Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı arayınca panikleyen tim cesedi kaçıramadı
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2 saat içerisinde öldürüldüğü, 3 parçaya ayrılan cesedin bavullara konulduğu saptandı. Cesedin, Kaşıkçı’nın nişamlısı Hatice Cengiz'in konsolosluğu araması üzerine yaşanan panikle yurt dışına çıkarılmadığı, konsolosluk rezidansındaki 12 metrelik kuyuya atılmış olabileceği değerlendiriliyor.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 26.10.2018 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 26.10.2018 | 11:54
İstanbul Levent'te evlilik işlemleri için gittiği ülkesinin başkonsolosluğunda, cinayete kurban gittiği netlik kazanan Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın 2 saat gibi bir süre içerisinde öldürülüp parçalara ayrıldıktan sonra konsolosluk binasından bavul ve poşetlerle taşındığı polis tarafından belirlendi. Soruşturmayı yürüten yetkililer tarafından yüzde 90 İstanbul'da olduğu ve yurt dışına çıkarılamadığı değerlendirilen cesedin parçalarının konsolosluk binasından 300 metre mesafedeki konsolosluk konutuna taşınması sırasında kullanılan Vito marka minibüste Kaşıkçı'ya ait DNA izlerinin bulunduğu öğrenilirken, konutun mahzeninde bulunan 12 metrelik bir kuyuya cesedin atılmış olabileceği değerlendiriliyor. Hazırlanan polis raporunda ise, tamamen önceden hazırlanmış bir plan içerisinde gerçekleştirildiği belirtilen cinayet planını ise Kaşıkçı'nın konsolosluk kapısında bekleyen nişanlısından konsolosluk çalışanlarının sonradan haberdar olması ve panikle yaptıkları acemice hataların hazırlanan planı bozduğunun yer aldığı öğrenildi.
2 SAATTE ÖLDÜRDÜLER
Milliyet'te yer alan habere göre; Suudi Arabistan başsavcısı tarafından da planlı bir cinayet olduğu itiraf edilen Kaşıkçı cinayetinde 25'inci güne girilirken hala ulaşılamayan cesedin Türkiye'yi terk eden Başkonsolos Muhammet Uteybi'nin ikamet ettiği rezidans yerleşkesinde olduğu polis tarafından değerlendiriliyor. Emniyet kaynaklarından edinilen bilgiye göre; Suudi Gazeteci Kaşıkçı 2 Ekim günü saat 13.14 sıralarında konsolosluğa girdikten sonra konsolosluk içinde ve çevresinde hareketlilik yaşandı. Saat 15.08'de 34 CC 1865 plakalı Vito marka siyah bir minibüs konsolosluk kapısına yanaştı. Kamera kayıtlarına göre valiz ve siyah poşetler içerisinde bazı şeyler yüklenen araç konsolosluk binasından ayrılarak 300 metre ilerideki Başkonsolosluk binasına giriş yaptı.
MİNİBÜSTE KAN İZLERİ
Konsolosluk binası ile konsolosluk konutunun da arasında bulunduğu 72 ayrı noktadan toplanan 3500 saatlik kamera görüntüsü üzerinde inceleme yapan soruşturma ekibi, aynı gün konsolosluk binasını gören sokak kameralarından 2 ayrı gelişmeyi daha tespit etti. Saat 15.08'de konsolosluk binasından ayrılıp konsolosluk konutuna geçen aracın ardından Cemal Kaşıkçı'nın elbiseleri giydirilen "dublör" Mustafa Muhammed Madani 5 dakika gibi bir süre sonra konsolosluktan çıkarak Sultanahmet'e gitti. Ardından Suudi Adli Tıp Uzmanı Salah Muhammed Tubaigy de konsolosluktan ayrılıp konuta geçti. Madani'nin ayakkabısının Kaşıkçı'nın son görüntülerdeki ayakkabısından farklı olması dublör planını açığa çıkardı.
MAKAM ODASINDA CİNAYET
Ünlü gazetecinin nasıl öldürüldüğüne yönelik bilgilere de ulaşıldı. Kaşıkçı konsolosluğa gittikten sonra Başkonsolos Muhammet Uteybi'nin odasına davet edilip, burada cellatlarca boğularak öldürüldükten sonra cesedi makam odasının arkasında bulunan toplantı odasına çekildi. Burada Tubaigy tarafından 3 parçaya ayrılan cesedin başı, gövdesi ve bacakları bavula kondu. İskoçya'da Glasgow Üniversitesi'nde lisansüstü eğitim alan ve 2015 yılında da Avusturya'daki Victorya Adli Tıp Enstütüsü'nde 3 ay çalıştığı öğrenilen Adli Tıp Uzmanı Yarbay Tubagy'nin ceset parçalama işlemenin ardından toplantı salonunda temizlik yaptığı da tespit edilirken, en son konsolosluk konutuna taşınan ceset parçalarının burada bulunduğu ve dışarıya çıkarılamadığı değerlendiriliyor.
DÜĞÜM SU KUYUSUNDA
Yapılan bu çalışmaların ardından, cesedin içerisinde bulunduğu mahal olarak değerlendirilen konutta geçtiğimiz 18 Ekim günü konsolosluk binasıyla birlikte arama ve inceleme çalışması yapan savcılığın, cesedin bulunabileceği yer olarak değerlendirdiği konutun mahzeninde bulunan 12 metrelik su kuyusunda Suudi yetkililerin arama izini vermediği öğrenildi. Savcılık nezaretinde polis tarafından bir hafta önce yapılan arama çalışmalarında, iznin sadece arama ve incelemeyi kapsadığını ifade eden Suudi yetkililerin arama izni vermeyip sadece su örneği alınmasına izin verdiği kuyudaki suyu isale edip dibini incelemek isteyen savcılığa dün yapılan müracaatlarla izin çıkmadı.
HATİCE ZENGİN'İN HAMLESİ PLANLARINI BOZDU
Ceset parçalarının kimyasal malzemeler dökülerek, su geçirmez malzemelerle izole edilmiş olabileceğini değerlendiren savcılık, bu nedenle kuyudaki suyun boşaltılmasını ve dibine bakılmasını talep ederken, soruşturmayı yürüten emniyet yetkililerine göre ise önceden çalışması yapılan, Kaşıkçı'nın öldürülüp sessizce ormana gömülme planını ise Kaşıkçı'nın konsolosluk kapısında bekleyip nişanlısı Kaşıkçı'nın içeriden çıkmaması üzerine konsolosluk güvenliğini arayan nişanlısı Hatice Cengiz'in hamlesi bozdu.
Konsolosluk yetkililerince konsolosluk kapısında olduğu bilinmeyen Hatice Cengiz'in saat 17.30 sıralarında konsolosluğu arayarak, "Nişanlım işlem yaptırmak için içeri girdi. Ancak dışarıya çıkmadı" dediği ve "Siz neredesiniz" diye soran konsolosluk çalışanına "konsolosluğun önündeyim" dediği öğrenildi. Bu bilginin konsolosluk yöneticileriyle paylaşılmasının ardından konsolosluk içerisinde bir paniğin başladığı ve Hatice Cengiz'in yanına gidip "İçeride tüm odalara baktım kimse yoktu" diyen Suudi yetkilinin içeriye girmesinin ardından Arabistan'dan 5 günlük rezervasyonla gelen 15 kişilik cinayet timinin ardı ardına ülkeden ayrıldıkları belirlendi. Soruşturma kapsamında konsolosluk binasıyla, konsolosluk konutunun yanı sıra 26 ayrı araç üzerinde incelemelerde bulunan polisin, Sultangazi'de önceki gün ihbar üzerine bir otoparkta bulunup içerisinde yapılan aramalarda görev yeri değişen bir konsolosluk çalışanına ait bilgisayar ve evraklar çıkan otomobilin şüpheli araç listesinde olmadığı öğrenildi.
KAMERALAR DEVRE DIŞI BIRAKILDI
Öte yandan, cinayet günü bozuk olduğu Suudi makamlarca ileri sürülen güvenlik kameralarının bozuk olmadığı ve cinayet saatinden bir saat önce devreden çıkarıldığı da tespit edildi. Kaşıkçı'nın ölümünden dakikalar önce kayda alındığı ileri sürülen son ses kayıtlarının ise soruşturmanın ana merkezi olan MİT'te olduğu ve polisin ise Kaşıkçı'nın 2 telefonu üzerinde çalışmalarını sürdürdüğü öğrenildi.