Başkan Erdoğan: Uluslararası yargıyı ayağa kaldırırız
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olarak “Kaşıkçı’nın cesedi nerededir? Bunu bir defa sizin 20 kişilik ekibiniz biliyor. Burada hiç sağa sola kıvırmayın. Yerel işbirlikçi ile çalıştık diyorsanız, açıklayacaksınız. Bunu da biliyorsunuz. Bilmiyoruz demeleri inandırıcı değil” dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 03.12.2018 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 03.12.2018 | 02:19
Arjantin'den Paraguay'a geçerken gezisine eşlik eden gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, özetle şu mesajları verdi:
HİÇ KIVIRMAYIN
(Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesi) Kaşıkçı cinayeti konusunda bizim üzerinde ısrarla durduğumuz konu şu. Suudi üst yönetimine; Kaşıkçı'nın cesedi nerededir? Bunu bir defa sizin 20 kişilik ekibiniz biliyor. Burada hiç sağa sola kıvırmayın. Dışişleri bakanları açıklama yaptı. Ne dedi? 'Yerel işbirlikçi' dedi. Bu işbirlikçi kim? Burada yerel işbirlikçi ile çalıştık diyorsanız, o zaman bunu açıklayacaksınız. Bunu da biliyorsunuz. Bilmiyoruz demeleri inandırıcı değil. Bir diğer konu da özellikle Kaşıkçı'nın cesedinden kurtulmak için bu ölüm mangasına yardım ettiği iddia edilen yerel işbirlikçi Türk mü yoksa başka biri mi? Bizim emniyet Yalova'ya gitti geldi. Bu gerçek mi hakikaten? Şu anda bir netice alınamadığı söyleniyor ama belki de oradan bir şey çıkacak veya daha farklı yerlerden bir şey çıkacak. Bunun bilgisi bu 22 kişinin içinde. Zira başa geçirilen torba ve başa geçirildikten sonra Kaşıkçı'nın çektiği o andaki sıkıntıları vs. bunları zaten kendileri biliyor. Hepsine bunları dinlettik. Size daha önce de anlattım. Dinlediklerinde "Eroin almış olmalı" dediler.
ENAYİ ZANNEDİYORLAR
Hatırlayın, Kaşıkçı muameleleri bittikten sonra konsolosluktan ayrıldı demişlerdi ilk açıklamalarında. Bu adam sıradan bir adam değil ki, dışarıda nişanlısı bekliyor ve nişanlısını almadan ayrılıp gidiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Kime ne anlatıyorsunuz? İnsanları enayi, ahmak zannediyorlar. Kamuoyunu kandıracaklarını zannettiler. Ne oldu? Aradan bir iki gün geçti farklı açıklamalar yapmaya başladılar. Bana heyetler gönderdi bu heyetlere bunları anlattık hepsi şok oldu. En sonunda bana bizzat kendisi telefonda "Peki ben başsavcımı gönderebilir miyim?" dedi. Gönder dedik. Başsavcı başsavcımızla görüştü ama o herhangi bir belge, bilgi getirmedi. Bizim başsavcımız kendilerine gerekli olan bilgi ve belgeleri verdi. O da buradan dönerken 5 sandık kuruyemişle döndü gitti. Washington Post köşe yazarını öldürmek amacıyla Suudi istihbaratının görevlilerine Türkiye'ye gitme talimatını kim verdi diye soruyor. Bu önemli bir soru. Bu hususta muhtemelen korkuyorlar, çekiniyorlar. Bu işlerle meşgul olanlar bunu gayet iyi biliyorlar. Biz kararlılığımızı, takipçiliğimizi bundan sonra da devam ettireceğiz. Gerekirse bu işi uluslararası yargıyı ayağa kaldırmak için Birleşmiş Milletler'i de devreye sokarak bu işin takipçisi olduğumuzu da özellikle gündeme getireceğiz.
EMRİ KİM VERDİ
(Prens Selman'ın geleceği ve Kaşıkçı hadisesinde nasıl bir süreç gelişir) Türkiye olarak biz bu hadisenin başından beri şeffaf bir tavır sergiledik. Ama cinayetin aydınlatılması için Suudi yetkililerden gerekli desteği maalesef alamadık. Biz, doğru olanı yapmayı esas aldık. Adaleti esas almanın, adaletli olmanın en doğru tavır olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede, üzerimize düşen ne ise yapma konusunda kararlıyız. Biz tespitlerimizi yaparken şunu düşünüyoruz: Önce hak, sonra halk ne der? Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ikili ilişkileri bu cinayetle karıştırmamaya da özen gösterdik, gösteriyoruz. İkisi farklı şeyler. Biz cinayet emrini verenin kimliği dahil, tüm boyutlarıyla aydınlatılmasını istiyoruz.
m (Kaşıkçı olayı G-20 zirvesinde nasıl görüldü) Kaşıkçı cinayeti üzerinde, yuvarlak masada ciddi manada durulmadı. Biz de bunu basın toplantısında gündeme getirelim istedik ancak liderler zirvesinde Kanada Başbakanı Trudeau bunun üzerinde durdu, az da olsa durdu. Fakat Muhammed Bin Selman verdiği cevapta suç sabit olmadıkça kimse suçlanamaz gibi bir ifade kullandı. Ne yazık ki biz de fırsatı yakalayamadık çünkü başkan akabinde Macron'a söz verip ondan sonra oturuma geçmemiz lazım dedi. Bizler de konuşsaydık ben orada bütün bu delillerin neler olduğu konusu üzerinde ayrıca duracaktım. Bu olmayınca biz basın toplantısını ona ayırdık."
MÜNBİÇ'İ BUNLARDAN KURTARACAĞIZ
"(Zirve sırasında Trump ve Putin ile görüşmeleri... Rusya ile İdlib konusunda Türkiye'nin endişeleri neler) Sayın Putin'in neler söylediğini bilemiyorum ama endişe konusunda bize tam aksine söylediği; Türkiye güvenlik güçleri ve askeri ile İdlib'de üzerine düşeni şu ana kadar yerine getirdi. Sadece HTŞ ile ilgili konularda bazı sıkıntılar var. Bundan dolayı onlar kendilerine göre bazı sıkıntılar öne sürdüler. İlgili birimlerimiz sürekli temas halindeler. İdlib'de ciddi manada bizim Rusya tarafı ile herhangi bir sıkıntımız yok.
AZ KALDI DİYOR
(Trump görüşmesinde Münbiç konusu konuşuldu mu) Konuştuk. Orayı onlardan temizleme noktasında bir mutabakat var. Bunun için Dışişleri bakanlarımız şimdi bugün orada karşılıklı bir aradaydılar. Yine bu süreci hızlandırıp Münbiç'i PYD-YPG'den temizleme noktasındaki kararlılığımızı devam ettireceğiz dedik. Trump bu işlerde daha dik duruyor. Dışişleri bakanlarımızın diyalogları bu konuda çok önemli. Trump'un yanında Pompeo -öyle olmaz böyle olur- diyemiyor. O da az kaldı, çıkmaya başladılar gibi ifadeler kullandı. Takipçisi olacağız, inşallah Münbiç'i bunlardan kurtaracağız.
(90 gün demişlerdi? Son bir tarih belirlendi mi?) O 90 gün aylar oldu şimdi. Öyle bir tarih belirleme diye bir şey olmadı.
(Fransa'daki 'Sarı Yelekliler'in gösterileri ve Osman Kavala meselesi) Gezi'nin arkasında kimler olduğunu açıkladım. Dış ayağı Soros, iç ayağı Kavala'dır dedim. Kavala'ya para gönderenler belli. Şimdi vakfı kapatma kararı almışlar. Türkiye'den ayrılma filan bu tür şeyler geldi, gündeme böylece oturdu. Almanya'ya gidiyorum, Merkel ve Steinmeier bana Kavala'yı soruyor. Kendilerine anlattım. Neden bu adamı bu kadar seviyorsunuz, hukukunuz nereden geliyor diye sordum...
(Sarı Yelekliler olayları... Fransa, Hollanda, Belçika.. Endişeli misiniz? Macron ile Fransa'daki durumu görüştünüz mü?)
Ben neden endişeli olayım? Biz Gezi'de bedelini ödedik zaten. Biz Macron bir defa bu konuda kararlıyım, gereğini yapacağım diyor. Önümde 3.5 senem var diyor. Benden öncekiler gereğini yapmadığı için bugüne geldik diyor ama ben üzerine üzerine gideceğim bu işin diyor. Ben bu reformu yapacağım, bu bir reformist harekettir diyor. Onlar da bunu yaptırtmak istemiyorlar."
AB'NİN 3+3 MİLYARLIK SÖZÜ YERİNE GELMEDİ
Bu yılki G-20 zirvesindeki başlıklardan biri göç ve mülteciler başlığıydı. Türkiye'nin taşıdığı yük ortada. Bu konuya da ısrarla vurgumuzu yaptık. Göç ve mülteciler konusunda Türkiye'ye verilen sözler bugüne kadar Avrupa Birliği'nin verdiği 3+3 milyar Euro'luk söz var, bu yerine gelmedi. Zirve esnasında Hollanda Başbakanı Rutte ile görüşmem oldu. Malum onlarla sıkıntılı zamanlar geçirmiştik şimdi çok daha farklı bir konumdayız. Çin Devlet Başkanı Şi, Şili Devlet Başkanı Pinera ile ikili görüşmem oldu. Japonya Başbakanı Abe ile heyetlerarası bir görüşmemiz oldu. Trump ile görüşmemizi çok dar kapsamlı yaptık. Mevlüt Bey ve Berat Bey ile birlikte kendisi de yanına Pompeo ile Bolton'u almış oldu. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile ikili heyetlerarası bir görüşmeyi gerçekleştirdik. Arjantin Cumhurbaşkanı Başkanı Macri ile ve İngiltere Başbakanı Sayın May ile bir görüşmemiz oldu. Heyetlerarası olarak bunlardı. Yoksa tümüyle tek tek görüşme imkanımız oldu. Avustralya'dan tutun tümüyle ayaküstü görüşmelerimiz oldu.
Trump ile PYD-YPG, Suriye, FETÖ, Halkbank, Kerç Boğaz krizi, terörle mücadele, bütün bu konuları ele aldık. Yaklaşık bir 45 dakika bu konuları görüştük.
MHP İLE JESTİN İPUÇLARI
(MHP ile Cumhur İttifakı'nı yerel seçimlere yansıtma konusundaki jestler) Bu konu ile ilgili olarak şu anda iki arkadaşımız çalışıyor. Onlar çalışmaları bitirme aşamasına getirince, biz de Sayın Genel Başkan ile nihai kararı vereceğiz...
Jestimiz var dedik, Sayın Devlet Bahçeli de aynı şeyi söyledi sağolsun. Teknik çalışmayı yapan arkadaşlar bize onun da altyapısını hazırlayacaklar. Biz zaten onlara bazı ipuçlarını verdik.
(Kemal Kılıçdaroğlu'nun Almanya'da milletvekili Sevim Dağdelen'le fotoğrafı) Bu tabii ki Kılıçdaroğlu'nun nerede olduğunu gösteriyor. Vatanseverlik diye bir derdi yok. O partinin toplantılarında, o ismini zikrettiğiniz kadının YPG'nin, terör örgütünün paçavraları ile konuşurken resimleri var. Sen onlarla nasıl yan yana olabilirsin? Halkımıza bunları en doğru şekilde anlatmamız lazım.
10 MADDELİK MANİFESTO HAZIRLIĞI
(AK Parti'nin yerel seçim için açıklayacağı yeni manifesto) Arkadaşlarım çalışmaları yapıyor. Bugüne kadar söylenenleri tekrar etmek bize yakışmaz. Bugüne kadar yapılanlardan gündemde tutulması gerekenler örneğin altyapı vazgeçilmezimizdir. Bunun dışında belediyeciliğe neler getireceğiz. İki önemli açıklama yaptım. Bunun biri malum Millet Bahçeleri, diğeri ise Millet Kıraathaneleri. Bunlar benim üzerinde hassasiyetle durduklarım. Halk bizden somut şeyler bekliyor, yoksa soyut şeylerle ilgisi yok. Üzerinde ısrarla durmamız gereken konu malum. Belediyecilik deyince akla AK Parti geliyor. Bizim bu manifestomuzda açıklayacağımız maddeler var. Aklımda kaldığı kadarıyla arkadaşlar 10 maddelik hazırlık yapıyorlar. Bizzat lansmanında ben bulunacağım ve belediye başkanlarımızla, adaylarımızla beraber olduğumuz toplantıda yola koyulacağız.