Cumhurbaşkanlığından uluslararası topluma flaş Filistin çağrısı
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ABD'nin İsrail-Filistin meselesine ilişkin sözde barış planına karşı çıkmak üzere uluslararası topluma ortak duruş çağrısı yaptı.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter'daki hesabından İngilizce yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun, Filistin'e yapılan haksızlık karşısında ortak duruş sergilemesi gerektiğini belirtti.
"KUDÜS İSRAİL'E AİT DEĞİLDİR"
Filistin mücadelesinin akıbetinin, bölgedeki bazı ülkelerin dar görüşlü ulusal çıkarları ya da bu ülkelerin liderlerinin daha da dar görüşlü şahsi menfaatlerince belirlenemeyeceğini vurgulayan İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:
"Bazı Körfez ülkeleri, İsrail'in işgalini resmen kabul eden sözde barış planını benimsemeye dünden hazır gibi davranıyor. Bu ülkeler tarihe, Filistinlilerin haklarının çalınmasını olanak tanıyan ülkeler olarak geçecekler. Filistinlileri de meşru birer taraf olarak kabul etmeyen bir planın hiçbir meşruiyeti olamaz. İsrail'deki yönetim ne iddia ederse etsin Kudüs İsrail'e ait değildir. Bu oldubittiye ortak olan devletler de bu kutsal şehrin çalınmasında suç ortakları olacaklardır. Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye hiçbir tek taraflı açıklama yetmez. Gerçek bir Filistin devleti, Filistinlilerin haklarının korunması ve Kudüs'ün statüsünün layık olduğu şekilde belirlenmesi, ancak ve ancak Arap dünyası, Müslüman dünyası ve adalete inananlar birlikte hareket eder ve aynı doğrultuda ses verirse mümkün olabilir. Her bir aktörün, üzerine düşen tarihi sorumluluğu göz önünde bulundurması gerekmektedir."
"KUDÜS İSRAİL'E AİT DEĞİLDİR"
Filistin mücadelesinin akıbetinin, bölgedeki bazı ülkelerin dar görüşlü ulusal çıkarları ya da bu ülkelerin liderlerinin daha da dar görüşlü şahsi menfaatlerince belirlenemeyeceğini vurgulayan İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:
"Bazı Körfez ülkeleri, İsrail'in işgalini resmen kabul eden sözde barış planını benimsemeye dünden hazır gibi davranıyor. Bu ülkeler tarihe, Filistinlilerin haklarının çalınmasını olanak tanıyan ülkeler olarak geçecekler. Filistinlileri de meşru birer taraf olarak kabul etmeyen bir planın hiçbir meşruiyeti olamaz. İsrail'deki yönetim ne iddia ederse etsin Kudüs İsrail'e ait değildir. Bu oldubittiye ortak olan devletler de bu kutsal şehrin çalınmasında suç ortakları olacaklardır. Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye hiçbir tek taraflı açıklama yetmez. Gerçek bir Filistin devleti, Filistinlilerin haklarının korunması ve Kudüs'ün statüsünün layık olduğu şekilde belirlenmesi, ancak ve ancak Arap dünyası, Müslüman dünyası ve adalete inananlar birlikte hareket eder ve aynı doğrultuda ses verirse mümkün olabilir. Her bir aktörün, üzerine düşen tarihi sorumluluğu göz önünde bulundurması gerekmektedir."