AK Parti MKYK sonrası CHP’ye S-400 eleştirisi ve Doğu Akdeniz açıklaması
Son dakika haberi... AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK toplantısı sonrası kritik açıklamalarda bulundu. Çelik, "S-400'ler Türkiye'nin milli güvenliği ile ilgili bir ihtiyaçtır. S-400 konusunda CHP'den milli bir duruş göremiyoruz. ABD'nin tezlerini izah etmeye çalışıyorlar." dedi. Öte yandan Akdeniz'deki gerilimle ilhili konuşan Çelik, "Avrupa Birliği Rum tarafının Akdeniz'deki çalışmalarına hiç ses çıkarmadı ki, ne var ki Türk tarafı hakkını aramaya başladığında, 'Bunu nasıl yapabiliriz? Sorunu nasıl çözebilir?" şeklinde yaklaşmadılar. Rum tarafı Kıbrıs tarafına hakkını vermedikçe Yavuz ve Fatih gemilerinin çalışmaları devam edecektir. Rum tarafı tek taraflı olarak Kıbrıs tarafının hakkını yiyemeyecektir. Avrupa mercileri iki tarafın da haklarının korunduğu olduğu ortak bir çözüm yolu bulmalıdır."şeklinde konuştu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK toplantısı ardından gündeme ve toplantıya dair dair önemli açıklamalarda bulundu.
Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
Srebinista BM güçlerine sığınmışlardı. Onları korumak yerine o masumları katillere teslim etmeyi tercih ettiler. Maalesef bu acı bitmiyor. Her sene annelerin oradaki nöbeti kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Çocuklarını, eşlerini, babalarını kaybedenler nöbeti devralarak sürdürüyorlar. Onlar milletimizin kalbinde yaşıyorlar. Modern dünyanın utancıdır, büyük bir insanlık dramıdır. Dileriz bunlardan ders alınır. Suriye'de, Arakan'da ders alınmadığı gözüküyor. Bugün aynı acı Arakan'da, Suriye'de yaşanıyor. Kimse müdahale etmiyor. Keşke bunlardan ders çıkarılsa. Türkiye bütün platformlarda sesini yükseltecektir.
15 Temmuz'un yıl dönümüne geliyoruz. Bununla ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra bir genelge yayınlandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bu anmanın koordinatörleri olarak ilan edildi.
"ŞEHİTLERİMİZİN MEŞALESİNİ GELECEĞİMİZİ AYDINLATACAK"
Dünya tarihinde eşine rastlanmayacak onurlu bir direniş ortaya koyuldu. 15 Temmuz'un üçüncü senesine yaklaşırken aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Demokrasi nöbetleri tutan aziz milletimize bir kez daha saygılarımızı arz ediyoruz. Şehitlerimizin meşaleleri Türkiye Cumhuriyeti'nin gelecek yıllarını aydınlatmaya devam edecek. Bir Başbakan iki Bakan şehit vermiş bir milletiz. Fetullahçı Terör Örgütü'nün işgal girişimi karşısında topyekün bir direniş ortaya konuldu. Yarım gün içerisinde darbe girişimi tamamen bertaraf edildi.
"15 TEMMUZ'DA YAKLAŞIK 1500 ETKİNLİK DÜZENLENECEK"
15 Temmuz büyük bir üzüntü ve kederi, belki hiçbir zaman dinmeyecek acıyı anıyoruz. Aynı zamanda bu darbe ve işgal girişiminden kurtarmış olmanın coşkusu sözkonusudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın katılacağı etkinliklerle ilgili bilgi vereceğim. 450'den fazlası yurtdışında olmak üzere toplam 1500 civarında etkinlik faaliyete geçecek. İletişim Başkanlığı etkinlik haritası oluşturdu. Dünyaya bunu anlatabilmek için farklı dillerden videolar hazırlandı. Yabancı ülkelerdeki gençlere de demokratik bilinç konusunda bilgi vermek için çeşitli hazırlıklar var. Network belgeseli dünyanın önemli şehirlerde yayına girmiş durumdadır. Sayın Cumhurbaşkanımız 15 Temmuz günü saat 13.00'de Millet Camii'nde hatm-i şerife katılacaklar. Daha sonra TBMM'de özel oturum söz konusu. 16.00'da Ankara Emniyet binasının açılış töreni vardır. Akşam büyük bir program var. Saat 20.00'de Atatürk Havalimanı'nda anma programı gerçekleştirecek. Sayın Cumhurbaşkanımız bu programa da katılacaklar.
"MÜCADELEMİZİN BAŞARISINI GÖSTEREN BİR HAREKAT OLUYOR"
MKYK toplantımızı gerçekleştiriyoruz. MKYK toplantımızda iç ve dış gelişmeler ele alınıyor. Ekonomik ve sosyal hadiselerle ilgili sunum yapılıyor. Bunun dışında çeşitli konularda arkadaşlarımız sunumların dışında görüşlerini gerçekleştiriyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız kapsamlı bir konuşmayla MKYK'ya hitap etti. Konuşmamın başında terörle mücadelemizden bahsetmiştim. 27 Mayıs'tan bu tarafa terör örgütü lojistik üs olarak kullandığı Hakurk Vadisi'ne yoğun bir harekat sergileniyor. Yaptığımız mücadelenin haklılığını gösteren başarılı bir harekat gerçekleştiriliyor. Harekata katılan bütün askerlerimize, güvenlik güçlerimize selamlarımızı gönderiyoruz. Allah onları muhafaza ve muvaffak eylesin diyoruz. PKK'nın orada sözde siyasi çalışmalarla kendini gösterme gayretleri var, bu da yakından takip ediliyor. Bu konuyla ilgili olarak Irak makamlarıyla karşılıklı anlayış ve eşgüdüm içerisinde Türkiye ve Irak'ın güvenliğini ortak çalışmayla devam edecek.
"S-400 KONUSUNDA CHP AMERİKAN AĞZIYLA KONUŞUYOR"
Türkiye'nin milli güvenliği ve savunmasıyla ilgili bir ihtiyaçtır bu. Doğu Akdeniz'deki ülkelerin gemilerini kaplamış durumdalar. Neredeyse bütün dünyanın Akdeniz'e yığıldığını görüyorsunuz. Libya, Suriye, Irak'taki gelişmeler söz konusu edildiğinde Türkiye'nin hava savunmasının aciliyeti görülüyor. Gönül ister ki NATO ülkeleri Türkiye'nin bu ihtiyacı için daha etkili bir işbirliği içinde olabilseler. Müttefiklerimizle çok tatminkar bir noktaya geldiğimizi söyleyemeyiz. CHP'nin S-400 gibi hassas bir konuda milli duruşu bu partiden göremiyoruz. Türkiye burada güvenlik güçleri arkasındaysa biz de destekleriz, diye bir cümle söyleyip, arkasından 10-20 cümleyle ABD'nin tezlerini dile getiriyorlar. Türkiye'nin muhalefet konusunda maalesef cari açığı vardır ve bu daha da büyümektedir. Arzu ederdik ki Türkiye'nin yanında dursunlar. CHP sözcülerinden Amerika'daki en muhalif ve Türkiye aleyhine en aykırı görüş varsa onları görüyoruz. Sizin durduğunuz yer neresidir? Türkiye'de güvenlik birimleri destekliyorsa biz de destekleriz diye bir cümleyle geçiyorsunuz, buna karşı yabancı ülkelerin tezlerini uzun uzun dillendirmeyi ve buradan hükümet eleştirisine gitmeyi maalesef siyaset zannediyorsunuz.
DOĞU AKDENİZ AÇIKLAMASI
Herhangi bir siyasi parti zayıfladığında Türkiye karşıtlığını savunmak Yunan siyasetinde bir gelenek. Türkiye'nin komşuluğu paha biçilemezdir. Türkiye hiçbir zaman Yunanistan zayıfken bundan yararlanmadı. Türkiye Yunanistan krizdeyken ona ekonomik çözüm bulmaya çalışmıştır, oysa onlar AB üyesi olmalarını bize karşı kullanıyor.
Avrupa Birliği Rum tarafının Akdeniz'deki çalışmalarına hiç ses çıkarmadı ki, ne var ki Türk tarafı hakkını aramaya başladığında, 'Bunu nasıl yapabiliriz? Sorunu nasıl çözebilir?" şeklinde yaklaşmadılar. Rum tarafı Kıbrıs tarafına hakkını vermedikçe Yavuz ve Fatih gemilerinin çalışmaları devam edecektir. Rum tarafı tek taraflı olarak Kıbrıs tarafının hakkını yiyemeyecektir. Avrupa mercileri iki tarafın da haklarının korunduğu olduğu ortak bir çözüm yolu bulmalıdır.
Avrupa Birliği sorun çıkarma yolunu tercih ediyor.