AFAD Başkanı'ndan büyük deprem uyarısı
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı (AFAD) Dr. Mehmet Güllüoğlu, İstanbul'da yaşanan 5,8'lik depremin ardından yaptığı açıklamada, "Marmara Denizi'nin içerisinde bir fay hattı var. Bu fay hattı uzun süredir kırılmadı ve enerji birikti. Bu büyük bir depreme sebep olabilir. Bunun zamanını ve şiddetini ise bilmek mümkün değil. Tek bildiğimiz şey buna hazırlık yapmak zorunda olduğumuzdur." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 30.09.2019 | 08:58
- Güncelleme Tarihi: 30.09.2019 | 09:00
İstanbul, geçtiğimiz perşembe günü bir kez daha deprem gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldı. 5.8 şiddetindeki deprem kentte büyük panik yarattı. Konunun uzmanları günlerdir TV ekranlarında, gazetelerde ve sosyal medyada açıklamalar yapıyor. Sosyal medyada ise büyük bir bilgi kirliliği mevcut. Peki başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye deprem gerçeği konusunda gerekli bilgi sahibi mi? Devlet kurumları bu konuda yeterli donanıma sahip mi? Sabah'ın haberine göre; bu önemli konuda merak edilen tüm soruları Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı (AFAD) Dr. Mehmet Güllüoğlu yanıtladı.
Mehmet bey, Tüm kurumlarımızla büyük bir depreme hazır mıyız sizce?
Türkiye'de deprem, her an olma potansiyeline sahip bir gerçek. İstanbul da maalesef böyle bir coğrafya. İstanbul'da en son 1895 ve 1876'da yıkıcı depremler oldu. Peki depreme hazır mıyız? Çok büyük bir işten bahsediyoruz. Sadece AFAD'ın hazırlığından bahsetmiyoruz. Depreme hazırlık, Türkiye'deki ilgili kurumların ve bu şehirde yaşayan herbir bireyin oluşturduğu bir bütündür. AFAD, 10 yıldır faaliyet gösteriyor. Çok önemli mesafeler katettik ama 'Tam hazırız' diyebilmemiz için tüm yerel yönetimleri, her bireyin, her konutun, her işyerinin hazır olması gerekiyor. Geçen temmuzdan itibaren bu yılı "Tüm Afetlere Hazırlık" yılı ilan ettik. Var gücümüzle çalışıyoruz.
Erken uyarı sistemi de tartışma konusu oldu. Bu konuda bir hazırlığımız var mı?
Erken uyarı sistemi vatandaşların uyarılması için kullanılan bir sistem değil. Fay hattı kırıldığında bir dalga çıkıyor ve bu dalgayı ikincisi takip ediyor. Burada bir uyarı sistemi devreye giriyor. Örneğin İGDAŞ bu erken uyarı sistemini dikkate alarak doğalgaz akımını kesiyor. Mesela Marmaray, yüksek hızlı trende bu erken uyarı sistemi var. Bir sismometreden sinyali alıp ilgili sisteme entegre etmeniz gerekiyor. Erken uyarı sistemi bu amaçla kullanılıyor. Deprem dediğimiz şey tek bir akım değil. Japonya'da bir depremde 1. ve 2. Dalga arasında 20 saniye zaman aralığı oluyor. Çünkü depremler yüzeyin çok altında. Türkiye'de ise depremler yüzeye çok yakın olduğu için erken uyarı sisteminin zaman aralığını da daraltıyor. Ayrıca yüzeye yakın olduğu için maalesef yıkıcı etkisi de ülkemizde fazla oluyor.
Beklenen Marmara Depremi'nin şiddeti konusunda da bir bilgi kirliliği var. Sizin bir araştırmanız oldu mu bu konuda?
İTÜ'de, Kandilli'de ve önemli üniversitelerdeki birçok değerli akademisyenle irtibat halindeyiz. Tüm hocalarımız bu konuda ortak görüş beyan ediyor. Marmara Denizi içinde bir fay hattı var. Burada bir enerji birikti. Burada önemli bir deprem olacak. Son 100 yılda 15'e yakın 7 şiddetinin üzerinde deprem meydana gelmesi de bu araştırmaları doğrular nitelikte. Türkiye'nin birçok noktasında meydana gelen depremler bunu gösteriyor. Birçok araştırmanın ortak noktası şu: Marmara Denizi'nin içerisinde bir fay hattı var. Bu fay hattı uzun süredir kırılmadı ve enerji birikti. Bu büyük bir depreme sebep olabilir. Bunun zamanını ve şiddetini ise bilmek mümkün değil. Tek bildiğimiz şey buna hazırlık yapmak zorunda olduğumuzdur.
GSM'DE TEKNOLOJİNİN LİMİTİ VAR
Deprem anında GSM operatörleri uzun bir süre hizmet veremedi. Bu şirketlerle görüşme imkanınız oldu mu?
Kendileriyle sadece depremden sonra değil deprem öncesinde de GSM operatörlerinin afet hazırlığı konusunda defalarca toplantı yaptık. GSM sektöründeki ortak yaklaşım şu. Bu teknolojinin bazı limitleri var. Her bir operatörden iki hizmet alıyoruz. Sesli arama hizmeti ve data hizmeti. Sesli arama hizmetinin belli bir kapasitesi var. Dünyanın birçok ülkesinde insanlar afet anında sesli arama yerine SMS gönderme ve diğer data hizmetlerinden yararlanma alternatiflerini kullanıyorlar. Biz de bu alternatifleri kullanabiliriz. İnsanlar aynı anda birbirine ulaşmaya çalışınca böyle bir sorun ortaya çıktı. Ancak internet üzerinden görüşme devam etti. Dünyanın başka ülkesinde de benzer sorunlar yaşanıyor. Burada bir eksiklik olduğu GSM operatörleri tarafından kabul ediliyor. Burada bir geliştirme mutlaka olacak.
ÇÖK, KAPAN, TUTUN...
Deprem anında yapılacaklar konusunda yeterli bilgiye sahip miyiz?
Deprem anında neler yapmak lazım konusu çok önemli ve gerçekten hayat kurtarır. İnanın çocuklarımız bu konuda daha bilinçli. 12 milyon çocuk ve gencimizi bu konuda bilgilendirdik. Daha çok bilgilendirmemiz gerekir. Sadece afet konularında değil kazalar konusunda da halkımız bilgilendirilmeli. Kamu spotumuz devam ediyor. Her bir ayımız için ayrı bir tema düşünüyoruz.
Deprem birkaç saniyede olup bitiyor. Bir cümlede ne yapmamız gerektiğini özetleyin desem?
Yapılacak en önemli hareket yere iki dizimizin üzerine çöküp, başımızı elimizle kapatıp bir masa gibi eşyanın altına sığınıp tutunmaktır. Eğitimlerde bunu 3 kelimeyle özetliyoruz. Çök, kapan ve tutun...
Deprem sigortası konusunda bilinçli miyiz?
Zorunlu deprem sigortası yüzde 50 oranına ulaştı. Biz de yapılmasını teşvik ediyoruz. Bir deprem sonrasında hayatın normale dönmesi için DASK çok önemli. Bu önemi eğitimlerimizde sürekli vurguluyoruz.
TOPLANMA ALANI BARINMAK İÇİN DEĞİLDİR
İstanbul deprem toplanma alanları konusunda yetersiz mi?
1999 depreminden sonra 400 civarında toplanma ve barınma alanı belirlenmiş. Bunları belirleyenler de yerel yönetimler. Zaman içerisinde bunlar farklı amaçla kullanılmış ve yerine yeni alanlar belirlenmiş. 2 bin 864 toplanma alanı var. Bunlara park ve bahçeler dahil. Okulların bahçelerini de toplanma alanı belirlemeye çalışıyoruz. Toplanma alanı barınma alanı değildir. Afet olduğunda aileler orada toplanacağını bilmesi gerekiyor. Çünkü telefonlar kesilebilir ve insanlar birbirlerine ulaşamayabilir. Barınmaya ihtiyaç duyulursa barınma alanlarına gönderilecek. Toplanma alanları barınma alanı değildir.
1999 ÖNCESİ YAPILAN BİNALAR YENİLENMELİ
1999 öncesi yapılan binalar ve kentsel dönüşüm tekrar gündeme geldi. Bu konuda hangi aşamadayız?
Geçtiğimiz haftalarda Çevre ve Şehircilik Bakanımız kentsel dönüşüm eylem planını açıklamıştı. Kentsel dönüşüm yerel yönetim ve vatandaşımızın katılımıyla gerçekleşecek bir proje. İstanbul'daki eski binaların değiştirilmesi gerekiyor. İstanbul depreminden bu yüzden korkuyoruz. Çünkü bina stoğumuz çok eski. 1999 öncesi yapılan binaların değiştirilmesi gerekiyor. Yeni deprem bina yönetmelikleri var. Bu yönetmelikler iki defa güncellendi. Bina kalitesi artık çok yükseldi. Beton ve demir kalitesi yükseldi. Bu konuda düzenleme ve denetim geldi. Artık bina yapımı için jeolojik bir rapor da isteniyor. Yeni binalar konusunda içimiz oldukça rahat. Ama 1999 öncesi için aynı şeyi söyleyemeyiz.