Rabia Naz Vatan'ın ölümünün araştırılması komisyonunda psikoloji otopsi önerisi
Rabia Naz Vatan'ın şüpheli ölümünün araştırılması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nda bilgi veren Prof. Dr. Gürol Cantürk, yüksekten düşen birisinde itme veya atlama bulgusunu bulmanın zor olduğunu söyledi. Bu yüzden 'psikolojik otopsi' önerisinde bulunan Cantürk, "Sosyal medyada paylaştıkları, ailesiyle, arkadaşlarıyla konuştukları, kişinin karakter yapısı, ruh hali bu şekilde psikolojik otopsi yapılabilir. Psikolojik otopsi yargılama sürecinde kullanılan yöntem olabilir" dedi.
Başta Rabia Naz Vatan olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu başkanlığında toplandı.
Aydoğdu, komisyonun 40'ın üzerinde tanık dinlediğini belirterek, bugünkü toplantıda şüpheli çocuk ölümleri üzerinde duracaklarını söyledi.
Daha sonra toplantıda ilk sunumu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Güral Cantürk yaptı.
Ani ölüm, beklenmedik ölüm, şüpheli ölümlerin tanımlamasını yapan Cantürk, ölümleri doğal ölümler ve travmatik ölümler olarak ikiye ayırdıklarını söyledi.
Ani bebek ölüm sendromunun özellikle 1 yaşın altında çocuklarda görüldüğünü ifade eden Cantürk, ani ölüme 2-4 ay arasında, daha çok erkek bebeklerde, geceleyin ve yılın soğuk aylarında biraz daha sık rastlandığını kaydetti.
Cantürk, ani doğal ölüm oranının yüzde 5 olduğunu, doğal ölümlerin ilk nedenleri arasında kalp-dolaşım sistemi hastalıklarının yer aldığını belirtti.
1-4 yaş arasında özellikle bulaşıcı hastalıkların ani ölüm nedeni olduğunu anlatan Cantürk, suda boğulmanın da 1-14 yaş arası travmatik ölüm nedenleri arasında 2. sırada yer aldığını bildirdi.
Trafik kazalarının çocukluk çağında travmatik ölümler içinde en sık görülen ölüm nedeni olduğunu kaydeden Cantürk, zehirlenme ve ev kazalarının da sıklıkla ölüme yol açtığını dile getirdi.
Yüksekten düşmenin de travmatik ölüm nedenleri arasında sık görüldüğünü anlatan Cantürk, bunların merdiven, balkon, pencere, çatıdan düşme şeklinde yaşandığını söyledi.
Cantürk, olayın cinayet, intihar, kaza olup olmadığına karar vermenin çoğu zaman kolay olmadığını belirterek, "Yüksekten düşme bulguları buluyorsunuz ama birisi itmiş ya da kendisi atlamış ya da orada gezerken düşmüş olabilir. Bunu ayırt edebilecek bulguya ulaşmak çok güç." dedi.
Trafik kazaları ve ev kazalarının, azaltılabileceğine dikkati çeken Cantürk, kask takılması, eğitim verilmesi, uygun yerde dolaşılması, trafik kurallarına uyulmasının sağlanması gerektiğini vurguladı.
Cantürk, psikolojik otopsi yapılması, suç ve suçlu profili üzerine veri tabanı oluşturulması, ölen kişisilerin sosyal medya hesaplarının incelenmesinin önemine işaret etti.
Otopsinin adli tıp uzmanı tarafından yapılması gerektiğini belirten Cantürk, "Cumhuriyet savcısı olay yeri incelemesini tamamladıktan sonra otopsiye sevk ediyor. Otopsiye gitmesi gereken bazı vakalarda otopsiye gitmeden defin yapılması en önemli sorun. Şüpheli ölüm olduğunda mutlaka otopsi yapılmalı. Otopsi, ölümden sonra en geç 48-72 saatte yapılmalıdır çünkü organlarda çürüme başlıyor. Adli yönü varsa Cumhuriyet savcısı karar verdiğinde, yakınlarının herhangi bir söz hakkı yok. İnceleme bitinceye kadar cenaze adliyeye aittir. Otopsi yapılmadan defin verilip, konu kapanıyor, sonradan o bulgulara ulaşmak mümkün olmuyor." diye konuştu.
OTOPSİ RAPORLARININ GECİKMESİ
Otopsi raporlarının neden geç çıktığına yönelik milletvekillerinin sorusu üzerine Cantürk, patoloji incelemesi için iç organlardan parça alındığını, birtakım işlemlerden geçtiğini, bunun 1-2 aylık süreci kapsadığını söyledi. Cantürk, toksikolojik olarak da kan, idrar, göz içi sıvısının laboratuvara gittiğini, tarım ilacı, uyuşturucu madde, alkol arandığını ifade ederek, bu sürenin bir miktar azaltılabileceğini kaydetti.
Bulgularda tam olarak kesin cevap veremeyecekleri durumlar olabildiğini belirten Cantürk, her zaman kesin ifadelere başvurmadıklarını, ihtimallere yer verdiklerini söyledi. Cantürk, otopsinin ölüm nedeninin yüzde 95-98'ini belirlediğini ifade etti.
Adalet Bakanlığına bağlı Adli Tıp Kurumunun özerk yapıda olmasını öneren Cantürk, yoğun iş yükü ve özerk olmamasının, kurumu zorladığını kaydetti. Cantürk, birkaç merkezde otopsi salonlarına tomografi cihazı konulmasının yararlı olabileceğini vurguladı.
Cantürk, Rabia Naz Vatan'ın ölümüyle ilgili milletvekillerinin sorusu üzerine, büyük merkezlerde yapılan otopsinin daha nitelikli olduğunu belirtti.
"BİLDİRİM OLMADAN 102 ÇOCUĞU KORUMA ALTINA ALDIK"
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Selahattin Güven, koruma ihtiyacı olan çocukların bakımından sorumlu olduklarını, 7 bin 300'ü koruyucu aile yanında, 14 bini bakım altında olan 21 bin çocuğun korumasını sağladıklarını söyledi.
Aile odaklı hizmetlere önem verdiklerini, 128 bin çocuğu ailesinin yanında desteklediklerini anlatan Güven, koruyucu aileye verme ve evlat edindirme süreçlerini de yoğunlaştırmaya gayret ettiklerini belirtti.
Güven, 102 çocuğu kendilerine bildirim olmadan koruma altında aldıklarını kaydederek, çocuğun ailesini ziyaret ettiklerinde, o ortamda kalmasının yararı olmadığını mahkemeye bildirdiklerini söyledi. Güven, 5 bin çocuğu da ailesinin yanında ekonomik olarak desteklediklerini, bu metodu daha yaygın hale getirmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Sokakta çalışan çocuklarla ilgili 2007'de başlattıkları projeyle 450 çocuğu koruma altına aldıklarını aktaran Güven, ekonomik olarak desteklemeleri gereken çocuklar olduğu gibi çocukları kullanarak dilenenler bulunduğunu söyledi.
Sosyal medyanın çocuklar için ciddi risk oluşturduğuna dikkati çeken Güven, uzmanlarla taramalar yaparak, tespit ettikleri sorunları Emniyete, BTK'ye bildirerek, çözmeye gayret ettiklerini anlattı.
Çocukla çalışan kişilerin bilgi sahibi olmasının önemine değinen Güven, 15 bin personeli eğittiklerini, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının yatılı kuruluşlarındaki personele yönelik de eğitim verdiklerini söyledi.
Alo 183'ten, herhangi bir kamu kurumundan veya basından bilgi aldıklarında bunu ihbar kabul ettiklerini, il müdürlüklerinin gerekli incelemeyi yaptığını ifade eden Güven, ailenin diğer fertlerinin ekonomik, psikososyal desteğe ihtiyacı olup olmadığını değerlendirdiklerini, bir çocuk hastanede, kurumda, trafik kazasında vefat ettiğinde, ağır hastalık geçirdiğinde adli ve idari soruşturma açtıklarını belirtti.
Güven, Rabia Naz Vatan'ın hayatını kaybettiği olaydan basına yansıdıktan sonra haberdar olduklarını, aileyle görüşmelerinin bu haberle birlikte olduğunu ifade etti. Güven, "Haneyi psikososyal destek için bir kez daha ziyaret ettik. Aile, 'özel klinikten destek sağlıyoruz.' diyerek destek istemedi. Ekonomik olarak da talepleri olmadı. Sosyal hizmet anlamında yapacağımız bir şey olmadığı için ayrıldık. Babanın gözaltına alındığı haberi çıkınca ihbar olarak kabul edip evdeki diğer çocuğun mağdur olmaması için yeniden ziyaret ettik. Babanın evini sattığı haberinden sonra 'ekonomik desteğe ihtiyacınız var mı?' diye görüştük. Olumlu karşılanmadı. Aile Bakanlığı olarak bizden bir talebi söz konusu değil. Bütün süreçlerde ailenin yanında olmaya gayret ettik." diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı Çocuk ve Ergen Sağlığı Başkanı Başak Tezel de çocuk ölümlerini izleme ve önleme çalışmaları hakkında bilgi verdi.