Son dakika: AK Parti'den Mansur Yavaş'ın sahte senet skandalı hakkında flaş açıklama
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Mansur Yavaş'ın sahte senet skandalı hakkında, CHP'nin Ankara'ya belediye başkanı olarak önerdiği Mansur Yavaş, sahte bir senetle icra takibi yapmış mıdır, yapmamış mıdır?" sorusunu sorarak "Konu için açıklama bekledik gelmedi. Ne Mansur Yavaş ne CHP iddialara yanıt verdi. Yavaş ile ilgili olarak ortaya atılan iddia, sahte senet kullanarak icra takibi yaptığına dairdir. Ne Yavaş'ın kendisi ne CHP genel başkanı açıklama yapmıyor. Bu çok ağır bir iddiadır." dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Mansur Yavaş'ın sahte senet skandalı hakkında, CHP'nin Ankara'ya belediye başkanı olarak önerdiği Mansur Yavaş, sahte bir senetle icra takibi yapmış mıdır, yapmamış mıdır?" sorusunu sorarak "Konu için açıklama bekledik gelmedi. Ne Mansur Yavaş ne CHP iddialara yanıt verdi. Yavaş ile ilgili olarak ortaya atılan iddia, sahte senet kullanarak icra takibi yaptığına dairdir. Ne Yavaş'ın kendisi ne CHP genel başkanı açıklama yapmıyor. Bu çok ağır bir iddiadır." dedi.
Ömer Çelik'in gündme dair yaptığı flaş açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
"NE CHP'DEN NE DE YAVAŞ'IN KENDİSİNDEN BİR AÇIKLAMA YOK"
Önemli bir gündem konusu var, günlerdir basında CHP'nin Ankara adayı olan Mansur Yavaş ile ilgili iddialar var. İddialar basında yer alıyor ve bunlar önemli, vahim iddialar. Fakat ne CHP'den ne de Yavaş'ın kendisinden bir açıklama gelmedi. Halbuki sorumlu bir partinin derhal açıklama yapması, olayı açıklığa kavuşturması gerekirdi. Bu iddiaları, arkadaşlarımız sordular bize.
Bizim önce incelememiz gerekiyordu. İddiaların hepsini takip ediyorduk fakat bir açıklaam yaparlar mı diye bekledik, gelmedi. Bizim vardığımız sonuçlar, belgeli bilgili sonuçlar olarak vahim bazı durumların olduğunu ortaya çıkardı.
AK PARTİ'DEN MANSUR YAVAŞ'IN SAHTE SENET SKANDALI HAKKINDA FLAŞ AÇIKLAMA! İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
"YARGI NETİCESİNDE KÖTÜ NİYET TAZMİNATINA VE PARA CEZASINA..."
Bu senedin sahte olduğunu ortaya koyuyor. Tabi sahte senedin tespitiyle ilgili icra takibi iptal edilmiş oluyor. Ve mahkeme Yavaş ile ilgili olarak para cezasına hükmediyor. Dava süreci sonuçlanıyor 2016 yılında Yargıtay tarafından onanıyor ve kesinleşiyor.
Yani CHP'nin Türkiye'nin kalbine belediye başkanı olarak önerdiği şahsın, sahte senet takibi yaptığı, bu senetteki imzaların sahte olduğuna dair raporların kesin olduğu, yargı neticesinde kötü niyet tazminatına ve para cezasına çarpıtıldığı bir tabloyla karşı karşıyayız.
Dolayısıyla bu açıdan basında ortaya çıkan iddialara niye cevap verilmediği… CHP ve ilgili aday tarafından niye örtbas edilmeye çalışıldığı da ortaya çıkmış oluyor. Tabi olay devam ediyor. 2015'ten bu zamana kadar Mansur Yavaş ile bu vatandaş arasında karşılıklı iddialar ilgili 28 ayrı soruşturma, dava ve icra takipleri devam ediyor. 28 davaların içeriğinde; basındaki iddiaların doğru olduğu ve önemli bi
Resmi evrakta sahtecilik, şantaj ve menfaat temini en vahimi yargı içerisinde örgüt kurmak ve kişisel ilişkilerle nüfuz ticareti yapmak gibi suçlamalarla ilgili olarak süreç devam ediyor. Mansur Yavaş'a yöneltilen suçlamalar bu şekilde. Ankara ağır ceza mahkemesinde, avukatlık suçlarıyla ilgili devam eden bir ceza davası sürdüğü söylenmektedir.
CHP içerisinde pek çok yönetici adaylar tespit edildikten sonra; CHP'de kurulların işletilmediğini, Kılıçdaroğlu'nun diktatör gibi davranarak adayları belirlediği açıklamaları yapmıştı. CHP'nin Ankara'ya belediye başkanı olarak önerdiği bu şahıs sahte bir senetle icra takibi yapmış mıdır? Yapmamış mıdır?
"MANSUR YAVAŞ ADAY OLMAYA HALA DEVAM EDECEK Mİ?"
Kesinleşmiş yargı süreci var mıdır? Yok mudur?
Mansur Yavaş "söz konusu vatandaştan alacağım vardır" diyor. Bu alacağının hangi hizmete karşı olarak olduğunu sormak gerekiyor. Çünkü Yavaş, bu şahsın müvekkili değil, vekili değil. Dolayısıyla hangi ilişkinin neticesi olarak bu alacaktan bahsedilmektedir?
Sahte senet kullandığı 2016'da Yargıtay kararıyla kesinleşen bu şahısla ilgili olarak CHP niçin cevap vermemiştir? Vatandaşın önüne temiz aday çıkartmak bütün siyasi partilerin görevidir. Böyle bir şeyin bilinmemesi mümkün değil. Bunu bilinmesine rağmen, hangi ahlak prensibiyle uygun olduğunu düşünüyorsunuz?
En önemli konu da şudur. Hakkında bu şekilde iddialar olan birisi, Ankaralıların önüne belediye başkan adayı olarak çıkartma tutumunuz devam edecek midir? Israrınız var mıdır?
Resmi evrakta sahtecilik, yargı içinde örgüt kurmak, şantaj, kaçak işçi çalıştırmakla ilgili de yargı süreçleri devam ediyor. Tehdit, şantaj, özel hayatın gizliliğini ihlal, görevi kötüye kullanmak gibi konularda ise yargı süreci 28 ayrı davayı kapsayacak şekilde sürmektedir. Dolayısıyla Türk siyasi tarihi açısından, tarihe geçecek bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu görmekteyiz.
"ANKARALILARIN BUNU BİLMESİ GEREKİYOR"
(Mansur Yavaş'ın sahte senet skandalı) Niçin buna şimdiye kadar cevap verilmemiştir? Niçin bir açıklama yapılmamıştır? Müvekkil olmadığı bir şahsa, sahte senetle icra takibi yapan kişiyi aday yapmak hangi siyasi ilkelere sığmaktadır? Üstelik senedin jandarma incelemesi, emniyet kriminal incelemesi hepsi bu sahteciliği ortaya konmuş şekildedir. Ankaralıların bunu bilmesi gerekiyor. Birkaç yılda bir CHP tarafından kurtarıcı olarak Ankara'ya aday olarak gösterilen bir şahıs söz konusu. Seçimi kaybettikten sonra ortada kayboluyor. Sesi duyulmuyor, kendisi görülmüyor. İki seçim arasında aday olmanın dışında ne iş yaptığını, nelerle uğraştığını bilmek vatandaşın hakkı. Bu esnada adının hangi olaylara karıştığını bilmek de vatandaşın hakkıdır.
Sahte senetle icra takibi başlatan ve bu konuda hüküm giymiş birisinin, bir sürü suçlama olan birisinin CHP tarafından Ankaralılara aday olarak sunulması, Ankaralı seçmene yapılacak en büyük haksızlıklardan birisidir.
S-400 AÇIKLAMASI
Birilerinin kaprislerini çekmek zorunda değiliz. Bu konudaki açıklamaların sınırı aştığını, hatta F-35 programına Türkiye'nin katılımının yeniden değerlendirilmesi gibi izansız ve mantıksız bir noktaya vardığını, NATO müttefikliğine yakışmayan birtakım söylemler kullanıldığını görüyoruz. Bunlar doğru açıklamalar değil. Müttefikler arasında işler konuşularak halledilir. Bu şekilde tehditler Türkiye'nin kapısından içeriye girmez. Türkiye'de de kimse bunu duymaz.
TAKSİM'DE EZANA KARŞI YAPILAN BÜYÜK SAYGISIZLIK HAKKINDA AÇIKLAMA
Bu yürüyüşü organize edenler 'bizim kastımız yoktu' diye açıklama yaptılar. Biz görüntüleri inceledik, kapsamlı bir sosyal medya araştırması da yaptırdım. Yürüyüşe katılıp da burada bulunanların daha sonra bu konuyla ilgili bahsettiğiniz tweetlerinin, açıklamalarını da analiz ettirdik. Bahsettiğiniz şekilde açıklama var. Onun dışında çok sayıda açıklamada da; kendilerinin ezanı protesto ettiklerini ve orada bulunurken de, burada ifade etmek istemediğim; ezanla da hesaplaşma içinde olduğuna dair, onları da incelediğinizde yürüyüş de bunu yaptık diyenlerin hesabını incelediğinizde böyle bir durum çıkıyor! Orada bir ezan protestosu yapılmıştır. Yürüyüş komitesindeki şahıslar biz yapmadık diyorlar.
"NE ZAMAN EZANLA İLGİLİ BİR SAYGISIZLIK OLSA CHP SES VERMİYOR"
Belli bir grubun da ezan protestosunu gerçekleştirdiği açık ve net ortadadır. Bugün analizlerde de, bu şahıslar tarafından da sahiplenilmektedir. Tabi ne zaman ezan ile ilgili, kutsal ile ilgili bir saygısızlık söz konusu olsa CHP herhangi bir şekilde ses vermiyor. Ne zamanki biz bu konuyla ilgili hassasiyetini gündeme getirdiğimizde, hassasiyet gündeme geldiğinden itibaren gerçeğin böyle olmadığını ispat gayretine düşüyorlar.
CHP yöneticilerine tavsiyelerimiz şudur. Ezan konusunda, bayrak konusunda hassasiyetlerini vurgulasınlar. Ondan sonra söyleyecekleri cümleyi söylesinler. Ezanın Türkiye'de ideolojik bir dayatma olduğuna dair yapılan açıklamalar, ezanın Türkiye'de belli bir kesimin, haşa günde 5 vakit hakimiyetini ilan etmesi için kullanılan bir şey olduğuna dair açıklamalar, yürüyüşe katılanların bir çoğu tarafından dile getiriliyor.
Ezan-ı Muhammedi, dinin bu ülkenin semalarında ebediyen okunması için, ezan sesinin kalplerde yankılanması için bu sürecin karşısında büyük bir bedel ödenmiştir. Türkçe ezan meselesinden beri yakından takip ediyoruz. Şimdi dün de bugün de baktırdım. Ezanı protesto ettiklerine dair, sadece erkek egemen kültürle değil, ezanla dinle hesaplaşma içerisinde olduklarına dair yoğun şekilde açıklamalara devam ediyorlar. Bunu incelettirirseniz önünüze geliyor.
Tabi ki vatandaşımız hassasiyet göstermektedir. Millet olma hassasiyetinin bir gereğidir. Ezan-ı Muhammedi konusunda milletimizin hassasiyeti onu millet yapan unsurların başında gelmektedir.
MAVİ VATAN 2019 TATBİKATI HAKKINDA AÇIKLAMA
Osmanlı donanması gelenekleri çerçevesinde sefere çıkmadan önce, Barbaros Hayrettin Paşa'nın türbesini selamlama geleneklerin sahipti. Bu 1546'da vefat eden Türk denizciliğinin atası sayılan Barbaros Hayrettin Paşa vefat ettikten sonra türbesi Mimar Sinan tarafından yapıldı. Bu gelenek çok uzun zaman devam etti. Tanzimat dönemine kadar geldi, fakat ondan sonraki yıllarda bu unutuldu.
En son Mavi Vatan 2019 tatbikatıyla yeniden yaşatılmaya çalışıldı. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Özellikle de Akdeniz'i Türk gölü haline getiren Barbaros Hayrettin Paşa'nın bugünlerde daha iyi anlaşılması gerekiyor. Neredeyse oraya her ülkenin savaş gemisini yerleştirmesinden sonra neredeyse orada yer kalmadı. Akdeniz bizim egemenliğimizde bir barış deniziyken, göçmen ölümleriyle anılan Batı dünyasının duyarsızlığı, istikrarsızlıklar neticesinde büyük dramların sahnesi haline geldi.
"SON DERECE GÜÇLÜ BİR MESAJ VERİLMİŞTİR"
Bugünlerde Akdeniz'deki meşru haklarımıza Yunanistan ve Rum kesimi tarafından tacizlerin olduğu dönemde, geleneğin ihya edilmesiyle son derece güçlü bir mesaj verilmiştir. Karadeniz'den ana üslerine dönen, görev yapan Barbaros Hayrettin Paşa'nın torunları vefalarını göstermek için, korvet, hücumbot ve denizaltılarla birlikte Kaptanı Derya'yı denizci selamıyla selamlayarak ona saygılarını sunmuşlardır.
MISIR YÖNETİMİNE YAKIN DERGİNİN İDDİALARI
Bazı resimler var ama göstermeyeceğim. Mısır yönetimine yakın bir dergi var. Bu dergi doğrudan hemen hemen her kapağında Cumhurbaşkanımıza saldırıyor. Ahlakdışı, hiçbir şekilde saygıyla karşılanmayacak, saygısızca tutumlarla bu işlere imza atıyor. Çok ciddiye almaya gerek yok ama son zamanlarda Cumhurbaşkanımızla ilgili yalan haberler yapıyor. Bu propagandalardan Cumhurbaşkanımız etkilenmez. Bu propagandayı yapanlar kendi kendilerine not vermiş olurlar. Bu Mısır yönetimini bu tip yayınlar, yalan haberler konusunda uyarıyoruz. Sistematik hale getirdiği için, Cumhurbaşkanımızın Kudüs konusundaki hassasiyetini; Türkiye'de bir tek Kılıçdaroğlu duymamıştı, anlaşılan Mısır yönetimini de bu yalan yayınlarla ört bas edebileceğini düşünüyor.
MERAL AKŞENER'İN BAŞKAN ERDOĞAN HAKKINDAKİ SKANDAL SÖZLERİ
Şimdi bunun karşısında çıkıp da İYİ Parti Genel Başkanı (Meral Akşener) "Cumhurbaşkanı kendi vatandaşlarına terörist diyor. Denizlilere terörist diyor" dediği zaman açıkça iftira. Buradan iki mana çıkar. Terör örgütüne yardım aktarmış kişilerin yeniden aday gösterilmesi ve bunların iş başına gelmesi, o parti için rahatsız edici algılanmıyor demektir. Ya da Cumhurbaşkanımızın sözlerini çarpıtarak açıkça iftirada bulunuyorlar. Cumhurbaşkanımız, ordularımızın başkomutanıdır. Bütün Cumhurun Cumhurbaşkanıdır. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin vatanı, hepimizin devletidir. Cumhurbaşkanı hepimizi temsil ediyor. Tabi ki buna karşı cumhurbaşkanımız, kendi kişisel haklarını korumak için; ikincisi Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığını korumak için bu hukuki süreci başlatmıştır.
EKONOMİK BÜYÜME HAKKINDA DEĞERLENDİRME
Bundan sonrasında daha pozitif rakamlara ulaşacağımız bir süreci hep beraber yaşayacağız.