Sudan'daki darbede dikkat çeken süreç! ABD, Çin, Türkiye...
Sudan’da, hayat pahalılığına karşı başlayan protestolar kısa sürede farklı bir hal aldı. Provokatörler kirli bir oyunu sahnelemeye başladı. O oyun meşru hükümete karşı yapılan darbeyle sonlandı. Peki, ülkede her şey nasıl başladı? Neden bu noktaya geldi? İşte A Haber’in analiz haberi…
Kuzeyden Mısır, kuzeydoğudan Kızıldeniz, doğudan Etiyopya ve Eritre, güneyden Güney Sudan, batıdan orta Afrika Cumhuriyeti ve Çad, kuzeybatıdan da Libya'yla çevrili bir ülke...
Sudan'ın güneyi ve kuzeyi yaklaşık yarım asır boyunca bir iç savaşa tanıklık etti. Savaş, 2005 yılında imzalanan kapsamlı barış anlaşması uyarınca yapılan referandumla son buldu. 9 Temmuz 2011'de Güney Sudan bağımsızlığını elde etti.
Bundan sonra, döviz gelirlerinin arttırılması amacıyla başta altın olmak üzere madencilik, tarım ve hayvancılık sektörlerine öncelik verilmeye başlandı.
EKONOMİK SARMALA SÜRÜKLENEN ÜLKE: SUDAN
Kasım 2016'da ise cumhurbaşkanı Ömer El Beşir kapsamlı bir ekonomik reform paketini devreye soktu. Ancak ekonomide beklenen ilerleme kaydedilemedi. Yani bölünmenin ardından halkın beklediği iyileşme gerçekleşmedi. Yaklaşık 4 milyar dolar civarında dış ticaret açığı bulunan ülkenin döviz sıkıntısı had safhaya ulaşmış halde.
Sudan bölünmenin ardından petrol gelirinde de düşüş yaşadı. Zira petrol kaynaklarının yaklaşık yüzde 70'i Güney Sudan'da kaldı. Bu yüzden ülke büyük bir ticaret açığı sarmalına sürüklendi.
Sudan'ın içine sürüklendiği bu çıkmaz sokaklara da yansıdı. Her şey ekmek fiyatlarındaki artış sonrasında başladı. Fırınlarda tanesi 1 Cüneyh'e satılan ekmeğin 3 Cüneyh'e çıkması gösterilerin fitilini ateşledi.
SUDAN ANALİZ HABERİNİN VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN...
Ancak 19 Aralık 2018'den bu yana, Sudan'da yaşananlar akıllarda pek çok soru işareti bıraktı. Nil kıyısındaki Atbara ve Port sudan kentlerinde başlayan protestolar hızla ülke geneline yayıldı.
Protestocular, iktidar partisinin binaları başta olmak üzere kamu binalarını tahrip etmeye başladılar. Çıkan çatışmalarda onlarca kişi hayatını kaybetti. Yani ekmek kavgası provokasyona dönüştü.
Peki, bölgedeki diğer ülkelerde bu türden bir hareketlilik yokken neden sadece Sudan'da bunlar yaşanmaya başladı?
Sudan, Afrika'da stratejik bir öneme sahip. Kıtada küresel güçler arasında yaşanmakta olan güç mücadelesinde kritik bir ülke konumunda.
ABD'NİN SUDAN POLİTİKASI
ABD, 1997'den bu yana Sudan'a ekonomik ve ticari yaptırımlar uyguluyordu. 12 Ekim 2017'de kalkan bu yaptırımlar geçerli oldukları süre boyunca Sudan ve Çin'i birbirine yakınlaştırdı.
Çin, Sudan'daki en büyük yatırımcı ve ülkenin en büyük ticaret ortağı konumunda!
SUDAN'DA ÇİN DETAYI
İnşaattan yeraltı kaynaklarına ve temel tüketim ürünlerine kadar Çin'in Sudan'da hissedilir bir rolü var.
Bu durum ABD başta olmak üzere diğer ülkelerin hoşuna gitmiyor. Özellikle ABD, Çin'in etkisini kırmak üzere Sudan'a aşırı bir baskı uyguluyor.
Her ne kadar 2018 yılında ambargoyu kaldırmış olsa da, ABD'nin bu baskısı farklı şekillerde devam ediyor. Washington yönetimini rahatsız eden şeyler bununla sınırlı değil.
Sudan yönetimi, Filistin davasında aktif bir tutum takınıyor ve Filistinli direniş hareketlerine aktif şekilde destek sağlıyor.
Bu yüzden, Sudan'ın zayıflatılması Batı'nın öncelikleri arasında yer alıyor.
SUDAN'IN POTANSİYELİNDEN RAHATSIZLIK DUYANLAR KİM?
Nitekim Sudan'ın ikiye bölünmesinin ardından Darfur'da başlatılan isyan hareketleri de tesadüf değildi. Sudan'ın potansiyelinden rahatsızlık duyan tek ülke ABD değil!
Körfez ülkelerinin Türkiye ve Katar'ın Sudan'a destek çıkmasından ülkenin barış ve kalkınmasını önceleyen bir politika izlemesinden memnun olduğu söylenemez.
Bu sebeple, amaçlardan biri de Türkiye-katar ve sudan arasındaki yakınlaşmaya engel olmak.
TÜRKİYE- SUDAN İLİŞKİSİ VE SEVAKİN ADASI'NIN TAHSİSİ
Önemli bir kültür ve ticaret limanı olan Sevakin Adası'nın Türkiye'ye tahsis edilmesi ve İki ülke arasındaki tarım işbirliği de Körfez ülkeleri tarafından hoş karşılanmayan diğer bir durum.
Yani Sudan siyasetinde küresel güç mücadelesinin sebep olduğu bir baskı söz konusu…
İşte tam da bu yüzden uzmanlara göre, Körfez ülkelerinin protesto olaylarında önemli bir rol oynadığı iddia ediliyor. Yani ülkede fitilini ekonomik krizin ateşlediği, ABD öncülüğündeki Batılı ittifakın ve Körfez ülkelerinin kışkırttığı bir oyun sergileniyor.
Sudan'ın hemen ardından Libya ve Cezayir'de yaşanan hareketlilik de dikkat çekiyor.
Ne tesadüftür ki yer altı kaynakları ve stratejik konumlarıyla zengin bu üç ülke hedef tahtasına koyuluyor. İç savaş, halk ayaklanması, darbe girişimleri... Hiçbirinde karışıklıkların ardı arkası kesilmiyor.
Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir de bu duruma dikkat çekiyor.
Beşir, ülkede kalkınmayı ve gelişmeyi baltalamayı amaçlayan sabotajcılar ve ajanlar bulunduğunu dile getiriyor.
SUDAN LİDERİ BEŞİR'DEN SERT MESAJ!
Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir, yaptığı bir açılamada "Düşmanlara hizmet eden bazı hainler, ajanlar, paralı askerler ve provokatörler ülkede tahribat oluşturmak için halkın geçim sıkıntısını istismar ediyor. Bütün bunlar bize diz çöktürmek için yapılıyor ancak Allah'tan başkasının önünde diz çökmeyiz. Kimseye boyun eğmeyeceğiz ve ülkemize karşı uzanan ellere fırsat vermeyeceğiz." İfadelerine yer vermişti.
Aslında ülkede başlayan protestolar, Beşir'in ılımlı tavrının ardından bir süreliğine de olsa dindiği gözlemlenmişti.
Ancak bölgede huzur ve istikrar istemeyenler yeni bir ayaklanmanın daha fitilini ateşledi.
Bu kez sokaklarda çatışmalar da yaşandı. Göstericilerin yanında ordu içerisindeki bazı askeri birliklerin de saf tutmaya başladı. Çok sayıda kişi hayatını kaybetti.
Sudan'ı hedef alan kirli planın son adımı için de düğmeye basıldı. Ordu, devlet televizyonu ve cumhurbaşkanlığı sarayını kuşattı.
Hartum Havalimanı'ndan uçak seferleri durduruldu. İktidar partisi liderlerinin gözaltına alınmaya başlandığı haberleri geldi.
Şüphesiz ki, sudan ile tetiklenen Cezayir ve Libya ile devam ettirilen kaos ile bölgede yeni bir istikrarsızlık ortamı oluşturulmak isteniyor.
1956'da bağımsızlığını kazanan Sudan Cumhuriyeti'ni ilk tanıyan ülkelerden biri olan Türkiye ise, küresel ve bölgesel güçlerin bu hareketleri karşısında tavrını net olarak ortaya koymayı sürdürüyor.
KAYNAK: A HABER