Son dakika: Hükümetten HDP'li başkanların görevden alınmasıyla ilgili açıklama
Son dakika haberi... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mardin, Van ve Diyarbakır'da büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınmasıyla ilgili açıklama yaptı. Soylu, "Hukukun ve demokrasinin en temel görevi, milletin verdiği temiz oyları teröre istismar ettirmemektir. Terörle demokrasi arasına bir meşru kanal açmaya çalışanlar sorumsuzluk işlemektedirler." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 20.08.2019 | 10:37
- Güncelleme Tarihi: 20.08.2019 | 12:08
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye başkanlıklarına görevlendirme yapılmasına ilişkin, "Bizim teröre müsamaha göstermemizi bekleyenler yanılır. Terörü ve terörizmi özellikle halkın helal oylarıyla belediyelerde merkez haline getirmeye çalışanlara da devletin, kuralların, hukukun ve Anayasa'nın sessiz kalmasını beklemek son derece yanlıştır." dedi.
Soylu, Gölbaşı Vilayetler Evi'nde gerçekleştirilen "Ankara Göç Değerlendirme Toplantısı"na gelişinde, gazetecilere üç büyükşehir belediyesinde yapılan değişiklik ve buna yönelik eleştirileri değerlendirdi.
"Devlet işliyor, hukuk işliyor, demokrasi işliyor ve süreç işliyor. Terörle demokrasi arasına bir meşru kanal açmaya çalışanlar sorumsuzluk işlemektedirler." diyen Soylu, hukukun ve demokrasinin en temel görevinin, milletin verdiği temiz oyları teröre istismar ettirmemek olduğunu vurguladı.
Devletin temel görevinin bu olduğunu ifade eden Soylu, bu görevden yoksun kalındığı andan itibaren ne demokrasi ne devlet ne hukuk ne de kurallardan bahsetmenin mümkün olacağına dikkati çekti.
"Türkiye, belediyeler üzerinden özellikle terörün merkezi haline getirilmeye çalışıldı. Buna kurallar, anayasa, belediye kanunları bir cevap verdi, 'Bir daha bunu tekrarlamayın' dedi. Fakat hem demokrasiye hem hukuka halel getirmek isteyenler, kelimenin tam anlamıyla devlete kafa tutmaktadırlar. Demokrasiyi istismar etmektedirler, milletin helal oylarına, temiz oylarına leke sürmektedirler." değerlendirmesinde bulunan Soylu, şunları kaydetti:
"Bunu başka türlü yorumlamak hem yaşadıklarımıza kör ve sağır olmak demektir hem de dünyada yaşananlara sağır olmak demektir. Büyük ve iri laflar söyleyenlere şunu söylemek gerekir. Demokrasiyi ve seçilmişliği terörün muafiyet alanına sokmak isteyenler, elbette ki büyük bir hata işlemektedir. Sandık ve seçilmişlik, demokrasinin en temel ilkesidir. Avrupa'nın hiçbir ülkesinde, dünyanın demokratik, gelişmiş hiçbir ülkesinde bugüne kadar gördüğümüz gibi, bunu eleştirenler de bal gibi biliyor ki son iki yılda İspanya'da, Belçika'da, başka ülkelerde yaşananlara, Avrupa'daki ve Batı'daki ülkelerin terörle ilişkileri olduğu için sessiz kalmaları esas itibarıyla burada bu meseleleri Türkiye gündemine taşımak isteyenlere de bir cevap olur diye sanıyorum. Ama her şeyi istedikleri gibi yorumlamaya çalışanlar buna devam edecektir. Bizim teröre müsamaha göstermemizi bekleyenler yanılırlar. Terörü ve terörizmi özellikle halkın helal oylarıyla belediyelerde merkez haline getirmeye çalışanlara da devletin, kuralların, hukukun ve Anayasa'nın sessiz kalmasını beklemek son derece yanlıştır."