Başkan Erdoğan: S-400'ler Temmuzda Türkiye'de
Türkiye-Rusya ve İran liderlerinin bir araya geldiği Soçi zirvesinden dönüşünde uçakta gazetecilere konuşan Başkan Erdoğan, S-400'lerin Temmuzda Türkiye'ye geleceğini belirterek "S-400 anlaşmasını Rusya ile yaptık, dolayısıyla geri adım atmamız söz konusu değil. Bu iş bitti." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 16.02.2019 | 09:42
- Güncelleme Tarihi: 16.02.2019 | 09:51
Başkan Erdoğan Türkiye-Rusya ve İran liderlerinin biraraya geldiği Soçi zirvesinden dönüşünde uçakta gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
İşte Erdoğan'ın mesajları:
Üçlü zirvede Suriye krizini ve devam eden siyasi süreci açık ve geniş şekilde ele aldık. 17 maddeden oluşan sonuç bildirgesini yayınladık. ABD'nin çekilme kararıyla ilgili bazı belirsizlikler ve yavaşlatma çabaları var. Trump samimi ise ABD'deki kimi bürokratların kararına gölge düşürmemesi gerekir. Güvenli bölge Türkiye'nin kontrolünde olmalıdır. Olmazsa güvenliğimiz her an yine tehdit altında olmaya devam edecektir. Güvenli bölgenin PYD YPG için bir tür koruma kalkanı olmasına müsaade edemeyiz. Bu konuda çok ama çok kararlıyız. Suriye Kürtlerinin güvenliği için de buna ihtiyaç var. Bizi üzen şey ikide bir karşımıza Kürtler-Türkler meselesinin getirilmesi, Kürtlerin hukukundan bahsedilmesi. Kürtlerin hukukunu bugüne kadar YPG/ PYD mi korudu? Neredeydi bu YPG PYD? Ortaya çıktıkları dönem ortada. Bizim Esad ile aramızdaki hukukun iyi olduğu dönemlerde, Esad bunlara kimlik vermiyordu, Biz "Bunlar senin vatandaşın, ver kimliklerini" diyorduk. Oradaki Kürtlerin hukukunu biz koruma mücadelesini verdik. Ülkemdeki Kürt vatandaşlarımızın hukukunu, yaşam koşullarını en güzel şekilde koruyan biziz. Güvenli bölgeyi Suriye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde ele alıyoruz. Ruslar güvenli bölgeye olumlu bakıyor.
SÜRECE IRAK VE LÜBNAN DA KATILMALI
İdlib mutabakatının korunması ve uygulanması konusunda kararlıyız. Ortak çalışmada dış çemberde Rusya, iç çemberde biz varız. Koruma görevi ağırlıklı olarak Türkiye'de. İdlib'deki askeri gözlem noktalarımız kritik görev icra edecekler. Anayasa Komitesi'nin oluşturulması için özellikle 6 isim üzerinde mutabakat önemli.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerine şu ana kadar 310 bin kişi geri döndü. Birlikte hareket ettiklerimiz, kendi yaptıklarından, 20 bin kişiden bahsediyorlar. 20 bin kişi ile 310 bin kişi kıyaslanmaz. Türkiye nasıl bir aşamaya geldi? Diğerleri nasıl bir aşamada? Bunların da bilinmesi lazım.
Münbiç yol haritasında gecikmeler var. 90 gün dediler, bir seneyi buldu. Hala yapacağız diyorlar.
Fırat'ın doğusunun terör örgütlerinden temizlenmesi gerekiyor. Körfez ülkelerinin ve BM'nin yapamadığını biz Astana süreci ile gerçekleştiriyoruz. Bir sonraki zirveye Türkiye ev sahipliği yapacak. O zamana kadar bazı adımları atmamız gerekir. Astana Süreci'ne Irak'ı ve Lübnan'ı dahil edebiliriz dedim. Çünkü her ikisinin de Suriye'ye sınırı var ve Suriye ile ilişkileri çok farklı düzeyde.
ORTAK OPERASYONLAR OLABİLİR
Ruhani "Rejim ile ilişki kurmaya" atıfta bulundu, Putin daha önce ifade etmişti. Biz Adana mutabakatından İran ve Rusya ile aynı şeyi mi algılıyoruz? Biz bu mutabakattan ne bekliyoruz?
Bu mutabakatın ruhunda terörle mücadele var. Biz bunu anlıyoruz. Biz geçmişten devraldığımız Adana Mutabakatı üzerinden yürüyoruz.
NATO Zirvesi'nde ABD Savunma Bakanı'nın güvenli bölge için "koalisyon güçlerinin gözlem noktası kurması" önerisinde bulundu. Bu PYD ve YPG 'ye koruma anlamına mı gelir?
Savunma Bakanımız gereken cevabı verdi. Fırat'ın Doğusunda PYD'ye, YPG'ye koruma gücü tahsis edilmesi söz konusu bile olamaz. Biz stratejik ortaklarımız üzerine düşeni yapsın diyoruz.
İdlib için İran Cumhurbaşkanı 'burası tamamen temizlenmeli, yabancı güçler çıkmalı' dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıyız. Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Bizim meselemiz terörle mücadeledir. Suriye halkının barış içinde yaşamasıdır. Yabancı güçler vurgusu yapanların bunu tüm ülkeler için söylemesi lazım. Burada birileri kalkıp da rejim bizi çağırdı, ama Türkiye'yi çağırmadı diyorsa, bu olmaz. Her şeyden önce Adana Mutabakatı ortada. İkincisi Suriye halkı bize ne olur gelin, bizi bu terörden, zulümden kurtarın dedi. İşte Cerablus, El Bab ortada. Şu anda Münbiç'te 130 u aşkın aşiret var ve bizim bir an önce gelmemizi istiyorlar.
İran Türkiye'nin varlığından rahatsız gibi görünüyor ne dersiniz ?
Bize rahatsızlıklarını açık etmiyorlar da ifadelerinden tabii bunlar hissediliyor.
Üçlü zirvenin ardından yapılan açıklamada İdlip'deki ihlallerin ortadan kaldırılması için yapılacak ortak adımlardan bahsediliyor. Bunların ayrıntıları nedir?
Ortak operasyon iddiaları vardı. Gelişmelere göre her an ortak operasyonlar da yapılabilir. Buna bir engel yok. Şu andaki tedbirlerimiz İdlib halkının huzuru, mutluluğu ve refahı için. İdlip halkının emniyeti bizim için asıldır.
İKİRCİKLİ TUTUM OLURSA GEREKENİ YAPARIZ
Fırat'ın Doğu'sunda oluşturulması öngörülen güvenli bölgeye ilişkin Rusya ve İran'ın ikircikli bir tutumu var mı? Türkiye'nin güvenlik kaygılarını ne kadar anlıyorlar ve ne kadar samimiler?
Astana sürecindeki ortaklarımıza güveneceğiz, güvenmek durumundayız. Ancak biz ikircikli tutumlarla karşılaşırsak elbette atılması gereken adımı atarız. Terör koridorunu ortadan kaldırmış vaziyetteyiz. Üzerinde durmamız gereken 1998'deki Adana Mutabakatı. Sayın Putin tekrar Adana Mutabakatı'nı önümüze getirdi. Mutabakat ve sonrasında iki ülke arasında terörizmle mücadele konusunda imzalanan anlaşmada, teröristlerle mücadelede onları gereken yere kovalama maddesi vardır.
Orada bir km sınırlaması var mı ?
Yok. Öyle bir şey getirmek istiyorlar. Ancak anlaşmada zikredilen bir 'km' yok. Ancak orada üç yılda bir anlaşmanın tazelenmesi maddesi var. Üç yılda bir taraflardan bir tanesi anlaşmayı uygulamak istemediğini söylerse anlaşma uygulamadan kalkıyor. Aksi takdirde devam ediyor. Baba Esad'dan beri böyle bir durum yok, yani anlaşma devam ediyor. Beşar Esad ile iyi ilişkilerimizin olduğu dönemde bu konuyu da kendi aramızda konuşmuştuk. Kendisi büyük bir rahatlıkla "artık bizim aramızda Adana Mutabakatı mı var " diyecek kadar bu işe olumlu yaklaşıyordu. Şimdi bizim ilgili kurumlarımız bu mutabakatın üzerinde çalışıyor. Terörle mücadelemizde bu mutabakatın ülkemizin lehine kullanılması için elimizden geleni yapacağız. Bu uygulanamazsa kendi tedbirlerimizi hayata geçireceğiz. Kara, hava her türlü tedbirimizi aldık.
İRAN'LA YEREL PARAYLA TİCARET GÜNDEMDE
Almanya, İngiltere ve Fransa, İran'la ticaret yapmak için ortak bir mekanizma kurdu. Acaba Türkiye 'nin doğalgaz alımı ile ilgili muafiyet süresi bittiğinde uygulamak için böyle bir girişimi var mı ? Yerel para ile ticareti hayata geçirebilecek mi?
Yerel para gündemimizde. Konuşuyoruz. Biz bu üçlü mekanizmaya katılabileceğimizi, onlar kabul etmez ise bunu ikili olarak yapabileceğimizi söyledik. Hatta bu da olmaz ise beşli bir mekanizmanın ayrıca oluşturulabileceğini söyledik. Şu anda bu süreci takip için ilgili bakan arkadaşlar çalışacaklar. Dışişleri, Hazine, Ticaret Bakanlarımız süreci takip ediyorlar. Neticeyi alacağımıza inanıyorum.
S-400'LER TEMMUZDA GELİYOR
S-400'lerden vazgeçmeden Patriot alınamayacağı tezini nasıl değerlendirirsiniz?
S-400 anlaşmasını Rusya ile yaptık, dolayısıyla geri adım atmamız söz konusu değil. Bu iş bitti. Patriotlar konusuna gelince... Biz Patriot alımına açığız. Ancak bu alımın ülkemizin çıkarlarına hizmet etmesi gerekir. Bunun için ortak üretim, kredi ve erken teslimat konuları önem arzediyor. ABD yönetimi erken teslimat konusuna olumlu yaklaşıyor olsa da ortak üretim ve kredi konularına bir şey diyemiyorlar. Biz temmuz ayında S-400'ün teslimatı ile ilgili verilmiş söz üzerinden çalışmalarımızı yürütüyoruz.
ZİLLET İTTİFAKINA OY ŞEHİTLERİMİZİN AHINI YERDE BIRAKIR
Cumhur İttifakı'nın genişletilmesi ve 20 ilin değerlendirilmesi söz konusu mu? Miting izlenimleriniz nasıl? HDP bazı illerde aday çıkarmayacak adı konmamış bir birliktelik mi var?
Bunların hepsi AK Parti'nin önünü kesmeye yönelik adımlardır. Bizler üzerimize düşeni yapacağız, onlar da kendilerince kurnazlıklarını yapacaklar. Şu anda adaylarımız çalışıyorlar. Cumhur İttifakı olarak çalışmayı sürdüreceğiz. İnşallah halkımızın bize olan güveni ile çok önemli neticeler alacağımıza inanıyorum.
Kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Ankara'nın bazı ilçelerini dolaştım, İstanbul'un da ilçelerini dolaşacağım. Bütün büyük şehirleri tarama hedefim var. Merkez ilçe sıfatındaki illeri arkadaşlarımıza vereceğiz. Teşkilatımı iyi görüyorum. Çevreci kampanya yürütüyoruz. Kenevirden dokunmuş bez torba ve içinde keyif çayı var.
HDP Eş Başkanı Sezai Temelli "Doğuda kazanacağız, batıda da AK Parti'ye kaybettireceğiz" dedi. Aday da göstermiyorlar, nasıl yorumluyorsunuz?
Kendi tabanına "AK Parti'ye oy verme, MHP'ye oy verme, bunun dışında nereye verirsen" ver diyor. Nereye verecek? Ya zillet, illet ittifakının temsilcisi konumundaki CHP'ye verecek ya da adı İYİ olan partiye verecek. Bunun dışında zaten Saadet Partisi'nin adı yok.
Adıyaman da var...
Allah'ın izniyle Adıyaman'ı alırız. Bunun dışında bu millet dağdan gelen talimatla seçime giren bir partiye oyunu vermeyecektir. Yoksa bu şehitlerin ahı yerde kalır. Bunlar dörtlü çete. Dörtlü çetede olanlar da belli. İnşallah 31 Mart akşamı milletimiz Cumhur İttifakı'nı ve ülkemizi yeni bir zafere daha taşıyacak ve hak ettiği hizmeti alacağı bir yerel yönetim tablosu oluşturacak. Tavsiye ederim son zamanlarda Diyarbakır, Şırnak, Hakkari, buralara gitmediyseniz, buralara gidin, nereden nereye geldi bu illerimiz görün. Batı illerinden farkı var mı, yok mu görün. Kaçak binalar ve gecekonduların yıkılıp kentsel dönüşümün nasıl yapıldığını görün. Burada Mehmet Özhaseki kardeşimin çok büyük emeği var. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak oralardaki adımları atan, o şehirlerin yeniden imarını mümkün kılan oydu. Mehmet Bey'in bu başarısı onu Ankara büyükşehir belediye başkan adayı olarak göstermemizde çok etkili oldu. Mehmet Bey'in göreve geldiği takdirde Ankara'nın kentsel dönüşümünü başarıyla yapabileceğine inanıyorum. Aynı durum Nihat Bey için de geçerli. Onun da belediyecilik geçmişinin olması ve kaçak yapıların olduğu yerlerde kentsel dönüşüm yapmış olması o bölgeleri sıfırdan şehir haline getirdi. İzmir'in Karabağlar'ını ancak Nihat Bey gibi bir belediye başkanı çözer. İzmir'in su sorununu büyükşehir çözmemiştir, biz DSİ olarak çözmüşüzdür. Bunların vatandaşlarımıza çok iyi anlatılması lazım ki, bu tür yanlışlar devam etmesin.
Sabah / Melih Altınok