Boeing dünyayı böyle kandırdı! "Dev şirketler dev alçaklıklar"
Sabah Gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, "Dev şirketler dev alçaklıklar" başlıklı yazısında 2009 yılında Amsterdam'da düşen THY uçağıyla ilgili önemli bir yazı kaleme aldı. Boeing'in kaza sonrası hemen ABD devletini yardıma çağırdığını ve ABD'li yetkililerin de suçu pilotlara yıkan raporu devreye soktuğunu belirten Haşmet Babaoğlu, "New York Times'daki haberin detaylarını okuyunca öfkeden yüzünüzü ateş basıyor. Ama haber buralarda beklediğim etkiyi yaratmadı. Neden? Çünkü THY'yi severiz ama Boeing'in büyüklüğünden ürkeriz, ondan mı? Neden? Çünkü bizim solcumuz slogan atarken emperyalizme, kapitalizme saydırır durur ama dünyanın büyük şirketleri karşısında boynu kıldan incedir." dedi.
Sabah Gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu'nun "Dev şirketler dev alçaklıklar" başlığı ile kaleme aldığı çarpıcı yazı...
Üzerinde durmamız gerek...
Ama belli ki, ölen öldü, kalan kaldı, yıllar geçti mantığı yine işliyor.
Sadece o kadar mı?
Bir de şu tatsız gerçek var.
Dünyanın her yanından üzerimize gelen yalana dolana ve namussuzluğa karşı isyanda üzerimize yok.
Atıyoruz, tutuyoruz.
Fakat alçaklık Batı'nın hegemonlarından geliyorsa...
Kafamızı başka yöne çeviriyoruz.
Dokuz kişinin öldüğü kazanın nedeninin pilotaj hatası olduğu açıklanmış hem resmi dosya, hem de zihnimizdeki şüpheler rafa kalkmıştı.
Şimdi anlıyoruz ki, uçağın tasarım ve yazılım kusurlarına değinen Hollanda Güvenlik Kurulu raporu hasıraltı edilmiş.
Düşünün, kazaya yol açan yükseklik sensörünün bozuk olduğu zaten Boeing şirketi tarafından biliniyormuş.
Tabii kaza sonrası Boeing hemen ABD devletini yardıma çağırmış, ABD'li yetkililer de suçu pilotlara yıkan raporu devreye sokmuşlar.
Ama haber buralarda beklediğim etkiyi yaratmadı.
Neden?
Çünkü THY'yi severiz ama Boeing'in büyüklüğünden ürkeriz, ondan mı?
Neden?
Çünkü bizim solcumuz slogan atarken emperyalizme, kapitalizme saydırır durur ama dünyanın büyük şirketleri karşısında boynu kıldan incedir.
Çünkü bizim sağcımız iş büyük sermayeye gelince gevşer, yayılır, kendini küçültür.
Çünkü hatayı önce kendimizde aramak fakat Batılıları sürekli pohpohlamak konusunda eğitimliyiz.
Wolkswagen'in tam 11 milyon dizel aracında emisyon sahtekarlığı yaptığı ortaya çıktığında, bununla en az ilgilenen kamuoyu bizimki olmuştu.
ABD, Almanya'nın önünü kesiyor diye yüksek politik yorumlar yaptık ama bağımsız uzmanlar tarafından tespit edilen sahtekarlığın 2008'den 2015'e kadar sürdürüldüğü gerçeğine aldırmadık.
Benzer skandallar Mercedes için de çıktı, hiç umurumuzda olmadı.
Babadan kalma "araba mı, adamlar yapıyor kardeşim!" çizgimizi bozmadık.
Adamların sağlam araba ve uçak yaptıkları kadar sağlam yalan da atabildiklerini ne zaman göreceğiz?
Düşen uçakla ilgili gerçeği de küresel şirketlerin rekabeti sayesinde öğrenebiliyoruz.
Bu dünyanın nasıl namussuz bir düzen olduğunu anlayıp kabullenelim hiç değilse...
Üzerinde durmamız gerek...
Ama belli ki, ölen öldü, kalan kaldı, yıllar geçti mantığı yine işliyor.
Sadece o kadar mı?
Bir de şu tatsız gerçek var.
Dünyanın her yanından üzerimize gelen yalana dolana ve namussuzluğa karşı isyanda üzerimize yok.
Atıyoruz, tutuyoruz.
Fakat alçaklık Batı'nın hegemonlarından geliyorsa...
Kafamızı başka yöne çeviriyoruz.
***
2009 yılında Amsterdam'da düşen THY uçağıyla ilgili New York Times gazetesinde çıkan haberi görmüşsünüzdür.Dokuz kişinin öldüğü kazanın nedeninin pilotaj hatası olduğu açıklanmış hem resmi dosya, hem de zihnimizdeki şüpheler rafa kalkmıştı.
Şimdi anlıyoruz ki, uçağın tasarım ve yazılım kusurlarına değinen Hollanda Güvenlik Kurulu raporu hasıraltı edilmiş.
Düşünün, kazaya yol açan yükseklik sensörünün bozuk olduğu zaten Boeing şirketi tarafından biliniyormuş.
Tabii kaza sonrası Boeing hemen ABD devletini yardıma çağırmış, ABD'li yetkililer de suçu pilotlara yıkan raporu devreye sokmuşlar.
***
New York Times'daki haberin detaylarını okuyunca öfkeden yüzünüzü ateş basıyor.
Ama haber buralarda beklediğim etkiyi yaratmadı.
Neden?
Çünkü THY'yi severiz ama Boeing'in büyüklüğünden ürkeriz, ondan mı?
Neden?
Çünkü bizim solcumuz slogan atarken emperyalizme, kapitalizme saydırır durur ama dünyanın büyük şirketleri karşısında boynu kıldan incedir.
Çünkü bizim sağcımız iş büyük sermayeye gelince gevşer, yayılır, kendini küçültür.
Çünkü hatayı önce kendimizde aramak fakat Batılıları sürekli pohpohlamak konusunda eğitimliyiz.
***
Beş yıl önceye gidin...Wolkswagen'in tam 11 milyon dizel aracında emisyon sahtekarlığı yaptığı ortaya çıktığında, bununla en az ilgilenen kamuoyu bizimki olmuştu.
ABD, Almanya'nın önünü kesiyor diye yüksek politik yorumlar yaptık ama bağımsız uzmanlar tarafından tespit edilen sahtekarlığın 2008'den 2015'e kadar sürdürüldüğü gerçeğine aldırmadık.
Benzer skandallar Mercedes için de çıktı, hiç umurumuzda olmadı.
Babadan kalma "araba mı, adamlar yapıyor kardeşim!" çizgimizi bozmadık.
Adamların sağlam araba ve uçak yaptıkları kadar sağlam yalan da atabildiklerini ne zaman göreceğiz?
***
Ne acıdır ki!Düşen uçakla ilgili gerçeği de küresel şirketlerin rekabeti sayesinde öğrenebiliyoruz.
Bu dünyanın nasıl namussuz bir düzen olduğunu anlayıp kabullenelim hiç değilse...