Başkan Erdoğan'dan 2020 yılı için önemli çağrı!
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Engelli Vatandaşlarımızın ve Devlet Korumasından Yararlanmış Gençlerimizin Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi Töreni'nde gündeme dair önemi açıklamalarda bulundu. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizdeki engelli memur sayısı bizden önceki döneme göre yaklaşık 10 kat artışla 56 bin 500 kişiye ulaştı. Yıllık bütçeyi 2 milyar liradan 55 milyar liraya çıkardık. 17 yıllık görev sürecimizde hiç bir engelli kardeşimize duyarsız olmadık. Son 17 yılda 339 milyar liralık sosyal yardımda bulunduk." dedi. Başkan Erdoğan ayrıca Berfin davasıyla ilgili, "Geçenlerde bir namussuz bir alçak kızımızın yüzüne kezzap atıyor. Mahkeme 13 yıl ceza veriyor.Kendi kızının başına gelmiş olsa, kanunlara mı bakacaksın. Bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil, vicdanınızın sesine kulak verin" açıklamasında bulundu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Engelli Vatandaşlarımızın ve Devlet Korumasından Yararlanmış Gençlerimizin Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi Töreni'nde konuştu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizdeki engelli memur sayısı bizden önceki döneme göre 10 kat artarak 65 bin 500 ulaştı. 17 yıllık görev sürecimizde hiç bir engelli kardeşimize duyarsız olmadık. Biz Türkiye'nin zenginliğini 81 ilin tamamına ve burada yaşayanlara yayıyoruz. Tüm vatandaşlarımızı kucaklamaya gayret ediyoruz." ifadelerini kullandı.
İşte Başkan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları:
"Ülkemizdeki engelli memur sayısı bizden önceki döneme göre 10 kat arttı. 17 yıllık görev sürecimizde hiç bir zaman engelli kardeşlerimize duyarsız olmadık. Her zaman yanlarında olduk ve olmaya devam edeceğiz.
"SOSYAL YARDIM BÜTÇESİ ARTTI"
2002'den bu yana kamuya yerleştirdiklerimizin sayısı 29 bine ulaştı. Son 17 yılda 339 milyar liralık sosyal yardımda bulunduk. Sosyal yardım bütçesini 2 milyar liradan 55 milyar liralara çıkarttık.
3 kişiye bir bilgisayar değil her kişiye bir bilgisayar verebilmeyi başardık. İBB Başkanlığına geldiğim zaman susuz bir İstanbul vardı geldik çözdük, çöp dağları vardı temizledik.
HER KURUMUN BU GERÇEĞİ KABUL ETMESİ ŞARTTIR
Belediyelerimiz başta olmak üzere sorumluluk sahibi her kurumun bu gerçeği kabul etmesi şarttır. Bunları yaşamış kardeşiniz olarak, belediyecilik yapmış olan biri olarak söylüyorum. Geldiğimde susuz bir İstanbul vardı. O konuyu çözdük. Çöp dağlarından geçilmeyen İstanbul vardı. Biz bunu kaldırdık. HABİTAT'ın ödül verdiği İstanbul oldu.
Solunumda hava kirliliği felaketti. Gazeteler maske dağıtıyordu. Hamdolsun bundan kurtulduk. 81 ili temiz hava ile karşı karşıya getirelim dedik, onu da başardık. Şimdi tüm ilçelere doğal gazı götürmek istiyoruz. Dün İstanbul'da Rusya ile yaptığımız anlaşma gereği TürkAkım projesini Karadeniz'den Kıyıköy'e geçirmek amaçlı projemizi hayata geçirdik. Doğal gaz bizim üzerimizden Avrupa'ya gidecek.
2020 YILINI ERİŞEBİLİRLİK YILI OLARAK İLAN EDİLMESİNDE FAYDA GÖRÜYORUM
100 bin konut TOKİ ile inşa edeceğiz. Öyle konutlarımız var ki yangın çıksa itfaiye giremiyor. Bunları erişebilir hale getirmemiz lazım. 2020 yılını erişebilirlik yılı olarak ilan edilmesinde fayda görüyorum. Hayırlı olsun.
Ailesi olmayan çocuklara sahip çıkmayı doğru buluyorum. Sadece kamu görevlilerin gözetiminde çocuk yetiştirilmesi yeterli olmuyor. Yurt tipi binaları terk ederek aile yaşamı süreceği yeni ortamlara geçtik.
6 bine yakın koruyucu aile 7 bin 200'e yakın çocuğumuza sahip çıkıyor. Devlet gerektiğinde devlet baba gerektiğinde devlet baba. Anadolu demişiz. Devlet baba, devlet ana vatandaşlarımızın her zaman yakında. İnşallah önümüzdeki dönemde bu hizmetleri yaygın ve güçlü şekilde devam edeceğiz.
AİLE DİYE BİR KAVRAM KALMAMIŞ
Batı çöküyor neden aile diye bir kavram kalmamış. Aile bizde de şimdi çöküyor. Neden 3 çocuk diyorum, çünkü güçlü milletler güçlü ailelerden oluşur. Doğum noktasında kısırlaştırma politikası güttüler. Neden nüfusumuz azalsın diye. Nüfusumuz çoğalmalı ki ekonominin bel kemiği nüfustur. İnsan varsa para var, üretim var, tüketim var. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Aile kurumu dağıldığında nüfusta azalmaya başlıyor. Pek çok batı toplumu bir süre sonra yeryüzünden silinme ihtimali ile karşı karşıya. Türkiye de aynı tehditle yüzleşmiştir. Gençlerimiz evlenmiyor, rakam yukarı çıkıyor. Çoğu 30'u aşkın yaşta evleniyor ya da evde kalıyor. Hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Medya aracılığıyla özendirilmeye çalışılıyor. Aile kurumlarını kurutmaya çalışan semboller bilinçli kurutulmaya çalışılırken, aile kurumu küçümseniyor.
Aile içindeki değerlere sahip çıkmanın yücelten bir durum olduğunu anlatınız. Rabbimiz ne diyor nikahlanınız, çoğalınız, nikah dışı bizim değerlerimizde yok. Kıyamet gününde diğer topluluklara karşı ümmetimin çokluğu ile övüneceğim diyor. Yeni nesil okumak, duymaktan ziyade gözlemden etkileniyor. Biz ne kadar örnek aile hayatı sunarsak, çocuklara örnek olur.
HUKUK EŞİTTİR KANUN DEMEK DEĞİLDİR
Geçenlerde bir namussuz bir alçak kızımızın yüzüne kezzap atıyor. Mahkeme 13 yıl ceza veriyor. Kızımızın gözü gidiyor. Kanunun en yüksek oranı bu. Bunu da bizim getirdiğimiz söyleniyor. Şimdi diyorum ki ben de, arkadaşlar diyorum, siz neden kanun diyerek bize böyle cevap yolunu buluyorsunuz. Ben hak, hukuk, adaletten bahsediyorum. Siz burada hakkı, hukuku ve adaleti arayacaksınız. Kendi kızının başına gelmiş olsa, kanunlara mı bakacaksın. Bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil, vicdanınızın sesine kulak verin.
Kadına şiddet olgusu ile aile kurumuna saldıran bir oluşum meydana geldi. Türkiye'deki kadın cinayetleri vakası Avrupa'nın yarısı kadar. Kadına fiziken ya da ruhen şiddet uygulayanın karşısına önce biz çıkarız biz. Anne olan eş olan kız evlat olan insanın yarısı olan kadına yönelik her türlü ayrımcılık anlayışa eyvallah etmedik. İnsani duyarlılıkların sinsi bir şekilde istismarıyla aile kurumunun içinin boşaltılmasına izin vermeyeceğiz. Aileye sahip çıkacak anlayışla çalışmalarımızı yürüteceğiz.
AKDENİZ'DEKİ HAMLELERİMİZİ İTİBARSIZ HALE GETİRMENİN GAYRETİ İÇİNDELER
Bugün hala Gezi Olaylarına halk hareketi, 15 Temmuz Darbe Girişimi'ne tiyatro diyen çıkıyor. Bunlar ya geçmişten ders çıkarmadı ya da planın bir parçası. Gerçekleştirdiğimiz ve başarı ile sonuçlandırdığımız harekatlarla bu terörü de paramparça ettik.
ADALETSİZLİĞİ GİDERMEK ÜZERE ORADAYIZ
Gölcük'te de söyledim, Gazi Mustafa Kemal'in Libya'da ne işi vardı, çünkü oraya Türk'ün gitmesi gerekiyordu da Gazi Mustafa Kemal oraya gitti. Hep denir ya Gazi Mustafa Kemal'in şehla olan gözü bu oradaki şarapnel parçasından kaynaklandı.
Türkiye Akdeniz'deki menfaatlerini sonuna kadar savunmaya devam edecektir. Çarpık zihniyet iflas etmeye mahkumdur. Ülkemizi hedeflerine doğru adım adım yaklaştırıyoruz. Şehitlerimize Allah'tan rahmet ve gazilerimize şifalar diliyorum. Şu an ecdadımızın tarih yazdığı yerlerde sadece adaletsizliği ve zulmü bitirmek için varız. Bunun için kiminle karşı karşıya olmamız gerekiyorsa çekinmeyeceğiz. Bu yolda atılan her adımın önemi var. Geride bıraktığımız her engel bizi daha güçlü hale getirdi. Ufkumuzun daha aydınlık hale geldiğini görüyoruz. Zafere kadar durmak, duraksamak hele hele geri adım atmak asla yoktur. Engelli vatandaşlarımıza görev yerlerinin hayırlı olmasını diliyorum.