Kemal Kılıçdaroğlu’nun kara propagandasına İletişim Başkanlığından tepki
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin TBMM Grup Toplantısı'nda adeta medyayı ikiye böldü. Yandaş ve muhalif olarak medyayı ayrıştıran Kılıçdaroğlu'na İletişim Başkanlığı'ndan cevap geldi. İletişim Başkanlığı, açıklamasında "kara propaganda ve dezenformasyon süreçlerine Türkiye’de siyaset yapan bazı muhalefet aktörleri katkı sunmaktadır." ifadelerine yer verdi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 14.01.2020 | 22:03
- Güncelleme Tarihi: 14.01.2020 | 22:34
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'havuz medyası' ifadelerine İletişim Başkanlığı'ndan açıklama geldi. Kılıçdaroğlu'nun medya üzerinden yaptığı ayrıştırma sonrası yapılan açıklamada, "İletişim Başkanlığımızın basın kartını kime ne zaman vereceği gibi teknik konuları siyasetin bir parçası haline getirme hevesini anlıyor, ancak bununla bir yere varılamayacağını ifade etmek istiyoruz." denildi.
İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklama;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün partisinin TBMM grup toplantısında medyayı sınıflandırıp "yandaş" ve "muhalif" olarak değerlendirmiş, bununla birlikte kurumumuza yönelik de birtakım haksız ithamlarda bulunmuştur.
Her şeyden önce medya sektörüne yönelik ayrımcı ve ayrıştırıcı sözleri asla kabul etmediğimizi ifade etmek istiyoruz. Birçok gazeteci ve medya çalışanını zan altında bırakan, onları kendi içinde ayrıştıran ve böylelikle toplumda kutuplaşmayı artıran bu yaklaşım, siyasetçilerin sorumluluk sahibi ve sağduyulu olmaları açısından kaçınmaları gereken bir yaklaşımdır.
Basınla ilişkilerin düzenlenmesi için gerekli çalışmalarda bulunmak; yerli ve yabancı basın-yayın organlarının ve mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmaya yönelik düzenlemeleri yapmak ve gerekli tedbirleri almak İletişim Başkanlığımızın görevleri arasında yer almaktadır.
Dünyanın her yerinde kitle iletişim araçları hükümetler tarafından belirli kurallar, kaideler ve hukuk çerçevesinde düzenlenen alanlardır. Ayrıca medya sektörü kamudan enformasyon anlamında, lojistik anlamda yararlanır. Biz de hem medya alanının hukuk çerçevesinde hareket etmesini, demokratik siyasete ve katılımcı demokrasiye katkı sunmasını yani gerçek anlamda dördüncü kuvvet olmasını tesis etmek için hem de kamu adına medya sektörüne katkı sunmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
İletişim Başkanlığımızın tüm tasarruf ve uygulamaları mevcut kanun ve kurallar çerçevesindedir. Ortada meşru ya da hukuki olmayan herhangi bir uygulama söz konusu değildir. Başvurular, basın kartı yönetmeliği çerçevesinde değerlendirilmekte ve neticelendirilmektedir. İletişim Başkanlığımızın basın kartını kime ne zaman vereceği gibi teknik konuları siyasetin bir parçası haline getirme hevesini anlıyor, ancak bununla bir yere varılamayacağını ifade etmek istiyoruz.
İletişim Başkanlığı bir yandan da Türkiye'ye yönelik haksız ithamlara, kara propaganda ve dezenformasyon süreçlerine karşı çalışmalar yapmak gibi vazifeyle de yükümlüdür. Üzülerek belirtmek isteriz ki zaman zaman bu haksız itham, kara propaganda ve dezenformasyon süreçlerine Türkiye'de siyaset yapan bazı muhalefet aktörleri katkı sunmaktadır.
İletişim Başkanlığı olarak medya kuruluşlarının siyasi ya da ideolojik yaklaşımlarını değil kamu yararını gözettiğimizin de açıkça bilinmesini istiyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana tüm uygulamalarımız ve yaklaşımlarımız da bunun açık göstergesidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetin kirliliği kabul etmeyeceğini belirterek, "Siyasette, devleti yönetecekseniz temiz, saf, saydam olacaksınız." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Anayasa'nın 28. maddesinde "basın hürdür, sansür edilemez" diye yazdığını, gelişmiş demokrasilerde medyanın dördüncü güç olduğunu, yanlışı haber yaptığını ifade etti.
Gücü elinde bulunduran kibir sahiplerinin kendi medyalarını oluşturmaya başladığını öne süren Kılıçdaroğlu, buna "havuz medyası" dediklerini, bu basının gücü denetleme değil, gücü pohpohlama görevi üstlendiğini savundu.
Kılıçdaroğlu, bu medyanın günün 24 saatinde aleyhlerinde yayın yaptığını ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim propagandamızı yaptığınız için teşekkür ederim. İster ulusal ister uluslararası alanda verilmeyecek hesabımız yoktur. Ama kibir abidesi zatın verilecek hesabı vardır. Nereye? Trump'a verilecek hesabı vardır. Trump, 'Malvarlığını araştırırım. Senin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından gizlediğin mal varlığın var yabancı bankalarda. Onu biliyorum, kızdırma ifşa edeceğim' dedi. Şimdi yüreğinde Allah korkusu olan bütün vatandaşlarıma sesleniyorum; şunu beklemez miydik? 'Ey Trump, benim mal varlığımı araştırmazsan namertsin, benim verilmeyecek hesabım yoktur.' Bunu niye demiyor? Bir başka ülkenin devlet başkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en önemli koltuğunda oturan kişiyi mal varlığıyla tehdit ediyor, o sesini çıkaramıyor. Egemen güçlerin oyuncağı haline gelirsiniz. Egemen güçler ne derse onu yaparsınız. Egemen güçler sizi en hassas noktadan yakalamışlar demektir. O nedenle siyaset kirliliği kabul etmez. Siyasette, devleti yönetecekseniz temiz, saf, saydam olacaksınız. Kirliliğe bulaştığınız, malı götürdüğünüz andan itibaren egemen güçler sizi teslim alırlar. Geldiğimiz nokta budur."
Basın İlan Kurumuna bazı gazetelere ilan verilmemesinin söylediğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Sanıyorlar ki bu gazeteler yayın yapmayacak. Onlar yayınları yapacaklar, bizler de onları destekleyeceğiz." dedi.
Yeni Asya gazetesi genel yayın yönetmeni, sorumlu yazı işleri müdürü, genel müdürü ile Ankara temsilcisinin basın kartlarının neden halen yenilenmediğini soran Kılıçdaroğlu, siyaseten farklı düşünse bile demokrasinin gereği olarak her kişinin yorum yapmasının, yazı yazmasının saygıyla karşılanması gerektiğini vurguladı.