SON DAKİKA: AK Parti'den İstanbul'daki sonuçlara itirazlar hakkında flaş açıklama
Son dakika haberi... AK Parti MKYK toplantısı ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik gündeme dair kritik açıklamalarda bulundu. Çelik, "YSK'yı yönlendirmeye çalışmak, YSK'ya baskı yapmak, hukuka dönük olarak meşruiyetle kavga etmek olduğu gibi aslında konuşanların kendi partilerinin meşruiyetini de tartışmaları anlamına geliyor." dedi. Öte yandan Çelik, "CHP sözcülerin dilinde şöyle bir şey var. Eğer YSK kendi parti görüşlerinin lehinde karar verirse doğru karar vermiş oluyor, aleyhine karar verdiğinde YSK baskı altında olduğunu söylüyorlar. YSK bağlı olduğu kararlara göre karar verecektir. CHP sözcülerinde hukuk devleti anlayışının yerleşmediğini kanun devleti anlayışının hakim olduğunu görüyoruz. Bu memleket kanun devletinden çok çekmiştir. Bırakalım yüksek yargı işini yapsın. Sürece ve sonuca saygı gösterelim." şeklinde konuştu.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 12.04.2019 | 18:05
- Güncelleme Tarihi: 12.04.2019 | 19:00
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
SEÇİM AÇIKLAMASI
Genel olarak Cumhur İttifakı olarak yüzde 52'lik rekora imza atmamız ve ayrıca 15'inci kez yüzde 45'lik oranla başarıyla çıkmamız teşkilatlara teşekkürümüzü tekrarlamamız gerekiyor. Cumhur İttifakı'nı birinci yaptılar. Çalışan tüm arkadaşlarımıza, vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
AK PARTİ'DEN CHP'NİN 'BÜYÜKÇEKMECE' İDDİALARINA TEPKİ - İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
"FERYAL ÖZEL HOCAMIZI TEBRİK EDİYORUZ"
Geçtiğimiz günlerde tarihte ilk olan bazı olaylar oldu. Bunlardan birisi bilim insanları ilk defa kara deliğin fotoğraflarını çektiler. Gezegenimizden 53 milyon ışık yılı uzaklıktaki kara deliği görüntüleyen ekipte bir Türk hocamız da vardı. Feryal Özel hocamızı bu ekibin içinde olmasından dolayı tebrik ediyoruz.
S-400 AÇIKLAMASI
Bugünlerde konuştuğumuz gibi arkadaşlar, ABD'den yapılan açıklamalar sürekli olarak devam ediyor. S-400 meselesi odaklı olarak devam ediyor. Çoğu kez de 'adını vermek istemeyen yetkili' diyerek her gün bu açıklama geliyor. Bize göre esas konuşulması gereken bu değil. S-400 meselesi Türkiye gibi önemli NATO müttefikinin bir tedbir alma meselesidir. Bu konuda müttefiklerinden yardım istemiş, bu gerçekleşmeyince Türkiye egemen bir devlet olarak başının çaresine bakmıştır.
Tartışılması gereken mesele, bir NATO müttefikinin ulusal güvenliğini tehdidine karşı bir NATO müttefikine silah göndererek bu unsurları desteklemesidir. Esas konuşulması gereken budur. Bundan kaçmak için başka konular gündeme getiriliyor. Rusya'nın batıdaki imajı kullanılarak Türkiye'ye karşı propaganda yürütülüyor.
ABD'NİN TERÖR ÖRGÜTÜ PKK/PYD'YE SİLAH YARDIMI
Teröristlerin başındaki kişilerin Amerikan askerleriyle, komutanlarla fotoğraf çektirdiğini görüyorsunuz. Halen 15 Temmuz gecesi işgale çalışan FETÖ'nün başındaki kişinin ABD'de halen bir karakola bile çağrılmasını görüyoruz. Bu meseleler dururken, Türkiye'nin güvenliğine aynı zamanda NATO'ya katkı sağlayacak S400'ün konuşulmasını garipsediğimizi belirtmek isterim.Bu zamanlarda müttefiklerimizi görmek en doğal hakkımızdır. Patriot almak istemiştik, bu konuda yanaşılmamıştı. ABD'nin biz S-400 anlaşması yaptıktan sonra patriotları verme girişiminde bulunması sonra sürece itiraz etmeye başlaması makul değildir.
"PATRİOTLAR KONUSUNDA, KREDİLER KONUSUNDA MAKUL TEKLİFLE GELMİŞLER MİDİR?"
Çeşitli devletlerin silah pazarlarında pay kapma yarışı vardır. Fakat ABD'nin NATO müttefikliğine taşımaması gerekmektedir. Patriotlar konusunda, krediler konusunda makul teklifle gelmişler midir? Bir de teslimat süresinde makul teklifinde gelmişler midir? Makul yaklaşımı olmayanların, biz anlaşmayı imzaladıktan sonra bu konuyu gündeme getirmeleri müttefiklik ilişkisine sığmamaktadır.
"NATO'NUN F-35 MADDESİ YOK"
NATO'nun F-35 maddesi yok, 5'inci maddesi var. 70 yılın 67 yılında biz varız. Türkiye'nin müttefikliğini tartışmak NATO'nun tamamını tartışma anlamına geliyor. Dolayısıyla NATO'yu maddi bir kültef olarak görenlerin, Türkiye söz konusu olduğunda NATO'dan bahsetmesi son derece manidardır. 5'inci madde çerçevesinde, Türkiye'ye müttefiklerimiz yeterli desteği sunmuş mudur? Evet demek mümkün değildir. Türkiye ile ABD arasında güvene dayalı ittifak ilişkisi vardır. Ekstra bir şey yapmalarına gerek yok, sadece müttefiklik ilişkisine duyarlı bir şekilde, geleneğine, test edilmiş yapısına duyarlı şekilde davranmaları yeterli olacaktır. Bundan sonra yapılacak çok iş vardır.
SUDAN'DAKİ ASKERİ DARBE HAKKINDA AÇIKLAMA
Afrika'nın tamamı darbelerden çok çekti. Hiçbir darbe, ne barış ne huzur ne refah getirdi. İstikrarsızlığın artmasına yol açtı. Sudan, dost ve kardeş bir ülkedir. Bu çerçevede beklentimiz, halkın demokratik taleplerinin yerine gelmesidir ve Sudan'ın iç savaşa sürüklenmemesidir.
LİBYA'DAKİ GELİŞMELER
Üzüntü duyduğumuz meselelerden birisi Libya'daki gelişmelerdir. Mısır'daki darbe sürecini destekleyen bazı odakların Libya'daki çatışma sürecine destek verdiklerini görüyoruz. Yapılacak ilk iş çatışmaların durması ve siyasi diyalog süreçlerinin kuvvetlenmesidir.
İSTANBUL'DA SONUÇLARA İTİRAZLAR
Herhangi bir şekilde YSK üzerinde baskı kurulduğunu ifade ediyor CHP'nin İstanbul adayı ve sözcüleri. Hukuka saygımız, demokrasiye saygımız, seçim sürecinin yegane makamlarının yargı olması, YSK olması esastır. YSK millet adına karar veriyor, meşruiyetini milletten alıyor. Dolayısıyla onlar kendi bağlı oldukları kanunlar çerçevesinde bunlara karar verecekler.
"CHP SÖZCÜLERİNDE HUKUK DEVLETİ ANLAYIŞI YOK"
CHP sözcülerin dilinde şöyle bir şey var. Eğer YSK kendi parti görüşlerinin lehinde karar verirse doğru karar vermiş oluyor, aleyhine karar verdiğinde YSK baskı altında olduğunu söylüyorlar. YSK bağlı olduğu kararlara göre karar verecektir. CHP sözcülerinde hukuk devleti anlayışının yerleşmediğini kanun devleti anlayışının hakim olduğunu görüyoruz. Bu memleket kanun devletinden çok çekmiştir. Bırakalım yüksek yargı işini yapsın. Sürece ve sonuca saygı gösterelim.
Yolları seçim sürecinin bir parçası olarak kanun koyucu olarak tanımlanmıştır. CHP Genel Başkanı'nın yapması gereken faaliyetlere doğrudan CHP İstanbul adayının yaptığını görüyoruz. Dillerinde malesef sakıncalı bir şey var. Ne zaman bir tartışma olsa CHP geleneğidir hemen bunu rejim krizine çevirmek istiyorlar. Hiç yakışmıyor. Türkiye'de siyaset yapan, bu kadar yaşı olan bir partinin sözcülerine hiç yakışmıyor.
"REJİM KRİZİ OLARAK TANIMLANMASI ÖTEDEN BERİ CHP GELENEĞİDİR"
Bir kerecik olsun şöyle yapsınlar, dışarıdaki herhangi bir odağın söylemini almadan özgün fikirleri neyse onu söylesinler. Mesela hukuka saygıdır. Hukuk bu imkanları vermiştir, bu bir rejim krizi değildir. Hukukun cevaz verdiği bir yola başvurmanın rejim krizi olarak tanımlanması öteden beri CHP geleneğidir. Birtakım dışarıdan gelen seslere esas duruşa geçerek Türkiye'nin rejimiyle, ekonomisiyle, dış politikasıyla ilgili kriz olacağını söylemek bu ülkede siyaset yaptığını iddia eden bir partiye yakışmamaktadır.
CHP'Lİ BOLU BELEDİYE BAŞKANI TANJU ÖZCAN'A SERT TEPKİ
CHP Genel Başkanı'ndan ve sözcülerinden cevap gelmemiştir. Bolu'da belediye başkanının imza attığı ırkçı yaklaşım henüz düzeltilmemiştir. Yazdıkları talimat açıktır. İhtiyaç duyan, mazlum insanları kapının önüne koymak, hatta il sınırlarının dışına sürmek, onları aç bırakmak için tavır içerisine giriyorlar. Avrupa'daki ırkçıların da yaklaşımı budur. Bu mesele açık ırkçılıktır. Bu topraklara, irfanımıza yakışmayan bir ırkçılıktır. Bu ırkçılığın yazılı emre dönüşmesi utanç verici bir yaklaşımdır. Bu konuda daha berrak olmalarında, kınamalarında, mahkum etmelerinde doğrudan CHP Genel Başkanı'nın bu yazıyı geri çektirmesine, o belediye başkanının uyarılmasında büyük fayda vardır diye düşünüyoruz.
Birleştirme tutanakları büyükşehirle ilgili ortaya çıktığı zaman o süreçten sonra itiraz hakkımızı kullanma hakkımızı var. YSK o işlemi gerçekleştirdikten sonra zannediyorum 7 gün süremiz var. O itiraz hakkımız ivedilikle, vakit geçirmeden kullanılacaktır.
"AK PARTİ'Yİ ZAN ALTINDA BIRAKMAK KUŞKUSUZ YARGI KONUSU OLACAKTIR"
Hepimiz siyaset yapıyoruz. Hepimizin her konuşması hukuk karşısında, devlet adamlığı yönünden birer testtir. Vatandaşın önüne kaliteli yaklaşımlarla çıkmalıyız. Büyükçekmece meselesinde söyledikleri gibi ihbara dayanıyor, duydum, rüyama girdi, birisi kulağıma fısıldadı şeklinde olmaz. Varsa ellerinde belge bunun yargıya intikal ettirmesi lazım. Bu şekilde siyasi sorumluluk olmaz. Ellerinde belge varsa hemen yargıya başvursunlar. Güvenlik güçlerini, AK Parti'yi zan altında bırakmak kuşkusuz yargı konusu olacaktır. Nihayetinde süreci ne AK Parti ne CHP yönetiyor. YSK yönetiyor.
"VATANDAŞIN İRADESİ NET OLARAK ORTAYA ÇIKSIN"
Türkiye'nin demokrasi kapasitesine, hukuk kapasitesine güvenelim. Hukuki meşruiyet ve sayısal meşruiyete ihtiyacımız var. Hukuki meşruiyet YSK tarafından ortaya konuyor, sayısal meşruiyet de sayımları göreceğiz. Bunlar yeni icad edilen işler değil. Bu itiraz yollarının açılmasının sebebi kanun koyucu seçimden sonra bu tür sıkıntılar olduğunu öngörmüş ve bu yolu açmış. Yeni bir yol inşa etmiyoruz. Vatandaşın iradesi net olarak ortaya çıksın.
"SORUMLU BİR SİYASET ADAMININ VERDİĞİ ÖRNEKLERE DİKKAT ETMESİ LAZIM"
AK Parti'yi AK Parti'nin görüşleri, genel başkanımızın görüşleri, genel başkanımızın görevlendirdiği kişiler bağlar. Sorumlu bir siyaset adamının verdiği örneklere dikkat etmesi lazım. Geçmişte yaşanmış acılara, Danıştay cinayetine örnek vermek bir sorumsuzluktur. Bir cinayeti hatırlatıyorsunuz, kime hatırlatıyorsunuz, birtakım sorumsuz kişilere hatırlatıyorsunuz. Başlı başlı cinayetle şimdiki medya eleştirme yanlıştır. Siz niye medyada, sosyal medyada çıkan bir haberle ilgili AK Parti'nin cevap vermesini bekliyorsunuz.
"YSK ELİNDEKİ POZİTİF HUKUKA GÖRE KARAR VERİYOR"
Gördüğüm kadarıyla YSK kamu görevi tanımıyla ilgili olarak bu kararı veriyor. Milletvekilliğini kamu görevlisi olarak saymamış, belediye başkanlığını pozitif hukuka göre kamu görevlisi saymış. Adana, Kozan'da Cumhur İttifakı'nda kazandığımız seçimi, adayın bir belgeyi vermemesi üzerine iptal etti. Kozan Adana siyasetinde önemli bir yer. Nihayetinde YSK elindeki pozitif hukuka göre karar veriyor.
Teşkilatçılık yapanlar, seçimle uğraşanlar bilirler.Bizim teşkilatlarımız ilde, ilçede, mahallede geleneksel olarak kimler bize oy veriyor, hangileri bize oy vermiyorlar şeklinde isim isim, aile aile analizler yaparlar. Biz SKM dediğimiz Seçim Koordinasyon Merkezlerimizde hangi mahallede nasıl bir çalışma yapmamız gerektiğine dair bu veriyi görürüz. Öteden beri bizim similasyonumuza öteden beri bize oy veren ailelerinin o soyadlarının bu listelerden düşüldüğü şeklinde bir tespiti var. Bu ayakları havada olan bir yorum değildir. Neredeyse bir sokaktan mahalleye, bölgeye, beldeye, ilçeye, ile sirayet edecek kadar böyledir. Dışarıdan biraz yanlış anlaşılmış olarak görüyorum. Kastettiği bu çalışmalar bütün partilerde vardır. O tepsitlerden yola çıkararak başkanımızın söylediği bir şeydir.
TEMEL KARAMOLLAOĞLU'NUN SKANDAL "ÇAMLICA CAMİİ" AÇIKLAMASINA TEPKİ
Bu ittifak yapmak, CHP ideolojisinin Saadet Partisi'ne sirayet etmesi bakımından son derece hızlı bir yayılma olduğunu söylüyor. Bırakın bunları CHP söylesin. CHP'nin 6 okuna 7. oku Saadet'i eklemeye çalışıyorlar. Sayın Karamollaoğlu 7. bir ok eklemeye çalışıyor. Kavga etme geleneği CHP'den Saadet Partisi'ne devredilmiş oluyor. Zannediyorum Saadet Partili kardeşlerimizin de bu açıklamalardan rahatsızlık duyduğunu söylüyorum. CHP'nin altı oku memlekete çok çektirdi, yedincisini ekleme maalesef Saadet Partisi'nden geliyor.
"SİYASİ OLARAK CHP'YLE NİKAH KONUSUNDA AYNI ANLAMDA BULUŞMUYORUZ"
CHP İstanbul adayının sürekli olarak sevgi, saygı, aile, hayat koçları gibi konuşması CHP'nin bu tür örnekler vermesi bu süreçte edebi bir dönüşümün ortaya çıktığını gösteriyor.Bu tür sembolizmler kendilerini ilgilendiren bir şey. Biz milletin iradesiyle nikahlıyız. Burada siyasetçinin nikah gibi bağlı olması gereken şey milletin iradesi, demokrasimizin korunmasıdır, hukuki sürece saygıyla ilgilidir. Siyasi olarak CHP'yle nikah konusunda aynı anlamda buluşmuyoruz.