesi ortaya çıktı.
'Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı' haberinde MİT mensubu şehidi deşifre ettikleri nedeniyle Oda TV Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve haberin sahibi Hülya Kılınç gözaltına alınmış, ardından tutuklanmışlardı.
Libya'da şehit olan MİT mensubunun kimlik bilgilerini deşifre ettikleri gerekçesiyle Oda TV Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve haberin sahibi Hülya Kılınç'ın tutuklanma gerekçeleri ortaya çıktı.
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları Yakup Ali Kahveci ve Yasin Erkal tarafından hazırlanan tutuklama talepli sevk yazısında, 3 Mart günü Oda TV haber sitesinde yayınlanan 'Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı' başlıklı haber içeriğinde Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı çalışanı olan MİT mensubu şehit ile ilgili olarak Manisa Akhisa içesinde defnedildiğinin yer aldığı kaydedildi. Cenaze töreninde yer alan detaylara ve MİT mensubu şehidin Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı bünyesinde yapmış olduğu göreve ilişkin görev süresi, görev yeri, yaşı, memleketi, aile bilgilerine ilişkin detay bilgiler verildiği anlatıldı.
Bunun yanında MİT mensubu şehidin geçmiş döneme ait fotoğraflarına, cenaze töreni ile naaşının defnedildiği şehitliğe ilişkin görüntülere yer verildiği, bahsi geçen bu haber içeriğinde MİT mensubu şehidin faaliyetlerine, görevine, kimliğine ve devletin istihbarat faaliyetlerine ilişkin bilgilere yer verilmesi nedeniyle Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç'ın suç işlediği kaydedildi. İki ismin 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve MİT Kanunu'nun 27. Maddesinde tanımlanan suçu işlediklerinin tespit edildiği anlatıldı.
"9 YILA KADAR HAPİS…"
Sevk yazısında, 27. Maddenin 3. Fıkrasına da yer verdildi. Yazıda şu ifadeler kullanıldı: "27. Maddenin 3. Fıkrasında ise 'Birinci ve ikinci fıkra kapsmaındaki bilgi ve belgelerin; radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması halinde… sorumlulukları belirlenenler ile bunları yayanlar hakkında üç yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası verilir' hükmü bulunmaktadır."
Yazıda, yasada açıkça MİT Başkanlığı görevlerinin gerek kendilerinin gerekse aile yakınlarının korunmasının amaçlandığının, yapılan işin önemi, ciddiyeti ve tehlikenin ağırlığı nedeniyle teşkilat personelinin kimliğinin deşifre edilmesinin yasaklandığının, MİT görevlilerinin ve yakınlarının bilinmesi, tanınması, izlerinin sürülebilmesi veya bir şekilde bu kişilere ulaşılabilmesini sağlayacak eylem ve işlemlerin he şekilde yasaklandığının hüküm altına alındığı anlatıldı.
Yazıda ayrıca "Somut olayda dış istihbarat vazifesi olan MİT mensubu şehidin gerek kendisine gerekse ailesine ilişkin bilgilere yer verilmesi nedeniyle istihbarat faaliyetlerinin aksamasına sebebiyet verilme ihtimali yanında istihbarat görevlisi ve yakınlarının hatta diğer personel kimliklerinin deşifre olmasına da sebebiyet verildiği tespit edilmiştir" denildi.
"AİLESİNİN CAN GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE DÜŞÜRÜLDÜ"
Savcılıkça, haber içeriğinde MİT mensubu şehidin kimlik bilgilerinin; dolayısıyla da ailesinin kimlik bilgilerinin, çalıştığı görev ve faaliyetlerinin ifşa edildiği ve ayrıca ifşa edilen bu bilgilerin internet ve sosyal medya aracılığı ile elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlandığı, yayıldığı ve açıklandığı anlatıldı. Bu nedenle de MİT mensubu şehidin yürütmüş olduğu görev itibariyle ailesinin can güvenliğinin tehlikeye düşürüldüğü, yürütmüş olduğu istihbari faaliyetlerinin ifşa edilerek yayılmak suresiyle suç işlendiğinin sabit olduğu kaydedildi.
Şüphelilerin savunmalarında, bahsi geçen haber içeriğinin yayınlandığı tarihten önce MİT mensubu şehidin kimlik bilgilerinin ve faaliyetlerinin ifşa edildiğini belirttikleri, olaya ilişkin daha önce haber yapılmasının suç kastını da değiştirmeyeceği belirtildi.
"UZAKTAN, GİZLİCE ÇEKİLDİ"
Şüphelilerin haber içeriğinde yer alan görüntülerin çeşitli açık kaynaklardan elde edildiğini savundukları, olaya ilişkin yapılan araştırmada ve haberdeki görüntülerin incelendiği, MİT mensubu şehidin cenaze törenine dair fotoğrafta, cenaze törenine katılan kişilerin uzak bir mesafeden gizlice görüntülendiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Görüntüleri çeken kişilerin belli bir mesafeden cenaze törenini izleyerek art niyetli olarak cenaze törenini görüntüye almalarının hayatın olağan akışı ile izah edilmesinin mümkün olmadığı belirtildi. Görüntülerin özellikle tören sonrasında ifşa edilerek yayılma gayesi ile bu aşamada tespit edilemeyen kişiler tarafından kayda alındığının anlaşıldığı ifade edildi.
"FOTOĞRAF HUKUKA AYKIRI TEMİN EDİLMİŞ"
Yazıda, MİT mensubu şehidin resmi bir giyim tarzı ile çekilmiş isim ve soy ismini baş harfi ile doğum ve şehadet tarihi yer alan fotoğrafın da herhangi bir açık kaynaktan temin edilemeyecek kurumsal veya resmi bir platformdan temin edilen ve görüntü kalitesi itibariyle temin edildiği yerden hukuka aykırı şekilde temin edilmiş bir fotoğraf olduğunun anlaşıldığı belirtildi.
Şüphelilerin beyanlarında soruşturmaya konu haberin zaten ifşa olmuş bir bilginin haberleştirilmesinden öteye gitmediği yönünde savunmalarda bulunduğu, ancak haberin başlığı, konuya ilişkin bilgilerin ilk defa yayımlandığı veya bu konuya özel bir kısım yeni bilgilerin edinildiği ve sanki bu bilgiler kamuoyuna ilk defa açıklanıyormuş gibi şok edici cümleler ile başlık atılmak suretiyle haberleştirildiği kaydedildi. Bu doğrultuda da bahsi geçen eylemin habercilik faaliyeti kapsamında değerlendirilemeyeceği anlatıldı.
"DELİL KARARTABİLİR"
Sevk yazısında, şüphelilerin atılı bulunan suçu işlediklerine dair somut delillerin bulunduğu, soruşturma sürecinde habere konu bilgi, belge ve görüntülerin ne şekilde elde edildiğine ilişkin başkaca şahıslar üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunmaları hususunda kuvvetli şüphelinin bulunduğu kaydedildi. MİT Başkanlığı faaliyet ve personeline dair bilgilerin ifşa ve yayımlanmasına ilişkin bu eyleme iştirak ettiği düşünülen diğer şüphelilere dair delilleri karartabileceklerinin, bu şüphelilerin kaçmalarına imkan sağlayabilecek bilgileri serbest kalmaları halinde aynı suçu işleyen kişilere aktarabileceklerinin anlaşıldığı belirtildi. Bu nedenle şüphelilerin tutuklanmaları talep edildi.
Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç, hakimlik sorguları ardından 'İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
SABAH