Şehitler Tepesi ne demek? Arif Nihat Asya Şehitler Tepesi şiiri sözleri!
Arif Nihat Asya Şehitler Tepesi şiiri sözler vatandaşlar tarafından sorgulanıyor. Şehitler Tepesi ne demek? Ünlü şair Arif Nihat Asya’nın, “Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor” şiirinde bahsettiği Şehitler Tepesi son günlerde kamuoyunda sıkça yer ediniyor. Şair Asya, 1940 yılında Adana'nın düşman işgalinden kurtuluşunun kutlandığı tören için Bayrak şiirini yazmış ve Türkiye tarafından tanınmıştı.
Şehitler Tepesi ne demek? Şehitler Tepesi şiiri sözleri yoğun şekilde araştırılıyor. Şair Arif Nihat Asya'nın yazdığı "Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor" şiirinde, "Şehitler tepesi boş değil" ifadeleri geçiyordu. Başkan Erdoğan da bu şiiri kürsüden okudu. Peki, Şehitler Tepesi şiiri sözleri nelerdir? İşte gündemde yer alan o şiir…
BİR BAYRAK RÜZGAR BEKLİYOR (ŞEHİTLER TEPESİ)
Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzgar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?
Destanını yapmış, kasideye kanmış.
Bir el ki; ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer öpsün diye fâniler!
Öpelim temizse dudaklarımız,
Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.
Rüzgarını kesmesin gövdeler
Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasîdeler.
Geri gitsin alkışlar geri,
Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,
Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!
Söyledi söyleyenler demin,
Gel süngülü yiğit alkışlasınlar
Şimdi sen söyle, söz senin.
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor!
Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzgar bekliyor!
Destanı öksüz, sükûtu derin meçhul askerin;
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye? ...
ARİF NİHAT ASYA KİMDİR?
Arif Nihat Asya, 7 Şubat 1904 tarihinde İstanbul'un Çatalca ilçesinde dünyaya gelen ve Bayrak şiiriyle bilinen Türk şair, öğretmen ve siyasetçidir.
Henüz bebekken babası veba hastalığından ölmüştür ve annesi de yeni bir evlilik yapıp Filistin'e gitmiştir. Annesiz ve babasız kalan Arif Nihat Asya, akrabaları tarafından büyütülmüştür.
Eğitim hayatını sırasıyla Örçünlü Köy Mektebi, Gülşen-i Maarif Rüştiyesi, Darü'l-Muallimin-i Aliye okullarından mezun olarak tamamlamıştır.
1928'de mezuniyetinin ardından edebiyat öğretmeni göreviyle Adana'ya tayini çıkmış, Adana Kız ve Erkek Lisesi'nde bir süre öğretmenlik ve idarecilik yapmıştır.
1933'te Adana'da Ahmet Remzi Akyürek ile tanışarak Mevlevilikte şeyhlik makamına kadar yükselerek tasavvufi şiirler kaleme aldı. 1940 yılında Adana'nın düşman işgalinen kurtuluşunun kutlandığı tören için Bayrak şiirini yayınlamıştı ve kendisinin tüm Türkiye tarafından tanınmasını sağlamıştı.
Malatya Lisesi'ne müdür olarak atanan Arif Nihat Asya, müdürlük görevi esnasında Hasan Ali Yücel ile sert bir tartışma yaşamıştır ve bunun üzerine huzursuz olarak edebiyat öğretmeni olarak Adana Erkek Lisesi'ne dönüş yapmıştır.
1950'deki Türkiye seçimlerinde Demokrat Parti'den aday oldu ve seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Bir dönem sürdürdüğü milletvekilliği görevini dönem sonu bırakarak politika defterini kapadı ve yeniden edebiyat öğretmenliğine döndü.
Eskişehir Lisesi'nde bir süre öğretmenlik yaptı ve ardından 1955'te Ankara Gazi Lisesi'ne geçiş yaptı. Aynı zamanda iki yıl boyunca Kıbrıs'ta Lefkoşa Erkek Lisesi'nde görev aldı. 1962'de Ankara'ya dönen Arif Nihat Asya, Gazi Lisesi'nden emekli oldu.
Emekliliğinin ardından İstanbul'da Yeni İstanbul ve Babıali'de Sabah adlı gazetelerde yazılar yazdı. 1974 yılının Aralık ayı sonunda hastalandı ve hastaneye yatırıldı. Tedavi gördüğü sırada 5 Ocak 1975'te hayata gözlerini yumdu.