Salih Tuna'dan Fatih Portakal'a sert eleştiri!
Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna bugünkü köşesindeki yazısında "Muhalefet daha cesaretli çıktı sayın seyirciler" başlıklı çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Tuna, Resulayn'da dalgalandırılan Türk bayrağını yayınlamayan, Barış Pınarı Harekatı'nı ve Türkiye'nin masadaki başarısını itibarsızlaştırmak için yapmadığı kurgu numarası kalmayan yeni Samanyolu TV'nin algı operatörü Fatih Portakal'ı eleştirdi.
İşte Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna'nın bugünkü köşesinde yazısında çarpıcı bir şekilde ele aldığı "Muhalefet daha cesaretli çıktı sayın seyirciler" yazısı:
Algı operatörleri marifetiyle "muhalif sosyolojiyi" zehirlediklerini kaç zamandır dile getiriyorum.
Artık durum sürdürülemeyecek kadar vahim boyutlara ulaşmıştır.
İş bu sosyoloji müstevliler adına beşinci kol faaliyeti yürütenlerin tahrip kalıbına dönüşmüştür.
Gladyo bu sosyolojiye güvenerek 15 Temmuz işgal girişiminde bulundu. Şayet mankurtlaştırılmış bu sosyoloji olmasaydı asla cesaret edemezlerdi.
FETÖ'nün "Yurtta Sulh Konseyi" adlı cuntası o gece yayımladığı "bildiriyle" işte bu sosyolojiye "sinyal" veriyordu:
"Türk Silahlı Kuvvetleri (...) millî güvenlik tehdidi haline gelmiş olan yolsuzluğu engellemek / Temel evrensel insan haklarını, mezhep ve etnisite ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarımız için geçerli kılmak / Laik, demokratik, sosyal ve hukuk devleti ilkesi üzerine oturan anayasal düzeni yeniden tesis etmek /Devletimizin ve milletimizin kaybedilen uluslararası itibarını yeniden kazanmak..."
Dikkat isterim: Muhaliflerin halihazırdaki lakırdılarının özeti bu "bildiride" var.
Mahut "bildiriyi" hazırlayanlar da zaten bu muhalif sosyolojinin algı düzeyine ve cibilliyetine güvenmişlerdi.
Cibilliyetsiz olanlara o gece tankları alkışlattılar.
Algı düzeyi sorunlu olanlara da 15 Temmuz'u "tiyatro" diye yutturmaya çalıştılar.
Malumunuz, 15 Temmuz direnişine "tiyatro" demeyi muhaliflerin önde gidenlerinden Fetullah başlatmış ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu da sürdürmüştü.
Bütün bunları hatırlatmamın nedeni şudur:
Beşinci kol faaliyeti yürütenler, bilumum algı operatörleri, malum yazarçizerler aynı zehirlenmiş sosyolojiye güvenerek kan pahası can pahası vatanını savunan Mehmetçiği sırtından hançerliyorlar.
Kimsecikler kusura bakmasın:
Mehmetçiğin teröre karşı Suriye'deki operasyonunu "PKK'yı kurtarma operasyonu" tesmiye etmek Mehmetçiği sırtından hançerlemektir.
Her ne kadar Yılmaz Özdil dostum da böyle "talihsiz" bir yaklaşımda bulunmuş olsa da onun durumu bence diğerlerinden farklı.
Zira, diğerleri söz konusu zehirlenmiş sosyolojiye güveniyor, zehirlenmiş sosyoloji de Yılmaz Özdil'e.
Bu güveni "mahalle baskısı" tesmiye etmek mümkün. Ne ki Yılmaz Özdil dostum bunun farkında bile değil. O halde "mazur" sayabiliriz.
Sevgili dostum Tuncay Özkan için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim maalesef. Şu attığı tweete bakar mısınız: "Trump mutlu. Putin memnun. Esad daha güçlü. PKK/PYD mesut. İsrail bayram ediyor. AB için daha iyisi Şam'da kayısı. İran gülüyor. Irak hani bana diyor. Arabistan, Mısır keyifli. Yunanistan ve Rumlar umutlu. Petrolcüler kazandı. Suriye'de kaybeden kim? Ah Memedim! Vah Memedim!.."
Manipülasyon pornosu değilse nedir bu?
Bir diğer CHP milletvekili Gürsel Tekin dostumuz da yalanı ortaya çıkıyor, sonra yalan olduğunu kabul ediyor ama o yalandan da vazgeçmiyor!
Zehirlenmiş sosyolojiye güvenmemiş olsalar bu denli pervasız, bu denli kör gözüm parmağına yalanlar söyleyemezlerdi. Yeni Samanyolu TV'nin algı operatörü Portakal bunlardan çok farklı.
Tam bir cambaz. Sinsi bir manipülatör. "Muhalefet daha cesaretli çıktı sayın seyirciler" deyişi var olursa o kadar olur. Barış Pınarı Harekatı'nı ve Türkiye'nin masadaki başarısını itibarsızlaştırmak için yapmadığı kurgu numarası kalmadı.
Yeni Samanyolu TV'nin bu çocuğu zehirlenmiş sosyolojiye güvenenlerden değil, bizzat sosyolojiyi zehirleyenlerden.