Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok'tan eleştiri: Savaşan değil siyaset yapan askere alışmışlar!
Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok, Beşar Esad rejimi tarafından İdlib'de sinsice düzenlenen 34 askerimizin şehit düştüğü kelleş saldırı ile ilgili kritik bir yazı keleme aldı. "Savaşan değil siyaset yapan askere alışmışlar" başlıklı yazısında darbeci zihniyeti topa tutan Altınok, "İnternetteki köşelerini gazetecilerden çok emekli generallere ayıran karanlık odalara bir göz atın... Eski asker dediysek, Türkçe'yi aksanlı konuşan NATO subayları..." dedi. Yazısında o günlerin geride kaldığının altını çizen Altınok, "Tüm enerjisini iç siyaset kanalize edip, namlusunu düşmana değil kendilerini var eden hakla çeviren o eski generallere ulaşılamıyor. Alışacaklar." ifadelerini kullandı.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 02.03.2020 | 10:57
- Güncelleme Tarihi: 02.03.2020 | 11:06
İşte Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok'un "Savaşan değil siyaset yapan askere alışmışlar!" başlıklı İdlib gündemi ile ilgili kaleme aldığı çarpıcı yazı...
"KARŞIMIZDAKİ SENARYONUN ASIL HEDEFİ SURİYE DEĞİL, TÜRKİYE'DİR"
Türk Silahlı Kuvvetleri de dün "Bahar Kalkanı Harekâtı"nı başlattı. Milli Savunma Bakanlığı, rejim güçlerine şimdiden ağır zayiat verdirildiği açıkladı.
Bu kaçınılmaz olandı.
Zira Türkiye'nin İdlib'de geri adım atması, Kuzey Suriye'nin diğer noktalardaki varlığını da tehlikeye atardı.
Sanırım kimse, İdlib'den geri çekilmemiz halinde El Bab'da ya da Münbiç'de kalabileceğimizi söyleyemez.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan cumartesi günü yaptığı konuşmada bu tehlikeyi bir adım daha ileri götürerek şöyle tarif ediyordu:
"Bugün Kamışlı'da Tel Abyad'da Cerablus'da Münbiç'de El Bab'da İdlib'de vermediğimiz savaşı Allah göstermesin yarın Şırnak'ta Hatay'da Gaziantep'te Şanlıurfa'da vermek zorunda kalırız. Karşımızdaki senaryonun asıl hedefi Suriye değil, Türkiye'dir.
Suriye'de istediklerini alanlar namlularını yarın Türkiye'ye çevireceklerdir."
"TÜRKİYE'NİN KARARLIĞINI BİR KEZ DAHA ANLADIĞINDAN ŞÜPHE YOK"
Türkiye'nin egemen bir devlet olarak, kendisine yapılan saldırılara karşı ordusunu etkili şekilde kullanabildiğini göstermesi hayati bir mesele.
Bu ülkenin, ilk hamlede parça parça edilen, vatandaşlarının yarısı mülteci konumu düşürülen Suriye ya da Irak gibi kolay lokma olmadığı muhataplarımızın kafasına kazılmalı.
Çünkü sahada yoksanız diplomasi masasında da olamazsınız. En fazla Esad gibi kıyıda köşede dolaşırsınız.
Ankara bu mesajı ABD'nin ültimatomuna rağmen Fırat'ın doğusuna girerek daha önce Trump'a verdi. ABD Başkanı'nın Ekim 2019'da söyledikleri bunun en net kanıtı olsa gerek:
"Türkler öğle yemeğine çıkar gibi savaşa çıkıyor!" TSK'nın dünkü misillerinin ardından, 5 Mart'ta Moskova'da Erdoğan'la görüşecek Putin'in de Türkiye'nin kararlığını bir kez daha anladığından şüphe yok.
"O ESKİ GENERALLERE ULAŞILAMIYOR! ALIŞACAKLAR"
Türkiye dışarıda bu mücadeleyi verirken içeride yıllardır "ulusalcı" takılan bazı çevreler de diken üstünde.
İnternetteki köşelerini gazetecilerden çok emekli generallere ayıran karanlık odalara bir göz atın... Eski asker dediysek, Türkçe'yi aksanlı konuşan NATO subayları işte.
Memleketteki siyasi ekonomik sıkıntıları aşsın diye zaman zaman orduyu göreve çağıracak kadar ileri giden bu militaristler, dün TSK işini en iyi şekilde yapıp operasyonlar düzenlerken yine homurdanıyorlardı.
Bir yandan Rusya'nın tezlerini manşet manşet yayıyor... Diğer yandan da sahada işini yapan TSK'nın komuta kademesini sivillerden sonra açıklama yaptıkları için akıllarınca aşağılıyorlardı.
Yırtınsınlar.
O günler geride kaldı.
Tüm enerjisini iç siyaset kanalize edip, namlusunu düşmana değil kendilerini var eden hakla çeviren o eski generallere ulaşılamıyor.
Alışacaklar.