Mansur Yavaş'ın rüşvet skandalında CHP medyası üç maymunu oynuyor
CHP'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın 25 milyonluk rüşvet skandalı giderek büyüyor. CHP'li Sinan Aygün rüşvet skandalıyla ilgili bugün yaptığı basın toplantısında "hodri meydan" dedi. Kirli rüşvet çarkını gözler önüne seren CHP'li Aygün, belgeleri de paylaştı. Tüm bu skandallar yaşanırken CHP ve CHP yandaşı medyası ise sessizliğini koruyor. CHP medyasının bu sessizliği ve Mansur Yavaş'ı aklama çabası tek merkezden yönetildiklerini bir kez daha gözler önüne serdi. SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, CHP medyasının sınıfta kaldığını vurgulayarak dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Yıllardır "basın özgürlüğü, gazeteci muhaliftir, bağımsızdır, eleştireldir" vurgusu yapan CHP medyası ise ortalığa dökülen bu büyük skandalı görmezden geldi. SABAH'a konuşan SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, CHP medyasının iki yüzlüğünü değerlendirdi. Çağlar'ın açıklamaları şu şekilde:
CHP MEDYASININ "GAZETECİ MUHALİFTİR" İDDİASI SÖZDE KALDI
CHP destekçisi medya uzunca bir süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'ye ideolojik düşmanlıklarını 'gazeteci bağımsızdır, eleştireldir, muhaliftir' gibi süslü bir maskenin arkasına sakladı. İktidarın icraatlarına toplum adına ve kamu yararı için muhalefet ettiğini öne sürdü. CHP'nin ülke çapında ve yerel yönetimlerde icraat konumunda olmaması, bu iddiaları dile getirirken CHP destekçisi medyanın elini güçlendirdi.
İLK SINAVDA SINIFTA KALDILAR
Yerel seçimlerden sonra CHP kısmen de olsa icraat konumuna geldi. İstanbul ve Ankara'da büyükşehir belediyelerini kazandı. Bu hem CHP için, de hem de CHP'yi destekleyen medya için ciddi bir sınav. CHP seçmenin sandıkta verdiği emaneti taşıyıp taşıyamama konusunda imtihan oluyor. CHP destekçisi medya da gerçekten iddia ettiği gibi muhalif, eleştirel, bağımsız, gücün değil toplumun yanında olmak konusunda imtihan oluyor.
DUYMAZDAN VE GÖRMEZDEN GELDİLER!
Üstelik ortada siyasi bir boyut da yok. Düpedüz bir haksız kazanç durumu mevzubahis iddialara göre. CHP medyası kamu menfaatinin peşine düşeceğine, belediye neden böyle ilişkilere giriyor diye sorgulayacağına, Sinan Aygün'e mikrofon uzatıp onun iddialarını dinleyeceğine, bu iddiaları Mansur Yavaş'a sorup gerçeğin ortaya çıkmasına çabalayacağına duymazlıktan ve görmezlikten geliyor.
SORGULAMADAN MANSUR YAVAŞ'I AKLADILAR
Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi etrafında çıkan krizler, sel baskınları, aksayan hizmetler, iptal edilen temel atma törenleri konusunda CHP destekçisi medya kendi iddiasından vuruldu. Kelimenin tam anlamı ile sınıfta kaldı. Şimdi ise Ankara'da patlak veren rüşvet skandalında tekrar çuvallıyorlar. Ortada rüşvetle ilgili somut iddialar var. Üstelik iddialara muhatap olan Mansur Yavaş da para pazarlığı yapıldığını reddetmiyor. "Rüşvet olarak değil de başka türlü istedik" diyerek kendini savunuyor.
ORTALIĞA SAÇILMIŞ YOLSUZLUĞU SORGULAMADILAR
CHP medyasının bu durumu zaten başlı başına bir sorun. Kamu menfaatinin peşine düşmeyen, kendi desteklediği partinin ortalığa saçılmış yolsuzluklarını yayınlamayan bir medya düşünülemez. Bunun da ötesinde bunu yapan CHP medyası ülkemizin yerli ve milli medya organlarını hükümet medyası olmakla, gazeteciliği ayaklar altına almakla, kendi ifadeleri ile yandaş olmakla suçluyor. Bu gerçekten siyasetin, medya etiğinin ötesinde bir dürüstlük sorunu.