İlker Başbuğ’un manidar “FETÖ” çıkışı! Uzman isimler süreci A Haber’e değerlendirdi
CIA'in gölge kuruluşu tarafından darbe iması yapılması ve ardından İlker Başbuğ'un zamanlaması manidar "FETÖ" çıkışı ülke gündemine oturdu. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ 2009'da Meclis'ten geçen, "Askerlerin sivil mahkemede yargılanmasının önünü açan" yasa değişikliğini hatırlatmış ve Meclis’in iradesiyle yasalaşan teklifin FETÖ'nün direktifiyle hazırlandığı imasında bulunmuştu. TBMM'yi hedef alan bu sözler üzerine Başkan Erdoğan'ın da çağrısıyla AK Partili 6 vekil avukatları aracılığıyla İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Bu konular hakkında A Haber canlı yayınına bağlanan Takvim Gazetesi yazarı Ekrem Kızıltaş ve SETA Hukuk Direktörü Cem Duran Uzun değerlendirmelerde bulundu.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 11.02.2020 | 13:22
- Güncelleme Tarihi: 11.02.2020 | 13:39
TÜRKİYE VE GÜCÜ
Takvim Gazetesi yazarı Ekrem Kızıltaş, "Sürekli olarak temkinli olmalıyız. Türkiye'nin halihazırdaki durumu ile ilgili 'Yandık, bittik, geliyorlar, geldiler' söylemi doğru değil. Türkiye 15 Temmuz gecesi verilen muhteşem mücadele ile Türkiye üzerinde bir takım niyetleri olan çevrelere bu işin pek kolay olmadığının mesajını verdi. İl ve ilçelerde yapılan mücadele ile bu ülkeyi ele geçirip sonra birilerine peşkeş çekmek isteyenlere gereken ders verildi. Türkiye çok çok önemli bir ülke. İçimizdeki bazı beyinsizler de dışardakiler gibi düşünüp bu ülke bize bırakılmayacak diye düşünebilirler. Ancak Türkiye Cumhuriyeti, Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kendi kararlarını veren ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke konumunda…" dedi.
FETÖ VE KİRLİ HESABI
SETA Hukuk Direktörü Cem Duran Uzun ise konuya dair, "15 Temmuz darbe girişiminden sonra hem FETÖ/PDY davaları hem de darbe davaları yürütüldü. Bu davalar içerisinde yapılan itiraflardan yola çıkılarak hem örgütün yapısı hem de devlete nasıl sızdıkları önemli ölçüde aydınlatıldı. Bu davalarda örgütün siyasi ayağına dair çok açık cevaplar bulduk. FETÖ terör örgütü daha çok devletin kurumlarını ele geçirmeye çalıştı. Parti siyasetinden uzak durmaya çalışmıştı. Oysaki asıl siyaset diyebileceğiz devleti ele geçirme politikasına hep devam etti. Bu açıdan değerlendirildiğinde FETÖ'nün doğrudan bir siyasi ayağı olduğunu değerlendirmek mümkün değil." diye konuştu.