Başkan Erdoğan'dan gençlere müjde
Başkan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Gençlik Zirvesi'nde çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Politika kurullarından birisinin bünyesinde, gençlerle ilgili bir alt çalışma grubu oluşturulmasını gündemimize alabiliriz. Buradan bu müjdeyi de gençlerimize veriyoruz." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 03.11.2018 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 04.11.2018 | 01:31
Başkan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
"BURADAN MÜJDEYİ VERİYORUZ"
"Cumhurbaşkanlığı Politika Kurullarından birisinde gençlerle ilgili alt kurul oluşturulmasını gündemimize alabiliriz. Buradan bu müjdeyi de gençlerimize veriyoruz. Devletin de toplumun da asli görevi gençleri tanımlamaktan ziyade anlamaya çalışmaktır. Gençlerle sürekli yüz yüze görüşmemiz, konuşmamız şart. Gençlerle buluşmaya hep önem verdim, vermeye de devam ediyorum. Gençlerin endişelerini ortadan kaldıracak politikalar geliştirmek bizim en önemli politikalarımızdan biridir."
"GENÇLERİMİZE AYAK UYDURAMAZSAK GERİDE KALMAYA MAHKUM OLURUZ"
"Gençlerimize yönelik çalışmalarımızın, dünya dönüşürken sabit kalması düşünülemez. Her şeyin öncelikli muhatabının öncelikle gençler olduğu ortada. Gençlerin hızına ayak uyduramazsak geride kalmaya mahkum oluruz. Gençlerimizin kaygılarını tespit edemezsek, yol göstericilik görevini yerine getiremeyiz. Gençlerin gerisinde kalan değil, onlara rota çizen bir anlayışla yürümeliyiz. Hepimizin ortak sorumluluğu, gençlerimizin, terör, uyuşturucu ve nihilizm tuzağına düşmeyecekleri bir hayatı hazırlamaktır. Gençlerin önündeki engelleri kaldırmanın çabası içinde olacağız. Gençlerin hayal dünyasını yasaklarla kısıtlamayı değil, alabildiğine genişletmeyi savunuyoruz."
"Şu anda 81 vilayetimizin tamamında üniversite var. Şimdi niteliği artırmamız lazım. Yurt yatak kapasitemizi 663 bine çıkardık. Niye? Yavrularımız yer bulamıyordu? Onlara yer ayarlayalım dedik. Koğuş sisteminde kalıyorlardı. Hayır dedik, en fazla 3 kişi kalacaklar dedik."
''HARÇLARI KALDIRDIK''
Şu anda 81 vilayetimizin tamamında üniversite var. Şimdi niteliği artırmamız lazım. Yurt yatak kapasitemizi 663 bine çıkardık. Niye? Yavrularımız yer bulamıyordu? Onlara yer ayarlayalım dedik. Koğuş sisteminde kalıyorlardı. Hayır dedik, en fazla 3 kişi kalacaklar dedik. Harçlar yüzünden aileler eylem yapardı. Eğitim harçlarını kim kaldırdı? Biz kaldırdık.
''HER MÜRACAAT EDENE BURS VEYA KREDİ VERİLİYOR"
16 yıl önce 45 liracık burs veriliyordu. Şimdi biz bunu ne yaptık? Ocak'tan itibaren lisans öğrencilerine 500, yüksek lisans öğrencilerine bin, doktora öğrencileri ise bin 500 TL alacak. Burs alan sayısı artıyor. Her isteyene kredi burs veriyoruz. Ama gençlerimiz istemiyor. Ya neden istemiyorsun? Faizsiz geri ödüyorsun? Bu seni bedavacılığa da alıştırmıyor? Her müracaat edene burs veya kredi veriliyor.
''TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK KÜTÜPHANESİ HALİNE GELECEK''
218 kütüphaneyi modernize ediyoruz. Millet kıraathanelerini gençlerin istifadesine sunuyoruz. Rami Kışlası'nı Türkiye'nin en büyük kütüphanesi haline getireceğiz.
Üniversiteye girişte büyük adaletsizlik sorunu da kat sayı problemiydi. Bu mağdurlardan biri de oğlumdu. Kılık kıyafet meselesini çözerek, üniversite kapılarındaki utanç sahnelerine son verdik. Kamuda başörtüsü sorununu ortadan kaldırarak gençlerimizin sorunla karşılaşmamasını teminat altına aldık. Silahlı Kuvvetler hariç, yargıda, emniyette olsun böyle bir sorun var mı? Yok. Bugün hem Meclis'te, hem kabinede, hem partimizde gençlerimizin önemli hizmetleri var.
Geldiğimizde seçme yaşı 18, seçilme yaşı 30. Seçilmeyi önce 25, şimdi 18'e indirdik. Ben gencime güveniyorum demektir bu. Bir şeyi görmemiz lazım. Bu insanlar ya tarih bilmiyorlar. Bilmiyorlarsa öğrenecekler. Öyle bir deha Fatih Sultan Mehmet'e 13-14 yaşında babası padişahlığı verdi. Yaş geliyor 19, 20'ye bir çağı açıp bir çağı kapatıyor. Demek ki bu oluyor.
''ŞANLI GEÇMİŞİMİZDEN DERS ÇIKARARAK İSTİKBALİMİZİ İNŞA EDECEĞİZ''
Türkiye'nin siyasi, ekonomik, kültürel hayatında gençlerin varlığının en fazla hissedildiği dönemdeyiz. Şanlı geçmişimizden ders çıkararak istikbalimizi inşa edeceğiz.
"BU METİN BU ÜLKEDE, EZANI TÜRKÇE OKUMAK, OKUTMAK İSTEYENLERİN ESERİDİR"
Danıştay'ın andımız kararı sonrasında gerek sosyal medyada, gerekse kimi yayın organlarında şahit olduğumuz manzaralar açık söylüyorum. Bu konudaki kararlılığımızı daha da artırmıştır. Çünkü bu metin bu ülkede, ezanı Türkçe okumak, okutmak isteyenlerin eseridir. Metne baktığın zaman içerik itibariyle bu milletin kendisini, kültür, medeniyet anlayışını ortaya koyan bir metin değil. Bizim andımız İstiklal Marşımızdır ve İstiklal Marşımızla beraber yolumuza devam ediyoruz. İstiklal Marşımızdan daha güzel, güçlü bir ant olabilir mi? Yok. Ama bunlar böyle çıkarmışlar.
"BEN TÜRKÜM AMA TÜRKÇÜ DEĞİLİM"
Kimse Türklüğünü inkar etmiyor ki? Ama Türkçülük yapmıyor. Ben Türküm ama Türkçü değilim. Böyle yaparsak dinimiz İslam ile çatışırız. İslam ırkçılığı reddediyor, ırkı reddetmiyor. Bu kararı kimi çevreler baskıcı ideolojilerine yakılmış bir yeşil ışık gibi algıladılar. Milletimize tepeden bakan, milletimizi kömürcü makarnacı diye aşağılayanlar uzun zaman sonra yeniden piyasaya çıktılar.
"ÇOK ZAVALLI BUNLAR"
Gazeteci kılıklı provoktörler yıllardır biriktirdikleri kin ve nefreti kusmaya başladı. Hatta cübbelerini kiraya veren sözde hukukçuların Türkçe ezan zulmünü tekrar dillendirdiklerini şahit oldum. Ana muhalefet partisi de iyice şirazeden çıktı. Çıkmış televizyon kanallarından bir tanesinde diyor ki "O diyor İstiklal Marşını bile bilmez" diyor. Bunu meydanlarda sürekli okudum. Şimdi tekrar okumaya gidersek, der ki "bak okuttum" Çok zavallı bunlar. Hatta kendisi bir keresinde öyle bir yanlışa düştü ki, rezil etti. Şimdi biz değerlerimiz noktasında ne Akif'i bunlarla paylaşırız, ne İstiklal Marşımızı.