AK Parti'ye yapılan ezber eleştirilerle ilgili dikkat çeken sözler
Sabah gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın, AK Parti'ye yönelik yapılan ezber eleştirilere ilişkin dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Yalçın, "Onların derdi gerçekler değil. Bilerek AK Parti iktidarı hakkında ürettikleri kurgulanmış hikayeleri sürekli tekrarlayarak beyinlere beton dökmenin peşindeler." dedi.
Sabah Gazetesi yazarı Hasan Basri Yalçın, bugün köşesinde kaleme aldığı yazıda son dönemde AK Parti'ye karşı yapılan ezber eleştirileri ele aldı. Bu eleştirilerin amacının bir algı yaratmak olduğunun altını çizen Yalçın, bunların partiye zarar verdiğini yazdı.
Hasan Basri Yalçın'ın Sabah gazetesinde "Ezber eleştiriler" başlıklı yazısı şöyle:
17 yıllık AK Parti iktidarının eleştirilecek tonlarca yönünü bulabilirsiniz. Özgün ve tutarlı eleştirilere kimsenin söyleyecek zerre kadar lafı olamaz. Zaten bunca zamandır her türlüsünü gördük.
Ancak benim dikkat ettiğim başka bir yön var ki bu son derece zararlı ve yıkıcı bir eleştiri türü. Bunların neredeyse tamamı ezber ve tutarsız. Başı yok sonu yok. Piyasada ne kadar ezber varsa onlardan meydana getirilen salatalar. Öylesine ezber ve öylesine tutarsız ki, tek bir kişinin ağzından bile birbirine zıt ezberlerin üretildiğine bile şahit olursunuz. Mesela aynı kişi hem kelle almak gerektiğini düşünüyor hem de çok adam harcamamak lazım diyor.
Bu ezberlerin hepsini tek tek burada çürütmek mümkün değil. Ancak Türkiye'de iktidarın kontrol alanından tutun da basın özgürlüğüne hukukun üstünlüğünden tutun da demokratik uygulamalara kadar tonlarca başlıkta Türkiye ve AK Parti iktidarı hakkında yaklaşık on yıldır her türlü karalama kampanyası yapıldı. Hem içeride hem dışarıda.
Bunların hepsini tartışmaya açmak mümkün. Ancak AK Parti muhalifleri tam da bundan kaçıyor. Gerçeğin değil bir algı yaratmanın peşinde. Üretilen peşin hükümleri sorguladığınızda ilk önce sizi ciddiye almamaya kalkışıyor. Alay etmeye yelteniyor. Sonra örneklerle üzerine giderseniz kulaklarını tıkayıp ıslık çalmaya başlıyor. Onların derdi gerçekler değil. Bilerek AK Parti iktidarı hakkında ürettikleri kurgulanmış hikayeleri sürekli tekrarlayarak beyinlere beton dökmenin peşindeler.
Bu ezberlerin aksini rasyonel yöntemlerle bile iddia etmeye kalkanlar mahkûm ediliyor. Alternatif bakış açıkları ya yandaş ya da yalaka olarak nitelendiriliyor. Muhalefet partisinin kongresinde göbek atan gazeteciler tarafsız sayılıyor ancak iktidarla organik bağı olmayan fakat iktidara yakın düşünen tüm insanlar ahlaksızlıkla itham ediliyor. Bu baskı kültürünün hepsi sosyal medyada üretiliyor. Oradan da konvansiyonel medyayı etkiler hale geliyor. Linç kampanyaları üzerine kurulu bir bilgi üretim mekanizması var. İktidarla aynı tarafa düşen herkes her tülü küfrün ve hakaretin hedefi haline geliyor.
Bunları gerçekten anlarım. Bir taraf kavgasını veriyor. Bu uğurda her türlü yöntemi mubah görüyor. Küfürse küfür, linçse linç. Şamataysa şamata. Benim için asıl anlamsız olan şu. Bu dili kuranlar AK Partilileri de etkiliyor. Birçok AK Partilinin ağzından buralarda üretilen ezberleri dinlemek mümkün. Dolayısıyla AK Partililerin çoğunlukla özeleştiri dediği şey özeleştiri falan değil. Kendisini yıkmak üzere üretilen her türlü bombayı AK Partililer kendi içlerine taşımış oluyor. Bir de partiye yakınmış gibi duran ancak kişisel ikbal ve hevesleri karşılanmadığı için küskünler grubuna dahil olanlar var. Onlar zaten bizatihi bu karalama kampanyasında payanda rolü oynuyor. Bunlar ahlakçı ama ahlaksız bir dille AK Parti'ye vurdukça vuruyor. Samimi AK Partililere tavsiyem bu iki grubu da göz ardı etmek ve her şeyden önce kritik dönemlerde partiye ve lidere sahip çıkmak. İstediğiniz kadar eleştirebilirsiniz ama unutmayın ki, bu parti hâlâ Türkiye siyasi tarihinin en başarılı partisi lideri de bu başarının tek mimarı. Eleştiri adı altında partiye zarar vermek yerine herkes partisine sahip çıksa daha iyi olmaz mı?
Hasan Basri Yalçın'ın Sabah gazetesinde "Ezber eleştiriler" başlıklı yazısı şöyle:
17 yıllık AK Parti iktidarının eleştirilecek tonlarca yönünü bulabilirsiniz. Özgün ve tutarlı eleştirilere kimsenin söyleyecek zerre kadar lafı olamaz. Zaten bunca zamandır her türlüsünü gördük.
Ancak benim dikkat ettiğim başka bir yön var ki bu son derece zararlı ve yıkıcı bir eleştiri türü. Bunların neredeyse tamamı ezber ve tutarsız. Başı yok sonu yok. Piyasada ne kadar ezber varsa onlardan meydana getirilen salatalar. Öylesine ezber ve öylesine tutarsız ki, tek bir kişinin ağzından bile birbirine zıt ezberlerin üretildiğine bile şahit olursunuz. Mesela aynı kişi hem kelle almak gerektiğini düşünüyor hem de çok adam harcamamak lazım diyor.
Bu ezberlerin hepsini tek tek burada çürütmek mümkün değil. Ancak Türkiye'de iktidarın kontrol alanından tutun da basın özgürlüğüne hukukun üstünlüğünden tutun da demokratik uygulamalara kadar tonlarca başlıkta Türkiye ve AK Parti iktidarı hakkında yaklaşık on yıldır her türlü karalama kampanyası yapıldı. Hem içeride hem dışarıda.
Bunların hepsini tartışmaya açmak mümkün. Ancak AK Parti muhalifleri tam da bundan kaçıyor. Gerçeğin değil bir algı yaratmanın peşinde. Üretilen peşin hükümleri sorguladığınızda ilk önce sizi ciddiye almamaya kalkışıyor. Alay etmeye yelteniyor. Sonra örneklerle üzerine giderseniz kulaklarını tıkayıp ıslık çalmaya başlıyor. Onların derdi gerçekler değil. Bilerek AK Parti iktidarı hakkında ürettikleri kurgulanmış hikayeleri sürekli tekrarlayarak beyinlere beton dökmenin peşindeler.
Bu ezberlerin aksini rasyonel yöntemlerle bile iddia etmeye kalkanlar mahkûm ediliyor. Alternatif bakış açıkları ya yandaş ya da yalaka olarak nitelendiriliyor. Muhalefet partisinin kongresinde göbek atan gazeteciler tarafsız sayılıyor ancak iktidarla organik bağı olmayan fakat iktidara yakın düşünen tüm insanlar ahlaksızlıkla itham ediliyor. Bu baskı kültürünün hepsi sosyal medyada üretiliyor. Oradan da konvansiyonel medyayı etkiler hale geliyor. Linç kampanyaları üzerine kurulu bir bilgi üretim mekanizması var. İktidarla aynı tarafa düşen herkes her tülü küfrün ve hakaretin hedefi haline geliyor.
Bunları gerçekten anlarım. Bir taraf kavgasını veriyor. Bu uğurda her türlü yöntemi mubah görüyor. Küfürse küfür, linçse linç. Şamataysa şamata. Benim için asıl anlamsız olan şu. Bu dili kuranlar AK Partilileri de etkiliyor. Birçok AK Partilinin ağzından buralarda üretilen ezberleri dinlemek mümkün. Dolayısıyla AK Partililerin çoğunlukla özeleştiri dediği şey özeleştiri falan değil. Kendisini yıkmak üzere üretilen her türlü bombayı AK Partililer kendi içlerine taşımış oluyor. Bir de partiye yakınmış gibi duran ancak kişisel ikbal ve hevesleri karşılanmadığı için küskünler grubuna dahil olanlar var. Onlar zaten bizatihi bu karalama kampanyasında payanda rolü oynuyor. Bunlar ahlakçı ama ahlaksız bir dille AK Parti'ye vurdukça vuruyor. Samimi AK Partililere tavsiyem bu iki grubu da göz ardı etmek ve her şeyden önce kritik dönemlerde partiye ve lidere sahip çıkmak. İstediğiniz kadar eleştirebilirsiniz ama unutmayın ki, bu parti hâlâ Türkiye siyasi tarihinin en başarılı partisi lideri de bu başarının tek mimarı. Eleştiri adı altında partiye zarar vermek yerine herkes partisine sahip çıksa daha iyi olmaz mı?