Başkan Erdoğan'dan Dünya İnsan Hakları Günü toplantısında önemli açıklamalar
Son dakika haberi...Başkan Recep Tayyip Erdoğan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan, "Dün açıklanan Birleşmiş Milletler İnsani gelişim endeksinde Türkiye artık çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer alıyor. Hep önce insan demeye insanı yaşat ki devlet yaşasın demeye devam edeceğiz." dedi. Başkan Erdoğan, "Türkiye Libya'ya asker gönderecek mi?" sorusuna yanıt verdi ve "Eğer Libya bizden böyle bir talepte bulunursa, yeteri derecede neyse gönderebiliriz. Talep olursa gerekeni yaparız, önümüzde engel yok." şeklinde yanıt verdi. Öte yandan Erdoğan Türkiye’nin Suriye’den ne zaman çıkacağına ilişkin ortaya atılan soruya ise, “Suriye'den ne zaman çıkacaksınız diye soruyorlar. Siz ne zaman çıkarsanız, biz teröristlerden orayı ne zaman temizlersek o zaman çıkacağız" sözleriyle net yanıtını verdi. Ayrıca Başkan Erdoğan, Bosna'daki soykırımı inkar eden Avusturyalı yazar Peter Handke'nin Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmesine tepki gösterdi ve "Nobel kendini tüketmiştir, bitmiştir." ifadelerine yer verdi. Ayrıca Erdoğan, "KYK borçları silenecek mi?" sorusuna ise "Bütçe görüşmelerinden sonra ele alacağız." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 10.12.2019 | 14:31
- Güncelleme Tarihi: 10.12.2019 | 16:31
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Bilkent Üniversitesi'nde Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında düzenlenen 'Her İnsan Bir Dünya' temalı programda konuştu.
Başkan Erdoğan, "Türkiye artık çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer alıyor. Hep önce insan demeye insanı yaşat ki devlet yaşasın demeye devam edeceğiz." dedi. Ayrıca Başkan Erdoğan, Bosna'daki soykırımı inkar eden Avusturyalı yazar Peter Handke'nin Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmesine tepki gösterdi ve "Nobel kendini tüketmiştir, bitmiştir." ifadelerine yer verdi. Ayrıca Erdoğan, "KYK borçları silenecek mi?" sorusuna ise "Bütçe görüşmelerinden sonra ele alacağız." dedi.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Allah katında en kıymetli olanınız ondan en çok korkanınızdır. Bu konuda ecdadımız da tüm insanlığa ışık tutan tavsiyeleri ile öne çıkmaktadır. Bugünkü batının geçmişi en ağır insan hakları ihlalleri doludur.
Terörle mücadelemizi insan hakları diye eleştirenlerin geçmişi soykırımlarla dolu. Halbuki bizim böyle bir ayıbımız yok. İnsan hakları alanındaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dün açıklanan Birleşmiş Milletler İnsani gelişim endeksinde Türkiye artık çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer alıyor. Hep önce insan demeye insanı yaşat ki devlet yaşasın demeye devam edeceğiz.
"HAK HUKUK ADALET BU 3 KAVRAM BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZDIR"
Ülkemizin mücadelesini insan hakları kisvesiyle eleştirenlerin geçmişinde her türlü leke var.
Hak hukuk adalet bu 3 kavram bizim olmazsa olmazımızdır. Bir liderin de dikkat etmesi gereken konu budur. Bu 3 kavramda adeta insanlığın tüm meseleleri saklı bunları halletmemiz gerekiyor. Ekonomik boyutta da alınan mesafeler çok açık net ortada. Israrla hep söylediğimiz Türkiye'yi dünyada ilk 10'un içine sokmak istiyoruz.
SORU - CEVAP KISMI
Giriş konuşması sonrası öğrencilerin sorularını yanıtlayan Başkan Erdoğan şöyle konuştu;
"Sizin zihin dünyanızı inşa etmenizde örnek aldığınız düşünürler, liderler, ön açıcı isimler kimler?"
Çok zor bir soru sordun. Bunların altından kalkmak kolay değil. Her şeyden önce bizim için önder, rehber baktığımız zaman geçmişten bugüne dediğimizde, tek önderimiz, tek rehberimiz sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa'dır.
Hak, hukuk, adalet dediğimiz zaman her şey onda var. Adaletin de timsali olarak Hazreti Ömer çok çok önemli. Hazreti Ömer çok büyük önem arz ediyor.
Şöyle çağımıza doğru yaklaştıkça Osmanlı'da Selçuklu'da örnek liderlerimiz var.
Cumhuriyetimizin kuruluşunda aynı şekilde Gazi'nin önemi var.
"AVRUPA'DA LİDER KRİZİ VAR"
Şu anki liderlere baktığımızda da bakıyorum oturuyoruz, konuşuyoruz ama biraz dara zora giriyoruz. Öyle liderler var ki gizli ajandaları yok ancak öyle liderler de var ki gizli ajandaları çok. Şöyle Avrupa'ya girdiğimiz zaman da orada şu anda ciddi manada lider krizi var. Fakat Başbakanlığımın ilk dönemlerinde beğendiğim Almanya'nın şansölyesi Schunder'dir. Onun ayrılmasının ardından reformların tüm verimliliğini Merkel kullanmıştır.
Aynı şekilde bu dönemlere baktığımızda hakikaten iş birliği yapma gücü itibari ile İtalya'da Berlusconi…
Afrika'da işbirliği yapabileceğimiz liderler var ancak Avrupa hala bunun farkında değil.
Son dönemde de seversiniz sevmezsiniz Sayın Trump çok önemli biri. Gizli ajandası yok, saklısı gizlisi bu noktada yok. Bana karşı da çok açık söyler ben de kendisine karşı çok açık söylerim.
Bir diğer isim de Putin'dir. Onunla da ikili görüşmelerimizde herhangi bir gizli ajandalarımız yok. Bölgede de barışı birlikte sağlayacağız, inşallah.
TÜRKİYE LİBYA'YA ASKER GÖNDERECEK Mİ?
Doğu Akdeniz'de Libya'da yapılan anlaşma gibi kıyısı olan diğer ülkelerle anlaşma söz konusu mudur? Türkiye Libya'ya asker gönderecek mi?
Talep olursa Libya'ya hele hele böyle bir güvenlik anlaşmasını da imzaladıktan asker gönderebiliriz. Zaten önümüzde de herhangi bir engel söz konusu değildir.
"TÜRKİYE NE ZAMAN SURİYE'DEN ÇIKACAK?" SORUSUNA YANIT?
Öte yandan Başkan Erdoğan Türkiye'nin Suriye'den ne zaman çıkacağına ilişkin ortaya atılan soruya ise, "Siz ne zaman Suriye'den çıkarsanız biz de o zaman çıkarız" dedi.
Erdoğan şu yanıtı verdi:
1963'ten bu yana süreç çok açık net ortada. Bütün bunlara rağmen AB bize hiçbir zaman samimi yaklaşmamıştır. Barış Pınarı Harekatı'nda sürekli AB üyesi ülkelerine yazık ki bizi telefonla arayıp "Sizin Suriye'de ne işiniz var?" İngiltere'de de aynı şeyi söylediler. Ben de kendilerine "Sizin orada ne işiniz var?" dedim "Bizim orada 911 km sınırımız var. Devamlı taciz ediliyoruz. Saldırılar oluyor, şehitlerimiz var." "Peki ne zaman çıkacaksınız?" "Siz ne zaman çıkarsanız ve biz bu teröristleri ne zaman temizlersek oradan çıkarız. Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Bize mevcut topraklarımız yeter.
TÜRKİYE- AB İLİŞKİLERİ
Benim bu ifadelerimden çok rahatsız oluyor. Diyorlar ki "Sizin nüfusunuz çok fazla. Aslında gerçek bu değil. Biz Müslümanız. Yahu gerçeği söylesenize... Söylemiyorlar. Açık net hesap bu. Bunu yüzümüze söyleyemiyorlar. Kendi aralarında toplandıklarında bunları konuşuyorlar. Biz çekilelim diyorsanız biz sabrediyoruz. Siz göndereceksiniz.
18 sene önce AB'ye muhtaç bir ülke vardı. Biz kendi hesabımızı görüyoruz, kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Alt yapısıyla üst yapısıyla değişen bir Türkiye var. Berlin Havalimanı'nı 17 yıldır Almanya yapamıyor. Ama biz İstanbul Havalimanı'nı 7 senede bitirdik. Bu Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gösteriyor. Biz güçleneceğiz, gdaha çok güçlendikçe önümüzde kimse duramayacak.
ERDOĞAN'DAN ÇOK SERT NOBEL TEPKİSİ
Başkan Erdoğan, Bosna'daki soykırımı inkar eden Avusturyalı yazar Peter Handke'nin Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmesine çok sert tepki gösterdi ve "Aslında bu çok önemli bir sınavdı. Bu Nobel kendini tüketmiştir ve bitirmiştir. Tamamen siyasi tamamen ideolojik bir konumdadır. Benim için Nobel'in hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Sözümüzün geçebileceği bütün ülkelere de haberdar ettik. Böyle bir katili ödüllendirmek aslında zulm ile ortak hareket etmektir." ifadelerine yer verdi.
Bu akşam önemli bir toplantım var. O toplantıda özellikle bu konuya değineceğim. Bundan önceki ödüllerde de bunlara dikkat etmişlerdir. Mesela Türkiye'de teröriste ödül vermişlerdir.
Aziz Sancar hocamıza vermiş oldukları ödül de tartışılacak hiçbir şey yok eyvallah biz de alkışlarız. Ama kalkıp da böyle teröristleri siz Nobel'e layık görürseniz bizim de bunu tanımamız mümkün değildir.
"Size Nobel ödülü verilirse alır mıydınız?" sorusuna Başkan Erdoğan, "Almam" dedi. Erdoğan açıklamasında, "Bu Nobel öyle bir şey ki bir ülkede bir başkan cumhurbaşkanı seçiliyor hemen ödül veriliyor. Dur bakalım bir daha hiçbir şey yok ortada" dedi.
SURİYELİ GÖÇMENLER MESELESİ
Şu an itibari ile 110 bin Suriyeli'ye biz vatandaşlık verdik. Biz bu 110 bin vatandaşlığın dışında diğerleri için de bu vatandaşlık sürecini daha da arttırmak durumundayız. Niye çünkü bu ülkede bu insanlar kaçak göçek yaşamasın. Biz bombalardan kaçanları Suriye'ye göndermedik. Öyle bir niyetimiz de yok.Biz bu noktada kabiliyeti olan insanları niçin kalkıp da bombalara teslim edelim. Kendi topraklarına dönmek isteyenler gönüllük esasına göre oralara dönecektir. 444 kilometrelik Tel Abyad'dan Irak sınırına kadar olan bölgede yapılacak konutlarla 1 milyona yakın insanı oralara yerleştireceğiz. Diğerleri için ise aynı şekilde ülkemizde vatandaşlığı varsa çalışanlar olacak bunlardan da o şekilde istifade etmiş olacağız. Öyle bir maalesef kötü propaganda yapıyorlar ki… 'Bunlar geri gönderilmeyecek, bizim topraklarımızda kalacak'... Yok öyle bir şey ama gönüllük esasına göre biz bunları göndermek durumundayız.
Suriye ile bizim güney bölgelerimiz kültürel noktada birbirleri ile bir çok ortak noktaları olan kardeşlerimiz. Dil noktasında aynı şekilde bir durum söz konusu.
Dünya 5'ten büyüktür diyorsunuz fakat ortada da bir çıkmaz var. Yeni bir uluslararası yapı mı gerekli?
O günden bugüne dünyada çok şeyler değişti. Daimi üyeler içerisinde 5 ülke; bunların içerisinde İngiltere, Fransa, Rusya öbür tarafta ABD diğer tarafta da Çin var… Bunların içerisinde de bir tane Müslüman ülke yok. 15 geçici üye ülkenin burada hiçbir geçerliliği yok. BM'yi konuştuğumuz zaman adalet, insan hakları deniyor ama bunların hiç birisi ne yazık ki BM'de yok. Artık BM'nin reforme edilmesi lazım çünkü dünya 5'ten büyüktür. Bunların tamamının daimi ülke olması lazım. Örneğin 10 tanesi bir ikinci yılda diğer 10 ülke daha sonra değişir. Ve 198 ülke daimi üye olma şansını yakalamış olur. Şu anda temsil yetkisi yok. Bir geçici üye olmak için yapılan lobi faaliyetleri akla hayale gelmez. Türkiye olarak biz de daimi üye olalım diyoruz.
Tüm 198 ülke daimi üye olsun. Tüm bu ülkeler daimi üye olma şansını yakalasın ve dünya bu 5 ülkenin hegemonyası altında ezilmesin. İkili liderler görüşmesinde 'haklısın' diyorlar ne yazık ki bu adımı atmıyorlar sıkıntı burada…
Sizin almış olduğunuz kararlar hem bölgeyi hem de dünyayı ilgilendiren kararlar. Bir konuyla ilgili karar alırken nasıl bir süreç işliyorsunuz?
Şu anda çok açık net bir defa karar alma sürecim kesinlikle tamamıyla istişare kaynaklıdır. Bu istişarede 2 ayak vardır. Biri partimin kabinesi diğeri partimin MYK'sıdır. Buralarda bu görüşmeleri yapar adımı ona göre atarız. İstişare edilmeden bu adımlar atılmaz tek adam falan havaları yapıyorlar ben tek adam olarak ben ne ülkeye ne de dünyaya yetmem.
KYK BORÇLARININ SİLİNMESİ GÜNDEMİNİZDE VAR MI?
Değerli arkadaşlar bu şu an bizim gündemimizde. Değerlendirmemizi bütçe görüşmelerinden sonra inşallah masaya yatıracağız. Öğrencilerimizin lehine olacak adımı da atacağız. Öğrenim kredisi daha sonra ödenmek üzere veriliyor. Atılacak adımla bu borçların silinmesi süreci olacak. Kredi olayı ya kalkacaktır, sadece burs verme noktasına gidilecektir... Onun değerlendirmelerini yapıp adımımızı ona göre atacağız.
CUMHURBAŞKANLIĞI KÜTÜPHANESİ'NİN AÇILIŞI
Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'nin açılışı için gün sayıyoruz.
20 YIL SONRA NASIL BİR DÜNYA NASIL BİR TÜRKİYE?
Ülkemizi dünyada ilk 10'unun içerisinde olan bir Türkiye bizim için çok çok değerli. Bu bizim hedefimizdir. Bir 2023 hedefimiz var malum. Ondan sonra 2071 hedefimiz var ömrümüz vefa eder etmez. Gelecek kuşaklar bizim dünyada belirleyici bir güç olma konusunda aldığımız mesafeyi yaşayacaklardır.
Bizden zengin ülkeler insani yardım konusunda bizimle yarışamazlar.
GENÇLERDEN BEKLENTİNİZ NEDİR?
4 tane kelimem var. Çok önemli... Oku, düşün, uygula, neticelendir. Bu 4 aşamayı gerçekleştirdiğimiz takdirde başarıyı yakalarız. Ve sevgili gençler Rabbimiz bize okumayı emrediyor. Okumayı emrederken sevgiili peygamberimiz de iyi ahlakı emrediyor. Bizim gençlerimizin içerisinden asla terörist çıkmamalı. Diyarbakır'da ailelerin nasıl ağladığını görüyorsunuz.
Dünyada başı çeken bir nesil olsun istiyoruz. Biz de sizin hizmetkarınız olalım istiyoruz. Bunun için biz sizlere sırtımızı bu noktada dayayacağız. Sizlerle birlikte geleceğin ilk 10 içerisindeki Türkiye'yi kuracağız.